Atatürk’ün iradesine saygısızlık

DSP PM üyesi Prof. Dr. Hikmet Sami Türk yazıyor: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hazine’ye devretmek istediği Türkiye İş Bankası AŞ pay senetleri, Atatürk’ün ölümünden önce kendi el yazısıyla kaleme aldığı 5-IX-1938 tarihli vasiyetname ile yakınlarına yapılacak belirli miktarlardaki ödemelerden sonra nemaları (faiz ve kâr payları) yarı yarıya Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına tahsis edilmek koşuluyla kurucusu olduğu CHP’ye bırakılmıştır.

Haberin Devamı

Atatürk’ün vasiyetnamesi gereğince CHP’nin mülkiyetinde bulunan pay senetlerine düşen, fakat Türk Dil ve Tarih kurumlarına ödenen Türkiye İş Bankası AŞ kâr payları hakkında Anayasa’nın Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile ilgili 134. maddesinin II. fıkrasına bu ödemelerin yapılmasını güvence altına alan bir hüküm konmuştur. Bu hüküm, aynı zamanda Atatürk’ün vasiyetnamesinin gereğinin yapılması bakımından hem vasiyeti getirme yerine görevlisi konumunda bulunan CHP hem söz konusu ödemelerin yapıldığı Türk Dil ve Tarih kurumları için anayasal bir dayanaktır.

Bu nedenlerle Atatürk’ün ölümünden 80 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP mülkiyetindeki Türkiye İş Bankası AŞ pay senetlerinin Hazineye devri amacıyla yapılacağını söylediği ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin desteklemekte gecikmediği yasal düzenleme, Atatürkün iradesine saygısızlık anlamına geldiği kadar miras hukukuna ve Anayasa’nın 134. maddesine de aykırıdır. Böyle bir devir yapıldığı takdirde iktidara banka yönetimine girmenin yolu da açılmış olacaktır. Zaten başlıca amaç budur.”

 

Haberin Devamı

CHP’DE YENİ ADAYLAR

İSTANBUL’da ilçe adaylarının ‘önseçimsiz’ ve ‘eğilimsiz, yoklamasız’ tespit edildiği ciddi bir iddia olarak konuşuluyor. Adaylık başvurusunda bulunan yeni isimlerin umutsuzluğa kapıldığı partide yankılanırken, ‘torpil’ ve ‘para kokuları’ hoş karşılanmadı. Aday olmak isteyen bazı isimler şöyle: CHPden asker kökenli Remzi Albayrak Gaziosmanpaşa’dan; Gözcü yazarı Gökhan Ulu ve Rıza Gök’ün Dikili’den; İTÜ’lü inşaat mühendisi Canan Sezenler Beşiktaştan; CHP Çorlu İlçe Başkanı Yıldıray Arıcı ve Belediye Meclis üyesi işkadını Feray Karagöz aday adaylığı başvurusunda bulundular. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’na karşı eski milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, eski meclis üyeleri Hüseyin Sağ ve Hakkı Sağlam aday olduklarını açıkladılar. İşadamı Erol Dolu Ataşehir’den, Erol Altunoğlu Kartal’dan aday adayı oluyorlar. CHP’li Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, ABB için aday adaylık başvurusunu yaptı. Eski belediye başkanı Seyhan Duru, Avanos için adaylık başvurusunda bulunduğunu açıkladı. Av. Tolga Tosun, CHP Bandırma aday adaylığını bugün açıklayacağını söyledi.

 

Haberin Devamı

Şiddet yasası çıkana kadar direneceğiz!

TÜRK Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, sağlıkta şiddet olaylarının artık dayanılmaz bir noktaya geldiğini yineledi ve yetkilileri “Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçin, sağlık çalışanlarına yönelik hürmetsiz, itibarsızlaştırıcı, hekim ve hastayı karşı karşıya getirici söylemlerinizden vazgeçin” diye uyardıklarını açıkladı. Adıyaman şöyle devam etti:

“10 Ekim’den beri ‘Sağlıkta Şiddet Yasasını İstiyorum’ temalı nöbet eylemlerini sürdürüyoruz. Yarın 10.00’da da (17 Ekim) Ankara TTB’de buluşarak Türk Tabipler Birliği’nin ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Bildirge’sini kamuoyu ile paylaşacağız. İlgili yasa çıkarılıncaya ve sağlık alanındaki şiddet önleninceye kadar mücadelemize devam edeceğiz. Vereceğiniz destek bizim için çok büyük önem taşıyor.”

 

Haberin Devamı

TROYA YA DA VİLUŞA

DEVLET Opera Balesi, Troya’yı sahneye koyacakmış. Çetin bir iş. Çok güzel. Samimi başarı dileklerimi sunarım. Bu münasebetle Troya konusunda birkaç gerçeği sunmayı arzu ettim.Hititler, Troya’ya “Viluşa” derler. Viluşa kelimesi Uv-El-Uş-A hecelerinde oluşur ki Uv “kutsal”, El “halk”, Uş “yönetim” anlamlarına gelir, -a ise sonektir. Cümleyi toparlarsak ortaya “kutsal halk yönetimi” çıkar. Anadolu ön-Türk kültürünün ürünü olan “viluşa” adı yok saylır ve ‘Troya’nın ‘Grek’ olduğu iddia edilir. Aslında bu dilci ve tarihçilerin Türkleri yok sayma inatlarından ya da Anadolu kültürünün dibinde, M.Ö. 13 binlerde yazılarıyla Orta Asya’dan gelmiş olan ön-atalarımızın varlığından haberi olmadıklarını gösterir. Biz tarihi ve bilimsel gerçeği öğrenelim ve unutmayalım.           

Haberin Devamı

Haluk TARCAN-Bilimsel araştırmacı (CNRS)

 

BİLİYOR MUSUNUZ

SÖYLEV 6 GÜN 37 SAATTE OKUNDU

ADD’nin Atatürk’ün Söylev’inin 91. yıldönümü dolayısıyla kaleme alınan açıklamada 15-20 Ekim 1927’de altı gün 37 saatte okuduğu Söylev’i Kurtuluş, Kuruluş ve Cumhuriyetin ilk yılları için belgesel niteliğindedir. Bugün, ulus olarak yaşadığımız tüm sorunlara çözüm stratejileri sunmakta; Atatürk gibi düşünüp, Atatürk gibi hareket etmenin formüllerini vermektedir” denildiğini...

- TEKİRDAĞ Saray, Güngörmez’de ormanlık alanda taşocağı projesine İdare Mahkemesi’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını oy çokluğuyla iptal ederek, taşocağının binlerce yılda oluşmuş ekosistemi yok etmesi ve bu etkinin taş ocağının üretim süresi olarak hesaplanan 136 yıl boyunca devam etmesinin önlendiğini...

 

 

Haberin Devamı

Frankfurt Kitap Fuarından notlar

ALMANYA’da geçen hafta Frankfurt Uluslararası Kitap Fuarı yapıldı. Fuarın her yıl bir onur ülkesi olur. Biz de 2008’de onur ülkesiydik. Bu yıl da komşumuz Gürcistan’dı. Gelecek yıl da Norveç olacak...

Yazar- eleştirmen abimiz Doğan Hızlan 40 yılı aşkın süre her yıl aralıksız gider, fuarı bize aktarırdı. Bu yıl sağlık sorunu nedeniyle gidemedi. Her yıl dönünce “Frankfurt’a beş gün Kitap kokusu sindi” derdi bize... Bir de Frankfurt’taki kırtasiyecileri dolaşır kalem, dolmakalemler hakkında yazardı.

Frankfurt Kitap Fuarı aynı zamanda telif hakları ticaretinden tutun kitap yayıncılığı sektörüyle ilgili herşeyin sergilendiği bir fuar... Zaten fuarın ilk üç günü sadece sektör çalışanlarına, son iki gün halka açık. Her yıl 280 bin kadar ziyaretçisi olur. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 7 bin civarında yayıncı katılır. Fuarın son günü ünlü Pauls Kilisesi’nde Alman Kitap Yayıncıları Birliği’nin ‘Barış Ödülü’ verilir. Ödül Yaşar Kemal ile Orhan Pamuk’a da verilmişti.

Frankfurt Fuarı, öne çıkan yazarlar, kitaplar vesaire hakkında yazar arkadaşlar gazetelerde köşelerinde, dergilerde değerlendirmede bulunuyorlar...

 

DOĞAN HIZLAN NE YAZACAK

Aslında fuarın bir başka yüzü de var özellikle son yıllarda siyasileşiyor. Bu gelişmeden rahatsız olanların varlığından söz ediliyor. Acaba siyasetçilere bilerek veya bilmeyerek yeni bir alan mı açılıyor. Yoksa bu bilerek ilgi çekmek için bir pazarlama tekniği mi yoksa bilemiyoruz... Bu konu yazarların, edebiyatla uğraşanların konusu... Sanırız dostumuz Doğan Hızlan bu konudaki düşüncelerini yazacaktır...

Madem fuar siyasileşiyor Türkiye de bu siyasileşmeye kapılmak yerine başka bir alanda açılım yapabilir fuar dolayısıyla... Bize göre edebiyatı siyasete alet etmek kimseye fayda getirmez...

Başta Almanya olmak üzere Avrupa’da büyük bir Türk/Türk kökenli toplum var. Çocukların, gençlerin sayısı oldukça yüksek aralarında... Artık o klasik gurbetçi imajı siliniyor. Bu gençlerin çoğu eğitim görüyor. Ama bu gençlerin çoğu Türkiye’yi iyi tanımıyor. Türkiye tatil ülkesi onlar için... Köken dilleri Türkçeyi öğrenemiyorlar... Bu durum giderek yabancılaşmaya yol açabilir.  Onları ihmal etmeyelim.

 

EDEBİYAT ORTAK PAYDA

Onların Türkiye’yi edebiyatıyla daha çok tanımalarını sağlayabiliriz. Bir ülkeyi edebiyatıyla, sineması tiyatrosuyla tanımak başka bir pencere açar. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu  gibi bir çırpıda sayılamayacak birçok isim.. Bunlar moda deyimle edebiyatın kurucu babaları... Bunları eserleriyle birlikte Avrupalı gençlere tanıtmak için Frankfurt Kitap Fuarı bir fırsat olabilir.. İster Türkçe ister Almanca olsun yeterki okusunlar... Türk / Türk kökenli gençler edebiyat gibi ortak bir paydada buluşurlar...

Tabii bunlar geniş bir ön hazırlık isteyen işler... Bu yüzden bugünden hemen kolları sıvamalı... Yarım yamalak değil, hazırlıklı olmalı. Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Ersoy’un bu konuyu da gündeme  alacağını sanıyoruz. Çok söze gerek yok, hem işadamı hem de Alman Lisesi’nden... Almanya’yı, Alman ekolünü zaten tanıyor...Böylece bir taşla iki kuş vurulur. Siyasetin girdabına kapılmadan hem fuarda oluruz hem de fuarı fırsat bilip Avrupalı gençlerimizin edebiyatımızla Türkiye’yi tanıtırız... Eminizki Doğan Hızlan da bu düşünceye katılacaktır...

Halit ÇELİKBUDAK

Yazarın Tüm Yazıları