’Biz buyuz’

KARA Kuvvetleri Komutanlığı’nın bulunduğu geniş alan eskiden Gülhane Askeri Tıp Akademisi olarak biliniyordu.

Bugün yeni ve yenilenmiş binaları, düzenli yolları ve geniş bahçesi ile ilk kez devlet ve iktidar mensuplarının buluşmasına tanıklık ediliyordu askeri karargáhta... Şûra atamalarından sonra yüksek rütbeli komutanlar geleneksel olarak burada buluşur ve yemek yerlermiş. Hava, İstanbul’a göre hayli serindi, ışık düzeni bahçeye ayrı bir güzellik katmıştı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, Zafer Bayramı’nın 85. yıldönümü münasebetiyle verdiği resepsiyona giriş için Enis Berberoğlu ve Fatih Çekirge ile birlikte 2 numaralı kapıyı kullandık. Gazeteciler dışındaki konuklar 1 numaralı kapıdan alınıyorlardı.

Merkez binasının önünde ışıklandırılmış bir Atatürk posteri hemen dikkat çekiyordu. Çok güzel resmedilmiş; atın üzerindeki Atatürk’ün elinde kılıç vardı.

Gazi başta olmak üzere Ankara’daki üç orduevinin sivil personeli, 1500’e yakın konuğu ağırlamak üzere hazırdı ve bunların çoğu da kadındı...

Gül, Toptan, Erdoğan başta olmak üzere, görebildiğimiz kadarıyla da Kemal Unakıtan ve Recep Akdağ dışındaki kabine tam kadro gelmişti; belki de böyle bir ’çıkarma’ ilk kez oluyordu.

Aynı şekilde alışılmışın dışında yüksek rütbeli subayların sayısı da bir hayli çoktu. Nitekim Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, "Ben, albay dahil bu kadar çok yüksek rütbeli subayı bir arada hiç görmedim" dedi bize.

Bahçenin büyüklüğü nedeniyle siyasetçilerin ve komutanların sohbetlerini takip etmek, gazeteciler için o derece zordu. Bu nedenle gazeteciler aldıkları bilgileri birbirleriyle paylaşmak zorunda kaldılar.

Gözler birçok ünlü gazeteciyi aradı. Ancak Genelkurmay’ın kurumsal olarak ’akredite’ etmediği Yeni Şafak, Zaman, Vakit, Bugün ve Star’dan kimse yoktu. Oysa bu kurumlardaki gazetecilerden birkaçı, Gül’ün Cumhurbaşkanı seçildiği gün Köşk’teki dar kapsamlı davete ’sızdıklarını’ söylemişlerdi.

GAZANIZ MÜBAREK

OLSUN Büyükanıt,
resepsiyona Gül ile birlikte geldi. İkilinin gelişini gören Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazetecilere "Hadi ben gidiyorum. Gazanız mübarek olsun" diye takıldı.

Büyükanıt, gazetecilerin soruları üzerine 30 Ağustos mesajının neden 27 Ağustos’ta yayınlandığı sorusunu şöyle yanıtladı:

"28’inde yapsaydık, ’seçildiği gün yaptılar’; 29’unda yapsaydık, o zaman da ’seçildikten bir gün sonra yaptılar’ diyecektiniz. O yüzden 27’sinde yaptık."

Başbuğ’un, DTP’lilerin neden resepsiyona çağırılmadıkları sorusuna, "Onları buraya çağırdığımız sırada şehit verseydik ne olurdu?" karşılığını vermesi ilginç yorumlamaydı.

GECENİN YILDIZI Gecenin ’yıldızı’ Genelkurmay Başkanı’nın eşi Filiz Büyükanıt sayılabilir. Sıcak ve samimi tavırlarıyla konuklarla tek tek ilgilenmeye çalıştı. Protokol için hazırlanan özel bölüme gelindiğinde Başbakan Erdoğan’ın yanına giden Filiz Hanım, "Sayın Başbakanım lütfen oturunuz, sizi dinlendirmek istiyoruz" dedi. Erdoğan önce bayanların oturmasını beklediğini ifade etti ve sonra yerini aldı.

Orkestra vals çalmaya başlayınca Filiz Hanım, özel bölüme giderek eşini dansa kaldırdı. Büyükanıt, Gül ve Erdoğan’a dönerek "Hakikaten dünya tersine döndü" dedi. Dansa diğer komutanlar da eşleriyle birlikte iştirak etti.

(Posta’dan Hakan Çelik’in anlatımına göre, komutanlar dans ederken Referans’tan Nuray Başaran, Başbakan’a "dans edelim" önerisinde bulunmuş. Başbakan da, yakınında bulunduğundan kendisini işaret ederek, "Ben bilmediğim işi yapmam. Sen Hakan Çelik’le dens et" demiş, sonuçta böyle bir şey olmamış.)

Beş dakika süren danstan sonra ’sıcak’ sohbetler devam etti. 17 dakika sonra da Gül, Toptan ve Erdoğan, bakanlarla birlikte resepsiyondan ayrıldılar.

Bu dansın mesaj neydi?

"Biz hep buyuz, hayat tarzımız bu; biz değişmeyiz" demek mi?

Deniz Baykal’ın ’uzak’ sohbeti

DENİZ Baykal, protokolde devlet zirvesinden uzakta, sağ tarafta oturdu. İki yanında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile ATO Başkanı Sinan Aygün vardı. En çok konuşan da Hisarcıklıoğlu idi. Onların yanlarında da bakanlar Cemil Çiçek, M. Ali Şahin, Mehdi Eker ve Faruk Nafiz Özak yer aldı. Ev sahibi Büyükanıt’ın, Devlet Bahçeli’yi yanına oturtup sohbet ederken, Baykal’ı Gül ve Erdoğan’ın yanına götürmemesi dikkat çekti.

Kör olacağız

GEÇEN yılki resepsiyonda komutanların dans etmesini sadece Taki Doğan’ın dijital kamerayla görüntülemesi olay olmuştu. Bu yıl resepsiyona katılan tüm medya mensupları, cep telefonlarının dışında küçük kamera ve ses alma cihazlarıyla gelmişlerdi.

Protokol bölümünde foto muhabirlerinin flaşlı çekim yapmaları resmi protokolü rahatsız etti. Gül, "Vallah bizi kör edecekler" dedi. Büyükanıt da gözlüğünü çıkararak "Ama olacağız" diye ekledi.

Gül, "Aslında Batı’da böyle yerlerde müzelerde, flaşsız fotoğraf çekiyorlar" kuralını hatırlattı.

Gazeteciler, Erdoğan ile Bahçeli’nin el sıkışması üzerine, "Bu kez elini sıktım, sıkmadım tartışması olmaz. Artık el sıkışmayı gördük" diye şakalaştılar.

Resepsiyonda ufak sandviçler dağıtıldı. Kırmızı peçetelerde et, beyaz peçetelerde ise tavuk döneri vardı. Büyükanıt cintonik, Gül portakal suyu içti. Erdoğan ile Gül’ün sık sık soyulmuş badem içi ve beyaz leblebi yedikleri gözlendi.

AFGAN USULÜ

Eski Dışişleri Bakanlarından Hikmet Çetin ile Orgeneral Büyükanıt karşılaştıklarında ’Afgan usulü’ kucaklaşarak hasret giderdiler. Hikmet Çetin sorular karşısında, yeni bir parti oluşumuna sıcak bakmadığını söylerken "Afganistan’a yerleşeceğim" diye konuştu. Bu sözleri şaka olarak alındı.

Yine eski bakanlardan İsmet Sezgin’in Büyükanıt’ın kulağına eğilerek bir şeyler söylemesi merak uyandırdı. Büyükanıt, Emin Çölaşan’ın bulunduğu bölgeye giderek "Nasılsınız?" diye sordu. Çölaşan, "İyiyim, siz nasılsınız?" dedikten sonra Büyükanıt çevresindeki gazetecilere şunları söyledi: "Emin Bey böyle davetleri sevmez, gitmez. Ama bizim davetimize gelmesinden ötürü mutluluk duyduk." Çölaşan bunun üzerine, "30 Ağustos bizim bayramımız" diye karşılık verdi. Resepsiyondan ayrılırken de kendisini gören Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ve bir grup komutan, Çölaşan’la sohbet etti.

Büyükanıt,
Tercüman yazarı Behiç Kılıç’a, "En korktuğum adamdır. Çünkü dili çatallıdır" diye takıldı.

Gül, Toptan, Erdoğan ve bakanların resepsiyondan ayrılmasından sonra ABD Büyükelçisi Ross Wilson ve eşi, Büyükanıt ve komutanların yanına gelerek Zafer Bayramı’nı kutladı.
Yazarın Tüm Yazıları