Bursa’daki yangında KİK’in de suçu var

BURSA Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde meydana gelen yangın, milletçe hepimizi çok üzdü. Şifa ararken Tanrı’nın rahmetine kavuşuyorsun. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.

Tabii en acısı, birilerinin işbilirliğinden, çokbilmişliğinden kaynaklanan kurallardan dolayı bu ölümlerin yaşanması. Birçok nedenin arasında bir tanesi var ki zaten yangının fitilini ateşleyen de bu. Bu bina tadilat görmüş, hizmet alımları ile birtakım eksiklikler giderilmiş. Değiştirilen ya da bakımı yapılan kablo iki çeşit. Bir tanesi yanmaz özelliğe sahip, ikincisi yanabilen, duman çıkaran özellikte. Tabii ki bu hizmetler yapılırken bir de Kamu İhale Kurumu (KİK) var ortada. O ne derse ona uyacaksın. Türkiye’de tek yetkili kuruluş. Her gün bir tebligat yayınlar, verilen bir karara başka bir raportör başka bir yorum getirir, sorulan sorulara sanki bu soruların sorulacağı başka bir merci varmış gibi "Sorunuz mütalaa niteliğinde olduğundan yanıtlanmamıştır" şeklinde cevap verir. Her türlü ilanı yayınlar, ilan ücreti alır, sonra bu ilan hatalıymış diye ilanı iptal eder. Sonra yeni ilan için tekrar ücret alır. E be mübarek, senin belli bir formatın yok mu? Madem ilanda hatalı maddeler var, sana da uymuyor, neden yayınlamadan önce düzelttirmiyorsun? (Tabii o zaman da ticari olmaz.) Kurumlardan tekrar ilan parası alamazsın.

Hizmet alımı ihalesine çıkacak kuruluşlar ön araştırma yaparak malzemenin cinsi, kalitesi, fiyatı hakkında bilgi toplayıp muhammen bedel oluştururlar. Bunu neden yaparlar merak ediyorum. Sonuç itibarıyla KİK’in dediği oluyorsa bu kadar zahmete ne gerek var?

İhale şartnamelerinin 35. maddesinde, "Bu ihalede ekonomik açıdan en avantajlı teklif, teklif edilen fiyatların en düşük olanıdır" ya da "Ekonomik açıdan en avantajlı teklif, en düşük fiyat esasına göre belirlenecektir" denilmektedir. Bursa Elektrik Mühendisleri Odası’nın açıklamasına göre, yangına neden olan kabloyla yanmaz kablo arasında metrede 30 kuruşluk bir fark söz konusu imiş. Şimdi soruyorum, sekiz kişinin hayatına mal olan bu sorumsuzluğun bedelini kim ödeyecek? Bu kafayla gidilirse hizmet alımlarında daha çok insanımız hayatını kaybeder. Daha kısa bir süre önce Adalet Sarayı’nın birinde, en ucuz bedelle ihaleyi alan firmanın insanlara at eti yedirdiğine dair gazetelerde haberler yayınlandı. Ne de olsa ucuz etin yahnisi bol olur demişler. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu da KİK’in bir başka kıyağı insanlarımıza. Her şeyi KİK biliyor ya. Dilerim bu konulara birileri el atar da insanlarımızın hayatıyla, sağlığıyla oynanmasına dur der. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmadığını anlatırlar.
İsmail ÖĞÜTÇÜ

Kütahya’dan Karaa, Ziraat’e soruyor

KÜTAHYA’dan Nuri Karaa, "Kütahya’nın yaklaşık 200 bin nüfusu var. Ziraat Bankası’nın merkezdeki tek şubesi, sabah daha açılmadan sıra alabilme kuyruğuyla güne başlıyor. Sıra beklemek 1.5 saati buluyor. Kentte bir yere ATM kurulup oradan para yatırılması için vatandaşa neden yardımcı olunmuyor?" diye soruyor.

Karaa nezaketli yazmış... Aslında "Banka, 25 bin personelini emekli etmek için çeşitli uygulamaları devreye sokarken, vatandaşa hizmeti neden unutuyor" diye sormalıydı.

Genel Müdürlük hálá, Ziraat’in gerçek kadrolarının neden yok edilmek istendiği konusunda hiçbir açıklama yapmayacak mı?

Kaçak kazılara dikkat edelim

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı izni ile gerçekleşen arkeolojik kazılarda yapılan ancak kimsenin farkında olmadığı bir kanunsuzluk yaşanıyor.

Yaz aylarının gelmesi ile beraber arkeologlar için kazı mevsimi başlamıştır artık! Büyük bir heyecanla ekip listeleri hazırlanacak, Kültür ve Turizm Bakanlığı döner sermayesinden ödeneğin gelmesi beklenecek, şayet bir kazı evi var ise onarılması planlanacak derken, çok zevkli bir koşuşturma süregelir. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra ise, kazı ekibinin hiçte hoşlanmadığı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görevlendirdiği yetkilinin de dahil olması ile artık kazıya başlanabilir. Peki ama bakanlığın görevlendirdiği ve kazı ekibinin hoşlanmadığı bu yetkili kimdir ve niçin oradadır?

Kültür ve Turizm Bakanlığı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve kazılar hakkındaki yönetmeliği hiçe sayarak, kazılara kendi adına görevlendirdiği temsilciler yasal değildir! Dolayısıyla 4B’li personeli görevlendirdikleri her kazı ’bakanlık izni ile yapılan kaçak kazıdır’.

SORUYORUM

Son yıllarda kaç kazıda 4B’li personel görevlendirilmiştir?

Yasaların saydığı niteliklere sahip olmayan kişilere niçin bu görevlendirmeler yapılmaktadır?

Bu yılda 4B’li personel kazılara temsilci olarak görevlendirilecek midir?
Seniha SAM-Tarihçi

TRT eliyle propaganda

7. TÜRKÇE Olimpiyatları, İstanbul ve Ankara’da büyük etkinliklerle kutlandı. Devlet ve hükümet destekli etkinliklerde bazı ödüller verildi.

Odatv.com, "Cemaat, tarihinin en büyük organizasyonunu gerçekleştirdi" dedi. Gerçekten de öyle... İstanbul ve Ankara, AKP’li belediyeler eliyle afişlerle donatıldı. Yurtdışından getirilen öğrenciler, Türkçe şarkılar söyletilerek yarıştırıldı. Yarışmaların jüri üyeleri arasında Serdar Ortaç, Ebru Gündeş, Fatih Kısaparmak, Emrah, Erhan Güleryüz, Orhan Hakalmaz, Oktay Kaynarca ve konuklar arasında Hakan Şükür dikkati çekti.

Odatv.com diyor ki:

"Samanyolu, TV Net, Kanal A, Mehtap TV yarışmayı canlı yayınladı. Kuşkusuz bu TV’ler, cemaatin yayın organıydı ve normaldi. Ancak, cemaatin bu organizasyonu TRT 2 ve TRT Avaz’dan da canlı yayınlandı. Evet Türkiye’nin bütçesiyle TRT’de cemaat propagandası yapıldı. Hatırlatalım, Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın fikir babası Fethullah Gülen idi."

'Türklük bilimi’

TÜRKOLOJİ ve ’Türklük Bilimi’ uzmanı, dünyada yaşayan bütün Türkleri her yönden inceleyen Türk bilim adamlarıydı Prof. Gönül Tekin ve 2004’te ölen rahmetli eşi Prof. Şinasi Tekin... 35 yıla yakın Harvard Üniversitesi’nde çalıştılar.

HABERTURK’
ten Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı, Prof. Gönül Tekin’i programa davet ettiler. Dinleyiciler, Gönül Hanım’ın bilgili ve sevecen tavırlarına bayıldılar. Amerika’daki evlerini ipotek ettirip Ayvalık Cunda Adası’nda Harvard Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü kurdular. Türk kültürünün olduğunu öğretmek için keşke Samanyolu ve TRT, Türkçe Olimpiyatları’nda olduğu gibi bu programı da ekranlara taşısalar, Gönül Hanım’ın ’Leyla ve Mecnun’ kitabını tanıtsalar, olmaz mı?
Yazarın Tüm Yazıları