Paylaş
Halbuki uçakların, havalimanlarının ileride ne kadar yolcusu olacağını öngörmek mümkün değildir. Bir tek terminalde yapılması fazla zorlamadır. Heathrow Havalimanı yürüme mesafeleri de çoktur ama ilave pistler ve ayrı terminaller arasında çabuk ulaşım, servis (ring) ile mümkün olmuştur. Biz neden istimlak ile Atatürk Havalimanı’nı genişletmek yerine böyle bir riske giriyoruz? Mühim olan ilave pistler, taxi ways’ler ve apron’lardır. Terminal binaları fiziki açıdan bağlantılar veya servis (ring) vasıtasıyla bağlantı kurulur.
Y. Mühendis Mimar
Orhan ERDİL (orhanerdil.arch@gmail.com)
Tarihi Kuşdili Çayırı’nı AVM’ye kurban etmeyiniz
Büyükşehir ‘yeşil’ katili
HEPİMİZ artık farkındayız; gezegenimizin ve dolayısıyla bizlerin var oluşunu tehdit eden çok ciddi bir sorunumuz var: çevremizde yeşil doku eksikliği... Ne yazık ki, kesilen her ağaç, kaybedilen her toprak parçası, betonla griye dönen yeşil alanlarımızla birlikte gittikçe ciddi bir hal alıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin Kuşdili Çayırı’nda uygulamaya çalıştığı devasa alışveriş ve ticaret merkezine karşıyız. Bu alanın sit alanı oluşu da göz önüne alınarak, kendi eski dokusuna uygun hale getirilmesini istiyoruz. Kadıköy’ün merkezi konumunda bulunan Kuşdili Çayırı’nın çevresi zaten açık alan alışveriş ve ticaret merkezi konumunda. Bu alanın ilçe merkezine yakınlığı ve bağlantı yolların yetersizliği göz önüne alınırsa, kontrolsüz planlanan bu proje trafik akışına ek bir yük getireceği gibi geleneksel esnafın ticaretine de sekte vuracaktır. Ticari rant uğruna, kapitalist sermayeye dayandırılmış bu proje Kadıköy için çok mu gereklidir? Kesinlikle hayır!
Peki Kadıköylü bu projeye sıcak mı bakıyor? Asla!
Kentte yaşayan tüm vatandaşlarımıza, bu konuya yönelik imza kampanyası düzenledik. Bir imza atarken halk binlerce hayır dedi. Neden? Çünkü Kadıköy’de bu tür merkezler gereğinden fazla mevcut. Dere kenarlarını imara açmayın diyen yönetimlerin, Kurbağlıdere’nin taşma alanı olan bu bölgede yapılaşmaya gitmesi ve bu konuda ısrar etmesi bizleri doğrusu çok şaşırtıyor...
Kuşdili Çayırı’nın (eski Salı Pazarı) yeşil alan olması için 5 yıldır mücadele veriyoruz. Tarih bizleri verdiğimiz bu mücadeleden dolayı yargılayamayacak. Bu alan eğer yapılaşırsa inanıyorum ki, tüm Kadıköylülerin vebalı o yapının temeline çökecektir. Zaten, çarpık kentleşmenin sonucu, bir ülke nüfusuna denk gelen kalabalığı ile neredeyse her metrekaresine vurulan beton, asfalt ve çeliklerle İstanbul ilimiz yeşil dokunun azalmasıyla bedelini ağır ödüyor. Kentsel dönüşüm projelerinde insanın ruh ve fiziki sağlığı dikkate alınarak, tüm evrende bizimle bu dünyayı paylaşan canlıların da temel gereksinimleri olan hava kadar, su kadar yeşil doğal alanların da önemi dikkate alınmalı. “Yeşil alan kamusal haktır. Kuşdili Çayırı AVM değil yeşil alan olmalı” (11 Mayıs 2013 Cumartesi, 15.00’de Kadıköy İskele meydanında toplanarak, Kuşdili Çayırı’na kadar yürüyeceğiz.)
Suna DEMİR
Biliyor musunuz
PEMBE Hanım Derneği, Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) ve İstanbul Şehir Hatları İşletmeleri’nin kadın kanserlerine dikkat çekme amacıyla düzenledikleri ‘Şehir Hatları Vapurları, Kadın Kanserleri İçin Seferde’ ismiyle bugün şehir hatlarının Beşiktaş-Kadıköy hattında 09.45-15.45 saatlerinde kadınlara yönelik bir farkındalık çalışması gerçekleştireceğini...
Bulgaristan Türkleri destek bekliyor
TÜRKİYE’de ve dünyanın dört bir köşesinde, Türk Milleti saldırıya uğramış durumdadır. Bu saldırı akla hayale gelmedik yöntemlerle sürdürülmektedir.
12 Mayıs 2013 tarihinde, yanı başımızdaki komşumuz Bulgaristan’da erken genel seçimler var. Şu an Bulgaristan’ın nüfusunun % 15’i Türk. Diğer Müslüman nüfusla daha da artan bu oran, Bulgaristan ve bizim için çok önem arz ediyor.
Sadece 1877–1878 (93 Harbi) Osmanlı–Rus Savaşı’nda Rusların; Bulgaristan’ın Hıristiyan Bulgarlara ait olduğunu ispatlamak için, bir anda 300.000 civarında Müslüman Türk’ü katlettiğini ve 1.5 milyon insanımızı o tarihlerde göçe mecbur bıraktığını bilirsek, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum. Türk milleti ile Türkiye’de uğraşan AKP iktidarı; aynı uğraşısını, Bulgaristan Türklerini siyaseten ve fikren bölmek için veriyor.
Bulgaristan Türklerinin siyaseten elde ettiği güç, AB’nin başkenti Brüksel’in isteği, Sofya’nın ellerini ovuşturması ve Ankara’nın bastırması ile sıfıra indirgenmeye çalışılıyor. Bundan önceki seçimlerde, Türkiye’deki en küçük kıpırdanmaya sözlü ve yazılı nota veren Bulgaristan, bugün iktidarın milletvekili ve belediye başkanlarının Bulgaristan’da cirit atmasına ve de Türkiye’deki vali ve kaymakamlıkların gazetelere düşen baskılarına nedense (!) hiç ses çıkarmıyor. Bulgaristan Türklerini siyaseten ikiye bölmek için yine HÖH/DPS’de yıllarca çalışmış olanlara parti kurduranlar ve maddi destek sağlayanlar kimlerdir? Amaçları nedir? Cevap çok basit; Bulgaristan Türklerini bölmek... Türkle; Türkiye’de ve dünyada kim uğraşıyorsa, Bulgaristan’da da onlar uğraşıyor. Halbuki Bulgaristan’da olanlara ve Bulgaristan Türklerini alenen bölmeye çalışanlara karşı, meselenin farkında olsak, Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayan Türk milletinin her evladının buna karşı çıkması gerekirdi...
Gelin Türk milletini; Bulgaristan Türklerini ufalayarak yok etme operasyonundan haberdar edelim. Ve de Bulgaristan Türklerinin 12 Mayıs’ta sandıktan bir bütün halinde çıkmasına hep birlikte destek verelim. Yoksa gözü ve gönlü daima bizde olan Bulgaristan Türklerinin geleceğine dair vebali hepimiz üzerimizde taşırız.
Özcan PEHLİVANOĞLU
Paylaş