Botaş’taki kafa

BOTAŞSPOR bayan basketbol takımının kapatılmak istenmesi üzerine Adana’daki sporcular hem tepkili, hem üzüntülü.

Bu takım, ilk kez Avrupa’da final oynamış, üç kez Türkiye Şampiyonu, iki kez Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanmış ve her zaman ‘kafaya’ oynayan bir takım.... Ama artık sahipsiz; cuma gününe kadar parasal kaynak konusunda bir girişim yapılmazsa ligden ayrılmış olacak. Botaş Yönetim Kurulu sportif faaliyetin sürmesi için bütçedeki fondan paranın aktarılması için bugüne kadar bir girişimde bulunmamış... Bu süre de cuma günü doluyor.

Bu durum karşısında bayan basketbolcular çil yavrusu gibi dağılmış, yabancı oyuncular da ülkelerine dönmüşler.

Altyapısıyla antrenörler, yüzlerce oyuncu yetiştirmiş; kız ve erkeklere 6-16 yaş arasındaki gençler için spor okulları açmış, orta ve lise takımları Türkiye Şampiyonası’nda başarılar göstermiş ve en önemlisi de Türkiye liglerindeki 13 takımın tümünde Botaş kökenli oyuncular bulunan bir takım... Botaş’ın Yumurtalık bölgesi merkezi; bu yönüyle Adana’nın, Çukurova bölgesinin vitrini sayılıyor.

ÇUKUROVA TEPKİLİ

Yener Aydın
1991’den beri Botaş’ın başında başarılı bir antrenör. Aynı zamanda Milli Takım’ın yardımcı antrenörü; hocanın yetiştirdiği altı antrenör bugün liglerde görev yapıyor.

Botaş yönetiminin bir bayan takımına duyarsızlığı karşısında Adana Valisi Kemal Önal başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, medya çeşitli girişimler yapmış, bildiriler yayınlamış, yürüyüşler yapılmış ama Botaş hep kulaklarını tıkamış...

Bu sonuçla 20 yıllık kulübün kapısına kilit vurulmuş olacak.

GENEL MÜDÜRÜN TAVRI

Botaş
Genel Müdürü Mehmet Bilgiç; eski siyasetçi Sadettin Bilgiç’in oğlu... Yönetim Kurulu’nun, genel bütçeden pay istenmesi için her yıl olağan yazıyı bugüne kadar imzaya açmamış... Ve bununla da kulübün tarihe gömüleceği kanısı doğmuş kamuoyunda... Adana’daki genel kanaat ‘Genel Müdürün bayanlardan oluşan böyle bir takıma sıcak bakmadığı’ biçiminde yorumlanıyor. Nitekim, yakın çevresine ‘Kulübü kapatacağım, bu parayı bir bayan basket takımı için harcamam’ dediği ileri sürülüyor.

Kamu kurumlarının sporu teşvik için bütçede ayrılan bölümden Botaş’a yaklaşık 1-1.5 trilyon veriliyormuş bugüne kadar. Böyle bir kaynak olmayınca takımın yaşaması olanaksız.

Hükümetin bir bayan takımına karşı tavrı anlaşılır gibi değil; aynı orkestra ve operalara baktığı gibi.

Yedikule’ye ihanet

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Yedikule Hisarı’nın 18 nolu parselini, kültürel turistik ve sanatsal amaçlı etkinliklerde kullanılmak üzere 1.5 yıl önce kurulan Uluslararası İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’ye (STI) yıllık 142 milyar bedelle kiralıyor. Şirket, Yedikule’nin yeniden düzenlenmesi ve kullanılması amacıyla İstanbul 1 nolu Koruma Kurulu’na bir proje öneriyor. Ancak projenin Yedikule’ye geri dönülmez zararlar vereceğine karar veren kurul, uzun süreli kiralama ve irtifak hakkı tesis edilmesine karşı çıkar. Ancak, Eurovision etkinliklerine dönük sökülebilir hafif malzeme ile sınırlı bir alanda ve sınırlı bir sürede, özgün zemin dokusuna kalıcı hiçbir inşaat yapılmamasına karar veriyor. Kurulun kararından bir gün sonra Yedikule Hisarı, Defterdarlık ile 30 yıl süre ile irtifak hakkı tesis ediliyor.

‘Şehristanbul Derneği’ denetmenleri, şehirde düzenli olarak yaptığı denetlemeler sonucu korkunç bir manzara ile karşılaşır:

90 yıllık ağaçlar kesilmiş, Osmanlı mahallesi tahrip edilmiş, cami adeta traş edilmiş, hazine yok edilmiştir. Hisar, adeta bir helikopter pisti görünümündedir. Dernek bunun üzerine STI aleyhine Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur.

CHP İstanbul milletvekili Bihlun Tamaylıgil, yanıtlaması istemiyle Bakan Erkan Mumcu’ya sorular yöneltir.

Ortada bir çok soru vardır: Kurul kararı oldukça açık olmasına karşın, Maliye Bakanlığı’nca neden yok sayılmıştır? Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Topkapı Sarayı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin görüşü neden sorulmamıştır? Şirket bu işin ehli midir?

Bu konunun altında bakalım neler çıkacak?

Komşun aç iken

ATASAY Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer’e sorabilir miyim? Başbakan Erdoğan ilk oğlunu evlendirirken gazeteciler kendisine takıları sormuştu, o da ‘Sayesinde altın piyasasını hareketlendirecek kadar...’ demişti.

Gerçi bu seferki düğünün damat tarafı Sadık Albayrak... Böyle görkemli bir düğün sonrasında altın piyasasına yansıyan bir hareketlenme olmuş mudur?

Yakup ÖZEROĞLU

DÜNKÜ yazınızda, düğünle ilgili eleştirisinde bir okurunuz ‘Eğer cennete bu kadınlar girecekse, ben o cenneti de istemiyorum’ diyor. Siz bu kafa ile cennete istesiniz de giremezsiniz.

Halit KELEŞ-FATİH

BENİM de sorularım olacaktır. Düğünde görev yapan 5 bin polise mesai ücreti verilecek midir? Salon kirası, Pelit firmasının hazırladığı ‘nikah şekeri’ zarif ama bunun bedelinin kamuoyuna açıklanması gerekmiyor mu? Hatta altınların miktar ve değerini de kamuoyu öğrenmek ister. Cumhuriyet bir kenara bırakılıp padişahlık dönemine mi dönülmek isteniyor? İnsanların karnını zor doyurduğu bir dönemde bu kadar şaşaaya gerek var mıydı? Müslümanlıkta ‘komşun aç iken sen tok yatmayacaksın’ diye bir söz var. Sayın Başbakanıma hatırlatmak istedim; bu koşuşturmada unutmuş olabilir.

Ülkü K.

İlkesizliğin bu kadarı

GÜNEŞ batıdan doğabilir, nehirler tersine akabilir. Bunlara inanırız! Ama CHP’li iki milletvekilinin kalkıp bir gün AKP’ye geçeceğini söyleselerdi herhalde gülüp geçerdik. Necdet Budak, Atilla Başoğlu... Düşünceniz nedir, savunmanız nedir bilemiyoruz ama adınız ve soyadınız sonsuza değin Türk halkı tarafından hep hatırlanacak ve inanın hiç unutulmayacaksınız! Biz CHP’ye oy verenler ve siz bizim oylarımızla bizim düşüncemizi orada temsil etmeye namus ve şerefi üzerine ant içenler, sizleri dilimizin ucuna kadar gelen kelimelerle değil yalnızca üzüntü ve şaşkınlıkla kınıyor ve AKP’yi de sizin kadar ilkesiz insanları bünyesine kabul ettiği için hayretle izliyoruz. Eğer sizleri hazmedebilecekse AKP’nin de eski partilerden bir farkı kalmamış demektir. Geçmiş olsun Türkiye.

Temiz siyaset umutları yine başka bahara kaldı!

B.Uğur BANOĞLU

Mustafa KOLKAN-İSTANBUL


Çayyolu’nda cami inşaatı

ÇAYYOLU,
Ankaralılar Caddesi üzerinde 200 m. arayla iki inşaat var; birisi cami diğeri ise tiyatro binası... Tiyatro binası inşaatı sanırım ödenek yetersizliği nedeniyle hiçbir şey yapılmadan öylece dururken, cami inşaatı Büyükşehir ve Yenimahalle Belediyeleri’nin iş makinelerinin desteğiyle sürüyor. Çevreye, gürültüye bakan, saygı gösteren yok.

Metin ALTAY-ANKARA

Bu kadar çok istasyon varken para kazanılmaz

‘BİR ülkede bu kadar akaryakıt istasyonu olur mu?’ diyor bir dostumuz: ‘Neredeyse KKTC coğrafyası kadar yer tutuyor.’

‘İstanbul’a gelin, Topkapı’ya bakın; kaç benzin istasyonu var; Cevizlibağ’da üç istasyon yan yana... Kasımpaşa’da, 2 km. uzunluğundaki Piyalepaşa Bulvarı’nda hiç benzin istasyonu yoktu, sanırım bugün beş tane oldu.

Şimdi zam istiyorlar; bu kadar çok akaryakıt istasyonu olursa hiçbiri para kazanamaz.

Tabii en kolay şekilde vatandaşın cebine el atıyorlar.

Peki bayilik bu kadar kársız ise neden bu kadar çok benzin istasyonu açılıyor?

Günde 5 ton benzin satan bir bayi, ‘komisyonum az’ diye ağlıyor. Tüketimini 10 tona çıkartmayı, hizmet vermeyi düşünmüyor.

Bir tuğlacı, bir kasap kazanamıyorum, kárıma zam istiyorum diyebilir mi?

Türkiye’nin sınırları kevgir gibi... Habur’un halini anlatmaya gerek yok, Karadeniz’de kaçak mazot tankerleri vızır vızır gelip gidiyor. Daha utanılası da İran üzerinden demiryolu ile kaçak mal getirilmesi...’

Serbest ticaret bu değildir.

MESAJ PANOSU

GÜVERCİNEVİ
internet sitesinin çağrısı üzerine DSP Genel Başkan adaylarından Prof. Şükrü Sina Gürel ve Atilla Mutman, Kadıköy Aden Otel’de bugün 19.00’da Orhan Birgit’in yöneteceği açık oturumda ‘Nasıl Bir DSP’ sorusunu yanıtlamaya çalışacaklar. Zeki Sezer yurt gezisinde bulunduğunu gerekçe göstererek açık oturuma katılmayacağını bildirdi.

KADIKÖY Belediyesi’nin 2. Kadıköy Tiyatro Festivali, Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatrosu’nda dün başladı. 31 Temmuza kadar sürecek festivalde 15 tiyatro grubu sahne alacak.
Yazarın Tüm Yazıları