CHP'nin 43 ilin ilçelerinin mahallesinde geçen cumartesi ve pazar günleri mahalle delege seçimleri yapıldı. Hafta sonu bu konuda birçok usulsüzlük aktarıldı bize.
Arayanların, delege seçimlerinde anlamadıkları konu;
‘‘CHP nereye koşuyor’’du.
İstanbul'da yaklaşık 15 bin
'naylon üye' yazılmış... Bunların aralarında öyle isimler ortaya çıkmış ki, yaşamları boyunca
CHP karşıtı olmuşlar.
Genel Merkez karşıtlarına ‘‘CHP'de neyin kavgası yapılıyor?’’ diye sorunca şu ilginç yanıt veriliyor:
‘‘CHP'lilerin delege yapılmaması kavgası...’’
Ortak şikáyetleri bir grup partiliden dinliyoruz:
‘‘İstanbul
Beşiktaş'ta 2500 kişi üye yapıldı; 500'ün naylon üye olduğunu genel merkez de kabul ederek düşürdü. Eski Genel Başkan
Altan Öymen, delege seçtirilmedi. Çünkü,
Beşiktaş Kültür Mahallesi'nde kayıtlı 14 üye yeni yazımlarla 90'a çıkarıldı.
Bütün yaşamını
CHP'ye adayan
Öymen'e karşı büyük bir ayıp işlendi. Önce adı silindi, daha sonra yanlışlık yapıldı dendi.
Öymen belki eski genel başkan olarak kurultay delegesi olabilir; ama kendisinin taban siyasetini izlemesinde ne gibi bir korku vardır? Aynı şekilde
CHP eski İstanbul il başkanları
Ali Özcan ile
Bozkurt Nuhoğlu da,
Kadıköy'deki seçimlerde, mahallelerinde naylon üyeler yaptırılarak delege seçtirilmediler. İl Disiplin Kurulu üyesi
Erkan Önenci'nin de aralarında bulunduğu yüzlerce
CHP'linin üyeliklerinin silinmesi de anlaşılmaz bir durumdur.
Ümraniye'de 4 mahallenin dışında (3'ünü muhalefet kazandı) diğer seçimlerin dışında nasıl yapıldığını il örgütünden başka kimse bilmiyor.
Zeytinburnu'nda genel merkezden gelen
'naylon' üyeler, ilçe yönetimi tarafından kabul edilmedi; bunun üzerine seçimin ertelendiği bildirildi. Büyükçekmece
Bahçeşehir beldesinde gerçek
CHP üyeleri, dışardan getirilen naylon üyelere oy kullandırtmadılar;
Esenyurt'ta ise son gün kaydedilen 150 naylon üyenin katkısıyla genel merkez yanlısı delegeler seçtirildi. En tartışmalı delege seçimi
Eyüp İlçesi'nde oldu. Karadolap Mahallesi'nde gösterilen seçim yeri,
AKP'nin seçim bürosu çıktı.
Alibeyköy'de oylama için gösterilen adreslere oy kullanmak için gidenler kimseyi bulamadı. 10.00'da başlayacağı bildirilen oylamanın 07.30'da yapıldığı söylendi. Bunun üzerine partililer, il yöneticileri ile tartıştı; ilçe başkanı seçimin ertesi gün yapılacağını bildirdi. Ancak pazar günü de adresleri verilen yerlerde biri dışında oylama yapılmadığı dikkat çekti. Bu durumda
İstanbul'da kimlerin, hangi delegeleri seçtiği öğrenilemedi. Bu verdiğim bazı örneklerdir.’’
CHP'li genel merkez karşıtları, ‘‘Bütün bunların yanında bildiğimiz bir şey var; yönetim organları ile milletvekillerinden sonra delegelerin de atama yöntemiyle belirlenmesi, buna
'naylon, şişme ve korsan üye' sözcüklerinin yakıştırılması, siyasi literatürümüzde yeni bir kavram olarak yer almış oldu’’ diyorlar.
SAVCILIĞA BAŞVURULDU
İstanbul'da delege seçimlerindeki usulsüzlük iddiaları üzerine İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi
Mesut Sönmez yazılan naylon üye yazımlarıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bu yolda
Eyüp, Kadıköy, Büyükçekmece gibi ilçelerden de aynı şekilde savcılıklara itirazlar yapıldı. Bunun nedeninin; partiye yapılan itirazlardan sonuç alınmaması ve bunun sonucunda hukuk yolunun aranması olarak gösteriliyor.
Yerel seçime hazırlık mı?
İSTANBUL'da bir grup
CHP'li soruyor: ‘‘
CHP'de eskiden seçim takvimi ilan edilir; mahalle, ilçe, il ve kurultay kongrelerinin ne zaman yapılacağı açıklanırdı. Ne yazık ki böyle bir uygulama
CHP tarihinde ilk kez bu yöntemden vazgeçildi.
Neden iller ikiye ayrılıyor? 43 ilin ilçelerinde muhalefet daha ağırlıklı olduğundan mı bu illerde tasfiyeye gidiliyor. Genel Merkez, örgütleri etkisiz hale getirerek atama geleneğini yerel seçimlerde devam ettirmek istiyor. Görünen korkunun asıl amacı bu?’’
Bir soru:
- CHP'de neyin kavgası yapılıyor?
- CHP'lilerin delege yapılmaması kavgası...
Devrek’ten haberler
KAPADOKYA gezisine katılan öğrencilerin
Ürgüp'te bir şarapçıdan aileleri için şarap almaları ve bazı öğrencilerin otobüste şarap içtiklerine dair SP İlçe Başkanı
Emrullah Akdoğan'ın yaptığı ihbar üzerine açılan soruşturma sürüyor.
‘‘Devrek'te çirkin bir oyun’’ (3.6.2003) başlıklı yazımız üzerine, Milli
Eğitim Müdür Vekili
Sabri Aktaş, Eğitim-Sen Devrek Temsilcisi
Feridun Kırımlı ile İstiklal İlköğretim Okulu Müdürü
İsmet Mandıracı'nın kaymakamlıkça savunmaları istendi. Geziden aldığı bilgileri
'abartarak' suç duyurusunda bulunduğu belirtilen SP'li
Akdoğan'a karşı veliler büyük tepki gösterdi. Buna karşılık ‘‘Okul idaresi yanlış yaptı; velilerden özür dilenmesini istedim. Dilemediler. Aslında münferit bir olay ama büyüdü. Benim dediğim, 18 yaşından küçük çocukların sigara bile almaları yasakken neden şarap fabrikasının satış yerine götürülmeleridir’’ dedi
Akdoğan... Bazı velilerin kendisine
‘iftiracı’ diye bağırmaları üzerine
Akdoğan'ın tepkiler karşısında okulu terk ettiği görüldü.
Akdoğan'ın bu şikáyetinden destek alan AKP Devrek ilçe örgütü kurucusu
Metin Anaz'ın da bu olayı fırsat bilerek,
Ahmet Taner Kışlalı İlköğretim Okulu öğrencilerinin daha önce
Kapadokya'ya yaptıkları gezide de, kendilerine şarap aldırıldığı iddiasıyla soruşturma açılmasını istediği dikkat çekti.
Devrek'ten arayan bir grup veli ise
‘‘Eskiden böyle şeyler konuşulmazdı bile; ancak AKP iktidara gelince dinci kanat hemen ortaya çıkıp bu işleri kaşıyarak siyasi rant peşinde koşmaya başladı. Bunların sorumlusu; DSP'nin göreve getirdiği İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Sabri Aktaş'
ın, asil olarak atanmak için dinci kesimle sarmaş dolaş olmaya başlamasıdır. Yeşilhisar'
dan gelen yeni kaymakamı da gözümüz pek tutmuyor’’ dedi.
Biliyor musunuz?
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı
Süleyman Kızılarslan'ın, İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nden 20.5.2003 tarihinde görevli memura 'müessir fiil' suçunu işlediğinden 7 ay hapis cezası aldığını, ancak cezasının ertelenerek 3 milyon 42 bin lira ağır para cezasına çevrildiğini...
Biliyor musunuz?