Bizlere plan değil, pilav (rant) lazım!

Düşünün, yakın zamanda Marmaray Boğaz Geçişi devreye girecek. Dünyanın parası harcandı. Çok büyük bir proje tamamlanma aşamasına geldi.
Bu tünelden peki ne geçecek? Gebze-Halkalı arasındaki raylı sistemin metro araçları... Peki bu hat ne durumda? 3 sene önce yapılan Gebze-Halkalı raylı sistem ihalesi iptal edildi. Gelen vagonlar elde kaldı. Sene başında yeniden ihale edildi. Peki ihale sonuçlandı mı? Bildiğim kadarı ile hayır.
Kabul edin ki bu hat tamamlandı. Yolcuların büyük bir kısmının Yenikapı da inip Taksim-Yenikapı metrosu ile önce Taksim’e sonra da Hacıosman’a kadar gitmesi planlanıyordu. Şu an gidebilir mi, hayır! Daha Haliç Köprü geçişinin nasıl yapılacağı belli değil.
Peki Haliç geçişi ihale edildi mi? Evet! Hangi projeye göre? O da belli değil. Müteahhit firma gizli-gizli çalışıyor ama ortada bir şey yok zira daha onaylı bir proje yok.
Peki bu plansızlık neden? Anlatmaya gerek yok; Türklerin planla, programla hiçbir ilgisi yok da ondan...
İster sade vatandaş, ister aydın, ister siyasetçi, isterse akademisyen olsun. Bizim planla filan işimiz olmaz.
Çünkü plan, tarafların ortak katılımı ile oluşan bir ürünüdür. ‘Ben’ toplumları, plan yapamaz. Dolayısıyla plana uygun hareket edemez.
Plan yapmak ve planı uygulamak ‘biz’ toplumlarının işidir.
Peki ne zaman öğreneceğiz? ‘Ben’ yerine ‘biz’ demeyi öğrendiğimiz zaman. Benim tahminim mahşerde.
Haluk MARTAGAN
Uçak Mühendisi (İTÜ/1977)

Mega projeler ve kent planlaması

İSTANBUL için planlanan mega projeler İstanbul için ne kadar gerekli?  Korumacı anlayış İstanbul’un gelişimini önlüyor mu? Kentin planlanmasında bilimsel veriler ne kadar ele alındı? İstanbul için yeni vizyon, çılgın projelerle mi sağlanacak? Büyük düşünen mimarlar büyük projeleri ile bu çılgınlığın neresinde? İstanbul’a gelecek vaat eden yeni projeler İstanbul’un idam fermanı mı? Mega projelere destek veren, uygulama talebinde bulunan yatırımcılar ne diyor?
Osman Güdü’nün sunduğu programın konuşmacıları Prof. Dr. Hüseyin Kaptan (İMP eski Başkanı), Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp (Büyükşehir eski Belediye başkan adayı) ve mimar Serdar İnan (İnanlar Yönetim Kurulu Başkanı); Ulusal Kanal’da cumartesi 11.15’te.

260 milyonluk ihalede 10 firma kapıştı ama...

SAĞLIK Bakanı Prof. Recep Akdağ, Doğu ve Güneydoğu’nun en büyük hastanesini, ‘memleketi’ Erzurum’da yaptırmaya karar verdi. Erzurum İl Özel İdaresi ile birlikte yapılacak Devlet Hastanesi’nin harcamasını Sağlık Bakanlığı karşılayacak.
1200 yataklı sağlık kompleksinin bedelinin yaklaşık 260 milyon TL’ye mal olacağı hesaplandı ve ihale 7 nisanda yapıldı. Şimdi firmalar ne teklif vermişler bakalım:
Genç İnşaat 173.7 milyon TL; Nuhoğlu+Altüst Yapı 184.4, Depar+FM İnşaat 197.0, Varyap+Uzunlar 197.64, Aram+Ertuğrul 198.5, Kaya+MBD 199.8,
Yorum 218.8, Ermit 229.0, GestaŞ+Tekintaş 235.0, Sistem +Türkerler 239.1,
Si1ma+Özge+İnkaya 244.1, Klimak+Kur 249.9, Tepe+Yıldızlar 252.8 milyon TL.
En düşük teklifi verenlerden, son sıradaki Genç, Nuhoğlu, Depar eleniyor, onların bir üstündeki Varyap’ın kazandığı açıklanıyor. (Bilindiği gibi Varyap+Uzunlar konsorsiyumu daha önce Çağlayan’daki adliye binasını, Seyrantepe’deki Galatasaray stadını yaptılar; Ankara’daki Danıştay binasının inşaatı da sürüyor.)
Bunun üzerine Genç İnşaat, Yorum İnşaat ve Depar+FM İnşaat, Aram İnşaat ve Nuhoğlu İnşaat; Kamu İhale Kurumu’na (KİK) itiraz ediyorlar. KİK incelemesi sonunda, en alt sıradaki Genç ve Nuhoğlu firmalarının elenmesine fakat “haksız şekilde elenen” Depar için “Düzeltici bir işlem tesis edilmesini” gerektiği İhale Komisyonu’na bildiriliyor.
Tabii ilk kazanan ‘kendisini mağdur’ ilan edecek; KİK kararıyla adresin kendisi olduğu gösterilen firma da ‘sevinecek’...
Peki, KİK ‘yargı hukuku’nun vicdanıysa, Sağlık Bakanlığı’ndan 11, Özel İdare’den 4 olmak üzere 11 üyeden oluşturulan bir komisyon neyin kararını verecektir?

İpini koparan sigorta acentesi olabilir mi

LEVENT’ten Eşber Erülgen ilginç bir not göndermiş. Ama çok şey anlatıyor:
Hürriyet’in 4. sayfasında ‘Elem’in kocası yakalandı’ başlıklı dünkü haber özet olarak “... cinayet şüphelisi olarak aranan Mehmet Ünal yakalandı. Bir sigorta şirketinin acenteliğini yapan ve uyuşturucu kullanmak, satmak amacıyla uyuşturucu bulundurmak ve adam yaralamak suçlarından kaydı ile kesinleşmiş 2 yıl hapis cezası bulunan Mehmet Ünal...” diye devam ediyor.
Ya muhabir haberi hiç araştırmadan vermiş ya da “Sigorta Şirketlerinin Murakabesi Hakkındaki Kanun’a ipini koparan sigorta acentesi olabilir” diye bir madde eklenmiş. Bilmem anlatabildim mi?
Hangi varsayım doğru?
Sigorta şirketlerinin çalışanlarını nasıl özensiz ve ‘beleşi’ne (primle) seçtikleri bu haberle ortaya çıkmış olduğuna göre, böyle bir olaya üst sigorta kurumu ne diyecektir?

‘Yandaş general’

RİCA ediyorum; ‘yandaş general’ kavramı yaratmayın.
İktidar olduğumuzu göstereceğiz yanılgısıyla askeri teamül, gelenek ve görenekleri parça parça ederseniz, atanan komutanları da şaibe altında bırakabilirsiniz.
Tamer ÇAPIN-Emekli Albay

Kosova’da İslam düşmanlığı

PRİZREN’de ramazanın ilk iftar sofrası karanlıkta kuruldu. Prizren Kosova’da Türklerin yoğun şekilde yaşadığı bir kenttir ve Türk askeri birliği de buraya yakındır.
İftar sofrasını kurarken elektrikler kesildi. Uzun bir dönem elektrik kesintisi ilk defa oluyor. İftardan sonra elektrikler gelince, bu kesintinin kasten yapıldığını anladık. “Kosova’da ramazan yok” diye mesaj verilmeye çalışılıyor. Böyle bir durumu eski dönemlerde bile yaşamamıştık. İslam düşmanlığı kimseye bir şey kazandırmaz.
Ferhat DERVİŞ