Paylaş
MÜNİH’te 14-16 Şubat tarihlerinde yapılan Güvenlik Konferansı’nda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın kadın moderatör eşliğinde Dağlık Karabağ’ı tartışmaları dünyada büyük yankı uyandırdı. Daha mantıklı olan Aliyev’in ileri derecedeki İngilizcesi ile konulara hâkim olması iyi puan aldı. Paşinyan ise ‘amatör’ bir siyasetçi gibi göründü. İngilizcesi çok kötü olmasına rağmen İngilizce konuşmaya çalıştı. Genel olarak şunu vurgulamak gerekir: İlk defa Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı o kadar geniş bir platformda ülkenin haklı olduğunu açıkça gösterebildi. Oysa Paşinyan hiç yeni bir şey söylemedi ve hatta Ermeni yorumcuların ve uzmanların dediklerine göre Ermenistan bu buluşmada oldukça yetersiz kalırken, kötü imaj yarattı. Paşinyan, popülist bir siyasetçi gibiydi... Ülkede yorumcular tarafından Ermenistan Başbakanı için ‘ham bir siyasetçi’ tanımlaması yapıldı. Aliyev ile Paşinyan arasında siyasi kavram tanıtımında büyük bir fark olduğu da dikkat çekti. Birisi uluslararası hukuka hitap ederken, diğerinin ise daha çok ‘şaka’ gibi MÖ tarihi olayları örnek göstermesi garip karşılandı. Uluslararası gözlemcilere, özellikle de Ermeni yorumculara göre, söz konusu karşı çıkışlarda Aliyev’in başarıyla öne çıkması Dağlık Karabağ görüşmelerine yeni bir şekil verecek ve sorunun çözümü için bir nevi umut yaratacak.
Prof. Dr. Aydın İBRAHİMOV/İZMİR
GÜNÜN SÖZÜ
“PAŞİNYAN 1975 doğumludur. 1991-94’te Erivan Üniversitesi’nde filoloji fakültesinde gazetecilik bölümünde okudu. Siyasi faaliyetten ötürü okuldan kovuldu. Tarihi bilmez, söz konusu ihtilafı bilmez. Son iki yıldır başbakanlık yapıyor ama hâlâ 3. sınıf bir sokak siyasetçisi gibi popülist davranıyor. Tüm bilgileri oldukça yüzeyseldir.”
Gazeteci Artak Vardanyan-Erivan
CHP YANLIŞ KARARDAN DÖNMELİ
CHP Genel Merkezi’nin “Yanlı yayın yapıyor” gerekçesi ile‘CNN Türk’e CHP’lilerin katılımını yasaklaması ve ihraç işlemi uygulama kararı’ yanlış olmuştur. Kuşkusuz kendilerinin ve çocuklarının hangi kanalı izleyeceklerine ve neyin doğru neyin yanlış olduğuna seyirci karar verecektir. Boykot kararı partinin ilkelerine ters ve son derece yanlıştır. Yakın geçmişte, sırf basın özgürlüğü kapsamında değişik medya organlarına sahip çıkıldığı hatırlandığında, bu yasakçı anlayışın ne kadar çelişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca CNN Türk, 15 Temmuz darbe girişimine direnen kurumlardan biridir. Dolayısıyla boykot edilmeyi değil, saygıyı hak ediyor.
Genel merkezimiz bu yanlış karardan dönmelidir. Zira bu davranış başkaları tarafından da örnek alınabilir ki, böyle bir halde CHP’nin söyleyecek sözü olmaz.
Av. Ahmet ERSİN (18.-22.-23. dönemler İzmir milletvekili)
UCUZ VE KONFORLU TAKSİ HAYALİ
NE dedik? “Hesap kitap bilenler oturup hesaplasın” dedik. Ne istedik? “En azından tartışılsın” istedik. “Rant” dedik, “vergi” dedik. “Böyle olmaz” dedik! “Bir çözüm mümkündür” herhalde dedik. İstanbul’un kurtuluşu ‘süreyle ve kişiyle sınırlandırılmış taksi plakası tahsisi’ modelindedir önerisini masaya koyduk. Bu sistemde “Taksi plakasını kiraya verip paraları cukka etmek mümkün değil” dedik. “Piyasa koşullarına göre fiyatları bir indirip bir yükseltip aracılıktan nemalanmak imkânsız” dedik. Ucuz ve konforlu bir taksi hayali kurduk. Haddimiz olarak! Ne de olsa 40 yıllık İstanbulluyduk.
“Hesap kitap bilenler oturup hesaplasın” dedik. En azından tartışılsın istedik. “İmamoğlu duyar mı” diye de sorduk. Sonra da dikkat kesilip, bir ses bekledik. “Merak etmeyin, emanetiniz bende” diyen bir ses. Ne yazık ki duyabildiğimiz tek ses sessizlik oldu! İnsan endişeleniyor doğrusu.
İBB Ulaşım Daire Başkanı ne planlıyor? Metro ve vapur hatlarıyla gerçekten entegre edilen, konforlu ve ucuz bir taksicilik sisteminin İstanbul trafiğine getireceği rahatlamayı hesaplıyor mu? İBB Meclisi Ulaşım ve Trafik Komisyonu ne tartışıyor? Taksi plakalarının satılması yerine, süreyle ve kişiyle sınırlı olarak kiralanmasının daha sürdürülebilir olduğunu fark ediyor mu? Komisyon üyelerinden hiç ‘altın yumurtlayan tavuk’ masalını okuyan var mı? İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ne istiyor? Sürekli olarak dikiz aynasına bakmayı bırakıp, uzunları yakmak hiç akıllarından geçiyor mu? Hazine ve Maliye Bakanlığı ne yapıyor? Bakanlık defterleri inceliyor mu? Var olan 18 bin sarı taksi, 25 milyar lira piyasa ederi. Kirası, sahtesi, korsanı... Yasadışı olanı da hesaba katıp bir de siz hesaplayın. Maliye’nin önünden geçen kaç kişi? Teknik Üniversite’si, Boğaziçi’si, Yıldız’ı, Marmara’sı ne duruyor? Durumdan vazife çıkarmak, planları, projeleri ortalığa saçmak gerekmiyor mu? Aslında en önemlisi İmamoğlu ne düşünüyor, nasıl düşünüyor?
İnsan bir yandan merak ediyor, bir yandan da çok güzel bazı şeyler olsun istiyor doğrusu.
Paylaş