‘Bizi kimler aldattı’

Vallahi bravo demek gerekiyor. Geçen haftaki ilk oturumu Kadir Topbaş yönetti. Darbe girişimi her AKP ve CHP’nin ortak bildirisi ile kınandı. Toptaş hemen Meclis’ten ayrıldı. (Geriye de baba-oğul Tunçların öyküsü kaldı. İBB’nin ‘MİT’çi’ diye tanımlanan güçlü adamı Sivil Savunma Sekreteri Mahmut Tunç ile oğlu Lojistik Merkez Müdürü Ömer Tunç’un, belediyeye giren darbecilere çay ikram etmeleri, sonradan yakalanıp tutuklanmaları, Kadir Topbaş’ın da “Yanımızdaki haini görmemişiz” demesi uzun süre dillerden düşmeyecek gibi...)

- İBB Meclisi’nin çalışması partiler açısından önemli, çünkü iş yükü hayli fazla... Darbe değil rant önemli! Geçen pazartesi günü İBB Genel Kurulu’na 302 dosya geldi ve komisyonlara havale edildi. İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na giden dosya sayısı 244 idi. Çok demeyin; geçen yılda da 307 dosya gelmişti.

- Temmuz ayında dört gün içindeki gelen dosya sayısı 215 idi; geçen haziranda ise 271 olmuştu.

- Geçen cuma günü ‘yükleme’ ağırdı; 73 dosya, tam 372 sayfa. Bir saatte ‘bakmak’ zorunda kaldı üyeler. Meclis bu işlere ‘alışık’ çünkü.

CHP’NİN RETLERİ

- CHP grubu hafta içinde gelen imar değişikliklerine 49 ret oyu kullandı, şerh yazdı.

- Bir noktaya değinelim: İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporlarında kamu kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması mecburi. Ancak bazı plan değişikliklerinde kurum görüşleri yoktu ya da ‘daha sonra alınacaktır’ şeklinde plan notları vardı. Bu bir ilk oldu, İBB’de artık kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak ‘vakit kaybedilmeyecek’ ve işler daha süratli olacak!

- Yine süresi içinde görüşülmeyen birçok rapor genel kurul gündemini epeyce meşgul etti. ‘Yaz temizliği’ ile vatandaşın ‘bekletilmemesi’ amaçlanıyor artık.

- İBB, Sarıyer’e özel bir önem veriyor. Bir önceki ay Atıcılık ve Binicilik Kulübü’nün yeri imara açıldı, çok kişinin yüreği buruldu. Bu ay ise raflarda bekleyen Binicilik ve Spor Tesisleri’nin bulunduğu 27.500 m2 alan ‘turizm tesisi’ yapıldı. Sarıyer’den daha çok dosya geleceği anlaşılıyor.

- Bu ay oybirliği ile reddedilen 188 No’lu raporun eylüldeki oturumda mutlu sona kavuşacağı umuluyor!

- İBB meclisi olağanüstü durumlarda bile ‘olağan’ akışını sürdürüyor, durumu hiçbir şey engelleyemiyor.

- Kadir Topbaş Twitter’dan yaptığı açıklamada, belediyeden ‘atılan’ Paralelcilerin sayısını 300 olarak açıkladı. Önemli olan şu; Cemaat’e yapılan parsel bazında noktasal plan değişiklikleri bu plan değişikliklerinde bugün anlaşılıyor ki AKP de aldatılmış, Meclis de!... Şimdi tüm mal varlıklarına el koyuluyor.

İMAR USULSÜZLÜKLERİ

- Meclis’ten geriye şöyle bir bakılınca... Noktasal plan değişikliklerinde birçok kurumun olumsuz görüşü bulunmasına karşın, dere yataklarına imar verilerek ‘eğitim tesisleri’ ve ‘özel sağlık tesisleri’ yapıldı. Cemaat buralardan palazlandı; kaynaklar buradan oluşturuldu. Plan değişiklikleri yapılırken normal prosedür izlendi; genel kurulda da oyçokluğu ile karar alındı. Peki bu plan değişikliklerini imar komisyonuna kimler getirdi, nasıl olumlu görüşlerle meclise havale edildi. Bunlar bir vatandaşa asla yapılmayacak ‘imtiyazlar’la gerçekleşti. Kim bu FETÖ’cüler, İBB’de hangi üst düzey bürokratlar tarafından takip edildi, bunların işlemleri?... Yani Kadir Topbaş aldatılmış; 10 yıldır İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nda başkan olarak görev yapan Topbaş’ın başdanışmanı Sefer Kocabaş aldatılmış... “Beni şunlar şunlar aldattı” demesi gerekmiyor mu?

CEMAATE BALLI BÖREKLER

İBB’nin önünde şehitler verildi; CHP’li üye Hüseyin Sağ “Bu şehitlerin hatırası için Cemaat’e yapılan imar usulsüzlüklerini ortaya çıkaralım ve bunları iptal edelim” diyor. Örnek veriyor; Süleyman Şah Üniversitesi’nin plan değişikliğini kim yaptı? Ama bugün o üniversite kapatıldı. Tüm partilerin şehitlere borcudur bu...

Hatırlatalım: İBB bazı plan değişikliklerini 17-25 Aralık operasyonundan sonra iptal etti, ancak tamamını değil... Bunları bilen biliyor. Biz de soruyoruz “Bizi kim aldattı?...”

Ama şu var; çalınanlar ertesi gün devlete dönüyor. Bunu kimse unutmasın!

İÜ’DEN ‘İZİNLİ’ SAYILAN ÖĞRETİM ÜYELERİ NE OLACAK

İSTANBUL Üniversitesi’nde görevden uzaklaştırılan 95 öğretim üyesi hakkında geçen perşembe günü yapılan açıklamaya göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre mi, ardından cumartesi günü yayınlanan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre mi işlem yapılacaktır?

FETÖ iddiasıyla ortaya çıkan bu durum birçok aileyi etkilemiş... Çünkü görevden almalar sadece İstanbul’da değil... ‘Mağduriyet’ yaşayan öğretim üyelerinin sayısının 4 bine yakın olduğu belirtiliyor.

Şok yaşadıklarını söyleyen aileler, sıkıntı ve gerginlik içindeki yakınları için şöyle konuşuyor: “Hiçbir şey açık değil. Biz kendimizi nasıl savunacağız; daha doğrusu savunmamız alınacak mı? Ortaya bir kanıt konulmadığı gibi durumumuz üzerine kimse konuşmuyor.”

Bu sorulara yanıt verecek kişinin İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak olduğu belirtiliyor. Ak’tan tık yok; YÖK Başkanı Yekta Saraç’tan da...

Önce güvensizlik ve korku algısının ortadan kaldırılması gerekiyor.

MESAJ PANOSU

- MEDYA ve muhalefet, bize bilinçaltı olarak verilen “AKP darbeye karşı darbe yaptı” psikolojisinden bir an önce çıkmalı, iktidarın her hamlesi -şu anda OHAL geçerli olsa da- OHAL kurallarının limitlerine çekilmelidir. Yoksa bu ülke, FETÖ darbesini AKP’nin önünü kayıtsız şartsız açmak için durdurmadı, değil mi?

Bedri BAYKAM

‘VECDİ GÖNÜL KİMDİR?’

HÜRRİYET’teki köşemizde 17 Eylül 2002 tarihli yazımızda ‘Vecdi Gönül kimdir?’ diye sormuşuz. O zaman Sayıştay’ın başında idi Gönül... Biz şimdi diyoruz ki... Vecdi Gönül geçen 7 Haziran’da milletvekili seçildikten sonra Ahmet Davutoğlu tarafından yine Milli Savunma Bakanlığı’na getirildi. Ancak 1 Kasım’da yenilenen seçimde ise aday gösterilmedi.

Gönül, 29 Kasım 1939 Erzincan’da doğdu, SBF’yi bitirdi. Çeşitli ilçelerdeki kaymakamlıklardan sonra Ankara, İzmir ve Antalya valilikleri yaptı. Uzun yıllar Sayıştay Başkanlığı dışında Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’nda bulundu. YÖK kurucu üyeliği yaptı. FP’den 1999’da Kocaeli milletvekili seçildi; AKP kurulduğunda bu partiye geçti; bugüne kadar dört dönem vekillik yaptı. 58. ve 59. hükümette üstlendiği Milli Savunma Bakanlığı görevini 60. hükümette 6 Temmuz 2011 tarihine kadar sürdürdü. Başbakan Ahmet Davutoğlu, kendisini aday göstermemesi acaba Fetullahçı olması nedeniyle mi oldu, Beştepe’den vize alınamadı mı?

Gönül bürokraside hep güçlü bir isim oldu. Ankara’dan eski bürokrat arkadaşları diyorlar ki: “Yaşadığımız darbe girişiminden sonra Vecdi Gönül’ü göz ardı etmiyor muyuz? Milli Savunma Bakanlığı’nda 9 yıl bulunması bir rekor değil midir? Kaç Askeri Şûra’ya katıldı? İzmir Valiliği ve Fetullah Gülen beraberliği akla hiçbir şey getirmiyor mu?”