Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nın İMKB ile yaptığı protokol sonucu açtığı 400 trilyonluk ilköğretim okul ihaleleri (135 okul) ile ilgili olarak MEB Yatırım ve Tesisler Daire Başkanı Prof. Adülsamet Arslan'ın açıklamalarına yönelik tartışmalar sürüyor.

Bizi aramaya devam eden bazı müteahhitler, "Bu yatırımların başına Prof. Arslan niye getirildi? Kimin arkadaşı, kimlerle ortak ilişkileri var. Önce ilgili kurumlar bunu ortaya koymalıdırlar" diyorlar.

İsimleri bizde saklı müteahhitlerin soruları özetle şu noktalarda toplanıyor:

Okul ihaleleri verilmeden önce müteahhit Cüneyt Arslan'ın bürosunda ve Kızılcahamam'daki bir otelde kimler buluştu; ne karar verdi?

Milli Eğitim daha önce yaptığı okul ihalelerinin müşavirliğini her bölge bazında veriyordu. Bu kez öyle olmadı; beş bölgeden dördü (% 80'i) tek bir firmaya (Prokan) verildi; hem de "mükemmel" bir fiyatla; diğer 8 firma dikkate alınmadı? Acaba bu konuda ortaya düşen ses bantlarında neler deniyor?

Deprem korkusu gerekçe gösterilerek, olayın "saklanmak" istenen yönü dikkatlerden kaçırıldı. "Mezar müteahhidi" suçlamalarına karşı "yüksek fiyat" gerekçesine sığınıldı. Peki o zaman titiz bir denetimin anlamı kalıyor mu? Bizler "bakanlık ekseni"ne göre hareket etmedik ve sadece tekliflerimizi verip bekledik. Ancak şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştık. Geçmişte Milli Eğitim'e 80 trilyonluk okul işi yapan müteahhitlerin bile dışlanması ilginç değil midir? 1998'den beri yapılan hangi ihalelerde hangi okul "mezar" olmuştur?

LÜKS OKUL NE DEMEK

MEB Yatırım ve Tesisler Daire Başkanı Abdülsamet Arslan'ın bizzat tespit ettiği İhale Komisyonu bugüne kadar kaç okul ihalesi yapmıştır? Prof. Arslan, ihale sonuçlarında tek milim haksızlık yoktur, diyor. Peki o zaman "ince" karar alan İhale Komisyonu'ndaki isimler neden açıklanmıyor? Hükümetin şeffaflık sözü havada mı kalıyor? Trilyonluk bir ihalede 5 milyar farkla eleme yapılmasının mantığının yanıtı olabilir mi?

Prof. Arslan, okul binalarının "lüks" yapılacağını öne sürüyor; asansör, sakat merdiveni, futbol sahası ve çevre tanziminin olduğunu öne sürüyor. Ancak geçmiş tüm ihalelerde bu şartnamelerin bulunduğu ise göz ardı ediliyor. Bir-iki örnekle genelleme yapılmak istenilmesi, yapılan usulsüzlüğü gözden kaçırmak değil midir? Zaten bunlar 1998'den beri yapılan aynı tip projelerdir; bunların yeni şartnameymiş gibi gösterilmesi doğru mudur? Ve geçmişteki ihalelerin hangisine fiyat farkı verilmiştir ki, bu ihalede verilmeyeceği söylenebiliyor? (Bir not; Prof. Arslan'ın geçen yıl yaptığı ancak tepkiler sonucu iptal edilmek zorunda kalınan Milli Eğitim'in "ikmal" işleri bu son ihaleye dahil edildi.)

TOKİ'DE DÜZGÜN

TOKİ bugün yılbaşından beri yaklaşık 1 katrilyonluk ihale yaptı; bir şaibesi duyuldu mu? Hiçbirinden de İSO belgesi istemedi; işler de gayet düzgün yürüyor. Peki Milli Eğitim'in ihalelerinde neden tepki doğdu, hiç düşünülüyor mu?

Kazanan ve kaybeden firmalar ve sahipleri resmen kamuoyuna neden açıklanmıyor?

Bakalım, bu firmalar aldıkları ihaleleri taşeronlara satacak mı?

İhaleleri kimler aldı

"LÜTFEN bu işin peşi bırakılmasın. Sayın Prof. Arslan, 'MEB, EFİKAP2 ihalesini herkesin gözü önünde yaptım' diyor. Ancak sonuçlar bizlerin beklentilerinin ötesinde gerçekleşti. İhalelere 220 müteahhitlik firması, 62 paket (135 okul) inşaata 1700'e yakın teklif verdi. Ancak bunlar toplam 45 kişiye dağıtıldı. Dağılım şöyle oldu:

31 paket iş 10 firmaya verildi; toplam keşfi 204 trilyon: (Fatih Petrol, Poyraz, Aksa, Ilgın, Göncü, Serkan, Haşimoğulları, Aras, Kaya Doğalgaz ve Gizem)

12 paket iş 6 firmaya verildi; keşfi 66.5 trilyon: (Net Yapı, Seç Yapı, Bis İnşaat, İl Yapı, Kuzu İnşaat ve Yenigün İnşaat)

19 paket iş 19 firmaya verildi; keşfi 109 trilyon: (Türsum, Doğan Karataş, Fermak, Öntaş, Rota, Cemsa, Ahmet Çanga, İşçan, Yadigar, Akhaş, Fuat Çelik, Günma, Ayhan Demirci, Bahadır Mühendislik, Yıldızlar, İçka, Şura Mühendislik, Demars ve Pekhan)

Bu son gruptaki firmaların, ilk iki gruptaki firmaların yan şirketleri (paravan) olduğu bilinmiyor mu? Örnek olarak; Aksa, Aras, Yadigar ve Ilgın (Cüneyt Arslan); Net Yapı (Ahmet Çanga); Türsum (Cemal Poyraz); Akhaş/Bis (Sabri Haşemoğlu), İçka/Yıldızlar (Müfit Eren) bağlantısını kim inkár edebilir?

En önemlisi de iş alan firmaların çoğu daha önceden okul inşaatı yapmamıştır."

Gül’den yanıt var

DIŞİŞLERİ
Bakanı Abdullah Gül dün ABD'ye hareketinden önce "Hassas Sorular" (16.9.2004) başlıklı yazımızla ilgili Bakanlık Sözcüsü Namık Tan aracılığıyla şu açıklamayı yaptı:

"Yazınızda belirttiğiniz gibi Celal Poyraz ve eşi, benimle birlikte Girit'e geldi. Ancak Poyraz ailesi, uçak masraflarını ve Girit'teki tüm harcamaları kendisi karşıladı. Devletin kasasından Poyraz ailesi için bir kuruş para çıkmamıştır. Kayserili olan Celal Poyraz yakın aile dostumdur ve son derece başarılı bir işadamıdır. Kendisiyle ilgili elinizde şüphe uyandıracak bir bilgi varsa bunu bilmek isterim."

Not: Poyraz İnşaat, Bingöl ihalesine davet edilmiş ve son ihalede de 4 iş almıştır.

Can, hepimizi utandırıyor

"BEN Can Sağlamer.

Sekiz yaşına yeni girdim; ama annem-babamla birlikte hem Türkiye'nin, hem dünyanın pek çok bölgesini gezdim.

Biz ailece denizi çok severiz. Ege, Akdeniz, Marmara, Pasifik, Atlantik ve hatta Hint Okyanusu plajlarında denize girdik. İnanın, hiçbiri Akdeniz kadar güzel değil. Hele Mersin-Kızkalesi'nin sıcacık ve git-git dizini aşmayan denizi, incecik kumu, özellikle biz çocuklar için şahane...

Ama çok üzüldüğüm bir şey var. Dünyanın bu en güzel kumsalı, milyonlarca sigara izmaritiyle dolu. Bunları oraya biz çocuklar atmadığımıza göre, büyük birileri atmış.

Sevgili büyüklerim; bugün Uluslararası Kıyı ve Deniz Temizliği Günü...

Ne olur çocuklarınıza temiz bir dünya bırakın. Benim ve arkadaşlarımın gücü, sizin atıklarınızı temizlemeye yetmez. Siz de biraz duyarlı olun. İşte o zaman hepinizin ellerinden öperim."
Yazarın Tüm Yazıları