Ben ne okudum nasıl kalifiye eleman oldum?
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un 2 gündür gazetelerde yayınlanan ‘Az ders çok hayat’ programına ait endişelerimi ve önerilerimi bir eski işveren ve mühendis olarak belirtmek istiyorum. Liselerde uygulanacak azaltılmış ders saatli bu program anladığıma göre haftalık 15-20 saatlik olacak. Ben 1952-55 lise ve 1956-61 üniversite öğrencisiyim.
Biz işe giren öğrencinin CV’sine bakarız. Hangi lise veya üniversiteden mezun diye, diplomasına değil. ODTÜ ve BÜ dış projelerde İngilizceyi mükemmel bildikleri için gözbebeğimizdir. 1967 yılında Paris’te NASA’nın Apollo 12 aya gidiş projesi için mülakata girdim. CEO ne kadar sınıf arkadaşın varsa getir diye bana yetki verdi. Çünkü uydu hesap ve yörüngeleri dünyada sadece 3 üniversitede okunurmuş. İTÜ, Hanover Teknik Üniversitesi, Paris Ekol Politeknik. İftihar ettim İTÜ ile...
Meslek liseleri ve teknik liseler ayrılmalıdır. Biz sanayimizi teknik liselerle kurduk ve yürütüyoruz. Teknik liseler son derece kalifiye elemanlar mezun ederler. Gayet başarılı arkadaşlar var teknisyen olarak. Meslek liseleri teknik liseleri bozmuştur.
Alaylı işverenler hep şikâyet ederler kalifiye eleman yok diye... Bunları işveren yetiştirecektir. Karayolları, İPRAŞ (rafineri), TEK (elektrik santralı), Lassa (oto lastik), İGSAŞ’ta (Gübre) çalışmadan önce 2-3 ay eğitim aldım. Bunların mektebi olmaz. İşçi, mühendis, otomobil montajcısı olarak eğitilir. Kimse de diploman var diye sana iş vermez. Eğitimden sonra işçi olursun.
Özetle, matematik, fizik, biyoloji derslerine kıymayalım. Yıllar önce kaldırılan “kozmoloji” ve “jeoloji” derslerini yeniden koyalım. Bir deprem oluyor, TV’de bir uzmanı hayretle izliyoruz. Uzaya bir uydu atılıyor, keza öyle...
Hayatta en önemli ders İngilizcedir.
Aslan ÖZMEN-Yüksek mühendis.
BİLİYOR MUSUNUZ?
KADIKÖY Belediyesi’nin her yıl ‘Doğaya emek ver’ sloganı ile düzenlediği Kadıköy Çevre Festivali’nin bu yıl 24-26 Mayıs tarihlerinde Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda ‘Toprak’ temasıyla kutlanacağını...
5 ARALIK 2006’da yitirilen yazar-ozan-gazeteci-fotoğraf sanatçısı Gürhan Uçkan adına düzenlenen ‘Dil Derneği Gürhan Uçkan Şiir Ödülü’nü 2019 yılında oybirliğiyle Cihan Adıman’ın kazandığını...
23 MAYIS Perşembe 18.00’de Taksim Hill Oteli’ndeki Pera Toplantısı’nda Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın ‘21. Yüzyılda Küresel Kapitalizmin Dinamikleri ve Türkiye’ye Yansımaları’ üzerinde konuşacağını...
DİL-EKİN Söyleşisi’nin 30 Mayıs Perşembe 18.00’de yapılacak toplantısında, ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yapıcılarından İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker’in bir çocuğun yakın tanıklığıyla Cumhuriyet’in kuruluş günlerini anlatacağını...
ORHAN KARAVELİ VE ‘KEMAL’
Basınımızın önemli kıdemlilerinden Orhan Karaveli bir mektup göndermiş.
Diyor ki: “19 Mayıs’ın 100. yılı akşamı İstanbul’un büyük salonlarından birinde genç sanatçı Pınar Ayhan’ı izledim. Tek kişilik bir gösteriydi bu. Geri planda özgün bir müzik topluluğu zaman zaman ona eşlik ediyordu. Pınar Ayhan ise etkileyici bir ses tonuyla doğumundan ölümüne kadar Mustafa Kemal’i anlatıyor ve Balkan ezgileri söylüyordu. Çocukların ve kadınların çoğunlukta olduğu bir topluluğa sevgili Atatürk’ümüzü özellikle bir bayram gününde bundan daha güzel anlatamazdı. İyi ki onun çelikten yapısının içindeki hassas kişiliği fark etmiş Pınar Ayhan gibi sanatçılarımız vardı.
Atatürk’ün benzersiz fikir ve uygulamalarından olan ve bir yolcu gemisiyle yapılan 1920’li yılların ünlü Avrupa limanlarına Türk ürünlerini götürüp halka tanıtacak ‘seyyar sergi sarayı’ olayını gündeme taşıyan kitabını imzalıyordu Pınar Ayhan. Bana da imzaladı. Kutladım. Bu zarif ‘Atatürk kızı’nı.
O akşam İzmir’e uçuyordu. Seyircileriyle buluşacaktı. Ertesi gün ise sırada Denizli vardı. Böylece sürüp gidecekti. ‘Kolay gele’ dedim, bu zarif sanatçıya...”
‘İttifak’ sahaya iniyor
CHP İBB adayı İmamoğlu, Bomonti Hilton’da bugün 11.00’de seçim kampanyasını bugün başlatacak; toplantıya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP’nin Büyükşehir ve il belediye başkanları da katılacak. İYİ Parti’de İstanbul’un 39 ilçesine demokrasi çadırı kuracak.
İstanbul seçimlerini ‘hemşehriler’ belirleyecek
DOĞU ve Güneydoğu’da özellikle ilçelerde , istenilen adayı göstermediği için başka partilere yönelen ve seçimi kazanan büyük kitleler bulunmaktadır. Bu kitleler arasında; tanınmış aileler, aşiretler, bütünlük içerisinde hareket ederek birçok büyük ilçede oy oranları en düşük partileri destekleyerek belediye başkanlıklarını kazanmışlardır. Doğu ve Güneydoğu’da yaşayanlar, İstanbul’daki akrabalarını 23 Haziran İstanbul seçimleri için etkileyecektir. Yani Doğu ve Güneydoğu’daki çekişmeli siyasi parti mücadelesi, İstanbul’a da yansıyacaktır. Bu durum belki diğer bölgelerde ortaya çıkmaz ancak.. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nin sosyal ve kültürel yapısından kaynaklı tepkiler İstanbul seçimlerine etki edecektir. Bu bağlamdan yola çıkarak; şunu söyleyebiliriz. İstanbul’daki Güneydoğu oylarını almak isteyen partiler; 31 Mart’ta Güneydoğu’da küstürdükleri, aday göstermedikleri aşiretlerin ya da nüfuzlu aileleri ikna etmek durumundadırlar.
Dr. Ramazan TOPDEMİR
