Ankara’da boşa sarfedilen paralarla ikinci bir Ankara inşaa edilirdi

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Ankara’yı ortada boşluk bırakmama anlayışıyla adeta deli kızın çeyizine çevirdi. Kaldırımlarda demir babalar, çoğu sonradan elektrikleri yakılmayan çeşit çeşit süslü elektrik direkleri; hala iyi durumda bulunan eskileri atılarak yerlerine yenileri dikiliyor.

Devamlı sökülüp yenilenen kaldırımlar...

10 yıldır Eskişehir Yolu’nda inşaat bitmedi. Şu anda yolun kıyısı kazınıp atıldı, granit gibi kaygan bir malzeme döşeniyor. Yerli ağaç, çınar, söğüt vs. dikilmiyor. Yerel iklime ayak uydurmadığından hiçbir zaman gelişmeyen ithal ağaçlar bu havaliye ve Çayyolu civarına dolduruldu. Trilyonlar bitirildi. Metro diye yeraltı delindi, hafriyatları milyonlarca dolarlık ama hala ortada metro diye birşey yok. Halbuki Barselona’da gördüm, Eskişehir Yolu konumundaki bir yolun orta refüjünde tramvay çalışıyordu.

Koca-koca kalın gövdeli reklam panoları, şimdi de digital olanlarıyla değiştiriliyor.

Otobüs durakları bu sefer de yeni çıkan cam stroer modasına uygun olarak yenileniyor. Üzerinde biraz boşluk kaldığında çöplüğe dönen granit saksılar konuluyor.

Yerli-yersiz alt geçitler... AOÇ-TOBB Üniversitesi arası geçidin gerekliliğini kim iddia edebilir?

Park diye yapılanlar baştan başa taş, demir yığınları; yazın güneşin kavurduğu kışın soğuğun dondurduğu...

Herşey mümkün olduğunca sarf etmeye ve menfaat sağlamaya endeksli. İnsanlar işsiz aç gezerken memleketin paraları har vurup harman savruluyor.

Bunlarda hiç insaf yok.

Aslı ALTAY

Yerli malları seferberliği

1929 yılında Atatürk’ün direktifleri ile kurumsallaşması istenen, "Yerli Malı ve Tutum Haftası" (12-18 Aralık) etkinlikleri son yıllarda unutuldu.

Oysa ekonomisi bizden çok daha güçlü ülkelerde bile, tüm yıla yayılmış şekilde kutlanan bu haftalar, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz döneminde daha da önemli ve değerli bir hal aldı.

Bizler ithal mallar kullandıkça, bize mal satan ülkenin; üretimi, kalitesi, verimi ve kar’ı artıyor. Türk üreticisi ise güçsüzleşiyor, iş yerleri kapanıyor ve işçiler kapı önüne konuyor.

Üretimin ve istihdamın azalması ülkeye yeni yükler getiriyor.

Tüm dünyada ’ulusal sanayiye sahip çıkmak’ yurttaşlık bilinci olarak kavratılırken, ülkemizde tüketim toplumu ve marka hayranlığını pompalanıyor.

İthal mallar cenneti yaratılarak, ulusal sanayi cezalandırılıyor.

Güçlü bir ulusal sanayi ile herkese iş ve aş sağlanması için, artan dış borç ve yükümlülüklerden kurtulunması için, tasarruf bilincinin yaygınlaştırılması, paramızın alım gücünün diğer paralar karşısında güç kazanması için yerli malı kullan ve yerli malı kullandır.

Tacettin BAYIR-USİAD

Karanlık yollar

KONUTKENT 1 girişindeki (Eskişehir yolu Mesa sitesinden Yaşamkent’e kadar olan kısım) yol aydınlatma lambaları 9 aydır yanmıyor. Yetkililer bunu dikkate alıp bir türlü çözüm bulmadılar.

Sabahları Hacettepe Üniversitesi Beytepe kampüsü köprüsünün bulunduğu köprü ışıklarının da bu süre içerisinde gece gündüz yandığının da kimse farkında değil. Acaba bu ışıkları gündüz yakmayıp tasarruf yapıp akşamları Konutkent 1 girişini aydınlatsalar olmaz mı...

Bu bölge karanlık olduğu için neredeyse üç dört günde bir kaza olmakta. En azından buradaki kazaları engellemiş olurlar, tabi vicdan sahibi iseler.

Enver SALMANOĞLU

Baz istasyonları bizden uzak olsun

ÜMİTKÖY’de Halıköy mağazası arkasında baz istasyonu mevcut. Burada evler var. Yerleşim yerlerine bu kadar yakın yerde baz istasyonu olmamalı. Ayrıca, Göktürk İlköğretim Okulu yanındada bir tane daha baz istasyonu bulunuyor. Çocukların eğitim gördüğü yere çok yakın mesafadede baz istasyonu olmamalı.

Yetkilileri uyarıyor, bu durumu mutlaka düzeltmelerini istiyoruz. H.O.

GÜNÜN SÖZÜ

"Gül sunan bir elde daima bir miktar gül kokusu kalır."

(Çin atasözü)
Yazarın Tüm Yazıları