Bilim mi katakulli mi

HÜRRİYET’in 30 ağustos tarihli sayısında “Doçentliğe yükselme sınavında usulsüzlük” başlıklı bir haber yeraldı. Yapılan haksızlıklar karşısında bir öğretim üyesinin yargıya düşmesi kabullenilebilir bir şey olmasa gerek.

Hacettepe ve Gazi’den bazı öğretim üyeleri aradılar, bu durumu çok ayıpladılar.
Kendilerinden bu konuda bir not istedik, anlattıkları şu. Sizlerle paylaşıyoruz.
“Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda keman ve şan dersleri veren Yard. Doç. Dr. Ferda Öztürk, Nisan 2009’da doçentlik sınavı için başvuruyor. 15.1.2010 tarihli doçentlik eser inceleme raporunda juri üyelerinden Prof. Dr. Cana Gürmen tarafından önce başarılı bulunan Dr. Ferda Öztürk, daha sonra üstelik yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak bir ay süresini aşarak anlaşılamayan bir gerekçeyle 16.3.2010 tarihinde Prof. Dr. Cana Gürmen’in kararını olumsuz olarak değiştirmesi sonucu başarısız kabul ediliyor. Mağdur olan Dr. Ferda Öztürk ise hukuki yollara başvurarak idari mahkemeye yaptığı başvuru sonucu mahkeme heyetinin aldığı yürütmeyi durdurma kararıyla doçentlik sınavına girmeye hak kazanıyor.”
Gazi Üniversitesi Konservatuarı doçentlik sınavında yaşanan bu olay, yüksek öğretimde haksızlıkların hangi boyutlara vardığını gözler önüne seriyor.
Öyle anlaşılıyor ki, kadro almak, yükselmek, hatır-gönül ilişki yada yandaşlık sonucu gerçekleşiyor.
Evet, YÖK Başkanı ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı’na sorulması gereken soruları da sıralıyorlar:
“1- Bu konuda Prof. Dr. Cana Gürmen’e disiplin soruşturması açılacak mıdır? Yükseköğretim kurumlarının çalışmalarını sekteye uğratacak nitelikteki işlemlerle, bir disiplin suçunun, juri üyesi Prof. Dr. Cana Gürmen tarafından işlendiği anlaşılmaktadır. Yükseköğretim Kurumu disiplin yönetmeliği Madde 11.b/11 uygulanacak mıdır?
2- Akademik yükseltme sınavlarının sonuçlarını kuşkulu hale düşüren, bilimsel gerçeklerden uzak bu tür juri kararları karşısında daha ne kadar suskun kalınacak? Prof.Dr. Cana Gürmen’in Üniversitelerarası Kuruldaki doçent jurilerini belirleme komisyonundaki üyeliği devam edecek midir?
3- Prof.Dr. Cana Gürmen, kendisinin yanı sıra 2 juri üyesinin de başarılı bulduğu doçent adayı Dr. Ferda Öztürk’ün akademik geleceğini etkileyen görev sorumluluklarını hiçe sayıp hangi güçlerin etkisiyle kararını değiştirdi? Kendisi sözlü sınavda bu duruma rağmen halen nasıl görev alabilir?
4- Genç akademisyenler sınavlarında bilime mi değer vermeli? Yoksa başka yollara mı başvurmalı?”

Büyükşehir, taşeron firmalarla deli dumrulluk yapıyor

BİZİM, Bahçeli 7. Cadde’de bir süredir yolun sağ tarafında ücret karşılığı park yaptırılmaya çalışılıyor.
Benden 5 TL ücret alan görevli bu işin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığı söylendi ve talebim üzerine bilet verildi.
Biletin üzerinde Murat İnş. ve Tic. Ltd. Şti. yazmaktadır. Aynı firmanın adını Tunus Caddesi’ndeki benzer uygulamadan aldığım fişlerin üzerinde de gördüğümü gayet net hatırlamaktayım. Dolayısıyla kafamda bazı sorular oluştu.
Herkesin parasıyla yapılmış bir caddenin üzerinde hiç bir ek yatırım olmaksızın vatandaştan 5 TL otopark ücreti alınması normal olabilir mi? Gelir belediyeye gidiyor olsa dahi belediyenin buralardan gelir elde etmesi şart mıdır?
Belediyenin buralardan gelir elde etme işini ihaleyle bazı firmalara vermesi doğru mudur? Bu ihaleler nasıl yapılmakta, ihaleyi kimler kazanmaktadır?
Özetle otopark mafyalığı elbise değiştirmiş olup vatandaşın sırtından yine haksız kazançlar elde edilmektedir.
Bertan KARACA

Kırmızı ışık radarları kime çalışacak


ANKARA genelinde tüm ana arterlere kırmızı ışıkta geçenlerin tespiti için ‘kırmızı ışık radarları’ konmuştur/konmaktadır. Bu sistemler Avrupa ülkelerinde çok güzel işlemektedir. Çünkü Cumhurbaşkanından belediye başkanına, herkes ama herkes kurallara riayet etmektedir.
Ancak güzel Türkiyemde, bu konuda ufak bir sorun var. Örneğin: sistem tam olarak devreye girdiğinde, biz kırmızı ışıkta beklerken arkamızdan ‘kırmızı plakalı’ ve ‘ayrıcalıklı vatandaşlar’ arabaları ve korumalarıyla gelip bizden yol vermemizi veya yolu boşaltmamızı istediğinde ne olacak?
Bu radarlar ‘kırmızı plakalı’ ve ‘ayrıcalıklı vatandaşlar’ın o noktadan geçtiğini anlamayacak ve bizim aracımızın kırmızıda geçtiğini kayıt altına alacaklar.
O zaman ne olacak, cezayı kim ödeyecek? Ali Rıza KOCABALLI

BEDAŞ’a çağrı

KÜÇÜKESAT Akyüz Sokak sakiniyim. Sokağımızda 20 numaralı bina ile 18 numaralı binanın arasında bulunan sokak lambası 3 gündür yanmıyor. Daha önce de sürekli yanmıyordu. 3 gündür sorunla ilgili Başkent Elektrik’den (BEDAŞ) hiçbir yetkili müdahale etmedi. Mahalle güvenliği açısından risk oluşturabilecek bu problemi yetkililerinin en yakın zamanda çözmesi gerektiğini düşünüyorum.
Doğa Can KARACA
Yazarın Tüm Yazıları