Ankara’ya doğru bilgi verilmiyor

GÜVENİLİR bir kaynaktan aldığım habere göre Kızılırmak’tan gelen su getirecek 3 hattan bir tanesi devreye alınmış ve deneme olarak Ankara’ya İvedik tesislerinde bu su, sekizde bir oranında karıştırılarak verilmeye başlanmış.

Melih Gokçek’e en son olarak Gölbaşı’na Kızılırmak’tan verilen suyun açılış töreninde, gazeteciler bu suyun ne zaman verileceği sorulduğunda, bir tarih veremeyeceğiniz belirtmişti.

Melih Gökçek şu an Ankara halkına doğru bilgi vermemektedır. Kademeli olarak Kızılırmak suyunun karışım oranı artırılacaktır. Sülfat oranı çok yüksek olan Kızılırmak suyu bu şekilde halka açıklanmadan kullandırılarak etkileri denenmektedir. Buna karşılık Ankara’da musluklardan akmakta olan suda sülfat kokusu gelmeye başlamıştır. İvedik’e en uzak yerlerden birisi olan Çankaya’da bu koku daha da fazla hissedilmektedır. Mesafe arttıkça kokunun şiddeti de artmaktadır. Evlerde bulunan ters ozmos sistemi ile arıtma yapan cihazlar belediyenin suyundakı sülfat oranının artması nedeniyle verimliliği düşmüştür. Bu suyla yapılan ev temizlikleri sonrası evleri kötü kokular kaplamaktadır.

Belediye, Kızılırmak suyunu Ankara halkına içerdiğini bildirmelidir ki, insanlar buna göre kendi tedbirlerini alsınlar. Ankara halkı deneme tahtası değildir. Kırşehir’de arıtma tesisi yoktur. Ankara Büyükşehir Belediyesi kendi sınırları içinde olmamasına rağmen Kırşehır’e arıtma tesisi neden yapmak istemektedır? Kırsehır arıtma tesisi ile neden Ankara Büyük Belediyesi ilgilenmektedir. Bu arıtma tesisleri yapılmadan ve sülfat oranı yüksek bu su arıtılmadan Ankara’ya bilgisi dışında neden bu su içirilmektetedir?

Ankara sahipsiz mi?

Bunların cevabını verecek bu konuları araştıracak, bizleri bu suları içmekten kurtaracak birisi neden yoktur? Ankara bu kadar sahipsiz midir?

Burada yazdıklarıma Melih Gökçek yalan diyorsa benimle İvedik arıtma tesislerine medya önünde çıkabilir mi?

Kızılarmak suyunu getiren hatlarda boruların çok sık patlamasına karşılık Melih Gökçek yapımcı firmalar aleyhine ne yapmaktadır? Ankara’lıların cebinden çıkan paralarla alınan bu kalitesiz boruların ileride açacağı sorunlara karşı kim hesap soracaktır?

4734 sayılı kanunun 21/b bendıne göre pazarlık usulü ıle ihale yapılmasına karsılık neden teklif veren firmaların fiyatları kuruşuna kadar aynı çıkabilmiştir?

Ayhan ÖZDEMİR

Bir kobay olmadığımız kalmıştı

KIZILIRMAK suyu konusunda, aslında Gökçek’e çok kızmamak lazım. Bizler halk olarak koyun sürüsü gibi herşeyi kabul ettiğimiz sürece, radyasyonlu çayda içeriz, dünyanın en pahalı akaryakıtını da kullanırız, dünyanın en yüksek vergilerini öderiz, verginin KDV’sini veririz, hastanelerde sürünürüz, sokakta polisden dayak yeriz, miiletin parası ile saltanat sürenleri seyrederiz, makama gelir gelmez kısa sürede köşeyi dönenleri seyrederiz... Kısaca biz halk olarak adam gibi davranmasını, haklarımıza sahip çıkmasını ve tepki göstermesini bilmedikçe bu halk üzerinden daha neler neler yaparlar.

Bir Arjantin kadar devleti yönetenlerin olumsuz kararları karşısında tepki göstermekten aciz durumdayız. Diyelim ki 21 gündür bu saklanan süre içinde kimsenin tahmin etmediği sağlık problemleri çıksa idi ve binlerce Ankara’lı hastanelere dolsa idi ne olacaktı? Söyleyeyim, hiçbir şey... Devlet erkanı da her zamanki gibi son derece klasik inceliyoruz, soruşturuyoruz.

Ne de olsa hukuk devletiyiz, nede olsa insan hakları var ve yasalar karşısında tüm vatandaşlarımız eşittir. Devletimizde her zaman vatandaşımızı düşünür...

Devletin, devlet adamlarına ithaf olunur...

Cem ECEVİT

Sinyaller başladı

BAŞBAKAN açıkladı, "doğalgaza zam yaptık."

Elektrik zamları, hem de otomatik, yolda.

Gerekçesini de söyledi: "Cari açık..."

Cari açığın sorumlusu vatandaş mı yoksa ekonomiyi idare edenler mi?

Sona yaklaşmanın sinyalleri netleşmeye başlayınca, zamları koyverdikleri açıkça belli.

Benden sonra tufan.

Yardım alanlar hariç, hatta onların bir kısmı da dahil, seçmen uyanmadı mı sanıyorlar?

Çok yakında hiç uyuyan kalmayacak.

Farkına vardılar, "madem öyle, zamlar da böyle" tavrı ondan!

Vatandaşa kim yardım edecek, kim kurtaracak, bunlardan?

Çetin ALP

Anadolu Jet ile uçtum

6.5.2008 tarihinde THY 444 0 849 numaralı telefonu arayarak bilet rezervasyonu yaptırdım.

Rezervasyon kodum RWYFRK; bilet numaram 2352440733729. Ödemem gereken ücretin 200.00 YTL olduğu da ayrıca iletildi.Bana gelen rezervasyon mailinde uçuşumu Anadolu Jet ile yapacağımı öğrendim.

Telefonda bu konuda herhangi bir bilgi verilmemişti ve tekrar arayarak bunun bana iletilmediğini söyledim. Görüştüğüm yetkili uçuşların ve uçakların aynı, tek farklı olan hizmetin uçakta verilen yeme içme olduğundan bahsetti. Bu durum çok hoşuma gitmese de itiraz etmedim.

Ödeme işlemi Axcess kart puanları ile yapılmış olup, mailime gelen elektronik bilette alınan ücretin 298.00 YTL olduğunu fark ettim. Ödemiş olduğum bu rakam ile THY ile de uçabiliyorum! Zaten burada amaç ucuz uçmak olsaydı THY yerine Anadolu Jet Call Center numarasını arardım.

Uçuşumu gerçekleştireceğim ancak konuyla ilgili olarak gerekli açıklamaların yapılmasını rica ediyorum.

Nihan TEMİZKAN

Zeytinyağı gibi...

GÜNLERDİR
CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın dinlenildiği yazılıyor, çiziliyor.

Ve sonra anlaşılıyor ki(!) Sayın Sav telefonunun yanlış tuşuna basmış. Telefonu kapanmamış. Olabilir. Peki Vakit Gazetesi muhabiri bunu farkettiği anda telefonu kapatmayı hiç mi akıl edememiş veya diyelim ki gazetecilik güdüsü ile dinlemiş ve üstelik kaydetmiş. Neticesinde bir de gazeteye basmış. Bu olayın gizli dinlemeden ne farkı vardır? İlle ilgili birimlerin mi dinlemesi gerekir? Bu olayda bir ahlak sorunu yok mu?

Önder Sav’a haber vermek, izin istemek (verilmeyeceğini biliyor sanırım) bir nezaket gereğidir. Zeytinyağı gibi üste çıkmayı seviyorlar, özür istiyorlar dileyecekleri yerde.

Güldehen CERİD
Yazarın Tüm Yazıları