ANKARA’nın üç çayı, merkez üç ilçelerin merkezinden, akarak ve yazın daha çok kokarak geçer. Ankara Çayı’nın kokarak geçtigi ilçeler, AKP’nin oy depolarıdır.
Çubuk Çayı’nın geçtiği Keçiören ve Altındağ ilçelerinin çayların kokarak geçtiği mahallelerde AKP’nin oylarının yüzde 50’sini aldığını biliyor muydunuz? Yazın pencerelerini açamazlar, kokar. Hele Sincan’dan geçen Ankara Çayı ilçenin ortasından kokarak geçer. Sincanlıların burnunun direklerini kırar koku. Mamak ilçemiz hala köy kent ortamı yaşıyor. Hatip Çayı’nın pis kokusu gecekonduların ortasından kokarak geçer. Ama Mamak’lı AKP’den vazgeçmez. Şalvarlı kadınlar Hüseyingazi Dağı eteklerinde Dostlar Mahallesi’nde pınarlardan eve su taşırlar. Çocukları üstü açık kokan kanalizisyon kenarlarında oyun oynarlar. Yalan mı? İnanmıyorsanız, Araplar Mahallesi’ne gidip baksın oy depolarıdır AKP’nin bu ilçeler. Bu ilçeler tam sosyal bilimlerin alanına giriyor. İnsanoğulları mağduriyeti yaşadığı halde neden vazgeçemiyor AKP’den anlamıyorum. Sadece çayların kokusu değil mağduriyetleri, Keçiören, Mamak, Altındağ ilçelerimizin, Mamak ve Altındağ asfalt mağduru, ilçelerimiz. Büyükşehir Belediyesi reklamı sever. Kent merkezleri ve ilçe merkezlerinin giriş mahallelerine asfalt atar. Kızılay’da cumartesi günleri asfalt atmaları tesadüf mü? Halk diyecek ‘Büyükşehir çalışıyor’. Gece asfalt atarlarsa reklam gözükür mü? Bu kent merkezlerindeki caddelere her seçim dönemi asfalt atarlar. 2004, 2007, 2010 hep aynı caddeler asfaltlanıyor. Tesadüfmü? Hani asfalt atmak pahalı işti. Halk diyecek ‘Büyükşehir çalışıyor’. İşin kötüsü bu huyu Çankaya Belediyesi de kaptı. Kızılay’a gidince Çankaya Belediyesi’nin gece yapması gereken işleri nasıl gündüz yaptığını görürsünüz. Reklam belediyeciliğin kötüsü olmaz derler. Beni düşündüren Ankara’ya ödül verirken, Avrupa Konseyi Çevre Komisyonu, bu pis kokan çayları nasıl görmedi. Yoksa EGO’ya 900 otobüs satan Avrupalı şirketin parmağı olmasın. Avrupalıların başkentlerinde lağım suları açıktan akacakta, bir de ödül alacak. Bu Avrupalının tabiatına aykırı. Ama burası Türkiye demokrasisi istediğin gibi algıla. Kokan demokrasi, bizim demokrasimizin kokması, Avurpalıyı rahatsız etmez. TV’lerde Avrupa veya Asya başkentlerini görünce kıskanıyorum. Futbool sahaları büyüklüğünde meydanları var bizim meydanlar köprüler olmuş. Hele ağaçları, Avrupa başentlerinde yüz, ikiyüz yıllık ağaçlar. Bizim kent merkezindeki ağaçlar özelleştirme mağduru! Taşaron firmalar yeterli bakımı yapmamasından dolayı Fatih Köprüsü girişi, Keçiören, Sıhhıye otobüs durakları, Kızılay güven park içinde kurumuş ağaçlara rastlarsınız. AKP’nin oy depoları beceriksiz belediyeleri cezalandıracak mı? Yoksa referandumda şımartacak mı göreceğiz. Osman GÜMÜŞ