Çalışanlar oyuncak oldu

ANKARA Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarını dikkatle izleyen EGO’nun eski çalışkanı Osman Gümüş, bu kez ‘sendikacılık’ üzerindeki oyunları anlatıyor:

Haberin Devamı

“Büyükşehir Belediyesi’nde yetkili sendika, Belediye İş’in şube yöneticileri toplu olarak istifa ettiler” diyen Gümüşşöyle devam ediyor:
“Gören de istifa eden sendika yöneticilerini işçilerin hakları için istifa ettiler sanır. İşveren, istifa et dediği için istifa ettiler. Diyeceksiniz ispat et... Ah şu Ergenekon ve şike davalarında dinlenen telefonlar, bir de şu ‘sarı’ sendikalar için dinlense!.. Ortalık yer yerinden oynar emin olun. Zorla sendika değiştirmekten yüzlerce belediye başkanı ve sendika yöneticisi farketmez; AKP’li, CHP’li, MHP’li gözaltına alınır, hatta tutuklanabilir!”
Gümüş “Zorla işçileri sendika degiştirmeye zorlamanın cezası 2 yıl hapisliktir” olduğunu hatırlatarak şöyle konuşuyor:
“Ama bizim hukuk devletimiz bunların peşine düşmez nedense!
Dikili Belediye Başkanı, bedava su dağıtıyor diye hakkında dava açılmıştı.
Evet... Ne oldu da Belediye-İş Sendikası üyeleri bir anda Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş’e geçme kararı aldılar. Hak-İş ve Hizmet-İş, AKP’nin arka bahçesi değil mi?
EGO Şubesi o zaman direndi geçmedi Hizmet-İş’e...
Ne zaman ki Hizmet-İş’in eski Genel Başkanı Hüseyin Tanrıverdi, Melih Gökçek’in yerine 1999’deki yerel seçimlerde Büyükşehir’e aday olmak istedi... İşçiler zorla tersine Belediye-İş Sendikası’na üye yapılıverdi.
O zaman Belediye-İş Başkanı Nihat Yurdakul mutluluktan uçuyordu. Amaç Hüseyin Tanrıverdi’nin adaylığının önüne geçmekti, Sayın Gökçek’in yaptıgı... Gün döndü devran döndü. EGO’ya bağlı Bugsaş şirketi 5000 şoför, 2005 yılında, Belediye-İş’e üye olmak istediler. Sayın Yurdakul noter kanalı ile üye olan 900 işçinin önderliğini yapan 200 kişinin üyeliğini kabul etmedi. 600 işçinin işten atılmasına ses çıkarmadı. Güya Nihat Yurdakul sosyal demokrat imiş... Sendikaya üye olan işçiler sağcıymış. Belediye-İş’i ele geçirirmiş üye yaparsa... 1999’den 2011’e kadar yetkili sendika Belediye-İş’ti. Sendikanın kasasına her ay 3 milyon TL akıyordu.
AKP nasıl Memur-Sen’in üye sayısını 40 binden 400 bine çıkarttıysa; AKP’li belediyeler de çalışan işçileri Hizmet-İş’e
üye yapmak istiyor; zorla ve demokrasiyi de zorlayarak...
ÇELİK EL ATSA...
Sayın Bakan Faruk Çelik yeniden Çalışma Bakan olduğuna göre, neden sendikalara bir operasyon yaptırtmayı düşünmez!
Belediye ve sendika başkanlarının telefonları bir dinlense ‘şeyten üçgeni’nde dönenler ortaya çıkacaktır. Demokrasiyi yerleşik hale getirmek istiyorsak... Bu yapının bir ayağı da çalışan ve çalıştıranların özgürlüğü değil midir?
Muhakkak biliyorsunuzdur Sayın Bakan, işçi sınıfı ile top gibi oynanıyor. İşçi sınıfına yazıktır; bir takım ellerde siyasal olarak ‘eşcinsel’ durumuna düşürüldü.
Hangi parti belediyeyi alırsa ona yakın sendikaya geçiyor/geçiriliyor. Demokratikleşme adına yakışıyor mu?” İLO’ya bunları “Türkiye’deki sendikacıların bütün kavgası işçi aidatlarını kendi kasalarına akıtıyorlar” diye rapor etmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Ne yazdıysa doğru çıktı

Haberin Devamı

UĞUR Mumcu dün 69. yaşına bastı.  Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu mezarının başında şu çarpıcı konuşmayı yaptı:
“Uğur Mumcu, susmadı, yaşamı boyunca bizleri sonsuz bir cesaretle bilgilendirdi. Birçok soru sordu. Sorduğu soruların hiçbiri yanıtlanmadı. ‘Benden söylemesi, göreceksiniz olacak’ diyordu. Yaşanan olaylar Uğur Mumcu’yu her zaman haklı çıkardı. Daha 90’lı yılların başında Büyük Ortadoğu Oyununu gördü. 24 Ağustos 1990 tarihli yazısında şunları söylüyordu: ‘Ortadoğu, artık eski Ortadoğu olmayacak.
Bu yeni Ortadoğu dengelerinde Türkiye’ye yeni roller veri­le­cek. Türkiye’nin siyasal rejimi ve geleceği de verilecek bu rol­ler­le biçimlenecek.’
Uğur Mumcu neden öldürüldü? Bu cinayetin ardında kim veya kimler vardı? Bunları kim veya kimler yönetti, niçin yönetti? Bundan kimler, ne için ve kim için fayda sağladı?
Ne yazık ki, bu sorular bugüne değin yanıtlanmadı.”

Yazarın Tüm Yazıları