Bir sokak ve parka ’Cumhuriyet Çıkmazı’ adı konulur mu

BİR okurumuz, "Çağdaş Tuzla (İstanbul) adlı yerel gazetede bir haber okudum. İçmeler Mahallesi’nde ’Cumhuriyet Çıkmazı Parkı’ varmış. Bu ismi, parka ve sokağa kimler, ne zaman vermiş, açıklasın?" diyordu.

Gazete sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Halil Özen’e sorduk.

Bize şu bilgiyi verdi:

"Evet, bir sokağın adı ’Cumhuriyet Çıkmazı’dır... Daha bitmedi, buradaki bir parkın adı da ’Cumhuriyet Çıkmazı Parkı’... Üstelik belediyemiz bunu hiç utanmadan faaliyet raporuna ’biz bu parkın bakımını yaptık’ diye de yazmış. Kitabın başında gülümseyerek poz veren başta Belediye Başkanı Mehmet Demirci ve meclis üyeleri bunun farkında değil mi? Cumhuriyet, bir çıkmaz sokağa verilecek isim midir?

Biz bunların haberini yaptık. Tuzlalılar buna inanılmaz tepki gösterdi, gösteriyor. Biz de bir kampanya başlatıyoruz. İlçemizde daha önce yapılan kültür merkezinin adı ’İdris Güllüce Kültür Merkezi’ yerine ’Cumhuriyet Kültür Merkezi’ olarak değiştirilsin. Sokağa isterlerse ’İdris Güllüce Çıkmazı’ diyebilirler.

(İdris Güllüce, Tuzla’nın eski Belediye Başkanı olup, halen Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı’dır.)

RANT KAPISI

Gazeteci Özen anlatmaya devam ediyor: "İlçemiz önce RP, ardından bu kadroların AKP’ye geçmesiyle aynı zihniyet tarafından 15 yıldır yönetiliyor. İstanbul’un bu sınır ilçesinin haksız uygulamalarla nasıl bir rant kapısına döndüğünü tahmin edersiniz. AKP İlçe Başkanı Şadi Yazıcı’nın, ilçemizde tersane sahipleri tarafından yaptırılan bir hastanenin işletmesini alması, kaçak yapılar, mahkemelerden dönen ama hukuki sonuçları kesinlikle uygulanmayan 18 imar uygulamaları; Tuzla merkezde çok yakında uygulanacak olan ’Kentsel Dönüşüm’ün nasıl rantsal dönüşüme uğrayacağının kanıtları... Yaşadıklarımızın sadece kısa bir özeti. Biz sınırlı olanaklarımızla iki yıldır bunlarla mücadele ediyoruz. Lütfen sesimizi duyurun."

Eminönü’nde eski tas eski hamam

CHP Eminönü İlçe Başkanlığı’ndan gönderilen zarfta Milliyet’te Lübe Ayar imzalı "Tadilat yaparken tarihi surları yıktılar" (21.3.2005) başlıklı bir haberin küpürü de vardı. Eminönü eski Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya’nın ağabeyi olan Mahmutpaşa Esnaf ve Tüccarlarını Koruma ve Çarşısını Güzelleştirme Derneği Başkanı Nuh Çetinsaya’nın kaçak tadilatlarını anlatan yazı...

Eminönü’nde değişen bir şey yok; tarihi yarımada gelen gideni aratıyor.

Tahir Aktaş, A. Naci Akgün, Ahmet Çetinsaya, Lütfi Kibiroğlu ve son olarak, Başbakan Erdoğan’ın avukatı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın ortağı Eminönü Belediye Başkanı Av. Nevzat Er’in ’kaçak yapılaşma’ uygulamaları da gündeme geldi sonunda. Halbuki Er, seçim beyanlarında Eminönü’nde kaçak yapılaşmaya kesinlikle izin verilmeyeceğini açıklamıştı.

Demek ki, baştan ’denetimli’ giden imar uygulamalarında ipin uçu kaçmış.

Geçen dönemin FP/SP’li Belediye Başkanı Kibiroğlu, döneminde yapılan kaçakların hesabını İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde veriyor.

İhaleye fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmaktan yargılanan eski başkanlar da ’Rahşan Affı’ndan yararlanıp hesap vermekten kurtuldular.

Son kaçaklar mı; Ferhat Oteli’nde, Gençtürk’te, Beyazıt Aynacılar’da ve Mahmutpaşa’daki kaçak katları, tadilat ruhsatı ile yapılan inşaatlar, tarihi binaların yapılan giydirmeler; bunlar basit imar suçları değil. Büyükşehir ve Anıtlar Kurulu üzerlerine düşeni yapmadıklarından inşaat furyası sürüyor. Yoksa belediyeler yeni bir imar affı mı bekliyorlar?

Bursa arıtma tesisine zabıta memuru atandı

BURSA, Doğancı içme suyu temin edilen, ülkemizin en iyi ve en verimli işletilen belki de tek içme suyu arıtma tesisidir. Bu tesiste özverili çalışan Arıtma Şube Müdür Vekili, Kimya Mühendisi Mümin Ersöz kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır. Yerine, meslek yaşamında bir gün bile Bursa veya başka bir ilde içme suyu arıtma tesislerinde çalışmamış ve böylesine bir eğitimden geçmemiş, yaklaşık 7 yıl zabıta memuru olarak çalışan, Biyolog Cengiz Çelik atanmıştır. Kendisi, Artvin, Yusufeli doğumludur.

Bir arıtma tesisinde çok büyük sorumluluk ve mesleki bilgi gerekmektedir.

Çünkü söz konusu olan insan hayatıdır. Malatya’da geçenlerde yaşanan ishal, tifo, vb. hastalıklara yakalanılması olayından gerekli dersler çıkarılmıyor galiba.

Liyakat değil, siyaset bu ülkeyi zora sokar. Bursa Büyükşehir Belediyesi bunu böyle bilmeli.

(Not: AKP Grup Başkanvekili ve Bursa Milletvekili, Artvin kökenli Faruk Çelik’e bir soru: Bursa’daki bürokrasiye atanan bu kaçıncı Artvinlidir. Açıklayabilir mi acaba?)

Vahap SINMAZ

Kimya Mühendisleri Odası Bursa Yönetim Kurulu Başkanı


GÜNÜN SÖZÜ

"İflah edilmez bir Atatürkçü olarak, bu ülkede Fethullah Hoca’nın iyi şeyler yaptığına inanıyorum. Cumhuriyet’ten ayrıldım ama İlhan Selçuk saygı ve sevgi duyduğum bir insandır. Yıllar geçtikçe Cumhuriyet’in kazanımlarının daha da yerleştiğini düşünüyorum. Hükümeti çok başarısız da bulmuyorum; ancak muhalefetin de AKP’yi eleştirmelerini yetersiz buluyorum."

(Bugün Gazetesi yazarı Prof. Toktamış Ateş)

Cömert doğru söylemiş ama

HAVA
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, "Herkes Kuran okumalı" demiş; doğru söylemiş. Ancak Türkçe lisan, aklen Kuran, yürekten insan, kalben iman koşuluyla... Akıl-nas... Esin-vahiy, gerçek-düş, evrim-yaradılış dengesine hassasiyet göstermek şartıyla.

N.KAPTAN-ANKARA


Biliyor musunuz

BÜYÜKŞEHİR Mezarlıklar Müdürlüğü’ne 80 imam daha alındığını, bu durum karşısında eski 71 imam kadrosu arasında huzursuzluk ortaya çıktığını...

TARSUS Belediye Başkanlığı’nı 1994’ten beri yürüten Burhanettin Kocamaz’ın, "MHP Tarsus Kongresi’nde yapılan açıklamalar, ülkücülük kurallarına uygun düşmeyen üzüntü verici açıklamalardır. Veremeyeceğim hiçbir hesabın olmadığını en çok Mahmut Tat bilir" dediğini...

DYP’de yönetim ve siyaset yapma anlayışındaki görüş ayrılığı nedeniyle görevinden ayrılan eski milletvekili Rıza Akçalı’dan boşalan Yerel Yönetimler Başkanlığı’na Orhan Keçeli’nin getirildiğini...

CHP’nin, 2005 yılına göre, bu yılın ilk iki ayında kapanan şirket sayısının yüzde 158 artış gösterdiğini belirterek, uygulanan ekonomik politikaların esnaf ve sanatkárlara olumsuz etkilerinin değerlendirilmesi için TBMM’de genel görüşme istediğini...

MESAJ PANOSU

OKULLARDAKİ öğrenci kavgalarının kontrolü, okul nöbetçi heyetini aşmaktadır. Okul idare yönetmeliğinde yeri belirtilmek ve ücreti okul koruma derneklerince ödenmek üzere koruma görevlisi tutularak şiddet olaylarının önü kesilebilir.

Emel ÖZGEN-Emekli eğitimci

’CEZAYİR Anıtı’ önerisine bir hatırlatma yapmak istiyorum. Önce Beyoğlu Belediyesi, Cezayir Sokağı’nı kapatıp burasını Fransız Sokağı yaptığı için utanmalı. Asıl Cezayir Sokağı yeniden açılmalı ve okurunuzun önerdiği anıt bu sokağın girişine dikilmelidir.

Hasan ÖZCAN-ANKARA


NOT: Tayyip Erdoğan’dan önce ’kedi’ olarak karikatürü çizilen başbakan kimdi? "Demokrat Parti’nin Kedileri" başlıklı yazımızı ve İstanbul’da bir İETT şoförünün frenli tuzağı sonucu hamile kadının başına gelenleri www.hurriyet.com.tr Yazarlar-Yalçın Bayer bölümünden okuyabilirsiniz.

KÖŞEMİZDEKİ ANONSLA DUYURDUĞUMUZ VE SADECE BURADA OKUYABİLECEĞİNİZ YAZILAR

Demokrat Parti'li kediler/images/100/0x0/55eb5d89f018fbb8f8bc693f

Menderes, Ratip Tahir Burak'a, kedili karikatüre dava açmamıştı

BİZİM Taşkın Su, 'Tayyipler Alemi' karikatürüyle ilgili gerekçeli kararın açıklandığı gün elinde bir dergiyle geldi. "Usta, Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart, geçtiğimiz yıl, Tayyip Erdoğan’ı 'iplik yumağına dolanmış kedi' olarak çizmişti. Erdoğan, Kart’ı mahkemeye vermiş ve 5 bin YTL tazminat davasını kazanmıştı. Gene Erdoğan, Penguen dergisinin 127. sayısının kapağında, 'Tayyipler Alemi' konulu karikatürlerde kendisi çeşitli hayvan figürleri şeklinde betimlediği gerekçesiyle 40 bin YTL'lik tazminat davası açmıştı. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava karar duruşmasında reddedilmişti" diyerek şöyle devam ediyor:

1996-2000 yılları arasında çıkan Tombak dergisinin 28. sayısında karikatürist Ratip Tahir Burak’ın (1904-1977) hayatını ve eserlerini konu alan Zafer Toprak imzalı yazıyı okurken sayfadaki bir karikatür dikkatimi çekti. Burak, Ulus Gazetesi’nde yayınlanan karikatüründe, üstünde Ulus yazan, bir parça ciğerin etrafında dolaşan kedileri çizmiş. Kedilerden biri dönemin Başbakanı Adnan Menderes... Diğer kediler arasında kimler yok ki? DP’nin ileri gelenleri Samet Ağaoğlu, Fatih Rüştü Zorlu, Tevfik İleri, Hasan Polatkan... Yazının tamamını okuyunca karikatürde 'kedi' olarak tasvir edilen hiç kimsenin Ratip Tahir Burak’a dava açmadığını öğrendim.

Yalnız şunu da belirtmek isterim ki Burak, 1955 yılında Ulus Gazetesi’nin bir başka karikatüristi Halim Büyükbulut’un çizdiği bir karikatüre yazdığı altyazıdan dolayı 18 ay hapse mahkum olmuş ve cezasını Toptaşı Cezaevi'nde çekmiş. Yani, Ratip Tahir Burak, Türkiye'de, çizdiği bir karikatür nedeniyle ‘içeri giren’ ilk fikir suçlusu."

İETT şoföründen hamile kadına frenli tuzak

ÖZEL bir hastanede hemşire olarak çalışan 24 haftalık hamile Vildan Aydın'a bir İETT şoförünün neler yaptığını öğrenmek ister misiniz? Aydın, 22 Mart günü 18.00’de çalıştığı hastaneden çıkarak Çekmeköy’deki evine gitmek için Mecidiyeköy otobüs duraklarında 122M kodlu otobüsü beklemeye başladı. 18.10’da hareket etmesi gereken otobüs 19.30’da kalktı. Aydın, otobüsün geç hareket etmesi nedeniyle diğer yolcularla birlikte şoför Ali Çelik’le tartıştı. Bu tartışmanın ardından otobüs 4. Levent durağına geldiğinde Aydın’ın yanında bulunan 2 kadın, şoförün radyodan yüksek sesle dinlediği müziğe güldü. Şoför Çelik, koltuğundan kalkarak Aydın’ı "Niye gülüyorsun, toplu taşıma aracında böyle gülünmez" diyerek azarladı. Bunun üzerine Aydın gülen kişinin kendisi olmadığını söyleyerek "Benimle bu şekilde bağırarak konuşamassınız. Üstelik sizin dinlediğiniz müziği dinlemek zorunda değilim. Toplu taşıma aracında böyle yüksek sesle müzik dinlenilmez" dedi. Şoför kafasını sallayarak yerine otururken, hemşire Aydın, otobüs evinin bulunduğu Çekmeköy’de Hamidiye durağına geldiği sırada inmek için ayağa kalktı. Bu sırada şoför çok ani bir fren yapınca dengesini kaybeden Aydın savuralarak düştü. Diğer yolcuların yardımıyla ayağa kalktığında "Hamile olduğumu görmüyormusun. Nasıl frene basıyorsunuz. Dikkat etsenize" dedi Şoför Çelik, özür dilemek ve yardımcı olmak yerine "Düzgün tutunsaydın sen de" diyerek, talihsiz kadını azarladı. Otobüste bulunan yolcularda Çelik’e çıkışarak hamile kadına böyle davranmamasını söylediler. İnmek için kapıda bekleyen Aydın ikinci bir şoku da bu anda yaşadı. Bir anda otobüsün kapılarını kapatan şoför, Aydın’ın "Duraktayız kapıyı niçin açmıyorsun?" demesine aldırmadan yoluna devam etti. Bir sonraki durakta da Aydın’ı indirmeyen Çelik son durakta kapıyı açarak diğer yolcularla birlikte Aydın’ın otobüsten inmesine izin verdi. Yolcuların inmesiyle birlikte Çelik hızlı bir şekilde duraktan uzaklaştı.

BEBEĞİN DURUMU İYİ

Olayın ardından eşiyle birlikte hastaneye giden Vildan Aydın bebeği ve kendisi ile ilgili kontrol yaptırdı. Şans eseri kendisinde ve bebeğinde bir sorun olmadığı belirlendi. Aydın, daha sonra Çekmeköy Jandarma Karakolu’na giderek şoför Çelik’ten şikayetçi olurken, Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı’na da suç duyurusunda bulundu. Savcı Akın Yılmaz olayla ilgili soruşturma başlattı. Yaşadığı olay nedeniyle uzun süre şoktan kurtulamayan Vildan Aydın "Hamile olduğumu bile bile nasıl böyle bir şey yapar. Ayağa kalktığımda bilinçli fren yaptı; bana ve bebeğime her şey olabilirdi. Böyle bir şoförü İETT nasıl çalıştırır hala anlayamıyorum. O hatta karşıma tekrar çıkar korkusuyla otobüse binemiyorum” diyerek gözyaşı döktü. İETT yetkilileri, Çelik'le ilgili soruşturma başlatılabilmesi için İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk'ün konuyu Teftiş Kurulu'na taşıması gerektiğini ifade ettiler.
Yazarın Tüm Yazıları