ETİLER Nispetiye Caddesi'nde, -Örneğin Namlı Kebap'ın karşısında- Beşiktaş Belediyesi'nin bez afişinde şu uyarısı ile karşılaşıyorsunuz.
‘‘Leventte villa almak isteyenler veya kiralayacaklar lütfen önce belediyemize başvurabilirsiniz.’’
Bu ne demektir? (Konut olarak almak isteyenlere) ‘‘Sakın ha burada bir işyeri, örneğin eczane ve polikilinik kuramazsınız, sadece eskisi gibi konut olarak kullanabilirsiniz’’, (cafe veya bar açmak isteyenlere ise) ‘‘Bunu ayrıntılı konuşmak gerekiyor!..’’ Belli ki bir 'ekip' bunların tarifesini belirliyor.
'Biliyor musunuz?'da (21.6.2003) şöyle yazmıştık:
‘‘Levent. Seher Yıldızı Çiçeği Sokağı, No: 7'de kaçak yapıldığı için önü panellerle kapatılan ve bir işçinin kaza sonucu öldüğü poliklinik inşaatının kime ait olduğundan Beşiktaş Belediyesi'nin hala haberdar bulunmadığını...’’
Beşiktaş Belediyesi ‘‘haberim var,tadilat ruhsatı verdim’’ diyemiyor.
Peki, tahtalarla çevrili villanın yerinde poliklinik yapıldığından haber olmadığına göre bez afişteki uyarının bir anlamı var mı?
BELEDİYEDEN ÇİFTE STANDART
Bir yandan 'hizmet' için uyarıyor, öbür yanda da 'kaçağa' göz yumarak çifte standart uyguluyor belediye...
Bez afişin altından geçip karşı paralel yola geçtiğinizde eski 'Trafik Vakfı Otoparkı' yerinde dev bir yapı ile karşılaşıyorsunuz. Bu komplekste Beşiktaş'a yeni belediye binası; önde ve arkada 550 m2'lik iki dükkan, 3000'er m2'lik iki kat çarşı ve bunun hemen altında da yine iki katlı otoparkın yapılıyor. Çevreye saygılı ülkelerde arsalar büyük, binalar küçük olduğundan, burada neden aksi bir durumun yaratıldığına üzülürsünüz. Ve yapı bloğunun iki yanındaki tüm dairelerin önlerinin kapanmasına insanların nasıl tepki göstermediğine şaşırsınız.
MARKET UĞRUNA...
Burasını projelendiren, başkanı 'inşaat mühendisi' olan bir belediyedir.
Belediye bu alanı kendi arsası ile bitişiğindeki Vakıflar'ın arsasını bir bina ile takas (o işlem ayrı bir hikaye) ettirerek bu rantı yaratıyor.
Açılan ihale de istenildiği gibi sonuçlanıyor; 5 firmadan biri yetersiz sayılıyor, 3'ü 'şartname dışında' yanlış teklif verdiği için diskalifiye ediliyor. Sonuçta ihaleyi 'kazanan' Polat İnşaat, kat karşılığı sözleşmesi ile gayrimenkulün yarısına sahip olmuştur. (Tarihi Ihlamur Kasrı karşısındaki evlendirme daireli, otoparklı ve marketli inşaatta olduğu gibi ..) Tek firmanın katıldığı ihale tartışmalı olmaz mı?
Çarşıların projesi 'market'e göre düzenlendiğinden çoktan anlaşma yapılan bir markete satılmış veya kiralanmış olabilir mi acaba?
Beşiktaş'ın, Ihlamur ve Nispetiye'deki son iki meydanı betona kurban edilirken 'Sanatçılar Parkı' gibi parkların anlamı kalıyor mu? Etiler'deki trafiği daha da çıkmaza sokacak bu yapı yoğunluğu kimlere ne kazanırıyor, kim kazık yiyor? Düşünün; bu işlerin arkasında BJK, GS ve FB'nin hangi 'ağır' isimleri olabilir?
Bu işlereinsanın hafsalası almıyor.
2 belediyeyi iyi tanıyın
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan'ın Çavuşbaşı'nda orman alanında bulunan 52 dönümlük arsası ile Üsküdar'da kaçak çıkan villasının bulunduğu yerlerin belediye başkanları kim?
Üsküdar Belediye Başkanı Yılmaz Bayat'ın (Kemahlı) imar yolsuzlukları ve usulsüzlüklerini sağır sultan duydu; ancak kendisi hep sessiz kaldı. Basından uzak duruyor. Özellikle tarikat bağlantılı ünlü isimlerin villa ve sitelerinin yapılmasına göz yumayarak güzelim Çamlıca tepelerini çirkin şekilde betonlaştırdı. İmarla ilgili 'bağışları' Allah rızası için topladığı söyleniyor. 'İskenderpalı', SP'li Recai Kutan'ın da Gümüş Mühendislik'ten eski iş ortağı. Bu nedenle AKP'ye gidemedi; zaten Tayyip Erdoğan'la ilişkilerinin iyi olamdığını herkes biliyor.
Beykoz'dan koparılarak belde yapılan Çavuşbaşı da tarikatların ünlü bir üssü. Karadeniz'den göç edenler ağırlıklı. Orman sahasında bulunduğundan konutların hiçbirinin ne tapusu ne de iskanı var. Tayyip Erdoğan'ın amca çocukları da burada oturuyorlar. Almanya'dan getirilerek başkan yapılan AKP'li Osman Şimşek (Karadenizli), neredeyse Kuleli Askeri Lisesi kadar hacimli Cübbeli Ahmet Hoca'nın, geçmiş hükümetin kamulaştırma kararına karşın hiçbir girişimde bulunmuyor.
Bayat ve Şimşek, başkanlıkları süresince kaçak hiçbir binayı yıkma teşebbüsünde bulunmakla hatırlanıyorlar.
Bunları duyan dinden imandan çıkmaz mı?
Ölenle beraber ölünmez
ZİNCİRLİKUYU Mezarlığı'nın yeni giriş kapısının biraz saray kapısına benzese de güzel olduğunu aktaran bir dostumuz ‘‘Tapının üzerindeki ‘Her canlı bir gün ölümü tadacak' yazısını görünce başını çevirdiğini’’ söyleyerek şöyle diyor:
‘‘Önünden hergün onbinlerce kişi geçiyor. Ölülerimize duayı düşünenler bu yazı karşısında irkiliyorlar.
Hepimiz öbür dünyaya gideceğiz; bunun bir yazı ile hatırlatılmasına gerek var mı? Kapının üzerine 'Zincirlikuyu Mezarlığı' yazılması daha doğru olmaz mıydı?’’
Bu sözcükle ’ölüm ile öç alınmak' mı isteniyor?
Japonya’ya giden SP'li başkanın kenti dökülüyor
ŞANLIURFA'dan Mustafa A. adlı okurumuz, ‘‘Aşağıda yazdıklarımın bir bölümü burada 'Halkın Sesi' gazetesinde de çıkıyor; ama SP'li belediyeden ses çıkmıyor. Lütfen bunlar Türkiye'de de okunsun’’ diyor.
Dinliyoruz:
‘‘Size Şanlıurfa Belediyesi'nde trilyonlarca liralık yolsuzluktan söz etmek istiyorum. Şanlıurfa Belediyesi'nin 2002 yılı faaliyet raporunda yaklaşık 350 bin ton asfalt malzemesi alındığı ve bununla sadece 69 km. stabilize ve 16.3 km. asfalt yol yapıldığı belirtilmiştir.
Ancak Karayolları Bölge Müdürlüğü'nün uzmanları tarafından yapılan hesaplamada yaklaşık 360 km. asfalt yol yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Peki bu malzemeler nereye gitmiş olabilir? Acaba bu malzemeler müteahhitten eksik alınıp ya da başka yerlere peşkeş çekilerek gitmiş olmasın? 2001'de belediye meclis üyesi Necmettin Şakak'tan 1580 sayılı yasanın 29. maddesine aykırı olarak asfalt işi için usülsüz bir şekilde mıcır alınmıştır.
Bu durum Mülkiye Müfettişlerince yargıya intikal ettirilmiş ve Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama devam etmektedir.
2002'deki asfalt için gerekli mıcır yine belediye meclis üyesi Necmettin Şakak'ın kardeşi İ. Halil Şakak'ın ortak olduğu RETAŞ firmasından sağlanmıştır. Hem de 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 2. maddesine aykırı olarak küçük küçük parçalar bölünerek, yaklaşık 30 kere tekrarlanarak usulsüz şekilde alınmıştır...
Necmettin Şakak'ın verdiği mıcır karşılığında belediye, bir otoparkını da da yok pahasına kendisine vermiştir.
Belediye, bir meclis üyesinin kardeşinin ortak olduğu şirketten nasıl olup da İhale Kanunu'na aykırı alım yapar? Bunun araştırılması için İçişleri Bakanımıza, Şanlıurfa Valimize ve Başsavcımıza sesleniyorum:
Bu alım satımlarda sadece son iki yıl için yapılan yolsuzluğun yaklaşık 5 trilyon olduğu şehrimizde söylenmektedir.’’
Bunun üzerine konuyu araştırdık; İstanbul'dan gelip Urfa'ya başkan olmuş olan Ahmet Bahçıvan'dan SP'liler bile memnun değillermiş. Erbakan'a şikayet etmişler kendisini...
Yukarıda yazılanlar ayyukaya çıkınca Belediye Meclisi'nde bir araştırma komisyonu kurulmuş... SP'liler ağırlıklı olduğu için komisyona kimlerin seçileceği merakla beklenir olmuş... Belediye işçileri, aylıklarını alamadıklarını için kendisini mahkemeye vermişler. Bir belediye işçisi, ‘‘Burada GAP var ama içme suyu yok, kaldırımlar dökülüyor, tarihi dereyi kafasına göre kapattırıyor’’ diyor.
Başkan bu kadar sorun karşısında bundan bir süre önce Japonya'ya gitmiş; kendisine yerel gazetelerde ‘‘Bizim başkan, Japonlara belediyecilik öğretmeye gitti’’ diye yazmışlar.
Evlad-ı Fatihan
SAYIN Erkan Mumcu'ya... Mimar Sinan'ın yaptırdığı ve savaşta Hırvatların bombaladığı Saraybosna'da, Mostar Köprüsü'nü ziyaret etmiş... TV'de haberleri izlerken, Osmanlı'nın Avrupa'da bıraktığı en büyük kültürel mirasının son durumunu hüzünle izledim. Köprünün yeniden uluslararası bir konsorsiyum tarafından yapılmasına öncülük eden dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir; hatta taşlarını Türkiye'den göndertmişti. Mumcu'nun, temasları sırasında, bu konudaki gayretlerinden ötürü hemşerisi Demirel'den hiç söz etmemesi ilginçtir.
Dilerim, 'Evladı Fatihan'ların kim olduğunu bu gezide öğrenmiştir.
Mehmet TUNAOĞLU-GAZİOSMANPAŞA
Bodrum'da o tanker
BODRUM Kalesi'nin sol tarafında Halikarnas Disco, önümüzde Kumbahçe koyu. Burası halk plajıdır. 1.5 senedir akaryakıt tankeri var; akaryakıt satıyor... Sahil Güvenlik'e, Kaymakamlığa, Emniyet'e müracaat ettik kimse yardımcı olmadı... Örneğini başka hiçbir yerde bulamazsınız... En son Muğla Valiliği'ne müracaat ettim. Vali Yardımcısı Mustafa Ulusoy zamanında kaldırıldı. Ancak Ulusoy buradan ayrılınca lacivert renkli tanker yine geldi...
Hoşgeldi! Ya bu tanker bir hal karşısında patlarsa! Önüne gelen tanker koysun o zaman...
Böyle bir uyanıklık var...
L.A.-BURSA
(Bodrum Göltürkbükü belediyenin avukatı aracılığıyla yapabildiği açıklamayı ve bunlara yanıtı bekleyiniz.)
Aksu’ya soruyorum
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya soruyor:
‘‘KIZILAY-Çayyolu (Ankara) arasındaki yapımı planlanan metrodan vazgeçildiği, Ankaray'ın bu hatta uzatılacağı haberleri basında yer almaktadır. Eskişehir yolu üzerine asılan pankartlarda metro yapılacağı yazılmaktadır. Bunların hangisi doğrudur? Metrodan vazgeçildiyse nedenlerini açıklar mısınız? Bu hatta Ankaray yapılacaksa maliyeti nedir? Teknik olarak metro ihtiyacını karşılayabilecek midir? Ne zaman hizmete girecektir?’’
İçişleri Bakanı Aksu yanıtlıyor:
‘‘... Yapılan hattın metro standartlarında olduğu, araç alımından tasarruf sağlanması amacıyla Ankaray araçlarının bu hat üzerinde çalıştırılacağı, ilerde ihtiyaç olduğunda rahatlıkla metro uyumunun temin edileceği... Hat maliyetinin 74 milyon ABD dolar olacağı ve güzergah üzerindeki yolcuların ulaşım ihtiyacını karşılayacağı... Hattın normal süresinin 20 ay olduğu...’’
Biliyor musunuz?
KADIKÖY'de pazar günü yapılacak CHP ilçe kongresinde, eski ve yeni Belediye Başkanları Selami Öztürk ile Cengiz Yalçın'ın destekledikleri Av. Muammer Ürgüp ile İl Başkanı Şinasi Öktem'in desteklediği ilçe başkanı Şefik Toprak'ın çekişeceklerini...
METEOROLOJİ'de, bugüne kadar Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları ile Daire Başkanlarının tamamının görevden alındığını, yerlerine ehil olmayan kişilerin atandığını, şimdi de şube müdürleri Sebahattin Çınar, Hulusi Yalçın, Ahmet Uçar, Sefa Öztürk, Mustafa Cihan, M.Ali Kılıç, Orhan Kutu ve Oktay Güneş'e sıranın geldiğini...
Biliyor musunuz?
MESAJ PANOSU
- 15 yıllık evimin ne suyu patlamış; ne de tabanı çökmüştü. Ancak depremde yıkıldı... Depremden sonra Bolu'da bizler için yapılan kalıcı konutlar 17. Ada 9. Blok 1 No'lu dairenin haline lütfen bir bakın. Tabanı çöktü, Bayındırlık'tan ne arayan ne soran var. 4 milyar masraf var. Hatırlı bir kişi bulup Ankara'ya iletemiyorum durumu. Üç yıllık ev 50 yıllık bir ev gibi harabe haline dönüştü. Yetkililer ne zaman uykudan uyanacak?