AKPINAR Mahallesı 822. Sokak’ta oturmaktayız. Yaklaşık 2 yıldır bizzat belediyeye giderek, posta yoluyla, mail yoluyla ya da kargo yoluyla başvurarak, yanımızda bulunan boş arazinin (Nazım Hikmet Parkı devamı) park arazisi olduğu fakat iyileştirme yapılmadığı için yağmur yağdığında her tarafın çamur birikintisi olduğunu, yapılan asfalt yolların bu çamur ile bozulduğunu, akan suların apartmanları tehdit ettiğini, buranın biran önce park yapılmasını dile getirdik.
Hatta en son buranın doğal şelale görünümünde olduğunu videoya kaydettik. Keçiören’deki gibi şelaleli bir park yapılabileceğini CD’ye çekip kargo ile belediyeye gönderdik. Yolun üst tarafında park yapıldığını fakat altının üvey evlat muamele gördüğünü gelip bir belediye yetkilisi görmüyor. Kapımızı çalan sorununuz ne diyen yok. Babadan atadan CHP’liyiz. Bu başvurularımızda bunu hiç dile getirmedik. Fakat iki senedir çabalarımız sonuçsuz çıkınca son başvurumda CHP üye numaramı yazdım eğer yine olumsuz cevap verir, burayı yapmaz iseniz partiden istifa edip kimliğimi Genel Merkez’e yollayacağım, dedim. Ama cevap yine umutsuz; 2011 yılında da burda bir çalışma yapılması belediyece uygun görülmemiş. İşte bu zihniyet ile AKP senelerdir kazanıyor. En ufak bir şikayette adamlar aynı gün sana telefon ile dönüp bilgi alıyorlar. En geç bir haftada gereğini yerine getiriyorlar. Kimliğimi Genel Merkez’e yollayacağım. Benim gibi küsen binlerce sosyal demokratı nasıl geri kazanırlar, kendileri düşünsünler. Mehmet DEĞİRMENCİ-DİKMEN
Eyfel’deki gibi bir ışıklandırma olmaz mı
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı sayın Melih Gökçek’e bir öneri sunmak istiyorum. Bilmiyorum belki daha önce birileri bu konu hakkında çalışma yapmış bile olabilir. Ama yine de projemi Ankaralı hemşerilerimle paylaşmak istedim. Paris’in sembolü olan Eyfel kulesi her gece saat başında 5’er dakika ışık gösterilerine maruz kalıyor. Kırmızı, mavi, yeşil, sarı ışık dalgaları birbirlerine karışıyor ve bu gösterileri hayranlıkla izleyen turistler, mest oluyorlar. Yılbaşı ya da ulusal günlerde ise kuleden havai fişekler atılıyor. Eyfel’deki çoşkulu anları Youtube’dan izlemek mümkün! Bunun bir benzeri uygulamayı Cumhuriyet Bayramlarında İstanbul’da uygulamaya başladık. Ülke turizmi açısından son derece sevindirici bir gelişme. Eyfel çelik konstriksüyon bir yapı olduğu için ışık gösterilerine oldukca müsait. Sadece içimden geçiriyorum: Atakule, Ankara Kalesi ya da Anıtkabir’den birisi etrafında yüzbinlerin toplanmış olduğunu düşlüyorum ve hep bir ağızdan yılbaşıları geriye doğru halkımızın saydığını hayal ediyorum. Şimdi birileri çıkıp Anıtkabir’de bu tür şeyler olmaz, olamaz diyebilirler. Ben de diyorum ki neden olmasın?! Gerektiğinde halkımızın avlusunu bayraklar ve sloganlar eşliğinde miting alanına çevirdiği dünyanın en büyük liderinin ebedi evi, neden her saat başı sessizlk içerisinde renklendirilmesin? Anıtkabir zaten geceleri o güzel ışıkları ile altın gibi ışıldayarak Başkentimize yıllardır ayrı bir hava veriyor. Sessiz bir şekilde her saat değişiminde Anıtkabir rengarenk olsa ve Atatürk’ü bir kez daha saygıyla ansak fena mı olur? (Not: İstanbul’da boğaz köprüsü, aynı Eyfel’de olduğu gibi geceleri renk renk ışıklandırılıyor. Y.B.) Engin BALIM
Bu anıt ağaç kesilmemeli
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nin ‘Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi’ ile ilgili, Çubuk-1 Barajına giden yolda, yol genişletme çalışması var. Bu kapsamda Baraj Caddesi’nde ‘Çiçekçi Mevkii’ var. Buranın tam karşısında, tahminim kadarıyla 200 yaşından büyük bir palamut ağacı var. Ağacı keseceklerini duydum (belki de bugün-yarın). Anıt ağacı herkes bilir. Bu ağacın kesilmesi lütfen engellenmeli. (Bu arada 2005 yılı sonunda evlerimiz yıkıldı ve tam 5 yıl oldu daha evlerimizi teslim edilmedi. Bizlere iki yıl içinde teslim edeceğiz, denmişti.) Cemil YANIK PURSAKLAR
Hoşdere’ye dikkat
ALLAH rıza için biri Hoşdere Caddesi’ne el atsın! Akşamları Atakule’den Hoşdere tarafına geçmek imkansız. Tüm kaldırımların üzeri araba dolu, yürüyemezsiniz, arabayla geçeyim deseniz yolun bir şeridi lokantalardaki müşterilerin arabalarıyla dolu. Emniyete yazı yazın hemen cevap geliyor, o arabalar lokantaların görevlilerince parka çekiliyor diye... Yanlış, nerede park yeri? Hayatımız birbirimizi aldatmak, kandırmakla geçiyor, olan sade vatandaşa oluyor. Levent TÜRKER