Amerika hiç iyi niyetli değil

"DÜŞMANI kendi topraklarında imha etmeliyiz ki, onlarla ülkemizde karşılaşmayalım.

Bu politikamız saldırganı ezen, asla müzakere etmeden, taviz vermeden bir strateji gerektirir.

Bu insanlar sağduyudan anlamazlar.

Onları avlayacağız ve adaleti yerine getireceğiz. Bu ülkeyi korumak için sadece önleyici saldırılarla kalmayacağız. Teröristlere sığınak sağlayanları da, barındıranları da en az teröristler kadar sorumlu tutacağız."

ABD
Başkanı Bush, Nort Carolina’da 6.4.2006’da halka hitap ederken bu sözleri söylemiş. Amerika’da 25 yıl yaşamış olan LDP Genel Başkanı Cem Toker "Amerikalıları iyi tanırım" diyor. Bir arşiv taraması sonucunda Amerikan liderlerinin terör konusunda ne düşündüklerini ortaya çıkartmış. Bu sözleri bazı gazetecilere göndermiş; sadece Posta’dan Rauf Tamer kaynak göstererek yer vermiş; diğerleri kendi ve parti adını es geçmişler.

Toker, "Amerika bize ’itidalli olun, bize birkaç gün süre tanıyın’ derken, Amerika’nın geçmişte kendi çıkarları adına neler yaptıklarının unutulmaması gerektiğini söylüyor.

Amerika’nın, kendi arka bahçesi olarak gördüğü Karayip ülkelerinden Haiti’ye, Dominik Cumhuriyeti’ne, Barbados’a neler yaptığı yakın tarihin ibret belgeleri arasında yer alıyor.

Toker’in araştırmalarından aktaralım:

Yine Karayip’lerdeki Graneda’da 1983’te, Reagen zamanında, Marksist darbeden sonra, ülkede yaşayan Amerikalı öğrencilerin ’yaşamları tehdit altında’ diye bu ülkeyi işgal ediyor. Amerika, bir vatandaşının burnunun kanamasına dahi tahammül edemiyor.

PANAMA’YA YAPTIKLARI

Panama’
ya gelirsek... Devlet Başkanı Manuel Antonio Noriega’yı, uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama gerekçeleriyle Panama’yı işgal etti. Yıl; 1989; Başkan baba Bush... Deniz Piyadeleri çıkarma yapıyor. Çoğunluğu sivil 500 Panamalı ölüyor, 3 bin kişi yaralanıyor.

Ölen Amerikalı asker sayısı ise 23... Noriega, Panama’daki Vatikan Büyükelçiliği’ne sığınmasına rağmen uzun süren ’krizden’ sonra Florida’ya getiriliyor... Yargılanarak 40 yıl hapse mahkûm ediliyor. 1989’dan beri de, Cenevre anlaşmasına göre ’savaş esiri’ statüsü ile bir hücrede yatıyor. Sınır dışı edilmesi konusunda Fransa’nın talebine rağmen Amerika bunu kabul etmiyor.

Evet... Yazının girişinde yer verdiğimiz 2006 Nisan’ında Bush’un konuşmasından sonra İsrail aynı yılın temmuz ayında ne yapıyor? Hizbullah’ın kaçırdığı iki askeri için Lübnan’ı bir ay süreyle bombalayarak yerle bir ediyor.

"Amerika hep çifte standart uyguluyor" diyor Cem Toker; "Bu tavrını anlamak da mümkün değildir" diye ekliyor.

’BAĞIMSIZ DEVLET’E BAKIŞ

Bush’
un bir sözünü daha aktaralım. 11 Eylül’de İkiz Kuleler’e saldırıdan iki gün sonra ’ulusa sesleniş’ konuşması yapıyor:

"Bu eylemleri yapan teröristlerle onlara yataklık edenler arasında fark gözetmeyeceğiz. Bu terör değil savaştır."

ABD Dışişleri Bakanı Rice, geçen 16 Temmuz’da, İsrail Lübnan’ı vurduğunda Almanya’da ziyareti sırasında bakın ne diyor?

"İsrail’le atılacak adımın nasıl olduğunu konuşmayız. Çünkü bu bağımsız devletler arasındaki diyaloğa yakışmaz. İsrail’in attığı adımları yargılamayacağım."

İşte Amerika!..

Cem Toker, 5 Kasım’da ABD’ye yapacağı ziyarette Bush’un masasına bu konuşmaları koyarak, Türkiye’nin tezini güçlendirmelidir.

Amerika’nın iyi niyeti o zaman anlaşılır.

Sopa ve havuç

LDP’nin ’onursal başkanı’ Besim Tibuk 5 yıl sonra ilk kez bir basın toplantısı düzenlemiş. "Siyaseti bırakanlara nane şekeri gibi onursal başkan deniyor ya, ben de o sıfatla konuşuyorum" diyerek, bir ’terörle mücadele programı’ sunmuş.

Radikal görüşleriyle tanınan Tibuk demiş ki:

"Geçici olarak Anayasa ve Ceza Kanunu değiştirilerek idam cezası 5 yıl için geri getirilmeli. Bu idam cezası, terörü teşvik ve yönlendirme, taammüden polis ve asker öldürmeyi kapsamalıdır. Bu Türkiye için özel bir durumdur. Niyetimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. ’Kanun çıkar çıkmaz Öcalan’ı idam edin’ demiyoruz. Kanun çıktığı tarihten itibaren savcılar, Öcalan’ın terörü teşvik ettiğine dair delil toplayarak aleyhine dava açabilsin. Yok terörle mücadelede işbirliği yaparsa, durumu 20 yıl sonra değerlendirilebilir. Yani ümit için havucu gösterelim, yoksa idam cezası korkusu çeksin; bu da sopa..."

Ne derler; ’Adalet güçlü olanın doğrusudur!

41’in doğa katliamı

TRABZON Çamdibi’nde doğa katledilerek atık toplama merkezi kuruluyor. Ve geceleri 41 plakalı atık kamyonları ile atıklar bu atık toplama bölgesine dökülüyor. Aynı bölgenin yeraltı suları testinde sürekli olarak kirlenme saptanıyor. Ancak Ankara ve ilgililer buna yanıt vermiyor. Ünlü sinemacı Fatih Akın bu konuyu medyada ve AB nezdinde sürekli dile getiriyor. İlginç olan 41 plakalı zehirli atıkların neden bu bölgeye getirildiği...İ.H.

’Elazığ Okuyor’

ELAZIĞ’da, kültür tarihimizde önemli bir geçmişe sahip olan Harput’tan ilham alınarak Vali Muammer Muşmal’ın başlattığı "Elazığ Okuyor" kampanyası sürüyor. Örgün öğretimde MEB’in temel yüz eseri 120 bin öğrenci ile buluştu. Okul kütüphaneleri, güncel kitaplarla güncelleştirildi. Vali Muşmal "Sürekli hale getirdiğimiz bu etkinlikle, her gün Elazığ’da sadece okullarımızda 120 bin öğrenci 10 bin eğitim çalışanı olmak üzere 130 bin birey günde mutlaka bir saat kitap okuyor" diyor. Elazığ’da 20 kıraathaneye de kitap desteği sağlandığını belirten Muşmal "Bu amaçla okul, mahalle, köy, ilçe ve il ölçekli faaliyetlerle toplumun her kesimine hitap ettiklerini" belirtiyor.

Valiye göre, 15. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları Türk Dünyası’nın ünlü yazarı Cengiz Aytmatov adına yapılıyor. 25-27 Ekim tarihlerindeki Hazar etkinliklerine dört bakanın yanı sıra Kırgızistan Kültür Bakanı Sultan Raev, çok sayıda şair ve gazetecinin konuk olarak katılacağını söyledi. 80 yaşındaki Aytmatov, Kırgızistan’ın Brüksel Büyükelçisi olarak görev yapıyor. Yapıtları 154 dile çevrildi. (www.turkgundem.net)
Yazarın Tüm Yazıları