Antalya zor bir kenttir

ANTALYA’nın ‘içi’ yani sosyal durumu pek bilinmez; sosyolojik olarak da tanımlamak zordur.

Haberin Devamı

Kaleiçi'ne İnan Kıraç yine el atıyor

İzmir gibi kendi içinde ‘muhafazakarlığı’ vardır. Tarım zenginliği olan kentler, turizmle barışamıyor. Biraz böbürlenme vardır halkında... Anamur’dan (Mersin) Fethiye (Muğla) sınırına kadar olan yaklaşık 600 km’lik güzergahta sosyal ve kültürel yapı farklılığı hemen dikkat çeker. Tarım üretiminden yerli halk kazanırken, turizmin payını ise ‘dışardan’ gelenler alıp götürür. Pek dillendirilmeyen bu olguyu herkes bilir de ‘çatışma’ noktasına varmaz.
Bu nedenle ortak bir anlayış üretilemiyor..

1970’lerin başında, ‘Güney Antalya’ projesi ile turizme damgasını vurmaya başlayan Antalya, ‘yerli’lerle, sonradan Antalyalı olanlarla bir birliktelik oluşturamıyor.

‘Yörük’lük açılımı mı gerekli? Nerede ‘Ortak akıl’; Akdeniz Üniversitesi’nin çalışmaları...

Kafamızdaki bu soruları; Uluslararası Piyano Festivali etkinliğinde tanıştığımız Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (AKSO) ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Çetin Osman Budak’a sorduk. Antalya nasıl bir dönüşüm içinde olmalıdır.

Yanıtı “Dünyada 10 milyon turist alan kaç kent vardır?” sorusu ile başladı Budak’ın:

“Antalya’nın kent nüfusu 1 milyon ama 2. konutlarla birlikte 1,5 milyona yükseliyor. Yaz nüfusu ise ortalama 2 milyon denilebilir. Ne yazık ki, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin geliri 500 milyon TL’yi geçmiyor. Biz Oda olarak bunun yetersiz olduğunu düşünüyoruz. İstanbul Belediyesi’nin bütçesi 18 milyar TL... İstanbul’un nüfusu, Antalya’nın 10 katı iken belediye bütçesindeki fark 30 katın üzerinde... Asıl bunun üzerinde düşünmeliyiz.

Evet, eksiklikler?

Çevre yolu, kongre merkezi, stadyum gibi en temel tesislerin eksik kalması kabul edilemez. Rusya, Türk Cumhuriyetleri hatta İran gibi ülkelerden gelenler için ne yapıyoruz? Bu konudaki etkinlikler için bir salon bile yok. Başka bir tespit ise Antalya Kültür Merkezi’nin karşısında derin bir inşaat çukuru var; çimlendirilmiş ve ışıklandırılmış. Antalyaspor ve bazı konuk takımlar bu çukurda antrenman yapıyor. Görseler, Erman Toroğlu ve Ahmet Çakır bizleri yerin dibine sokar. Ne çözüm ürettik?

Ne öneride bulunuyorsunuz?

Önemli olan hükümet ve belediyelerin bir araya gelip bir çözüm gelişmesidir. Bir önerim var; 2016 EXPO için Antalya’da, İstanbul 2010 Ajansı gibi bir ajans kurulmasıdır. 2010 Ajansı’nın bütçesinin %90’ı merkezi bütçeden verilmiştir. Antalya için 2016 EXPO hedefi önemli bir yatırım hamlesi ile gerçekleşmelidir. Bu yatırımlar içerisinde hızlı tren, kongre merkezi, tarihi eserlerin restorasyonu, kentsel dönüşüm projeleri, çevre yolu gibi yatırımlar olmalıdır.

ALTERNATİF NEDİR

Başka...

Kültür ve sanat temelli yeni bir alternatif turizmle kent ekonomisinin kurtarılmasıdır. Burada da kilit Kaleiçi’dir. ATSO olarak Kaleiçi’nde Kesik Minare gibi dokuz tarihi mekan ve binanın Antalya veya Kaleiçi kent müze ve sergileri ile turizme kazandırılmasını savunuyoruz. Kent merkezindeki eski binamızı da kültür sanat amaçlı değerlendirme düşüncesindeyiz.

Turizm Bakanlığı’ndan söz edersek...

Sayın Ertuğrul Günay Kaleiçi konusuna olumlu yaklaştılar ve Antalya Müzesi Etnografya bölümünü Kaleiçi’ne taşıma projelerinden söz ettiler. Büyükşehir, Hıdırlık Kulesi restorasyonunu başlattı. Bakanlık ve Vakıflar Genel Müdürlüğü olumlu ve hızlı davranırsa Kaleiçi, Antalya ve Türkiye turizmine büyük destek sağlar. Ayrıca, Kaleiçi’nde 50 civarındaki yıkık, kaçak ev veya binanın yıkılması ve diğer gerekli adımların atılması turizm alanı olduğu için Kaleiçi büyük ölçüde Bakanlık yetkisinde... Yıllardır Kesik Minare gibi Roma öncesi dönemden izler de taşıyan tarihi mekan turizme kazandırılamamıştır. İlginç olan 25 Kasımda Kaleiçi’nde yaptığımız toplantıda konuğumuz olan Sayın İnan Kıraç’ın bu mekanı yıllar önce restore etmek istediklerini, fakat bürokrasiyi aşamadıklarını ve izin alamadıklarını söylemesiydi. (Benzer konunun İstanbul Tepebaşı’ndaki eski TÜYAP’ın yeri için de söylenebilir. Y.B.) Dolayısıyla sorunun yalnızca mali kaynaktan ibaret kalmadığını da görüyoruz.
Antalya’nın ‘Tanıtım AŞ’yi kurmasında çok geç kalındı.

Sahi, valiler kültür etkinliklerine niye katılmaz

PAZAR günkü ‘AKP’siz belediyenin festivaline vali neden katılmaz’ başlıklı, çarpıcı ve bir o kadar da yaşadığımız zaman ve mekanımızı görüntüleyen, doğrulayan uyarıcı yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Sanat eğitimcisi, aynı zamanda çeşitli etkinlikleri üstlenen bir öğretmenim. Son sekiz yıldan beri benim de gözlemlediğim bu tutum ve davranışları tasvip etmiyorum. Anadolu’nun küçük, şirin, orta sanayisi gelişmiş, okuma oranı üstlerde seyreden kenti Uşak’ta, MHP’li Belediye Başkanlığı’nın (iki haftadan beri bağımsız) etkinlikleri veya STK’ların kültürel etkinliklerinde Sayın Valimizin bulunmaması (yanı sıra daire müdürleri...) bir kültür ve sanat eğitimcisi olarak beni üzmektedir. Geçen ekimde belediyenin düzenlediği ‘Cumhuriyetin Aydınlığında Sanat Festivali’ ve akademisyen, yazar, sanatçının konuşmalarından söz edebilirim... Ufuk artırımı yapılan, insanın ufkunu açan her etkinlik o kentin kültür düzeyinin nerede olduğunu gösterir. Bir ilde fikir üretilmesi gerekir. İlin gelişmiş entelektüel kadrosu az ise orada sıkıntı vardır. Bu gibi etkinliklerin desteklenmesi bireye, topluma çok şeyler kazandırır.
Şener ÖZTOP - Resim öğretmeni

Cin şişeden çıktı

WIKILEAKS’teki belgelerden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerekiyor. Yandaşların yaptığı gibi “BİZ yolumuza devam edelim, bunlar uydurma” gibi laflarla kendimizi aldatmaya gerek yok. Türk halkından saklı, kapalı kapılar ardında neler yapılmış. Peki çocuklarımıza bırakacağımız bir ülke böyle mi olmalı.
Prof. Dr. Emine ŞENER- SİDNEY

CİN şişeden çıkıyor. AB/AB/Türkiye’deki kirli çamaşırlar artık herkesin gözü önünde... Otuz iki kısım tekmili birden; Abdülcanbaz hikâyeleri gibi...
A. Rıza UÇER

Ve AKP yandaşlarının ve dinci kesimin Wikileaks tariflerinden bir demet:

TC’ye siber tehdittir, siber ajan istihdamına yöneliktir.

Wikileaks bir Truva Atı’dır.. Aysberg gibi sadece yedide biri görünürdedir.

Wikileaks hem ülkemizde hem komşu ülkelerde yasaklanmalıdır.

Wikileaks’in esas amacı ülkemizde Türkçe ve İngilizce bilen computer casusları (spy hackers) ordusu kurmaktır.

Türkiye’deki bilgisayar kurdu gençler, Türk dünyası, Türk diasporası, hatta İslam ülkeleri bu riske karşı uyarılmalıdır. Yurtdışında tahsil yapan bilgisayar dâhisi gençlerin bu siteye üye olması engellenmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları