’Ben Pülümürlüyüm’

MÜNİH Belediye Başkanı Christian Ude çevresindeki dostlarına ’Türkçe konuşamadığım için artık utanıyorum’ diyor sıkılaraktan....

Kim bilir 35 yıldır kaç kez Türkiye’ye ve özellikle Tunceli’ye gitti? Kendisi bile sayısını bilmiyor. Ama bundan sonra kendisine "Nerelisin?" diye sorulduğunda "Artık Almanyalıyım ve Pülümürlüyüm" dediğini söylüyor.

Göçmen Türkler kadar Yunanlıların ve İspanyolların da babası sayılıyor Münih’te.

Tuncelilerle, Pülümürlülerle dostluğu Münih’te avukatlık yıllarında başlamış; onların her türlü sıkıntılarına yardım elini uzatmış. Üç dönemdir yürüttüğü Münih Belediye Başkanlığı döneminde de aynı sıcak ilişkileri sürdürüyor. Münih’teki Türkler de Ude’ye sevgilerini Pülümür Belediyesi’nin öncülüğünde adına bir Kültür Merkezi inşa ettirmekle göstermişler.

Ude, 2005’te Kültür Merkezi’nin temelini kendisi attı, bugün açılışını yapacak.

Türk Alman Dostluk Federasyonu Başkanı ve CHP’nin İstanbul milletvekili adayı Ali Kılıç, Ude ile ailesinin 1972’den beri dost olduklarını, kendisinin Munzur Dağları’nda kurt avı yaptığını ve o yıllarda bırakmaya başladığı bıyığı ile Almanya’nın tek ’bıyıklı’ belediye başkanı sıfatını taşıdığını anlatıyor. Ude bıyığını bürerken bir yandan da gülüyor bu sözlere... Bugün 90 kişi olan Kılıçlar, üç kuşaktır Münih’te yaşıyorlar.

Ude ve eşi bazı Alman arkadaşlarıyla birlikte dün akşam Erzincan’a gitti. Bugün açılışını yapacağı 1200 m2’lik merkez 400 bin YTL’ye malolmuş; ama Bayındırlık Bakanlığı keşfine göre 1.6 trilyon tutabilirmiş. Ne yazık ki devletin hiçbir katkısı olmamış. Aslında örnek alınması gereken bir yazar, siyasetçi olan Ude aynı zamanda bir kabare sanatçısı olarak yaptığı gösterilerinin hasılatını inşaat harcamaları için Pülümür’e gönderiyor. Söylemek istemedi ama katkısının 50 bin Euro olabileceğini söyledi dostları.

"Münih Belediyesi’nden bir katkı yok mu?" sorusunu şaşkınlıkla karşılaması bazı belediye başkanları için dikkat çekici ve örnek bir durum olsa gerek.

Pülümür’ün CHP’li Belediye Başkanı Mesut Coşkun "Türkiye’de ilk defa bir belediye, yabancı bir belediye başkanı adına Kültür Merkezi yaptırdı" diyor. Ude Pülümür’ün fahri hemşerisi aynı zamanda...

En büyük cami nerede olsun

ÖNCEKİ akşam Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin onuruna verdiği ve Gaziantep Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in bulunduğu boğazdaki yemekte Münih Belediye Başkanı Christian Ude, Türkiye’nin iki sorununu ’şeriat’ ve ’darbe’ sözcükleriyle anlatırken "Askerin hálá önemli bir yaptırım gücüne sahip olduğunu görüyorum. Almanya’ya bu sorun belli bir biçimde yansıyor" diyor

Türklerin Berlin, Köln ve Münih’te 3 büyük cami projesi olduğunu; Berlin’deki camide bir sorun yaşanmadığını, Köln’de ise CDU’lu belediye başkanının bu projeye izin verecek meclis gücünün bulunduğunu ancak aşırı sağcıların buna direniş gösterdiğini anlattı. Münih’teki cami projesi için SPD ve Yeşiller’in olumlu görüş verdiklerini, Hıristiyan Birlik ve aşırı sağcı grupların karşı bir duruş sergilediklerini anlattı ve ardından şu çarpıcı noktaya değindi:

"Münih’teki cami hepsinden büyük olacak. Merkezi Köln’de bulunan DİTİP teşkilatı karşı çıkıyor yani Köln’deki camiden daha büyük bir caminin Köln dışında yapılması istenmiyor."

’Alevi inancının ve aydınlığının, hoşgörüsünün farkındalığına’ dikkat çeken Ude bu inancın doğu ile batı arasında bir köprü olduğunu belirterek "Münih’teki cemevinin açılışında yaptığım konuşmamda dedim ki: Alevi inancı önce Almanya’da sonra da doğduğu topraklarda resmen kabul edilmelidir, ben bunun için Almanya’da mücadele ediyorum. Sizler de etmelisiniz."

’Lider olmaya geldim’

’BEN kararımı verdim / Lider olmaya geldim / Ülkeme hizmet için / Sarıgül’e söz verdim / Ben lider olacağım."

"Şişli’de geleceğin liderlerini yetiştirmek" iddiasıyla yola çıkan Mustafa Sarıgül’ü, ilköğretim çağındaki öğrenciler bu ’marş’la karşılıyorlardı. Helikopterden işadamı Ahmet Nazif Zorlu ile Uludağ’a indiğimizde ilginç bir görüntüyle karşılaştık. Zorlu, "Aferin Mustafa kardeşim" diyordu.

Sarıgül, yeni bir proje uygulamaya koymuş; Şişli’de 7-12 yaş grubundaki öğrencileri üç gece dört gün süreli ’Lider Kampı’nda eğitimden geçiriyor. Uludağ’daki otelde bu yaz açılan 14’ncü kampmış; her döneme yaklaşık 400 öğrenci katılıyor. Sarıgül "15 bin öğrenciyi bu tatil döneminde eğlendirerek, tatil yaptırarak liderlik eğitiminden geçiriyorum" diyor. Helikopterden inildiğinde telefonu sık sık çalmaya başlıyor Sarıgül’ün; kendisini arayanlara "Evet, 9 Eylül, saat 09" diyor. CHP’nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül’de parti genel merkezinin önüne 30 bin kişi toplamayı hedeflediklerini söylüyor karşı taraftakilere...

Siyasetin yeri değil, bu kampta neler olduğu önemli... Sarıgül’ün ’büyüklere’ düzenlediği Çanakkale, Edirne ve Bursa gezilerinden sonra gençlere yönelik bu proje öteki belediye başkanlarına model olabilir.

Sarı tişörtlü çocuklar ellerinde kır çiçekleriyle Sarıgül ve Zorlu’yu karşılarken, ’lider’ marşını söylüyorlar hep birlikte... Arkasından da TV’den öğrendikleri ’Vestel farklı, gençler haklı’ sloganını...

Çocuklarını yalnız bırakmak istemeyen anneler de kampın konukları arasında. Böyle eğlenceli bir eğitimin izleyicileri oluyorlardı.

Salondaki barkovizyondan Mustafa Sarıgül konuşuyor:

"Ben istiyorum ki, geleceğin liderleri Şişli’den çıksın. Geleceğin başbakanı, geleceğin belediye başkanları, her konudaki önderleri siz olmalısınız."

Uludağ, Marmara’nın en yüksek noktası... Sarıgül’e göre, dayanışma, paylaşma ve önder olmanın temelleri öğrenerek ve eğlenerek ancak böyle bir zirvede atılabilir. Başkalarına önderlik etme, bilgi, yetenek ve sorumluluğa sahip olmak gerektiğini söylüyor.

"Liderlik ne değildir?" sorusunun yanıtı, siyaseten bir yerlere mesaj verir gibi:

"Kendisine ayrıcalık yaratmak değildir. Vazgeçilmez olmak değildir. Kendini dev görme, yanılmaz ve yenilmez olma hali değildir. Liderlik başkalarını suçlamak değildir. Unutma, liderlik şansta ve tesadüfte değildir."

Salondaki barkovizyondan Sarıgül’ün bir başka konuşması veriliyor, kamp sorumlusu Abdülkadir Sezgin haftalık raporunu okuyor, 10 kişilik liderlerin lideri Beyza ’liderlerin sunumunu’ yapıyor ve ardından koro-müzik çalıyor, tiyatro gösteriminin ardından Ahmet Nazif Zorlu kendi şirketlerindeki liderlik çalışmalarını anlatıyor. Bu güzel konuşmaya 400 öğrenci alkışlarla yanıt veriyor.

29 dakikalık bir yolculuktan sonra Şişli Nikah Dairesi’ndeki helikopter pistine iniliyor.
Yazarın Tüm Yazıları