Paylaş
İstanbul’un ortasındaki bu yeşil vahada sanki bir gecekondu mahallesi gibi ‘kentsel dönüşüme’ kurban edilerek yeşil alanlarını betona ve paraya dönüştürmenin yolları aranıyor. Ataköy hem denizden hem de karadan ‘turizm-ticaret’ sarmalında boğulmak isteniyor.
BİR yudum su!.. Kapı önlerine çöp kenarlarına su kabı bırakınız hayvanlar için. |
Ataköy’ün çevresinden merkeze doğru ilerleyen devasa yapılar, kentsel dönüşüm ve deprem temasının içine sokularak maskelendi. Ataköy 1. Kısım Türkiye’de turizm alanına dönüştürülen ilk konut alanı olma ‘hidayetine’ erdi. Ataköy 1. Kısmın yaş ortalaması yüksektir. Halk ‘mahalleli çok kazanacak’ gibi hülyalarla ya da gönderilen ‘eli sopalılarla’ (TOKİ müteahhitlerinin adamları) evlerinden sürülmeye çalışılmaktadır. Mülkiyet ve çevre hakkı rencide edilen Ataköylüler hukuki zeminde haklarını ararlarken şimdi de sahilin satışı gündemde... Görülmektedir ki; Ataköy’deki rantsal dönüşümün bir ayağı Ataköy 1. Kısmın konut alanı diğeri ise 19 Ağustos’ta ihaleye çıkacak olan sahildir. Bu bölge Ataköy projesinin sosyal donatı alanıdır. Evlerini devlet güvencesinde Emlak Bankası’nca satın alanlar ya da aldıklarını düşünenler sosyal alanlarının satışını dehşet ve tepki ile izlemekteler.
Sahilde satışa çıkan alan toplam 100.000 kilometrekareye yakındır ve imar planlarına ve notlarına göre Ataköy koyu doldurularak bir misli genişleyecek ve üzerinde uzaydan bile görülebilecek kadar hacimli bir ‘beton leke’nin oluşmasına izin verilecektir.
Bizler Ataköylüler olarak etikten, haktan hukuktan, insan haklarından, çevre bilincinden uzak bu gidişe dur demek için yargıya gittik, davalar açtık, yürütmeyi durdurma kararı aldık. Makam ve liyakat sahiplerine sesleniyoruz, Ataköy’ü rahat bırakın!
Yeşilimizi, sahilimizi, güneşimizi karartmayın!
ERDOĞAN VE BAYRAKTAR
Ek bir bilgi vermem gerekirse, 22.3.2007 tarihinde NTV grubunun bir haberine göre, 151 parsel için çıkılan 2. ihale de daha yapılamadan iptal edildi. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, arazinin satışı konusunda kamuoyunda yer alan yorumlar üzerine, Başbakan Erdoğan’ın kendisini arayarak, ihalenin iptal edilmesini istediğini söyledi. Bayraktar, şöyle konuştu: “Kamuoyunda 2-3 milyar dolar lafı edilince, bizim bu söylenenlere rağmen ihaleyi daha düşük fiyatlara sonuçlandırmamız mümkün olmazdı. Biz yine de ihaleye çıkalım, müşterileri, teklifleri görelim, dedik. İhalede daha teklifler alınmadan, olay şuyuu vukuundan beter hale geldi. Kamuoyunda olayın tartışılması çok iyi. Eğer yanlış yapıyorsak biz de tabii ki yanlıştan döneriz. Ama müşteriyi ve fiyatı görmek istedik.”
Bu iptalin nedeni şu anda mevzu alanın kiracısı konumundaki DATİ Holding’in kira sözleşmesinin 2038’e kadar sürüyor olmasıydı. Bu durumda bu arsayı alacak tek müşteri DATİ’ydi. Bu durum kamuoyunda adrese teslim ihale olarak algılandı.
TOKİ 151 parseli birkaç parçaya böldü ve şu anda 4 parçasını ihale ediyor. Fakat resmi internet sitesinde bulunan şartnameye göre, bu dört parseli toptan alacak kişilere satışta öncelik tanınacak. Yani 4 ayrı parsel de olsa, bunların bir kişi tarafından alınması isteniyor.
Rekreasyon alanı
“TOKİ’nin Ataköy sahili ve benzeri satışlardan vazgeçmesini ve bu alanın Ataköy plan bütünlüğüne bağlı kalınarak rekreasyon alanı olarak düzenlenmesini ve toplumun genel kullanımına sunulmasını beklemekteyiz. Toplumsal yararlılığın da ancak bu şekilde gerçekleşeceğine olan inancımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz.”
(Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Bakırköy Bölge Temsilciliği)
Devletten biz hiç özel hak istemedik
DÜNKÜ yazınızı ilgi ile okudum. Söyleyeceklerimi kısaca özetlemem gerekirse Hükümetimize göre Kürt sorunu bizlere göre terör ve ekonomik sorun hakkındaki yazınıza yüzde yüz katılıyoruz. Türkiye’de yıllardır eşit şartlarda yaşayan bu milleti birbirinden ayrıştırma projesidir bu proje... Ben kendim Denizlili olmama ve doğduğum ilçe doğunun birçok ilçesinden ve ilinden fakir olmasına rağmen kesinlikle bizlere özel haklar, ekonomik ayrıcalıklar istemedik. Fakat nedense hükümetimiz sadece ve sadece etnisite üzerinde siyaset yapmakta ve bu ülkeyi bölünmeye götürecek açılım adı altında içi boş laflar üretmektedir.
Alp Göktürk GÖK –İZMİR
İki ‘hassas’ soru
* YURTBANK mağduru binlerce kişinin çığlığı ve sahipsizliğini dile getiren Dr. Ayşe Uğurlu soruyor: “Yurtbankzedelerinin feryadı TMSF’ye ulaşmıyor mu?
Suçlu bulunan Ali Balkaner ve bazı yöneticilerin hapis cezalarına çarptırılmalarına rağmen bizim off-shore hesaplarına yatırdığımız paralardan ne ses var, ne bir sonuç!”
* AKÇAY’ın 40 yıllık yazlıkçısı Deniz Şimşek, 3-4 yıldır Yenimahalle’de ‘Üçgen’ denilen bölgedeki sahili işgal eden gürültü yapan barın hakkında bir çok şikayet olmasına rağmen nasıl izin alabildiklerini soruyor ve “Gürültüden yaz tatilimiz rezil oldu” diyor.
MESAJ PANOSU
SULTANAH-MET’teki Ramazan etkinliklerinin turizme zarar vermeden, hijyen ve kalitesi denetlenen standartlarda gerçekleşeği söyleniyor. Peki, 361 etkinliği bu meydan kaldırabilir mi? Etkinlikler artık Gülhane’de yapılacaktı, ne oldu?
Paylaş