Sakarya Milletvekili
Ramis Savaş, kararname üzerinde bir araştırma yapmış;
MHP ve
ANAP'lı belediyeler kararnamede yer alan toplam 237 belediyenin 138'ini oluşturuyormuş. Yani 267 belediyenin %51.7'si
MHP ve
ANAP'lı belediyeler olmuştur. DSP'nin payı %9.7'de kalmış; DYP %15.7, FP %10.9, CHP de %9.7 olmuş.
Savaş, 'yağma'ya şu örneği veriyor:
‘‘Bayındırlık Bakanı
Akcan'ın memleketi
Afyon'un 39; İçişleri Bakanı
Yücelen'in memleketi
İçel'in 62;
Mesut Yılmaz'ın memleketi
Rize'nin 18;
Devlet Bahçeli'nin memleketi
Osmaniye'nin 7 beldesi;
Yaşar Okuyan'ın memleketi
Yalova'nın 6 beldesi;
Kocaeli'nin 23 beldesi yer alırken,
Sakarya ilinde sadece 3 belediye kapsamda yer almıştır. Verilen katsayılar adaletsizliği daha da pekiştirmektedir. Kendilerini
'Türkiye sevdalıları' olarak tanıtanların hak ve hukuka sevdalı olmadıkları ortaya çıkmıştır.’’
Soru; bu belediyelerde gerçekte afet olmuş mudur? Bunlarda afet olmuşsa en yakınındaki belediyeler bu afetten hiç etkilenmemiş midir? Kararname bu haliyle 4123 sayılı kanunun ruhuna aykırı değil midir?
Bakkal esnafından başkanına tokat
GÜNLERDİR bu köşede düzgün ve ahlaklı bakkalların tercümanı olduk... Onların gönderdiği belge ve bilgilere dayalı şikáyetlerini aktardık.
İstanbul'da 30 bine yakın bakkalın bağlı olduğu Bakkallar Odası eski Başkanı
Boran Elmas'ın nasıl aday olmaya kalkıştığını sorduk.
Elmas'ın kayyuma düşürdüğü
Oda'nın şirketlerini 5 trilyon liranın üzerinde borca sürüklediği iddia edilmiş ve hakkında Oda avukatı
Ferda Kazancıbaşı 'resmi evrakta sahtekarlık ve şubat ayındaki seçimlere hile karıştırmak'tan
Fatih Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştu.
Kongre geçen pazar günü yapıldı ve bakkal esnafı,
Boran Elmas'a karşı
İsmail Keskin'i ezici çoğunlukla seçerek kendisine güzel bir ders verdi.
Keskin 600 oy alırken
Elmas burada yazamayacağımız
'hediye, gayret, tertip ve tahrik'lerine karşın ancak 207 oy sağlayabildi.
Kongreyi izleyen bir grup bakkal bize şöyle dedi:
‘‘
İsmail Keskin söz verdiği gibi bundan sonra temiz bir yönetimle hizmet eder; mafya ve bölgeciliğe sığınan
Boran'a da yargı önünde hesabını sorar. Bakkal esnafının bu dersi diğer esnaf odalarına da örnek olsun.’’
Fakir iller Mudurnu’ya mı çevrilecek?
BÖLGE müdürlüklerinin kapatılması karşısında milli geliri düşük illerden feryatlar yükseliyor. ‘‘Bizi Mudurnu'ya çevirmek mi istiyorlar’’ diyorlar.
KASTAMONU Alkoç İnşaat Şirketi'nden çekilen e-mail'de ‘‘70 bin nüfusu olan
Kastamonu'daki bölge müdürlükleri eğer illa da kaldırılacaksa halkı da düşünerek yerine ikame edecek bir üniversite veya acilen devreye sokulacak organize sanayi bölgesi gibi yatırımlar gündeme alınamaz mı?’’ diye soruluyor.
Kastamonu'da istihdam edilen 3000 personelin kent ekonomisine katkısının unutulmaması isteniyor. Kastamonu Milletvekilleri
Mehmet Serdaroğlu (MHP),
Murat Başesgiğlu (ANAP),
Hadi Dilekçi (DSP) ve
Nurhan Tekinel'e (DYP) neredesiniz,
Kastamonu'da rahat dolaşabileceğinize inanıyor musunuz diye soruluyor.
EMET'ten
Abdülkadir Ekmekçioğlu yazıyor:
KÜTAHYA 620 bin hektarlık ormanlık alanı ile yüzölçümünün %53'ü orman olan bir ildir. Orman sektörü ağırlıklı olup yılda 325 bin m3 üretim yapılmaktadır.
Simav, Türkiye'nin kereste borsasıdır. Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 6 İşletme Müdürlüğü ile 37 İşletme Şefliği bulunmaktadır. İşletmenin 2001 yılı net kárı 1.8 trilyondur. Üretim bakımından ilk 5 sırada yer almaktadır. Buna rağmen, son kararname ile kapatılacak bölge müdürleri listesine
Kütahya da alınmıştır.
Kapatmanın hiçbir teknik ve ekonomik nedeni yoktur. Komşu
Eskişehir'in %19'u ormanlık, üretimin çok düşük olmasına ve her yıl zarar etmesine rağmen bölge müdürlüğü kapatılmamaktadır.
Hükümet bu konuyu yeniden gözden geçirmelidir.
Çağrı
ANKARA Lösemili Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, pediatrik hematolog Dr.
Üstün Ezer'den açıklama:
Lösemi hastası çocukların maddi imkánsızlıklar nedeniyle ölümünü esefle karşılıyoruz. Lösemili çocuklarımızı, tedavilerini tamamen ücretsiz olarak üstlenmek üzere tüm ekibimizle Ankara'ya, ülkemizin ilk Lösev-Lösemili Çocuklar Hastanesi'ne bekliyoruz.
(Adres: LÖSEV-Filistin Sokak, 31/1 Gaziosmanpaşa-ANKARA, Tel: 0312 447 06 60) Yanıtlar
‘ERBAKAN ve Erdoğan'ın hali pürmelali' (21.4.2002) yazısına... Uşaklığını yaptığınız
ABD'deki
'medeniyetler çatışması' gibi uluslararası bir kültür alışverişini bile safsata olarak kabul eden insanlar olarak oraya gidip katılma becerisini gösteren bir insana saygı göstereceğiniz yerde saygısızlık yapıyorsunuz. Globalleşmeden haberiniz yok. Bırakın artık bu demokrat, çağdaş, laik, Kemalist maskenizi. Korkarım hepinizin sonu yakında ancak caddelere isim olacak.
Fatih ALPTEKİN
'KÖR olmayın uyanın!' (20.4.2002) yazınızı okudum. Sisteme hákim olmaya çalışan tüm güç odaklarının el ele vermelerine rağmen tukaka ilan ettiğiniz insan maalesef yapılan anketlerde birinci sırada çıkıyor. Ve siz buna karşı sağlam bir parti ve aday çıkaramıyorsunuz, hakikaten acınacak durumdasınız. Bakalım Sayın
Mehmet Ali Bayar çare olacak mı?
Cem TOPÇU ANLAYANA
‘‘HEP biliyoruz ki, memleketimizin başına gelen felaketlerin çoğu şahsi idareden gelmiştir; bu kadar geri kalmamızın başlıca amillerinden biri de odur.’’
(Mustafa Kemal Atatürk) MESAJ
BİZLER Devlet Memurluğu Sınavı'nı üç yıl önce kazanıp da hálá ataması yapılmayan 300 bin kişi arasında yer alıyoruz. Devlet bize kadro açılmayacağını söylediği halde ne yazık ki, hálá el altından siyasi kadrolaşmaya gidiliyor. Bizi bu muameleye laik görenlere verilecek cevabımız er geç olacaktır.
Murat GÖZE
MALİYE Bakanı
Sümer Oral'a... Vergi levhasını onaylamak için mükelleflerden dilekçe neden istenir? ‘‘Levhamı onaylar mısınız’’ dediğimizde dileğimizi anlatmış olamıyor muyuz? Bunca yaptırımdan sonra mükelleften bir de dilekçe istenmesinin gerekçesini bir uzmanınız açıklarsa seviniriz.
Aziz ORAL-ANKARA
SODEV'in
'Siyasette Toplam Kalite' konferansının çarşamba günkü konuşmacısı; Eskişehir A.Ü. öğretim üyesi
Gürcan Banger. Yer; Taxim Hill Otel, Taksim.