Paylaş
“Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya’daki menkul ve gayri menkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisine atideki şartlarla, terk ve vasiyet ediyorum:
1) Nukud ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2) Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe Makbule’ye ayda 1000, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki gibi 100’er lira verilecektir.
3) Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4) Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5) İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.”
PROF. DR. SUNGURBEY: VASİYET KUTSALDIR
ŞİMDİ bu vasiyetnameyi bir kenara koyarak Anayasa Mahkemesi’nin 1963 tarihli bir kararına bakalım... Ünlü medeni hukuk profesörü Dr. İsmet Sungurbey’in bir mütalaası...
Davayı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu açmıştır. Ankara’daki mahkemede bilirkişi olarak Sungurbey’in görüşüne başvuruluyor.
Bunun için Sungurbey, Alman, Fransız ve İsviçre hukukundaki kaynaklardan da yararlanmıştır.
Kişiye sıkı sıkı bağlı olan vasiyetname düzenleme hakkına bağlı olarak, yasal gereklilikleri taşıyan bu vasiyetnamenin kişinin şahsı tarafından değiştirilmedikçe birebir uygulamasının hukuken zaruri olduğunu belirtirken, “Atasının kutsal vasiyetini çiğnenmekten kurtarmak, bu ulusun boynunun borcudur. Buna aykırı bir müdahale, zoralımdır. Servetin sadece yasa hükmü ile el değiştirmesi, bu bakımdan keyfi, hukukun temel kurallarına aykırı, sakat bir işlemdir” diyor. Sungurbey ayrıca “Ölen kimsenin iradesine aykırı bir tasarrufta bulunulamaz. Konuya bu gözle bakmak lazım. Bu temel bir haktır” vurgulamasını da yapıyor.
‘BÜYÜK İNSANA SAYGISIZLIK’
RAHMETLİ Sungurbey’in yüce Atatürk’e armağan ettiği ‘Medeni Hukukun Temel Sorunları’ (Adalet Yayınevi) adlı eserinde ayrıntılı olarak anlattıkları bir yana, aşağıdaki cümleleri söz konusu vasiyetnamenin sizin şahsınız tarafından kaleme alındığını düşünerek bir kez daha okuyun: “Atatürk’ü saymanın, sevmenin, onun inançlarına ve devrimlerine sahip çıkmanın yalnız gösterişli törenlerle, söylemlerle, heykellerini dikmekle olmayacağının umarım bilincinde olursunuz.”
KAMİL SAKA 8. KEZ ADAY
GÜRE beldesinde ve Edremit ilçesinde toplam 7 kez üst üste seçilerek Türkiye’nin rekortmen başkanı olan CHP’li Kamil Saka, vatandaşlardan gelen istek üzerine yeniden aday olmaya karar verdi. Saka, CHP Edremit İlçe Başkanlığı’na giderek başvurusunu yaptı. ‘Dürüst’ ve ‘şeffaf belediyecilik’ anlayışına örnek gösterilen Saka, belediyeden CHP ilçe binasına binlerce kişi ile yürüdü.
BİLİYOR MUSUNUZ
- MALİ müşavir ve uluslararası ilişkiler uzmanı, eğitimci Özgen Erkiş’in ‘Bizim Özgen’ sıfatı ile Tekirdağ-Saray Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduğunu açıkladığını...
- CHP Bornova Belediye Başkanı, şehir planlayıcısı Okan Karlıdağ’ın adaylığını bugün açıklayacağını...
- ESKİ Şişli ilçe başkanlarından Dursun Çaltı’nın belediye başkanlığına 2. kez adaylık için başvuru yaptığını belirterek “Görev bana verilirse Şişli’deki kavgayı sona erdirip örnek bir ilçe yapacağım” dediğini...
SERHAN ASKER HALK TV’DE
YILLARCA TRT’de önemli projelere imza atan Serhan Asker, Halk TV’de genel yayın koordinatörü oluyor. Hürriyet gazetesinde de 8 yıldır futbola edebiyat-tarih-felsefe yörüngesinde bakan yazılarıyla farklı bir tarz yaratan Serhan Asker, Almanya’da siyaset muhabirliği master’ı yaptı. Asker, kanalda habercilikle birlikte hem siyaset hem de edebiyat, sanat, kültür ve spor alanlarında programlar sunacak. Asker’e başarılar diliyoruz.
MESAJ PANOSU
- 7 yaşındayken TBMM’nin çıkardığı özel kanunla Fransa’ya müzik eğitimi için gönderilen, o yılların ‘harika çocuğu’, devlet sanatçısı piyanist İdil Biret ve PEN Türkiye Başkanı, gazeteci-yazar Zeynep Oral yarın Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’ne konuk olacaklar. (www.kbtesak.org)
‘İnsan yeteneğini kendi keşfeder’
ARA Güler (90) örnek bir insandı. Dünyanın en iyi fotograf sanatçıları arasında gösteriliyordu. Varlıkli bir ailenin çocuğu olduğunu ve her istediğini yapabildiğini söylerdi. Nitekim kendi yeteneğini kendisinin keşfettiği anlattığı Halk TV’de Tuba Emlek’e
anlatmıştı. Kadrajından sayısız ünlü kişiler geçmişmişti. İstiklal Caddesi’de çektiği ünlü tramvay fotoğrafı İstanbul’un simgeleri arasında yer aldı. İstanbul fotoğraflarıyla ilgili çarpıcı bir sözü de şudur: “Arşivi düzeltmek demek, tarihi düzeltmek demektir.”
En güvendiği kişi Rafi Portakal’dı. “Birkaç yıl önce arşivini ve eserlerini Doğuş grubuna devrederken ekspertizi benim yapmamı istemiş ve ben de severek yapmıştım” diye konuştu Portakal... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile fotografını çektiği için sosyal medyada aldığı tepkiye çok şaşırdığını da söylemiş ve “Cumhurbaşkanını çekmeyip sizi mi çekecektim” demişti.
Adalar’da Çelik Gülersoy ismine darbe!..
MİLLİ Emlak Müdürlüğü 08.10.2018 tarihli tebligatı ile Adalar Belediyesi’nden Çelik Gülersoy Kültür Sanat Merkezi’nin olduğu alanı, kendi mülkünün işgal ettiği gerekçesi ile 15 gün içinde boşaltmasını istedi. Adalar Kent Konseyi’nin halka ücretsiz sunduğu etkinliklerin durdurulmak istenmesine Adalılar büyük tepki gösterdi.
Bu durumda, Adalar Kent Konseyi aracılığıyla etkinliklerini gerçekleştirmek isteyen kişi ve kurumlar bu alanı kullanamayacak.
Burası bir kamu mülkü; Adalar Kent Konseyi şimdiye kadar yüzlerce etkinliği adalar halkına ücretsiz sunuyor.
Burada toplantılar, çalıştaylar, atölyeler, konserler, sergiler, söyleşiler, tiyatro ve sinema gösterileri, konferanslar, kermeslerle birlikte; tüm adalı çocuklara ve gençlere yönelik sanatsal, kültürel, eğitsel faaliyetler yapılıyor. Adalar halkına açık resim, müzik, edebiyat ve kişisel gelişim kursları burada veriliyor. Adaların geleneksel spor faaliyetleri buradan yönetiliyor.
Daha doğrusu; Adaların aklı burada üretiyor ve kalbi burada atıyor.
Bu yerin geri alınmak istenmesi düşündürücüdür.
Hukuka uygun olarak devralınmış bir yer için ‘işgal’ sözcüğünü kullanmanın duruma hiç uygun düşmediği sanırız yeterince açıktır.
Kamu idareleri, halkın hizmet almasını engellemek yerine, hizmetin engellenmesini önlemekle yükümlüdür. Bu anlayışa göre, Milli Emlak Müdürlüğü ile Adalar Belediyesi arasındaki hukuki sorunların çözümlenerek, Çelik Gülersoy Kültür Sanat Merkezi’nin yer aldığı bu alanın partiler üstü bir yaklaşımla ve kalıcı olarak Adalar Kent Konseyi’nin yönetiminde kalmasını ve böylece faaliyetlerimizin devamının mümkün olabilmesini talep ediyoruz.
Nurhan ÇETİNKAYA
Paylaş