Paylaş
2000'e yakın Türk ve Alman işadamlarına hitap edecek. Daha sonra Başbakan Erdoğan'la görüşecek.
Berlin Maritim Otel'deki akşam yemeğine Merkel'in katılıp katılmayacağı konusunda programda bir bilgi yeralmıyor.
Türkiye'nin AB müzakereleri için 'evet' alınmasında en büyük katkıyı sağlayan eski Başbakan Schörder, Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türkiye'ye her zaman 'sıcak' bakmıştı. Görevini Merkel'e bırakırken, Türkiye'ye gelerek Erdoğan'a veda etmişti.
Ancak iktidarın değişimiyle Türkiye'nin önünde yeni bir durum ortaya çıktı.
Çünkü, Hıristiyan Demokratların iktidara gelmesi karşısında tüm desteğini Schöder için seferber eden Türkiye için bütün hesaplar altüst olmuştu.
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Hıristiyan Demokratlar'ın lideri Merkel hatta zaman zaman 'Türk düşmanı' olarak ilan edilmişti.
Bu bakımdan 'soğuk' bağlayan ilişkiler, bugünkü Berlin toplantısı ile yeni bir döneme giriyor. Merkel-Erdoğan görüşmesinin ardından siyasi ve ekonomik ilişkilerde yeni bir sayfanın açılması bekleniyor.
Kemal Şahin'in başkanı olduğu Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın organize ettiği 'Türk-Alman Ekonomi Kongresi' üç gün sürecek.
Bu arada Berlin'de Türklerin geleneksel 'Türk Yürüyüşü' de yarın yapılacak.
Kongreye katıl
GEÇEN gün medyada yer aldı; Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) alınacak işçiler 'güç testinden' geçirilirken kendilerine odun taşıttırılıyor ve tırnaklarına bakılıyor. Bu yöntem 'köle mi seçiliyor?' diye eleştirildi ancak TTK bunun doğal olduğunu savundu.
Zonguldak kömür havzasında (Kozlu, Üzülmez, Karadon, Armutçuk) geçmişte 55 bin kişi yeraltı ve yerüstünde çalışıyordu. Bugün bu sayı 10.640'a kadar indi.
İktidar madenlere 1.120 işçi alma kararı verdi. Sınava 41.292 kişinin katılması Türkiye'deki işsizler ordusunun ne boyutta olduğunu gösteriyor.
Başvuranların 738'i üniversite; 13.835'i lise, 8.688'i orta ve 18.171'i de ilkokul mezunu. Almanya'dan gelip iş başvurusu yapan 120 kişi de var.
Eleme sınavını kazananlar, bir ay çalışıp bir ay tatil yapacaklar. 'Gruplu işçiler'in eline 770-800 YTL geçecek. Yani bir yıl içinde 6 aylık maaş alacaklar; ancak sigortaları aylık olarak sürecek.
Bunları neden yazıyoruz; CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın, AKP Zonguldak İl Başkanı Celil Uzun'un yerel medyaya verdiği demeçlerin kupürünü göndermiş.
AKP'nin il kongresi 2 Haziran günü yapılacak. Uzun yeniden aday. Bakın ne diyor:
"2 Haziran çok önemli bir gün. Başbakanımız burada çok önemli açıklamalar yapacak. TTK'ya başvuranlardan 1200'ü işbaşı yapacak. Geriye kalanlar umutsuz olmasın. Çünkü Başbakanımız Zonguldak kongremizde onlara müjde verecek. 42 bin kişi Başbakan'ı dinlemeye gelsin. Başbakanımızın gelişi, Zonguldak'ın geleceği açısından çok önemli. Kongre değil, festival yapacağız."
Kongrenin Kargo Meydanı'nda yapılacağı anlaşılıyor. Aynı öğrencilerin götürüldüğü Adıyaman Stadyumu'ndaki kongre gibi...
KÖLE İZUARA PAZARI
Milletvekili Akın, iktidarın ocakların göstermelik de olsa yeniden çalıştırma kararını olumlu karşıladıklarını belirterek, işsizleri istismar ettiğini savundu ve "Sınav sonuçlarının açıklanması neden kongre sonrasına bırakılıyor, köle İzaura pazarı açılıyor. Bu umut tacirliği değil midir? Bir iktidara böyle bir kandırmaca yakışır mı? Zonguldak'a 'Türkiye'nin Almanyası' deniliyordu, bugün en çok işsizi olan ve göç veren bir il durumunda. Zonguldak'ta 4500 maden şehidi var; hiç olmazsa bunlara karşı saygı gösterilip, işçi alımında insanlarımız istismar edilmeseydi" diyor.
72 yaşındaki annem 17 Mayıs'ta Antalya'dan İstanbul'a uçakla gidiyor. Takma dişleri var ve özellikle meyve yerken ufak parçalar halinde doğramak için hani o altılı olarak satılan ufak meyve bıçakları vardır ya işte onlardan taşıyor çantasında... Antalya Havalimanı7nda güvenlik ve x-ray cihazından geçip uçağa biniyor ve İstanbul'a iniyor. Havalimanından çıkarken x-ray cihazından geçiyor ve bıçak görünüyor. Görevliler annemi durduruyorlar, bıçak olduğunu söylüyorlar ve annem durumu anlattığı halde bıçağı alıyorlar. Oysa İstanbul'a inmiş ve havaalanından dışarı çıkıyor artık. Antalya havaalanındaki görevliler uyuyor; İstanbul'dakiler ise uyanık çıkıyor ve uçaktan inen yaşlı kadının meyve bıçağına el koyuyorlar.
Eee böylesi de sanırım bizim Türkiye'de olur.
Ahmet GÜNAY
> 'SOLDA yenileşme, bütünleşme ve kitleselleşme'yi hedefleyen '10 Aralık Platformu'nun sonuncusu olan 10. bölge toplantısının yarın Van'da yapacağını (konuşmacılar; Süleyman Çelebi, Erol Katırcıoğlu, Burhan Şenatalar, Yaşar Seyman, İbrahim Kabaoğlu); platformun, bundan sonra yeni bir çalışma takvimi oluşturacağını...
> MİMARLAR Odası Büyükkent Şubesi'nin, Gökkafes'le ilgili olarak tapu kaydındaki 'üzerinde yapı yapılamaz' şerhinin kaldırılmasına yönelik yargı kararının temyizini görüşen Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin almış olduğu
kararı bugün açıklayacağını duyurduğunu...
"Bu Türkiye'deki istikrara karşı yapılmış bir eylemdir, amaç Türkiye'yi kaosa sürüklemektir."
(Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin)
> MAZLUMDER ve EDAM'ın düzenlediği 'İnsan Haklarında Yeni Arayışlar' başlıklı uluslararası sempozyum 27-29 Mayıs'ta Akgün Otel’de. Konuşmacılar: Michael J. Perry, Salman Sayyid, Julian Saurin, Massoud Shadjareh, Amr Sabet; Doç. Ahmet Ulvi Türkbağ, Prof. Tülin Bumin, Akif Emre, Dr. Alev Erkilet, Prof. Beril Dedeoğlu, Cihan Aktaş, Yasin Aktay, Prof. Tarık Ramazan. (0533-499 13 49)
> OKÇULUK Araştırmaları Derneği ve Kağıthane Belediyesi işbirliği ile Sadabad Şenlikleri kapsamında yarın Türk okçuluğu ile ilgili bir panel düzenleniyor.
Konuşmacılar: Prof. Atilla Bir, Doç. Mustafa Kaçar, Cem Dönmez, Murat Özveri ve İlhan Hattatoğlu. Pazar günü de okçuluk gösterileri ve müsabakaları yapılacak. www.kemankes.com
> ARI Hareketi ve İstanbul Politikalar Merkezi'nce düzenlenen, Lord Anthony Giddens’in konuk konuşmacı olarak katılacağı 'Avrupa'da Sorunlar ve Zorluklar: Avrupa'nın Problem(ler)i Nasıl Tanımlanabilir?' temalı
toplantı yarın 10.30'da Hilton'da.(0212-211 90 72-73)
> PERİHAN Sümer’in resim sergisi 27 Mayıs’a kadar Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde görüyebilir.
Turizmci Hüseyin Baraner öneriyor: Merkel'i Türkiye'ye çekmemiz lazım
TURİZM sektörünün Almanya ve Türkiye'de önemli bir ismi olan Hüseyin Baraner,
"Yalçın Bey, size seçimlerden önce köşemizdee "Bazı iddiaların aksine Hıristiyan Demokratlar'ın lideri Merkel'in Türk düşmanı olmadığını belirtmiştim. Size bu konuyu bugün açmak istiyorum; Türkiye ne yapabilir, ilişkiler nasıl geçirebilir diye" konuşuyor ve şunları anlatıyor:
"Merkel'in amacı, ekonomik çıkmaz içindeki iktidarı SPD'nin elinden alıp Almanya'yı ayağa kaldırmaktı. Ben bunu gördüm, Merkel'i savundum. Nitekim altı ay içinde bunun belirtileri Alman toplumunda görülmeye başladı. Alman ekonomisinin ayağa kalkması Türklerin ekonomik gücünün artarak huzur ve güvene kavuşmasıdır; Türkiye ile ilişkilerin daha daha da gelişmesidir. Almanya gelecek 20 yıl içinde Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı olacaktır. Çünkü Almanya'nın önemli işadamları Merkel'i desteklemektedir. Bu nedenle ilişkilerin yeniden ısındırılması gerekmektedir. Berlin'de yarın (bugün) başlayacak 'Berlin Buluşması' bu bakımdan çok önemlidir; Erdoğan-Merkel görüşmesi bu ilişkilerin gelişmesinde önemli bir adım olacaktır.
'BAŞTANITICI' OLMALI
- Türkiye'nin tanıtımı yeterli mi?
- Türkiye, Avrupa'ya kendisini yeniden ve güçlü şekilde tanıtması gerekiyor. Bunu halk da kabul edecek siyasiler de... Avrupa'ya birşeyler sunmamız, anlatmamız lazım... Kültürel, ekonomik, turistik, her alanda büyük organizasyonlarla etkinliklere hemen başlamamız gerekiyor. AB için turizm için özellikle... Burada bir şey öneriyorum, görüşmelerde 'başmüzekereci' var da bir de tanıtım için 'baştanıtıcımız' olmalı.
AVRUPA TÜRKİYE YORGUNU
> İlginç... Turizmdeki gelişmeleri biraz açar mısınız?
- Veriler iyi gözükmüyor; Avrupa, Türkiye yorgunu gibi... Bu nedenle çok ciddi kampanyalar yürütülmesi şart. Yunanistan, Almanya'nın en büyük tren garlarında standartlar kurarak ülkesini tanıtıyor; büyük kampanyalar yapıyor, bizim önümüze geçmek istiyor. Münih Fuarı'ndan 200 bin kişi geçiyor, buraya 300 m2'lik bir stant kurdular, garın içinde... Acentalardan gözlediğimiz kadarıyla Yunanistan'a ve İspanya'ya kayış dikkati çekiyor. İsrar ediyorum, kendimizi tanıtmamız için kenetlenmemiz, birlik olmamızı çok gerekli görüyorum. Siyaset ayrı bir şey ama, nerede meslek grupları, öğretim üyeleri, öğretmenler, mühendisler, romancılar, yazarlar çizerler... Türkiye birkaç sinema günü dışında kaç kez, Türkiye ilgili kültürel faaliyet sunuldu batıda; hiç... (Bu arada Hüseyin Baraner'in yanınddaki dostu "Kültürel anlamda kardeş okul projeleri, belediyelerin işbirliği" diye soruyor)
HERŞEYİ BAŞBAKAN YAPMAYACAK
Yeni bir girişimimiz var; Şarık Tara'nın başkanlığında İsviçre-Türkiye Dostluk Derneği kuruyoruz... Dışarı ile ilişkisi olan herkes bu bağlantıları kurmalı... Herşeyi Başbakan yapmayacak... Biz önce halk olarak AB'ye gireceğiz. Başbakan bizi AB'ye soksun demek yetmez. Yabancı düşmanlığına karşı en iyi savaşım dostluktur, kendini tanıtmaktır, kültürel ilişkilerdir.
- Almanya'nın kadın başbakanı göreve geldikten sonra bizzat seçtiği 12 işadamı ile 'Geliştirme ve Yenileme Konseyi' adlı bir örgüt kurdu; kendisi de başkan... Dünya önderliği için Almanya ne yapabilir diye, düşünüyorlar, üretiyorlar. Aynı şeyleri biz neden yapmıyoruz? Türkiyenin dinamikleri ile bir araya gelen Merkel, önüne sunulan bu atmosferden etkilenmeli... Hatta bu konseyda bir Türk işadamı neden olmasın?
ALMANYA OLMADAN TÜRKİYE AB'YE GİREMEZ
> Çok geniş bir bakış açısı sunuyorsunuz?
- Almanya gelecek 20 yıl içinde Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı, yani partneri olacak. Biz daha opsiyonlu bir dış politika uymamamız lazım.
Geçmişte, Scröder'e oynayadık, Almanya'daki diğer önemli siyasi ve güçleri Türkiye karşıtı yaptık, Çok fazla SChpöreder'in peşinden gittik. Hıristiyan Demokratlar'ın gücünü kestiremedik. Bu nedenle yeni başbakanla ilişkileri hemen rayına oturtmamız gerekiyor. Bana göre, geleceğin Avrupa'sında, söz sahibi olacak tek lider Merkel olacaktır.
> AB'de girmemiz açısından etkisi...
- Şunu bilmemiz gerekiyor ki, Almanya olmadan Türkiye, Avrupa'ya taşınamaz. Türkiye, Almanya'nın bir durak noktasıdır. Almanya'daki Türk gücü, Avrupa'nın hiçbir yerinde yok. Onun için çok bilinçli politikalar uygulamamız lazım. Merkel'i yanına alan bir Türkiye, inandırıcı olur ve ekonomik gücünü ortaya koyarsa, verilen süre sonunda kendisini AB üyesi olarak bulabilir.
Bakırköy'de Atatürk'ün fotoğraf sergisine izin yok
BAKIRKÖY'de, Büyükşehir Belediyesi'nin yaptırmakta olduğu havuzla ilgili tartışmalar giderek büyüyor. Yerel Gündem -21 Bakırköy Kadın Meclisi Koordinatr Yardımcısı Benan Baykal diyor ki:
"Büyükşehir Belediyesi'nin, Bakırköy'deki yanlış uygulamalarına dikkat çekmeniz, Yerel Gündem 21 Bakırköy Kadın Meclisi üyesi Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri olan bizleri yüreklendirdi. Teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bakırköy'de sorun, sadece meydana yapılan korkunç havuz olsa belki daha kolay çözüm bulunurdu.
'Ana arter' uygulamasıyla Bakırköy Belediyesi sınırları içindeki sahil şeridi, Büyükşehir Belediyesi'nin otobüs güzergahındaki tüm yollar, parklar, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı Büyükşehir'in yetki alanında...
Yerel seçimden hemen sonra Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'e yaptığımız ziyarette, Bakırköylüler olarak; sahilimizin, meydanımızın yaşanabilir alanlar olmasını istedik. Çalışmaya başladıklarını, gereğinin yapılacağını söylediler. Zaman içinde iyileşme olmayınca kendilerine sözlerini hatırlattık."Bu alanların iyileşmesinin Büyükşehir Belediyesiyle çözümlenebileceğini, projelerinin hazır olduğunu" bildirdiler.
Bugün geldiğimiz noktada; Cumhuriyet Meydanı'na yapılan havuzla gerçek ortaya çıktı. Araştırdık, Büyükşehir Belediyesi trilyonlarca ihale bedeliyle meydan düzenlemesine başlamış.
GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ!
Baykal, daha sonra şunları söylüyor:
"Bu arada Atatürkçü Düşünce Derneği'nin, Cumhuriyet Meydanı'nda çadır kurarak "Atatürk Fotografları Sergisi' açmak için Kaymakamlık Makamı'na yaptığı başvuru "Görüntü kirliliğine neden olacağı" gerekçesiyle reddedildi. Oysa diğer malum etkinliklere (Kutlu Doğum Haftası çadırına ve belirli dershanelerin çadırlarına) meydanımızı bir ay boyunca izin vermişlerdi !
Cumhuriyet'e, Cumhuriyet Gazetesi'ne, Cumhuriyet Meydanı'na sahip çıkmalıydık...
FENER ALAYINA İZİN YOK
Biz, YG21 Bakırköy Kadın Meclisi kurucusu STK'lar, Kent Konseyi ile karar verdik ve 12 Mayıs 2006 Cuma günü, 'Meydanımızı geri istiyoruz' diyerek eylem başlattık. Her hafta, Cuma günü, saat 14.00'te meydanda buluşma sözü verdik.
19 Mayıs günü 2. kez toplandığımızda Danıştay baskını nedeniyle o gün acı bir gündü. Yeni atanan Kaymakam'ın 'Feneralayı'nı kutlama programından kaldırdığı gündü. 19 Mayıs gecesini, bağımsızlık meşalelerimizle aydınlatmak kararlılığıyla meydandan ayrıldık. Gereğini yaptık. Atamızın yolunda kadınlar, gençler olduğumuzu birilerine gösterdik !
Yarın (bugün) saat 14.00'te Bakırköylüler, STK, örgütler Cumhuriyet Meydanı'nda olacağız.
Paylaş