Paylaş
Bu duyguyu doğal olarak önce yerel yöneticiler hissediyor.
11. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin önceki akşamki açılışında bunu biz de fark ettik. CHP’li belediyenin, devletten hiçbir katkı almadan, kendi kaynakları ve sponsorlarla (ana sponsor Volkswagen) yürütmeye çalıştığı –yine de en az 1 milyon TL’lik bir bütçe- böyle bir festivale kentin valisi, kaymakamları, emniyet müdürleri gelmez mi? Hele 10 milyon turisti ağırlayan bir turizm merkezinin valisi, geleceğine söz verdiği halde böyle bir etkinlikte bulunmazsa nerede olabilir artık?
Kazakistan Kültür Bakanı Muhtar Kul-Muhammed açılışta bulunurken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı, Altın Portakal Film Festivali’nde, Sırp sanatçı Emir Kusturica ile yaşanan siyasi krizden sonra hiç olmazsa bu festivalde geleceği umuduyla gözler aradı kendisini... Ama yoktu.
Yoksa, AKP Antalya’nın üzerine iyice bir çizik mi çekti? Çok yanlış olur; zararını herkes çeker, bilinsin.
Antalya Kültür Merkezi’ndeki açılışta bir tek AKP’li vardı; geçen dönemki Belediye Başkanı Menderes Türel... Bir de ondan önceki belediye başkanları Bekir Kumbul ve Hasan Subaşı. İkisi de siyaset ve kültürü birlikte yürütüyorlar.
Sanata siyaseti karıştırmamak gerek... Ama bu ‘dışlanmışlık’ tespitini yapmak da gerek.
Film festivali gibi piyano festivalinin de iyi izleyicileri var Antalya’da... 20 gün sürecek piyano festivalinin biletlerinin 15 gün öncesinden bittiğini; izleyicilerin %30’unun da yabancı turistler olduğunu hatırlatalım.
Prof. Akaydın: Avanta yok
CHP Genel Sekreteri Prof. Süheyl Batum, hükümetin ilgisizliğinden söz ederken “Genel Başkanımızın Antalya’ya ve başkanımıza desteğini göstermek için geldim” dedi. CHP’lilerin konserden sonra, Hillside Su Otel’de verilen kokteylde Batum’un ‘kurultay’ ile ilgili olarak epeyce ‘sorgulandığı’ gözden kaçmadı. Anlaşıldığı kadarıyla akıl veren çoktu Batum’a... Baykal’a bunu yapabilirler miydi, bilemiyoruz.
CHP Antalya milletvekili listesinde sürpriz isimler olabilirmiş. Antalya listesi yapılırken Baykal’ın etkisi var mı yok mu, merak edilen bu.
Bu arada Belediye Başkanı Prof. Mustafa Akaydın’ın, bir dostuna “Ben namusuyla çalışırım, herkese eşit davranırım; haksızlık yapmam, avanta da verdirmem.. Halk bir daha isterse seçer; istemezse seçmez“ demesi de ilginçti...
İstanbul’da hangi belediye başkanı cesaretle benzer ifadeleri kullanabilir?
Japonların özel ilgisi
DÜN Antalya’da Say’ın menajeri Kadir Dursun’dan öğrendik... Japonya’da yayınlanan Myu-Jin dergisinin kasım-aralık sayısında, Antalya Piyano Festivali sanat yönetmeni Fazıl Say’ın ‘Türk müzisyen’ denildiği zaman akla gelen ismin kendisi olduğuna dikkat çekiliyor. Eserlerinde, dinleyicilerin beklentilerini aşan olağanüstü bir performans sergilediği vurgulandı. Dünyaca ünlü sanatçıları buluşturan ve uluslararası başarısıyla Antalya’nın tanıtımına büyük katkı sağlayan festivalde Japonya’nın ünlü caz piyanisti Yosuke Yamashita ve grubu ile bir grup gazetecinin de Antalya’ya gelmeleri, Japonların bu festivale olan ilgisini gösteriyor. Dergide ayrıca, önümüzdeki yıllarda festivale Ryuichi Sakamoto, Hiromi Uehara ve Bobuyuki Stuji gibi dünyaca ünlü Japon sanatçıların geleceği de duyuruluyor.
Say’ın besteciliği de öne çıkmaya başladı
DÜN akşam da yinelenen Fazıl Say’ın konserine gelirsek... Ankara’da yaşayan gazeteci dostumuz, müzik yazarı Şefik Kahramankaptan salona girerken dedi ki:
“Eğer bir festivalin açılışını Fazıl Say yapıyorsa o festival muhteşemdir.”
Etkinliğin sanat yönünü, çalınan eserleri Kahramankaptan’dan dinledik. Gerçekten unutulmaz bir klasik müzik şöleniydi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da geniş repertuvarı ve renkli program ile öne çıktı. Özellikle Avrupa’da çok beğenilen ve Türk kültürünü de tanıtan ‘İstanbul Senfonisi’ ile geçen temmuz ayında Salzburg’da dünya prömiyeri gerçekleşen ve Say’ın son eserleri arasında yer alan ‘Nirvana Burning’in Türkiye prömiyeri de gerçekleşti. İstanbul 2010 Ajans’ı için bestelenmişti ‘Nirvana Burning’ (Nirvana Yanıyor), ancak ajans bu projeyi beklenmedik şekilde geri çevirdi. (Say, ‘Nirvana Yanıyor’u, önümüzdeki günlerde İstanbul prömiyerinde, Borusan Filarmoni Orkestrası eşliğinde seslendirecek.) Açılışta Say’ın ‘Haremde 1001 Gece’ adlı keman konçertosu da seslendirildi. Keman sanatçısı Moldovalı Patricia Kopatchinskaja’nın seslendirdiği, vurmalılarda Aykut Köselerli’nin yer aldığı eserlere Şef Howard Griffiths yönetiminde Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşlik etti.
- İngiliz Şef Griffiths, Türk viyolonsel sanatçısı Selma Griffiths’in eşi; 22 yıl Ankara’da çalışmış ve yaşamış. Şimdi İngiltere ve İsviçre’de oturuyorlar. Türkçesini unutmadığını da açılışta yaptığı esprili konuşmalarla gösterdi.
- Fazıl Say’ın 30’dan fazla bestesi var ve yılda dış ülkelerde 150’ye yakın konser veriyor.
- Festivalin sunucusu Yekta Kopan, virtüöz Fazıl Say’ı sahneye davet ederken, Zeki Müren’e yakıştırılan ‘sanat güneşi’ sıfatını kullandı. Yanımızdaki bir müzik adamı, ‘Fazıl Say için daha özlü sıfatlar gerekir... Hiç olmazsa klasik müziğin yıldızı, dünya viztüözü denilebilirdi” dedi.
- 2011 yazında Almanya’da, Schewesbing Holstein Festivali’nde, Fazıl Say’ın senfonik eserleri, Işın Metin yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilecek.
- Antalya’nın markası sayılan gazeteci-ressam Fikret Otyam, Say’ın geçen yıl Kepez’de verdiği ücretsiz Açıkhava konserinden etkilenerek bir tablo yapmış... “Bu resim düştü” aklıma diyen Otyam, Fazıl Say’ın babası müzik adamı Ahmet Say’la arkadaş. Fazıl Say’ı 11 yaşında yaptığı bestelerden beri izliyor. Tabloyu, Yamaha şirketi satın almış ve bunun karşılığında da Anadolu’daki okullar için 10 piyano vermiş. Bunlardan biri de Adıyaman Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’ne gönderilmiş... Lise Müdürü Suat Unutmaz, piyano için teşekkür ederken, “Piyano yerini buldu; çünkü biz 6 yıl önce orkestra ve koro salonumuza Fazıl Say adını vermiştik” dedi ve çektiği fotografı telefondan gösterdi. Salondakileri de güldürdü.
Fazıl Say’ın dün Akdeniz Üniversitesi’ndeki konserinde öğrencilerin ilgisi görülmeliydi..
Paylaş