Paylaş
İki ülke arasında arka arkaya yaşanan krizlerin ateşi sönmemişken, Ermeni olaylarının 100. yıldönümüne yaklaşılan şu günlerde, Almanya cephesinde ciddi bir hareketlilik gözleniyor.
Almanya’da farklı şehirlerde hemen her hafta, değişik kültürel veya akademik faaliyetler adı altında, Ermeni anlatısını destekleyen yeni bir etkinlik düzenleniyor.
Halihazırda Stuttgart ve Bremen’de ‘Ermeni soykırımı’ anısına dikilmiş “haçkar”lar (anıtsal taş) bulunuyor. Bunun yanı sıra Berlin’de bir anıt yapılması çalışmaları devam ediyor. Ayrıca Heidelberg’de Ermeniler yine bir anıt dikilmesi için belediye nezdindeki girişimlerini sürdürüyor.
İşin bir başka cephesinde tarih kitapları var. 2005 yılında Federal Parlamento’da alınan Ermeni kararının tavsiyesi üzerine, “Ermeni soykırımı” sanki tarihi bir gerçekmiş gibi bugün pek çok eyalette okullarda okutulan tarih kitaplarına girmiş durumda. Türk veliler ve öğrenciler bu durumdan çok rahatsız olduklarını söylüyorlar. Böylelikle Almanya’daki Türklere bu kitaplar üzerinden Ermeni tezleri aktarılıyor. Bu şekilde Almanya’daki Türklere atalarının soykırımcı olduğu tezi anlatılırken, Almanlara da soykırım yapmayı Türklerin öğrettiği fikrini yerleştirmeye çalışıyorlar.
Almanya Holokost’u sıradanlaştırmaya mı çalışıyor?
Daha 70 yıl önce Avrupa’nın ortasında, dünya tarihinde bir örneği daha bulunmayan büyük bir vahşilikle işlenen ve 6 milyondan fazla insanın yok edilmesi ile sonuçlanan Holokost’un ahlaki yükünden kurtulmaya çalışan Almanlar, kendileri gibi soykırım suçunu yükleyebilecekleri yeni ortaklar arıyorlar. Bunun için de gözlerini çok uzağa değil, kendi içlerinde sayıları 3.5 milyonu aşan Türklerin anavatanına, Türkiye’ye çevirdiler.
Son bir yıldır Almanya’da gün geçmiyor ki yeni bir Ermeni yanlısı faaliyet tertip edilmesin. Bu faaliyetlerin çok önemli bir kısmı federal bütçeden pay alan kurumlarca destekleniyor. Alman siyasetçiler bu faaliyetlere katılarak destek oluyor. Şimdi de 1. Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümü kisvesi altında çok sayıda faaliyet düzenleyen Almanya, Ermeni iddialarını desteklemeye devam ediyor.
İMZA: ‘Almanya’da yaşayan bir Türk’
‘... Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet’
ÖMER Faruk Eminağaoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü Yargıçlar Sendikası, HSYK tarafından 15.12.2014’te yapılan Yargıtay ve Danıştay üyelik seçimleri hakkında ayrıntılı bir açıklama yaptı.
HSYK seçimlerini Ziya Paşa’nın ifadesiyle; “Kadı ola davacı ve muhzır dahi şahit, ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet...” olarak nitelendiriyor.
Hukukçu bir dostumuza da okuttuk bildiriyi... “Bu nedir” dedik?
- Bu bir ‘Zaman’ darbesidir. Yargıçlar Sendikası’nın açıklaması, yargıya yürütme darbesi yapıldığı anlamına geliyor.
Yargıtay ve Danıştay’da üye hâkimiyeti sağlamaya yönelik olduğu iddia edilen 6572 sayılı Yasa, Cumhurbaşkanı tarafından, 12.12.2014 günü sonunda onaylanmış, aynı gün Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiş. Seçimi bir an önce yapmak üzere, HSYK kendi yaptığı 2012 tarihli yönetmelikte değişikliğe gitmiş, (gündemi üç gün önceden üyelere gönderme zorunluluğu maddesini aşmak için) ve bu yönetmelik değişikliğini, kanunun yayınlandığı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısına yetiştirmeyi de sağlamış. (Başbakanlık ile uyumlu çalışarak!...) ve üç gün önce gündemi üyelere gönderme zorunluluğu kalkmış olduğu için, 15.12.2014 tarihli HSYK gündemine seçim maddesi eklenmiş... Özetle, 12.12.2014 tarihinde, kanun onaylanmış, aynı gün Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında hem de HSYK yönetmelik değişikliği ile birlikte yayınlanmış... Ve 15.12.2014 tarihinde de yüzlerce yargıç, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine seçilmiş... (144 Yargıtay üyesi, 33 Danıştay üyesi.)
Bugünlerde gösterimde olan, ‘Yıldızlararası’ adlı filmde de karadelikler ve solucan delikleri kullanarak, yüzbinlerce ışık yılı uzaklıktaki gezegenlere kısa zamanda gidiliyor. HSYK da zamanda hızlı bir yolculuk yapmış.
Kara örtü altındaki Lefter’i kurtarın
BÜYÜKADA’ya gidip üzerine siyah örtü geçirilmiş, iplerle bağlanmış, mühürlenmiş, unutulmaz Fenerbehçeli futbolcu Lefter’in heykelini görenler kahroluyor. Heykeli yapan sanatçı ile belediye arasındaki parasal sorunlarla başlayıp bugüne kadar gelen bir sorun var. Kim nasıl karar aldı, yetkisi var mı, ne önemi var. Gerekçesi ne olursa olsun, efsanevi futbolcu Lefter’in anısına yapılan bu saygısızlığın kabul edilmesi mümkün değil. Ey Fenerbahçe camiası, ey sporseverler. Haydi tepkinizi ortaya koyun. Lefter’in heykeline geçirilen siyah örtüyü kaldırmak için bugün bir şey yapın.
İBB ve THY’ye torpilsiz girebilen var mıdır
İBB’ye ve THY’ye torpilsiz girebilen var mı? Özellikle THY’de işe girenler, hâkim ve savcıların yakınları, çocuklarıdır; bizzat ben biliyorum. Bizler bu ülkede işe girmek için torpil olmasın istiyoruz. Herkes hakkı olanı alsın, hakkı ile bir yerlere gelsin istiyoruz.
Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı
Paylaş