Bisiklet ve yaya yolu valeler için mi yapıldı

Boğaz’daki kahvaltı mekânları, özellikle de Emirgan sahilinde polisler görevlerini yapmadığı için trafik tıkanmakta, ‘valeler’ terör estirmekte, park yaparken tüm kuralları ihlal etmektedir. Yeni yapılan yaya ve bisiklet yolu da otopark olmuş durumdadır. Belediye bunlar daha çok kazansın diye denizi doldurmuş gibi bir durum ortaya çıkıyor. Günümüzde görevini hatalı veya yanlış yapanlar için kullanılan malpraktis (malpractice) kavramı ve ceza uygulaması nedense sadece doktorlar için kullanılmaktadır. Halbuki malpraktis, görevini hatalı veya yanlış yapan her meslek için geçerlidir. Bu nedenle görevini hatalı veya yanlış yapan trafik polisleri için de malpraktis nedeniyle ceza ve tazminat davaları açılmalıdır. O zaman polisler görevini layıkıyla yapar, valeler de yaya ve bisiklet yollarını kendi ticari amaçları için kullanamazlar.

Hakan TUTUK

‘Beşiktaş Dosyası’ dağ fare doğurdu

BEŞİKTAŞ Belediyesi’nin üç lojmanının satışına ‘hayır’ diyen dört belediye meclis üyesinin partiden ihraç edilmesi ile ilgili gelişmeler, CHP’yi sarsmaya devam ediyor. Dünkü il yönetim kurulu toplantısında da İl Başkanı Murat Karayalçın’ın ‘perdelemesi’ ile ‘Beşiktaş dosyası’ görüşülemedi, askıya alınmış oldu. İl yöneticilerinden bazıları “Murat Bey, dosyayı neden hasır altı ediyor; anlamıyoruz” diye konuştular.
Tartışmalar bir partilinin annesinin cenaze töreninde, bir üyenin “Artık parti olarak çok tartışılıyoruz. Beşiktaş dosyası tamamlanıp önümüze getirilemiyor. Beşiktaş’ta bir belediye meclis üyesinin ‘il yönetiminden geçirsinler de görelim’ diye tehdit savurmasının bir örneği yok şimdiye kadar. Partiyi bizler mi yöneteceğiz, ‘bunlar’ mı?.. Biz seyirci kalamayız, bu dosya açılmalı ve sonlandırılmalıdır” demesi kongre öncesinde büyük sıkıntı yarattı.
Bu arada “Toplumda temizlik isteyen bir partinin önce kendisinin temiz olması gerekiyor” denmesine kadar giden tartışmaların başlangıcı, Beşiktaş Belediyesi’ne ait üç lojmanın satışının gündeme gelmesi ile başladı. Başkan Murat Hazinedar’ın belediyenin kaynağa ihtiyacı olduğunu belirterek bu satışı istemesine karşın Belediye Meclisi’nde CHP’li dört üye buna karşı çıktı. Bu üyelerin ihraç edilmesi istendi.
Bu arada Sarıyer’le ilgili bir yolsuzluk dosyasının da gündeme alınmaması dikkat çekti.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

‘Sevginin, barışın günü olsun’

1992 yılında Birleşmiş Milletler’in kararı ile 3 Aralık ‘Uluslararası Engelliler Günü’ olarak kabul edilmiş; bu karar, 1993 yılı Mart ayında BM İnsan Hakları Komisyonu’nun 1993/29 sayılı bildirisi ile 3 Aralık Günü’nün tüm dünyada engellilerin topluma kazandırılması ve haklarının ‘tam ve diğer insanlara eşit ölçüde’ sağlanması amacı için çalışılması gereken bir gün olarak tüm dünyaya duyurulmuştur. O zamandan beri 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir.
Yavuz DEMİRGİL
Türkiye Ortopedik Engelliler Federasyonu Bşk. Yrd.

Dövecek mi, sevecek mi?

MHP’de sıkıntılı dönem başladı. Meral Akşener, Sinan Ogan ve Koray Aydın adaylıklarını ilan ettiler.
Üç aday ortak bir metin üzerinden olağanüstü kongre imzasını toplamaya başladı. Dün partinin en genç üst kurul delegesi (Halit Çekiç), Akşener için ‘olağanüstü kongre talep formunu’ imzaladı. Usule göre, adaylar topladıkları ‘imzaları’ birleştirecek ve avukatları aracılığıyla Genel Merkez’e teslim edecekler. Her imzanın noter onaylı olması gerektiğini de hatırlamak gerekiyor. Bu başvuru sonrasında MHP Genel Merkezi’nin imza veren delegeleri ‘ihraç’ edeceği söylentisi en çok tartışılan konulardan biri...
Genel Başkan Devlet Bahçeli ise olağanüstü kongre talebine ve çıkan adaylara dün grup toplantısında ağır eleştirilerde bulundu.
MHP’yi iyi takip eden gözlemciler, “Bugüne kadar parti içerisinde bu denli güçlü bir muhalefetin olmadığına” dikkat çekiyor.
Asıl sorun şu noktada düğümleniyor: Eğer olağanüstü kongre talebi yasal sınırlar içerisinde meşru bir biçimde gerçekleşirse, bugüne kadar hep yasalara ve hukuka saygı gösterdiğine inanılan Devlet Bahçeli’nin ne yapacağı merak konusu...
Açıkçası demokrasi ve hukuk mu kazanacak, yoksa her geçen gün daha dozunu arttıran otokrasi mi?

Rusya’ya ihracat konusunda Meclis araştırması istendi

YAŞ meyve-sebze ihracatımızda ilk sırada bulunan Rusya’nın, yaşanan uçak düşürme krizi nedeniyle 2 bin TIR’ı gümrükte beklettiği iddiaları üzerine açıklama yapan CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, “Vurulan Rusya uçağı maalesef Manisa’nın bağlarına düşmüştür” dedi. Nurlu, Meclis’te bir araştırma komisyonu kurularak Rusya’ya yapılan sofralık yaş üzüm, domates ve diğer yaş meyve ve sebze ihracatında yaşanan sorunların tespiti, ihracatçılar ve üreticilerin zarar görmemesi için gereken tedbirlerin alınmasını istedi.
(İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2014’te 31.2 milyar dolar.)

Biliyor musunuz

-CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’ün, Davutoğlu’nun Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına ilişkin yaptığı “Tutuklu yargılanmalarına karşıyım” açıklamasının inandırıcı olmadığını belirterek, “Sayın Başbakan kimseyi kandırmasın. Eğer bu konuda gereğini yapmak istiyorsa sulh ceza mahkemelerini derhal kaldıralım, var mısınız Sayın Başbakan? Halkı kandırmayın, bu mahkemeleri kuran sizsiniz, hâkimleri atayan sizsiniz” dediğini...
-CUMHURİYET E. Savcısı İsmet Tuncer, 9 yıl süren meslekten ihraç davalarına karşı AİHM’de açtığı ve 6 bin lira kazandığı tazminat kararını yanlış bularak “Türkiye bir hukuk devleti değildir. İnsanına antidepresan dayatan bir anlayışı reddediyorum” diyerek bu konuda İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde bir açıklama yapacağını (0532- 724 72 81)...

Türkiye ve Rusya arasında eski Alman Başbakanı Schröder arabalulucu olsun 

GERMANYFANS GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Baraner, Rusya krizinin turizme etkilerini TurizmGüncel’e değerlendirdi. Bu sezonun turizmdeki 38’inci sezonu olduğunu belirten Baraner, daha önce bu sezon kadar karışık ve negatif enerji veren bir sezon geçirmediğini söyledi. Türkiye’de turizm sektöründe çalışan yüzbinlerce insan olarak sayısız krizi insani yaklaşımlarla ve sevgi-saygı dolu mesajlarla atlattıklarına değinen Baraner, Rusya krizinde durumun farklı olduğunu belirtti ve şunları söyledi:Bazı kurum başkanlarının ve turizmcilerin ‘Ruslar gelmezse de olur’ gibi beyanatlarını çok ucuz ve turizm karşıtı görüşler olarak kabul ediyorum. Biz turizmi hiçbir milleti birbirinden ayırmadan ve hiçbir milleti birbiri ile ticari anlamda çarpıp bölerek matematik işlemi yapmadan sevdik ve saydık. Bu son 30 yılda taş üstüne taş koyan yüzbinlerce turizmci tırnakları ile bütün dünya piyasalarını kazıyarak, turizmi bu hale getirdi. Kimse ucuz kahramanlık yapmasın.”Turizm Bakanlığı’na Mahir Ünal’ın getirilmesinden çok umutlu olduklarını söyleyen Baraner, krizin çözümünde Ünal’dan beklentilerini şu şekilde açıkladı:“Kendisinin uluslararası tecrübesi ve olaylara çok hızlı, stratejik ve dinamik bakması bizi umutlandırıyor. Bu anlamda, özellikle yaşanılan krizin gerçek fotoğrafını çekip her ülke bazında değişik önlemleri alınması amacıyla çalışma başlatılması ivedilikle gerekmektedir. Türk turizminin en önemli devamlı müşterileri çocuklar ve kadınlardır. Kadınlara ve ailelere yönelik, insanlara umut ve yaşam sevinci veren, doğa, deniz, kumsal, yemek, eğlence ve spor fotoğraf ve motifleri ile tüm dünyayı donatmamız lazım.”Bu yıl özellikle Almanya’ya çok farzla arz sunulacağının görüldüğünü söyleyen Baraner, “Fiyatların dibe vurmaması için önlemler alınıp, mutlaka ve özellikle satış acentelerinin Türkiye’yi hak ettiği şekilde sunmasını sağlamak için çok ciddi stratejik çalışmalar gerekmektedir. Almanya pazarı bozulmamalıdır.”Baraner, “Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Putin ve Erdoğan ile uzun yıllardır dostane ilişkileri vardır. Her ikisine de yakındır. Schröder, Türk ve Rus dostluğunun en kuvvetli birleştiricisi ve tutkalıdır. Arabuluculuk için hatırlatmak istedim” diyor.