Bakoyani, türban konuşmasıyla iki suç işlemiştir

BİR avukat dostumuz, önemli bir saptamada bulunuyor.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyani’nin, Ankara’da ’türbana özgürlük’ gününe dönüştürülen AKP toplantısındaki konuşması öyle unutulacak bir şey değildir. Adeta Ortodoks Kilisesi cenahından bir destek fetvası vererek "türbanın laiklik karşıtı bir sembol" olmadığını partililer huzurunda (Başbakan dahil) ve yayın yoluyla Türk kamuoyuna açıklama cüretini gösterdi Sayın Bakan...

Bu pervasız tavrıyla, yabancı bir ülke Dışişleri Bakanı sıfatıyla AKP’nin en önemli siyasi-dini propaganda araçlarından biri olan türbanla ilgili iktidarı destekleyen siyasi propaganda yapmıştır. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü kısım, ’Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler’ başlığı altında 2. bölümde düzenlenen ’Adliyeye Karşı Suçlar’ başlıklı 277. maddede; ’Yargı Görevi Yapanı Etkileme’ kenar başlıklı hükümlerini alenen ihlal etmiştir.

Bu madde "yargı görevini yapanları her ne surette olursa olsun, hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimse 2 ila 4 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılır. Bu teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde, verilecek ceza 6 ay ila 2 yıla arasındadır" hükmünü amirdir.

Bakoyani, AKP’ye iltimas amacıyla halen Anayasa Mahkemesi’nde, laiklik ilkesini ihlal nedeni ve Anayasa’ya aykırılık iddiası ile kabul edilerek esastan görülmekte olan ’türban’ hakkındaki derdest davanın yargıçlarını (Anayasa Mahkemesi’ni) etkilemeye teşebbüs etmiştir ve bu fiili TCK’nın 227. maddesi gereği cezayı gerektirir.

DİPLOMATİK SKANDAL

Yunan Dışişleri Bakanı’nın bu beyanları aynı zamanda Anayasa’nın, üçüncü bölümünde ’yargı’ mahkemelerinin bağımsızlığı kenar başlıklı 138. maddesi 2. fıkrasında düzenlenen "Hiç kimse yargı organlarına tavsiye ve telkinde bulunamaz" hükmünü de açıkça ihlal etmiştir. AKP 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlama bahanesi ile bir siyasal propaganda toplantısı yapmış, bu toplantıya komşu Yunanistan Dışişleri Bakanı katılmış, türban propagandası yapmış ve sonuçta Anayasa madde 138 ve TCK 277. maddelerini alenen ihlal etmiştir.

Sonuç olarak Kadınlar Günü’nde komşu ülkenin kadın Dışişleri Bakanı, diplomatik bir skandala imza atmıştır.

Türban tak, evde çocuk bak, çalışma!

AKLIMDAKİ bir konuyu sizlere açmaya çalışayım. Tekstil sektörü, kadınların en yoğun çalıştığı sektördür. Keza hemşirelik ve hosteslik gibi... Kadınlara daha yakışan hemşirelik ve hosteslik gibi alanlara erkekler neden sokuldu acaba? Kadınlarımızı iş hayatından koparıp eve mahkûm etmenin bir yolu da bu mu yoksa? Baksanıza Başbakan en az 3 çocuk istiyor kadınlardan. Böyle bir kadın işte mi olur, yoksa evde mi oturur sizce?

Çetin SÜMER

GÜNÜN SÖZÜ

"Tarikatçılık, korsan bir peygamberliktir. ’Gecekondu İslamı’ yaratanlar artık aradan çıkmalıdırlar. Türbanı farz kılan kaynak din değil, aracılardır, korsanlardır."

(Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Şahin Filiz)

Biliyor musunuz

ALMANLARIN ’Türk meddahı’ olarak tanınan ve son ’AB’ye Damsız Girilmez’ gösterisi ile dikkatleri üzerine toplayan Muhsin Omurca’nın, adı geçen oyunu ’Garaj İstanbul’da 14 Mart Cuma saat 20.00’de Türkçe, 22.00’de de Almanca oynayacağını; aynı gösteriyi 16 Mart Pazar günü de Ankaramall-Sanatolia’da yineleyeceğini (www.mussin.de)... CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın "TÜİK’in, milli gelirde bir gecede % 31.6 oranındaki artışın nedeni olarak BM Milli Muhasebe Sistemi’nden (NSA) Avrupa Birliği Hesap Sistemi’ne (ESA) geçilmesini gösterdi. Bu işin doğru tarafı var; yalan yanlış tarafı var" diyerek, TÜİK’in AKP hükümeti döneminde istatistikleri sürekli olarak değiştirerek hülle yaptığını ve halkı aldattığını... TÜKETİCİ Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar’ın, EGO’nun doğalgaz ünitesinin (Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ) özelleştirilmesinin cazip hale getirilebilmesi için nelerin yapıldığı, Ankaralı tüketicilerin doğalgaz ünitesinin özelleştirilmesi nedeniyle ne şekilde zarara uğrayacağı konusunda bugün Ankara’da açıklama yapacağını...

Başbakanım bana iş bulun ve evlendirin dört çocuk yapayım

SAYIN Başbakanımıza sizin aracılığınızla sormak istiyorum. Askerliğimi yaptım, tezkeremi alalı iki yıl oldu ama maalesef iki sene zarfında bırakın evlenmeyi kendimi geçindirecek bir iş bile bulamadım.

Evlenmeyi, sıcak bir yuva kurmayı ve en az 4 çocuk yapmayı istiyorum. Ama bu işler istemekle, hayal etmekle olmuyor.

Ayrıca bu durumda benim gibi binlerce vatandaş var ama şunu da çok iyi biliyoruz ki günümüz şartlarında Ankara gibi bir şehirde, ki diğer yerlerde de bu rakamlar fazla fark etmiyor, minimum geçim için her ay elinize geçmesi gereken rakam 1000 YTL civarındadır. Ama bakarsanız bunu 700-750 YTL’ye kurtarma şansınız bulunmaktadır. Ama şu da bir gerçek ki ömrümüzün sonuna kadar bekár kalacak değiliz. Sayın Başbakanımız çok doğru bir noktaya temas etmişler, evet bizim kökümüzü kurutmak istiyorlar, kendilerini gönülden kutluyor, tebrik ediyorum. Ama maddi durumlar olmadan da olmuyor maalesef.

16 SAATE 500 YTL

23 yaşındayım, iki senedir ne kadar iş başvurusuna gittiysem asgari ücretin üstünde teklif eden olmadı. Bir keresinde işyerinin birinde 500 YTL teklif edildi, o da 16 saat mesai yapmam şartıyla; cumartesi ve pazarları da bu rakama dahildi.

Ayrıca bir kız istemeye gittiğiniz zaman daha kapıdan girmeden iş ve mesleğiniz soruluyor. Dolayısıyla gelir düzeyiniz düşük bir işe sahipseniz ’hayır’ cevabını hemen alıyorsunuz. Bakınız hayat sadece yemek içmekten ibaret değildir; insanoğlunun başka ihtiyaçları da bulunmaktadır.

Biz vatandaş olarak Türkiye 100 milyon olsun isteriz ama o doğacak olan çocuklara iyi bir gelecek sağlayacak bir ekonominin yaratılması gerekmektedir.

Cenab-ı Allah bütün işsiz gençlerimizin yardımcısı olsun!..

B.Ç.
Yazarın Tüm Yazıları