Araştırmalar manipüle ediliyor

ESKİ Büyükelçi ve milletvekili Şükrü Elekdağ, geçenlerde Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan araştırmadaki verilere dayanarak ‘toplumun % 55’i kendisini Türk olarak tanımladı.

Haberin Devamı

Kendisini Kürt olarak tanımlayanların oranı ise % 6” ifadesine yer verdi. Önce izninizle bir ufak düzeltme yapayım. Üniversitenin araştırmasına göre söz konusu % 55 oranı (gerçekte bu oran % 54.8), “kendini etnik olarak Türk diye tanımlayanların” oranıdır.
Ancak, sadece bin deneği kapsayan yüzeysel bir araştırma sonucunda elde edilen bu bulgu ülkemizdeki bazı çevrelerce istismar edilebilecek bir malzeme niteliğinde görünüyor. Zira, önemli olan Türkiye’de kendini Türk olarak tanımlayanların oranıdır. Bu konuda Sn. Tarhan Erdem’in başkanı olduğu KONDA araştırma şirketinin çalışmaları hayli berrak bulgular üretmiştir. KONDA’nın 2007’de yapmış olduğu ‘Biz kimiz?’ anketinin devamı olarak Temmuz 2010’da gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına göre, Türkiye nüfusunun % 78’i Türk, % 18’i ise Kürt ve Zaza’dır. (Bkz. KONDA Araştırma; ‘Kürt Meselesi’nde Algı ve Beklentiler’, İletişim, 2011.) Gerçekte bu konuda yapılan bilimsel çalışma ve araştırmalar, nüfusumuz içindeki Türk nüfus oranını KONDA bulgularının da üstünde göstermektedir. Nitekim, 1965’te yapılan ve ‘anadili’ de kapsayan nüfus sayımı sonuçlarına göre, nüfusumuzun % 90.11’inin anadili Türkçe, % 7.7’sininki ise Kürtçe’dir. Avrupa Birliği’nin resmi ajansı niteliğinde olan EUROBAROMETER’in 1995’te Türkiye’de yaptığı anadil araştırması bulgularına göre ‘Anadilim Türkçe’ diyenlerin oranı % 93’tür. ABD’de yerleşik ‘Etnologue Data From Languages of the World’ kuruluşunun  araştırması, 2001’de Türk nüfus oranını % 86.3, toplam nüfus içinde Türkler dışındaki toplam etnik nüfusun ise % 13.7 oranında olduğunu göstermektedir. Genel nüfus içindeki etnik Kürt nüfus oranı ise % 8.36’dır. Türkiye’nin etnik yapısı hakkında bugüne kadar yapılan çalışmaları bilimsel şekilde değerlendiren araştırmacı-yazar Ali Tayyar Önder, 2006 yılı itibarıyla 74 milyon olduğu  varsayılan Türkiye nüfusu içerisinde Kürt sayısını 5 milyon (% 6.76), Zaza sayısını 800 bin (% 1.08) olarak tespit etmiştir. Bu konuda elimizdeki son araştırma Haber Türk gazetesinin 20 Aralık 2011’de yaptırdığı 32.482 kişiyi kapsayan ve deneklere, “Kendinizi ait hissettiğiniz etnik köken hangisi?” sorusunun yöneltildiği araştırmadır.
Bu araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye nüfusunun % 81.95’i kendini Türk, % 6.69’u ise Kürt olarak tanımlamaktadır. Bu oranlar dikkate alındığında 2010 yılında TUİK’e göre 73.722.988 olan Türkiye nüfusunun 57.890.982’si Türk, 8.693.293’ü de Kürt’tür.”
Elekdağ yazısının sonunda şu uyarıyı yapıyor:
“Sürekli manipüle edilen bu oranların ve rakamların Türk kamuoyu tarafından bilinmesinin önemini takdir edersiniz.”

Haberin Devamı

Nefesler, depremi hiç engelleyemedi

Haberin Devamı

ERZURUM’dan okurumuz K.S.K. “Elazığ’da depreme karşı bugünden itibaren 1001 hatim duası okunacağı haberi ne yazık ki doğru; bizde de okunuyor” diyor ve ekliyor:
“Erzurum’da bu yıl 1001’le yetinmediler, hatim sayısını 19 bine çıkardılar.
Halkın efsaneye öyle bir inanışı var.
Ama yeterli tedbir almadan sadece dua ile bu işler yürümüyor.
Kırsal alandaki toprak damlı evleri, bilimadamları ‘tabut ev’ olarak nitelendiriyor. Bu konuda şimdiye kadar hiçbir iyileştirme yapılmadı.
Halk kırsalda yine o kötü evlerde oturmaya devam ediyor.
Kent merkezindeki toprak damlı gecekonduların büyük bir bölümü boşaltıldı. Yine öyle bir deprem olsun, yine yüzlerce insan ölür.
İşte size iki örnek:
Tanık olduğum, 30 Ekim 1983’de meydana gelen Erzurum-Kars depremi var.
30 yıl önce Erzurum’un Aşkale, Narman, Tortum, Pasinler, Horasan, Kars’ın Sarıkamış ilçelerinde etkili olan 6.8 büyüklüğündeki depremde 1155 vatandaş öldü, 1142 kişi de yaralandı.
En son 9 yıl önce Aşkale’de 25 ve 28 Mart 2004 günleri, 5.1, 5.3 büyüklüğünde iki deprem oldu. 2004’deki depremde 10 kişi öldü.
Demek ki, nefesimiz, dualarımız hâlâ ilçelere köylere kadar ulaşmıyor.”
Hatimler, cemaatin de isteği dikkate alınarak belli bir namaz vakti arasında veya köylerde yatsıdan sonra köy odalarında veya camide görevlilerin önderliğinde cemaatin katılımıyla okunuyor. Hatim dualarının mart sonuna kadar okunması bekleniyor ve bu tarihten sonra müftülüğe bildirilecek.

Haberin Devamı

Cumhur’un adı yok!

SEÇİMLERDEN sonra ‘Cumhur, Cumhur’ diye tutturmanın nedeni ortaya çıktı.
Meğer Türk milletinin adı değiştirilecekmiş.
Yüzde 50’yi ‘Cumhur’ kabul
edenler, terör örgütü ile kucaklaşan yüzde 6.5 oy alan etnik partinin dayatması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısını değiştirmek üzere anlaşmışlar.
Şimdi Türk Milleti’nin kaderi, yüzde elli’nin içinde ne kadar yurttaş ‘Cumhur’a razı ona bağlı. Türk milletinin yurttaşı mıyız? Yoksa her şeye rağmen, kimliği ve adı olmayan ‘Cumhur’un ‘birey’i mi? Türk milletinin yurttaşı olmaktan vazgeçmeyi vicdanlar kabul edecek mi?
Allah Türk milletinin yardımcısı olsun.
Zafer FORTACI

Kulağa küpe olmalı

CELAL Şengör antropoloji konusunda Başbakan’a, Paris’e gittiğinde Doğa Tarihi Müzesi’ni ve İnsan Müzesi’ni ziyaret etmesini önererek, bilimkurgu da
yazan Amerikalı yazar Harlan Ellison’un şu sözlerinin kulağa küpe olmasını diliyor:
“Her fikri savunma hakkın yoktur. Bilgi temelli fikri savunmaya hakkın vardır. Kimse cahil kalma hakkına sahip değildir.”

Yazarın Tüm Yazıları