Paylaş
Herkesin susup bir köşeye sindiği en ağır baskı ortamlarında Tevfik Fikret’in yiğit sesi tüm yurt göklerinde kudretle, görkemle yankılanmıştı. Tevfik Fikret’in adı yiğitliğin, erdemin ta kendisi oldu, efsaneleşti, bir mitosa dönüştü.
1867 yılında İstanbul’da doğmuştu. 1888’de Mekteb-i Sultanî’yi (Galatasaray Lisesi) birincilikle bitirdiğinde II. Abdülhamit’in koyu baskı rejiminin soluğu tüm düşünen kafaların ensesinde hissediliyordu. Aynı yılın aralık ayında büyük vatan şairi Namık Kemal, sürgünde bulunduğu Sakız Adası’nda “Vatan mahzun, ben mahzun” diyerek hüzünler içinde yaşama veda etmişti. (O da yalnızca 48’indeydi!) Bu tarihten dört yıl önce ise büyük devlet adamı Midhat Paşa’nın çileli yaşamı Taif Zindanı’nda Padişah buyruğuyla boğdurularak son bulmuştu. Sonradan güçlü bir edebiyat akımına da adını verecek olan “Servet-i Fünûn” dergisindeki çalışmaları ve parıltılı şiirleriyle dönemin aydınları arasında haklı bir üne kavuşan Tevfik Fikret, 3 Mart 1902’de kaleme aldığı “Sis” şiiriyle korkudan uyuşmuş durumda bulunan Osmanlı toplumunu tepeden tırnağa sarstı. İstibdadın ve de ona boyun eğişin simgesi saydığı İstanbul’a lanetler yağdırdığı bu müthiş yapıtının bir yerinde (A. Kadir’in güzel yenileştirmesiyle) diyordu ki Fikret:
“(...) Namus, masalların boşluğunda bir anı. /Adamı yukarlara çıkaran yol, el etek öpme yolu. /Yakınması senin yüzünden bütün /öksüzlerin, dulların, arkasızların, /senin yüzünden bütün, ey silâhlı korku! /Nasıl dokunulmaz olacak, özgür olacak /şöyle bir soluk almayla kişi, /söyle, ey kanun denen efsane! /Ey tutulmayan sözler, sonsuz yalan! /Ey mahkemelerden her gün kovulan hak! /Ey kuşkunun pençesinde kıskıvrak, duygusuz, /ta yüreklere dek uzanan gizli kulak, /senin korkundan ağızlar sımsıkı kilitli. /Seni hor görüyorlar, halkım için dökülen alın teri! /Ey kalem ve kılıç, siyasî iki mahkûm, /ey doğruluk ve yiğitlik, /unutulmuş yüzlersiniz artık! /Ey kodamanlar ve kuyrukları onların, /pısırıklar, çekingenler, korkaklar sizi, /nasıl da alışmışsınız iki büklüm yaşamaya, /adınızın sanınızın da maşallahı var hani! /Ey yere eğilmiş kafalar, ak pak, ama tiksindirici! (...)”
Yaşamı boyunca özlemle beklediği, ölümünden yalnızca birkaç yıl sonra ilk şafağı sökecek olan Türk Aydınlanma Devrimi’ni ve onun büyük önderini göremeden, onunla karşılaşamadan ölür belki Fikret; ama, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, giriştiği o olağanüstü uygarlık devriminde “inkılap ruhu”nu Tevfik Fikret’ten alacaktır!..
Aziz Naci DOĞAN
Balık çiftliklerinin dışkıları ne oluyor
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın İzmir Yarımada’da balık çiftlikleri bölgesinden aldığı 135 deniz suyu numunesinin tahlili neticesinde ‘hiç kirlilik çıkmaması’ komik değil mi?
İnsanlara arıtma yapma şartı var, balık çiftliklerine hiç yok!
Sadece Gerence Koyu’nda yaklaşık 15 balık çiftliği ve ve 5 orkinos balık çiftliği var; üretim kapasitesi 10.000 tonu geçiyor.
Ayrıca orkinos balıkları 600-700 kiloya kadar büyüyorlar; Gerence Koyu’na tonlarca dışkı bırakıyorlar.
Yazlıkların arıtma tesisleri ayda bir kontrol ediliyor, gerektiğinde cezalar yazılıyor. Balık çiftliklerinde tonlarca dışkı nasıl görmezlikten geliniyor.
Artık gerçekleri açıklama zamanı geldi de geçiyor.
Bu her gün arıtma olmadan balık lağımı akan denizlerde yüzen insanlara bari ramazan gününde doğruları söyleyin uyarın artık.
Ümit BORA-Çevreci Yazar
Muhasebecilerden bir öneri
BÜYÜK bir ihtimalle bayram öncesi yarım gün ve bayram sonrası 2 Eylül resmi daireler idari izinli sayılacak. Ancak muhasebeciler, temmuz ayındaki komik mali tatilden sonra (komik mali tatil diyorum çünkü haziran bilgilerini girmeden ağustos ayındaki geçici vergi beyannamesi verme mecburiyeti) 2 Eylül’deki SGK ve Maliye ödemelerini pazartesiye erteleseler rahat bir tatil geçirecekler. Eğer 2 Eylül’de ödeme yapmak mecburiyetinde kalırsak dinlenebilmemiz imkânsız olacak. Lütfen konuyu dile getirir misiniz?
Nazif SÖZEN
Serbest muhasebeci
Bakanlıktan angus açıklaması
GIDA Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, anguslarla ilgili olarak “Hastalık var mı” (18.8 2011) başlıklı yazıya bir açıklama gönderdi. Bakanlığın ithalat yapılacak ülkede iki resmi veteriner hekim tarafından hayvanların muayene ve kontrolleri yapıldıktan sonra Türkiye’ye sevk edildiği, ithalat yapılan ülkede karantina uygulanarak gerekli testlerin yapıldığı... İhracatçı ülkenin resmi veteriner hekimi tarafından, hayvanlar klinik olarak ve test sonuçlarına göre kontrol edildikten sonra çkış izni verildiği... Türkiye’de de karantina uygulandığı... Daha sonra fiili ithalat işlemlerinin tamamlandığı belirtilen açıklanan sonunda, hastalık konusunda şöyle deniliyor:
“Söz konusu karantina yerinde bulunan hayvanların bazılarında, EBL hastalıkları açısından yapılan serolojik testlerin pozitif çıkması nedeniyle, sürüdeki hayvanların tümüne test yapılmış, pozitif çıkan hayvanlara 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanunu gereği işlem yapılmıştır. Diğer hayvanların ithalatına izin verilmiştir.”
Biliyor musunuz
- TÜRK Telekom’un, 29.11.2010 tarihinde mahkemeye başvurarak “Türk Telekom’un Özelleştirilmesi-Bir Talan’ın Hikâyesi” başlıklı raporunun yayınına ve dağıtımına ihtiyati tedbir koydurarak, Telekomcular Derneği aleyhine açtığı 50 bin TL’lik tazminat davası talebinin Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedildiğini...
- YALOVA Valiliği’ne atanan 2. kadın vali, eski MEB Müsteşarı Esengül Civelek’in, Trabzon ve Hatay’ın eski valilerinden merhum İsmet Gürüz Civelek’in eşi olduğunu...
- TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti’nin yaptığı açıklamada; Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’a yönelik baskınları ve meslektaşlarımızın evinde yapılan aramaları kınadıklarını açıkladığını...
- ÇANAKKALE milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Üyesi, CHP Çevre Komisyonu Sözcüsü M. Serdar Soydan’ın Kazdağları’nda yaşanan çevresel sorunların ivedilikle çözülmesi, sağlıklı ve dengeli bir çevre için gereken yasal tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla TBMM’ye verdiği araştırma önergesinin CHP grubunda imzaya açıldığını...
Paylaş