CHP muhabbetleri hiç hoş değil... ‘Kazan kazan’ mıdır?

Diğer büyükşehir adaylarının strese girdiği görülüyor.

Kılıçdaroğlu’nun “Kimse benden isim beklemesin” dediğinin de genel merkez kulislerinde konuşulduğunu herkes biliyor. Şu husus da var; Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun görevlerinde ‘başarılı’ ve ‘ağırlıkları’ var; ama ya diğerleri? Onlar konusunda ‘seçim pazarı’ için yorum yapmamak, daha doğrusu kırmamak gerekiyor.

Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinden ilginç şeyler dinliyoruz: “İzmir’de Tunç Soyer’in kızının düğününde herkes benden isim bekliyordu. İki ismi baştan söyledim, ayrıca onların cumhurbaşkanı yardımcısı adayı oldukları da unutulmasın. Bir daha söylüyorum, onlar başarılı ve toplumun gözleri üzerlerinde.”

Kılıçdaroğlu’nun burada ilginç bir sözü var: “İzmirliler, altyapı ve kentsel dönüşümleri gerçekleştirecek aday istiyor. Aziz Kocaoğlu döneminde yapılan hizmetlerin üzerine yeni hizmetler gerçekleşmesi isteniyor, gelen raporlara göre.”

‘İSTANBUL İKTİDARI’

İstanbul’a dönersek ilginç bir gelişme dikkatimizi çekti. Bu bilgileri tabandan dinledim: “Biz genel merkez iktidarından başka ‘İstanbul iktidarı’ diye bir yapının ortaya çıkmasını ya da güçlenmesini istemiyoruz.”

“Onlar belediye kaynaklı iktidar yapısına karşılar; ama güçlü bir yapı oluşturmuşlar, sandalyelerinin altlarından kaymasını istemiyorlar.”

Peki kim bu ‘bileşenler’!

Canan Kaftancıoğlu, O. Kaan Salıcı,  Battal İlgezdi, Ali Kılıç, Gürsel Tekin.

Bunlara ‘5’li çete’ diyenler var; ama biz grup diyeceğiz.

(Buraya Erdoğan Toprak’ı da ekleyenler var.)

Yine Kılıçdaroğlu’na dönelim, bu sözlerinden yorum çıkartacak çok partili var: “Bana sahip çıkana ben de sahip çıkacağım.” Bu ne demektir? Kurultaya göre, kendisini destekleyen belediye başkanlarını aday göstereceğim.

ZOOM TOPLANTISINI KİM YAYDI?

Sosyal medyada önümüze bir tweet düştü; sonradan CHP üyesi olduğunu öğrendiğim Tolgahan Erdoğan şöyle diyordu: “Ekrem İmamoğlu bugün Kadıköy de 1. Bölge İl Delegeleri ile yaptığı toplantıda ‘Ne yazık ki CHP’nin üst yönetiminde asla ama bakın asla tırnağımı dahi emanet etmeyeceğim genel başkan yardımcısı kimliğini taşıyan bir partili var.’ İmamoğlu’nun bir genel başkan yardımcımız hakkında söylediği bu sözler asla ama asla kabul edilemez. Sayın İmamoğlu’nu ve toplantıya katılan, bu sözlere tepki koymayan partimizde ilçe başkanlığı, il başkanlığı, belediye başkanlığı, bakanlık yapmış partililerimizi ve delegelerimizi kınıyorum.”

(Not: Burada kastedilen kişinin Eren Erdem olduğu tarafıma iletildi.) 

3 Ekim’deki toplantıyı merak ettik, araştırdık çok ilginç bilgiler ortaya çıktı; belki de ilk defa duyuyoruz. Toplantıya Kadıköy’ün geçen dönemki Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, İmamoğlu’nun danışmanı Baki Aydöner, eski bakan Mustafa Kul ve il delegeleri katıldı. Yaklaşık 170 kişi vardı. Ancak delege sayısı 60 kişiydi. Ekrem İmamoğlu açılış konuşmasını yaptıktan sonra söz almak isteyenlere cevap vereceğini söyledi. Sorulara verdiği bazı cevaplar şöyle özetlenebilir: “Seçim sonrası 28 Mayıs, değişim istediğim bir video çektim. Ertesi gün Kılıçdaroğlu’nu aradım, cevap vermedi. Daha sonra yüz yüze görüştüğümüzde, partide ‘değişim’ olması gerektiğini söyledim. Ben 2021 yılında genel siyaset için karar verdim, bu yolda mücadeleye başladım.”

‘KAFTANCIOĞLU İLE UYUMLU ÇALIŞAMADIK’

‘Ünlü’ zoom toplantısına gelince; evet böyle yüzlerce toplantı yaptığını, 100 kişilik ilçe başkanları, belediye başkanları ile bir araya geldiklerini, bunlardan Engin Altay, Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Gökhan Günaydın, Onursal Adıgüzel ve Özgür Özel’in katıldığı toplantının dışarı sızdırılmasında CHP’nin Genel Merkez’e ait bir telefonunun kullanıldığını İmamoğlu’nun ilk defa söylemesi ilginçti. Arkasından “Bunu biliyorum” dedi.

Yerel seçimlerle ilgili bir soruya İmamoğlu, “Canan Kaftancıoğlu ile sahada uyumlu çalışamadık. İBB grubunu topladım, katılmadı. İlçe başkanlarını topladım, başkanlara katılmamaları için baskı kurdu. Yine belediye başkanlarına da baskı kurdu” dedi.

İl başkanlığı seçimi ile ilgili ise sahada uyumlu çalışacağı kişi olarak Özgür Çelik’i gösterdi. “Cemal Canpolat kazanırsa zorlanırız.” CHP’yi sancılı günler bekliyor.

CHP’nin halini görüyorsunuz!

HALKIN SÖZÜ

“Çakallar koyunun, keçinin çok olduğu sürüye saldırmaz, sahipsiz sürüye saldırır.” (Atasözü)

BİLİYOR MUSUNUZ?

- MAMAK Belediyesi’nin Musiki Muallim Mektebi’nde tezhip sanatçısı Aysel Toprak’ın ‘Şiafa-i Şerif’ tezhip sergisini açtığını...

- CHP’li Şeref Arpacı’nın Denizli’nin ‘sabıkalı yollarını’ Meclis gündemine taşıdığını...

- HABER-Sen Genel Kurulu’nda Mesut Balcan’ın genel başkanlığa, İzzettin Ekin’in Mali, Ayhan Zengin’in Örgütlenme, Gülseren Güngördü’nün Kadın ve İbrahim Halil Doğan’ın TİS ve Hukuk Sekreterliği’ne seçildiklerini...

İSTANBUL’DA CUMHURİYET BALOSU

MARKETİNG Türkiye ile Aksoy Araştırma işbirliği ve Deloitte Türkiye uzmanlığıyla 100. yılında Cumhuriyetimizin toplumda karşılık bulunan değerlerini ortaya koyan, 12 ilde 1067 kişinin katıldığı bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmaya göre, 100. yılda kamuoyunun zihninde yer edinmiş, Cumhuriyet değerleri ile ilgili 42 tanımlamadan 11 değer şöyle sıralandı: Yenilikçi, umut veren, özgürlükçü, kurumsal, bağımsızlık, fırsat eşitliği, insana yardım, dayanışma, geleceği yakalamak, devrimci, özgünlük.

Tarih Vakfı eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öznur Alkan yorumladı. Alkan ortaya koyulan değerler arasında ‘demokrasi’ ve ‘katılım‘ın ifade edilmemiş olmasının kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ifade etmiş ve Cumhuriyet ile demokrasinin iki ayrı kavram olduğuna dikkat çekmiş. Araştırmanın ikinci aşamasında ise hangi markaların bu değerleri taşıdığı araştırılacak ve sonuçlar açıklanacak. Bu araştırma Cumhuriyet’in 100. yılına özel bir etkinlik olan ‘Geçmişten geleceğe’ ana temasıyla yarın akşam Günseli Özen’in düzenlemesiyle Kuruçeşme Divan’da gerçekleştirilecek Cumhuriyet Balosu’nda duyurulacak.

MESAJ PANOSU

-ÇOK partili demokratik sistemlerin olmazsa olmazıdır 4. kuvvet medya; yani demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelir. İktidarları ve egemen güçleri rahatsız eden gazetecilerin hukuksuz şekilde hapishanelerde çürütülmesi sıradan olay sayılamaz.

Y. ALTINTARDI