Paylaş
Küskünlük yaklaşık bir ay kadar öncesine kadar sürdü. Aslında Türkiye, lojistik değerini bilmiyordu.
Şimdi anlamış gibi.
BAE, 1960 yılında İngiliz sömürgeliğinden kurtuldu. Ülkenin tüm altyapı işleri bitmişti.
BAE’lilerin, artık Çin’den bıkmış olduklarını söyleyebilirim. Çin’in lojistik üssü Cebel Ali’de, bütün malını Ortadoğu ve Avrupa’ya buradan gönderiyor.
Türkiye’ye yakın olmak istediklerini biliyorum. İran’dan ise korkuyorlar. Amerika’nın kendilerine her zaman kazık attıkları düşünürler. Diğer Arap ülkelerinden de uzak durmak isterler.
BAE, sofistike projeler yapmakta mahir olduklarını gösterdi. Çölün ortasında “Master” adlı bir kent yarattılar. Orada her şey ‘yeşil’. Golf ve kayak merkezleri de var. Buraya Avrupalılar bayılıyor. Batı’nın zenginleri oradan ev almayı ‘moda’ sayıyor. Bitkiler ‘havada’ yetişiyor, gaz ve güneşle ısınıyor. Hidrojen ve oksijen gazlarını birleştirerek su üretiyorlar.
NİYE MAL MÜLK SATALIM
BAE’nin petrol ve gaz gelirleri yılda 60 milyar doları buluyor. Türkiye’ye Swap yoluyla rahat kredi verebilirler. Türkiye hariç bütün bu sözünü ettiğimiz ülkeler dolar zengini. Bizim gibi ağlayanı da yok. Biz dolara hâkim olamıyoruz. Çanakkale Köprüsü gibi projelere harcıyoruz. İş dünyasında, BAE’nin Türkiye’yi ticari üs yapmak istediği konuşulmaktadır. Ama nasıl? Geçmişte Boğaz sırtlarında kıymetli bir arsa aldıklarını biliyoruz. Pilot ve teknisyenlerini Türkiye’de eğittirirlerdi. Bize her türlü eğitim içinde de gelirlerdi.
Zengin ülke elindeki doları satacak ülke arar. Bizim ihtiyacımız da nakit paradır. Niye mal mülk, fabrika satarak borçlanalım? Zaten böyle bir durumda ortalık karışıyor. Niye hisse senedi satmıyoruz ki... Büyük ABD ve Avrupalı firmalar hisse satarlar.
Türkiye’nin acil minimum 100 milyar dolara ihtiyacı var. IMF’den 200 milyar dolar alabiliriz. Şimdi BAE Türkiye’ye nasıl yardım yapabilir diye düşündüklerini biliyoruz. Size BAE gözüyle Türkiye’ye yapılacak bir projeyi sunmak isterim.
1- 10 veya 20 milyar dolar nakit katkı.
2- Yıllık birkaç milyon ton hibe ham petrol! (1991-2005 yılları arasında Suudi Arabistan, Türkiye’ye hibe ham petrol vermiştir.)
3- BAE, Türkiye’de 5 adet petro kimya tesisi-rafineri yatırımı yapabilir. (BAE, 2012 ve sonrasında benzer projeleri Pakistan, Hindistan ve Malezya’da yaptı. Bizde niçin olmasın?)
4- Ortak silah üretmek. Kaynağını onlar verebilir.
BAE’nin esas sorunu, öz nüfusunun azlığıdır. Ordu ve polisi dışarıdan sağlar. Geçmişten beri Suudi Arabistan’ın ne olduğu yeni anlaşılmıştır. Arap kavmi M.S. 800’den sonra savaşma kabiliyetini yitirmiştir. Zengin 5 Arap ülkesinin, bir Yemen’i alt edememesi ilginçtir.
(Bu satırların yazarı Y. Makine Müh. Aslan Özmen’dir. 2005-1986 yılları arasında ülkede mühendis olarak çalışmıştır. Ülkeyi ve coğrafyayı iyi bilir.)
GÜNÜN SÖZÜ
“BÜYÜK insan üç değişik süreçten geçer. Uzaktan bakıldığında sert görünür, yaklaştığınızda sıcakkanlıdır. Konuşmaya başladığında ise kararlıdır.” Konfüçyüs
MANSUR YAVAŞ ÖRNEK OLMADI MI?
MANSUR Yavaş, 85 yeni otobüsü Ankara halkının hizmetine sundu. 8 yıl sonra Ankara’ya alınan otobüs sayısının Haziran 2022’ye kadar 377 olacağını açıkladı. Törene Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Gültekin Uysal katıldı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bir bölümünde “Başkanımız gayet güzel ifade etti, 4 milyar borç ödedim, hiç borç almadım” diyerek ‘borçlanmaya’ dikkat çekti ustaca. Demek ki borç almadan da otobüs alınabiliyor, borç ödenebiliyor ve bir kent yönetilebiliyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı da böyle korunabiliyormuş... “Bütün Ankaralıların önünde ifade edeyim, size yürekten teşekkür ederiz” demeyi de ihmal etmedi Kılıçdaroğlu, bu CHP’li Büyükşehir Belediyeleri’ne bir mesajdı. Hani “Cumhurbaşkanı imzalamıyor, Meclis borçlanmamıza izin vermiyor, bu yüzden otobüs alamıyoruz” diyenlere Mansur Yavaş güzel bir örnek vermedi mi?
İTHAL İÇKİLER STOKTA!
BAKKALIMIZ dedi ki: “Cumhurbaşkanımız stokçularla savaşılacağını söyledi. Bakıyorum bizim yabancı içki (viski ve şarap) toptancıları mal getirmiyorlar. Etiler’de dolaştım, baktım, esnafın çoğu malı haklı olarak tezgâha çıkarmıyor. Korkudan göstermelik iki üç şişe koymuş vitrinlerine. Çünkü yılbaşı geliyor. Dolardan ötürü bugünlerde zam geleceğini biliyor, bir tek ben bilmiyormuşum!”
SAĞKAN ANITKABİR’DE
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilen Erinç Sağkan’ın Anıtkabir’i ziyaretinde özel deftere yazdığı yazıyı okur musunuz! Yazdığı satırlar, bu karanlık günlerden kurtuluşumuzun çok yakın olduğunu müjdeleyen ışıklı cümlelerden kurulu. Yazıdan çok etkilendim. Bu genci dikkatle izleyelim. Halit ANITAŞ
Paylaş