Alman Bakan: Medya sorumlu davransın

BERLİN
"YANGINLARLA ilgili soruşturma sürüyor, şu ana kadar bir sonuç yok, ama medyanın beklediği yabancı düşmanlığı çıkmayabilir".

Bu sözler Alman İçişleri Bakanı Schaeuble’ye ait. Dün Berlin’de bir toplantı var. "Almanya’da İslam İmajı" başlığı ile. Schaeuble bu toplantıda konuşuyor. Toplantıyı ben de izliyorum. Konu İslam ancak, Türkler ve Almanya’da arka arkaya çıkan son yangınlar toplantının odağına dönüşüyor.

İslam tartışılırken, Bakan konuyu yangınlara getiriyor, Türk Basınını suçluyor:

"Ludvigshafen’deki yangın sırasında Ankara’daydım. Bazı Türk gazetelerinin yangınla ilgili haberlerine çok şaştım. Soruşturma daha başlamadan, yangın yabancı düşmanlığı gibi gösterildi, bu iyi gazetecilik değil. Polis ve itfaiyenin zamanında müdahale etmediği iddiaları tamamen asılsız. Kendi yaşamlarını riske atarak görev yapan polis ve itfaiye, yangınla karşılaşan insanların milliyetini ve inançlarını düşünmez."

ERDOĞAN-MERKEL

Schaeuble öyle konuşuyor ki, yangınlar sadece "kaza". Ne hikmetse, kazalar arka arkaya ve sadece Türklerin oturduğu evlerde çıkıyor.

Almanya’da son 23 günde Türklerin oturdukları 17 ev ve iş yerinde yangın çıkıyor. Henüz bir kişi yakalanıyor.

Şimdi iki hafta önce Berlin’de Merkel-Tayyip Erdoğan görüşmesine bakmak gerek. Önceki akşam Merkel’in özel sözcüsü Ulrich Wilhelm ile sohbet ediyorum. Wilhelm, Erdoğan’la görüşmeye katılıyor.

Görüşmeden bir gün önce Erdoğan Ludwigshafen’de yangın yerine gidiyor, orada Türkleri sükunete çağırıyor.

Görüşmede Merkel: "Size teşekkür ederim, heyecanı bastırdınız, bizim yetkililer sorumluları bulmak için her şeyi yapıyor".

Erdoğan da ona teşekkür edince (neden teşekkür bilmiyorum), Merkel, "Ben Almanya’da yaşayan bütün vatandaşların Başbakanıyım" diyor ve ikili görüşmede yangın kapanıyor.

HER ŞEY MÜMKÜN

Sözcü Wilhelm, "elde sonuç yok, ama kaza ihtimali ağır basıyor". Bu sözler Ludwigshafen yangınıyla ilgili.

Ama, yangınlar sürüyor, bu ne? Wilhelm: "Soruşturmalar dürüst ve çok yönlü, Türkleri anlıyorum, ben olsam, ben de kuşkuya düşerdim, ama polis titiz davranıyor".

Yangınların yabancı düşmanlığına bağlanmasından Almanlar çok rahatsız, Türk basınından da çok etkileniyorlar. AKP Hükümeti ise, Türk Basınının Almanya’daki gücü ve etkisinin farkında değil.

Bir garip denklem gölgesinde yangınlar

ALMANYA’DA İslam tartışmasına dönük dünkü toplantının sponsoru BMW’ye ait bir vakıf. Vakıf göçmen çocuklara da burs veriyor, göçmen sorunlarıyla ilgileniyor.

İçişleri Bakanı Schauble bir anketten söz ediyor. Almanların yüzde 80’i, İslam denilince, aklına köktendincilik geliyor. Yüzde 60’ı İslam ile demokrasinin bağdaşmadığını, yüzde 50’si İslam’ın Batı’ya uygun bir din olmadığını düşünüyor.

Bu anketi vermesi, Bakanın İslam’a tavrını sergiliyor. Bakan söylemiyor, ama Almanlarda genel bir algılama var. Almanya’da 3.5 milyon Müslüman yaşıyor. Bunun üç milyonu Türk. 11 Eylül New York saldırısı sonrasında, Almanya’da denklem şu:

Müslüman eşittir Türk, Müslüman eşittir terörist, Türk eşittir terörist.

Artan milliyetçilik, bu denklemle birleşiyor, yabancı düşmanlığına dönüşüyor. Yangınlar hızla yayılıyor. Birlikte yaşamak her geçen gün zorlaşıyor.

Buna karşı AKP Hükümeti her zamanki göstermelik ve popülist tavır içinde, ama gerçekte işi sıkı tutmuyor.

Oysa, yangınların sonuçları Türkiye’nin başını gelecekte çok daha fazla ağrıtacak.

12 başkentten biri Ankara

ALMAN diplomasisinin 12 önemli başkent fihristi var. Almanya’ya göre, en önemli 12 başkent.

12 önemli başkent arasında Ankara da var. Örneğin, Brüksel yok, Madrid yok, ama Ankara var. Almanların siyasi bakışını vurgulayan bir sıralama. Biz, Almanya’da bizim sandığımızdan çok daha önemliyiz, ancak bunun farkında değiliz. Kaldı ki, bu önem, sadece burada yaşayan üç milyon Türkle sınırlı değil.

Bu sıralamayı dikkate alarak, Ankara’nın Berlin’le diyaloğunun artması gerek. Ama, AKP bu ufka çok uzak.
Yazarın Tüm Yazıları