Antalya sınıf atlıyor

Geçen hafta bunlardan ikisine tanık olduk. Biri Antalya hatta Türkiye’nin yükselen belediyelerinden Muratpaşa Belediyesi’nin bu yıl 7’ncisini düzenlendiği ‘Kaleiçi Old Town Festival ve Forum’, biri de Akra Otel’in bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği Meze Festivali.

Başında Ümit Uysal’ın olduğu Muratpaşa Belediyesi, özgün etkinlikleri ile Türkiye sınırlarını aşıyor.

Kaleiçi Old Town Festivali kapsamında 27 ülkeden 52 şehrin katılımıyla gerçekleşen ‘Yaşayan Tarihi Kentlerde Sürdürülebilir Turizme Yönelik Çevreci Faaliyetler’ başlıklı forumda şehirler, sahip oldukları tarihi kent merkezleri ve arkeolojik miras alanlarında sürdürdükleri çalışmalar ve projeler paylaşıldı.

Antalya’nın yeme içme kültürünün sergilendiği festival ile Kaleiçi Paris’in dünyanın dört bir yanından ziyaret edilmesi, bir ekol haline gelen Latin Mahallesi’ni (Latin Quarter) ön plana çıkarıyor. Kaleiçi’nin Paris Latin Mahallesi’nden fazlası var, eksiği yok. Ümit Uysal gibi geleceği parlak yöneticiler elinde bu değerler uluslararası alana çıkarılıyor.

Antalya’nın en eskilerinden, Side’deki ilk otel Cennet’in kurucusu Barut ailesinin babası Ali Barut’un üç oğlundan her biri, bir başka etkinlik ile gerçek anlamda Antalya’ya sınıf atlatıyor. Barutların büyüğü Haydar Bey, başında olduğu Akra Otel’in bizzat sponsorluğunu üstlendiği etkinlikler ile hiç abartmadan Antalya’ya sınıf atlattı.

Bunlardan birkaçı; Tour of Antalya ve Akra Gran Fondo Bisiklet Yarışı, Akra Caz Festivali ve Meze Festivali. Hepsi uluslararası alanda marka olan bu etkinliklerden Meze Festivali’nin bu yıl dördüncüsü düzenlendi.

EĞLENCE YOK

Festivalden bir gün önce Bartın Amasra’daki maden kazası nedeniyle etkinliğin festival tarafı iptal edildi, her biri bu alanda marka olmuş restoranların şeflerinin hazırladığı mezelerin sunulduğu bir akşam yemeğine dönüştürüldü. Tayland’dan, Yunanistan’dan İspanya’dan gelenler ile Türkiye’nin çeşitli illerindeki meze restoranlarının şeflerinin ürünleri tattırıldı.

MEZE RESTORANLARI

Kimlerin mezelerini tattık: 7 Mehmet (Antalya), Afitap (Ankara), Bagarasi (Bodrum), Balmumu (İzmir), Balıkçı Sabahattin (İstanbul), Chayote (Kaş), Feriye (İstanbul), Girida Port (Fethiye), Hısvahan (Gaziantep), Konak (Hatay), Thelifeco (Antalya), Yalova (Çanakkale), Cal Pep (İspanya), Parlak Restaurant (Antalya), Le Antalya Orfloff (Yunanistan), Chim (Tayland).

Bu etkinlikler ile Antalya artık yalnız sahilleri ve otelleri ile değil; kültür, sanat ve spor etkinlikleri ile de uluslararası sahnede yerini alıyor.

Yarın Antalya Kaleiçi’ni yazacağız.

İLO ne kadar uygulanıyor
SOMA’DAN BERİ NE DEĞİŞTİ

AMASRA faciasıyla birlikte 29 Mayıs 2014 yılındaki ‘Soma’ faciasını unutmayalım. Soma’da 301 kömür madeni işçisinin gereksiz yere ve feci bir şekilde yaşamını yitirmesi kamuda haklı olarak büyük sarsıntı yaratmıştı. Bartın faciasını daha iyi anlamak için Soma’da yaşananları hatırlatmakta yarar yok mudur? Tabii ki var, Soma’dan ders alınmadığı için Bartın faciası yaşandı.

Soma faciasından sonra Türkiye’de maden ocağı işletmelerinde ve ona benzer işyerlerinde köklü değişiklikler olacak mı? Değişim, ancak bu gibi kazaların temelinde yatan ‘zihniyet’in değişmesiyle olur. Benimsenecek en önemli ilke, insan sağlığı ve hayatının kârlılıktan ön planda olduğu ve kazaların rastlantı eseri olmayıp önlenebileceğidir.

Dr. Ferruh DEMİRMEN

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis Araştırma Komisyonu’nun Soma ile ilgili 1.256 sayfalık raporu olduğunu hatırlatıyor.

ÖZÇELİK-İŞ Sendikası Genel Başkanı Yusuf Değirmenci en doğru sözü söylemiş: “İş kazaları kanayan yaramızdır. İşverenler, çalışanlar, sendikalar ve devletimiz üzerine düşeni yapmalıdır.”

ÇALIŞMA hayatı uzmanı Şükrü Karaman, “İLO’nun 176 sayılı sözleşmesi ne denli uygulanıyor?” diye soruyor.

‘Türk-İş de sorumlu’

AV. Engin Ünsal yaptığı açıklamada “iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, hak ve yükümlülerini açısından Çalışma Bakanlığı ile birlikte sendikalar ve onları temsil eden konfederasyonun da (Türk-İş) Amasra faciasından sorumlu” olduğunu söyledi.

GÜNÜN ŞİİRİ

BELÇİKA’da madeni bizzat yaşamış Lütfü Gültekin, sazıyla resmettiği madenciler için diyor ki:

Maden ocağının dibinde

Işık yok.

Hava yok

Besin yok.

Karın yok.

Oğlun bile yok

Maden ocağının dibinde.

Bir sen varsın direnen.

(Doğan Özgüden’den)

‘KURU TARIM YENİDEN’

HER geçen gün kendini gösteren iklim krizi, gıda ve su kıtlığına dikkat çekmek amacıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile Tarım ve Gıda Derneği Derneği (TARGET) işbirliği ile 19-20 Ekim tarihleri arasında Eskişehir’de ‘Kuru Tarım Yeniden! Uluslararası Sempozyumu’ düzenlenecek. Kuru tarımın tüm yönleriyle ele alınacağı sempozyumda yurtiçinden ve yurtdışından pek çok akademisyen ve uzman konuşmacı yer alacak.