12 yıl önce Belçika’nın Genk kentinde kahvehane işletiyordum. Bir sabah işyerimi yeni açmıştım, beş kişi geldi. ‘Buyrun kardeş ne içersiniz?’ dedim, çay dediler.
Ben de bardaklara çay doldurmaya giderken, sonradan yasadışı terör örgütü PKK militanları olduğunu öğrendiğim bu beş kişi arkadan özel yapılmış sopalarla kafama ve vücudumun çeşitli yerlerine vurdular. Bu linç girişimi sonucu kollarım, kaburgalarım ve kafatasım birçok yerinden çatlamıştı; komaya girmişim.
Şu anda hayatta olmamı kahvehanenin hemen karşısındaki hastanenin bana yaptığı müdahaleye borçluyum, uzak olsaydı bugün hayatta olmayacaktım.
Yaşamım boyunca kimseyle bir sorunum olmadı. Poliste verdiğim ifadede bana beş kişinin saldırdığını ve tanımadığımı söyledim. Bir süre sonra evime Brüksel PKK örgütünden geldiklerini söyleyen kişiler, benim yanlışlıkla cezalandırıldığımı ifade ettiler.
Ben de korktuğum için mahkemeye gitmedim ve davacı olmadım. 12 yıldır evim ile hastane arasında mekik dokuyorum; ameliyat sayısını hatırlamıyorum.
Bütün bu olanları unutmak isterken Brüksel polisi nasıl bilgi ele geçirdiğini bilmiyorum; bana saldırıp linç etmek isteyenleri tespit etmiş.
Şimdi, ağustos ayından beri evime gelip beni tehdit ediyorlar bu PKK’lılar... Bana ‘Gel mahkemede söyle, ben hiçbir şey talep etmiyorum de...’ diyorlar. Ben de onlara ‘Ben sizi mahkemeye vermedim, size karşı kamu davası yürütülüyor, beni rahat bırakın çocuklarımla...’ dedim.
Ancak beni tehdit etmeye devam ettiler, evimden kaçtım, ölmekten korkuyorum.
Yargı onlardan mahkeme masrafları istiyor. Ve bu şahıslar mahkeme masraflarını vermemek için beni tehdit ediyorlar.
Şimdi Belçika’da beni arıyorlar. Ben buradan bütün kamuoyundan duyarlılık bekliyorum.
50 yaşındayım, beş çocuğumla mütevazı bir hayat yaşıyordum.
Yıllar önce Tunceli’den Belçika’ya geldim. Tunceliliyim. Yukarıda da belirttiğim gibi her an infaz edilebilirim.
Bütün basın ve kamuoyundan bu olaya duyarlı olup tepki göstermelerini bekliyorum.
Hıdır AVCI-GENK/BELÇİKA
Koray Aydın AKP’ye okul ihaleleri ile bindirdi
YÜCE Divan’a, DYP’li Yaşar Topçu ile sevk edilen Bayındırlık eski Bakanı MHP’li Koray Aydın önceki gece Meclis’te ilginç bir konuşma yaptı. AKP milletvekilleriyle zaman zaman tartıştı; oturumu yöneten başkan tarafından en az 10 kez uyarıldı.
Koray Aydın, kendisine yönelik iddialar karşısında, AKP’nin Milli Eğitim’in okul ihalelerini gündeme getirdi.
‘Bakın, Milli Eğitim Bakanlığı ihale yaptı. Bu çok yakında oldu. 400 trilyonluk bir ihale. 379 trilyon lira işlerin keşiflerinin ilk rakamları, müeahhitler kırmış, 283 trilyon lira kıranların fiyatları, arada tam 86 trilyonluk fark var.
Değerli arkadaşlar, en düşük teklif veren arkadaşlarla ben görüşüyorum, en düşük teklif verenler bile, bu işten çok ciddi para kazanacaklar. Hep şişirilmiş rakamlar, çok iyi para kazanacaklar. Vermediler oralara, yine bu en düşük madde sorgulanır yönetimden hareketle, işi 19., 25., 32., 35. sıradaki firmalara verdiler. Sorgulaya sorgulaya yoruldular, taa 35. sıraya gelinceye kadar. Bütün müteahhitler ayaklandı. Hürriyet’te Yalçın Bayer tam 6 gün üst üste (aslında 7 gün, YB.) Milli Eğitim 1, Milli Eğitim 2, Milli Eğitim 5, Milli Eğitim 6 diye yazı yazdı. Şimdi bütün müteahhitler mahkemelere gidiyorlar ama bunlar onayladılar. Bu kadar yazıya, bu kadar gürültüye, bu kadar çıkan pis kokuya rağmen onayladılar ve onaylayınca... Gazete haberleri elimde, ama teferruata girmek istemiyorum. Sayın Milli Eğitim Bakanı’nın yakın arkadaşlarının firmalarına kadar hep gazetelerde isimleri çıktı. Hep AKP çevresinden, onların büyük şehirlerde kazandığı tecrübeden dolayı kayırdıkları firmaların listeleri çıktı. Hepsi orada. Değerli arkadaşlar, yasaklı firmaya bile davetiye gönderdiler. Burada ismi var, firmayı deşifre etmeyeceğim. Yasaklı firmaya bile davetiye gönderdiler...’
Bu tartışmayı herkes izlemeliydi; Koray Aydın devam ediyor:
‘Bir de bölünmüş yol komedisiyle karşı karşıyayız. Tam bir komedi’ diyor.
AKP’li Samsun Milletvekili Ahmet Yeni bağırıyor:
‘Doların hesabını bekliyoruz.’
A Ali, a Veli...
THY’ye yakışmaz
THY’nin 0128 sefer sayılı uçağı ile 7 Kasım Pazar günü saat 15.00’te İstanbul’dan Ankara’ya giderken; uçak hareket etmeden önce hostes İngilizce anonsunda, ‘Ankara’ya uçuş süremiz 45 hour’, yani 45 saattir dedi. Önümde oturan yabancılar gülüşerek daha 45 saat yolumuz varmış diye birbirlerine takıldılar. Hiç kimsenin bizi bu duruma düşürmeye hakkı yoktur. Deneyimli personel çıkarılır, istifaya zorlanır, onun yerine torpilli yakınlar işe alınırsa olacağı budur.
Turgut TOKUŞ-ANKARA
turguttokus@hotmail.com
Biliyor musunuz?
Çorlu 1 Kasım İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki büstün güpegündüz kaidesinden sökülüp parçalandığını, yanındaki direkteki bayrağın yarıya indirildiğini, olayın üzerinden üç gün geçtikten sonra olayın faillerinin ikisi Sinoplu, birinin Siirtli 15-16 yaşında üç çocuk olduğunun saptandığını ve okullarda gerekli denetimi yapmayan Milli Eğitim Müdürü Zafer Altun Kozaoğlu’nun bu konuda eleştirildiğini...
ESENYURT beldesinin Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtının görülmeyecek şekilde iftar çadırı ve eski bir lunaparkın oyuncaklarıyla perdelendiğini, iftar sonrası bazı çocukların heykele ip bağlayarak çıkıp indiklerinin görülmesinin büyük üzüntü yarattığını (H.Ç.)... Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen Atatürk’ü anma töreninde; çelenk koymayan AKP’ye, sivil toplum örgütlerinden ve siyasi partilerden protesto tepkilerinin geldiğini, bu arada hükümet istifa diye bağırıldığını...
%60’ı İngilizlere satılan İstanbul Duty Free şirketinin, müflis İstanbul Havayolları’nın sahibi Özcan Toplar’ın ortaklarından olduğunun ileri sürüldüğünü... Karadenizli ünlü işadamı, AKP’li İbrahim Cevahir’in geleneksel iftar yemeğini kendi oteli Grand Cevahir’de verdiğini... Uzanlar’ın, ‘Bell Log Ranger’ helikopterini TMSF’nin satışından alan Sancak Grubu’nun patronu Mustafa Bayrak’ın şimdi de Star grubuna talip olduğunun konuşulduğunu... CHP İstanbul Milletvekili M.Ali Özpolat’ın Küçükçekmece gölündeki çevre faciasını bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdığını...