AKP örgütü çalışıyor muhalefet seyrediyor

1986 yılında yandı Kandilli Kız Lisesi; Boğaz'ın en güzel mimari yapıtlarından biriydi...

Haberin Devamı

1876 yılında Sarkis Balyan tarafından Adile Sultan adına yapılmış; daha sonra kız okulu olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim'e verilmişti. Yangından sonra, 1941'de bu okula giren ÇYDD Başkanı Prof. Türkan Saylan 'harabe'nin ayağa kaldırılması için arkadaşlarıyla çalışmaya koyuldu. Önce KANKEV adlı bir okul vakfı kurdu, Vali Nevzat Ayaz döneminden restorasyon ve röleve çalışmalarının ilk adımı atıldı; bunun için bakanlığın katkısıyla 3 milyon dolar harcandı.

Vali Kutlu Aktaş döneminde İl Özel İdaresi'nin katkısıyla çatısı yapılabildi binanın... Ama para yetmiyordu. Prof. Türkan Saylan, rahmetli Sakıp Sabancı'dan yardım istedi. "Para vermem" dedi; ertesi gün ise "Size güveniyorum, 3 trilyon lira vereceğim. Valilik de aynı parayı versin ortaklaşa yapalım" dedi. Prof. Saylan havalara uçtu; binlerce gencin yaşamını değiştiği gibi bu işin de üstesinden gelebileceğini anladı.

Haberin Devamı

Saylan, "Şimdiki valimiz Muammer Güler de ikna oldu. Ancak eksiklikleri tamamlamak için bir 3 trilyona daha ihtiyacımız vardı. Sakıp Bey vefat etmeden önce hastanede bize 3 trilyon daha verdi. 500 milyar da merkezin donanımı için para bağışladı" diyor bugün.

ADİLE SULTAN SARAYI

Ve Kandilli sırtlarından Boğaz'ı kucaklayan 5.6 dönümlük arazideki tarihi yapı; Milli Eğitim Bakanlığı, Valilik, Sakıp Sabancı, Hacı Ömer Sabancı Vakfı (VAKSA) ve KANKEV'in destekleriyle 'Yapı Merkezi' tarafından ayağa kaldırıldı ve tabelasına da 'Sakıp Sabancı Kandilli Eğitim ve Kültür Merkezi-Adile Sultan Sarayı' yazıldı.

Bundan sonra eğitim ve kültür amaçlı kullanılacak yapı-tesisi Lütfi Kırdar'ın da işletmecisi olan UKTAŞ işletecek. Aynı şekilde restoran işlerini de Borsa yürütecek.

GENÇLER BULUŞUYOR...

Altın varak işlemeli yüksek tavanlı 500 kişilik salonunda önceki akşam AKP İstanbul İl Başkanlığı'nın 4 aydır sürdürdüğü 'Gençler Buluşuyor Geleceği Konuşuyor' adlı toplantıların 'finali' yapılıyordu.

Başbakan Erdoğan, bu projeyi bizzat izliyor. AKP, geleceğin siyasetçilerinin kozasını şimdiden ördürüyordu. Bir anlamda bu çalışmaların, 2012 seçimlerinin altyapısı olduğu düşünülebilir.

Bir de şu yorum yapılabilir.

Haberin Devamı

"Erdoğan, gençlere özgüven ve dinamizm aşılıyor."

Salonda, mahalle örgütlerinden gelen 380 genç vardı; kızların yarısına yakınının türbanlı olduğu dikkati çekiyordu.

Yaşları 16-20 arasındaki bu gençlerle birlikte akşam yemeği yedi, yaklaşık üç saat beraber oldu Başbakan Erdoğan... Yanında İl Başkanı Müezzinoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da vardı. Daha sonra her masada en az 10 dakika süreyle gençleri dinlediler, sorular sordular. Bu 'final' öncesi ve sonrasında yoğun programına rağmen gençlere çarpıcı bilgiler ve mesajlar aktardı:

SEÇİLME YAŞI 25 OLSUN

Erdoğan, seçme yaşının 18 olmasına karşın milletvekili seçilebilme yaşının 30’dan 25’e düşürülmesine diğer partilerin aksine sıcak baktıklarını belirterek "Bu değişikliğe varsalar 24’e evet diyeceğiz" dedi. En zor olanın 'seçilmek' değil, 'seçmek' olduğunu belirtti. Bu tür toplantılara 16-17 yaşlarındaki gençlerin katılmamalarına dönük eleştirilere karşı da "Bu yaştaki gençlerin bu tür çalışmalara katılmalarının yasak olmadığını" savundu. "Üye olamazsınız ama etkinliğe katılabilirsiniz. Buna mani bir hal yok" dedi.

Erdoğan, öğütler de verdi:

Haberin Devamı

"Gençler, 18 yaşından itibaren işin aktörü olmalıdırlar; sorgulayan, eleştiren, haksızlıklara karşı ve yeni fikirlere açık olan bir gençlik... Gençler de bizim gibi Türkiye’nin sorunlarına karşı 'dertli' olmalıdırlar. Dertsiz insandan bir şey olmaz. Yüreğinde ateş varsa, ışık olacaktır, yokuşu aydınlatacaktır. Manevi değerlerden bilime kadar temayüz etmelisiniz; bunun için temel kural şudur: 'Oku, düşün, uygula ve neticelendir.' İyi oynayan netice alır. Üç puan istiyorsan golü atacaksın. Siyaset netice alma sanatıdır. Ben 40 yaşında belediye başkanı oldum, bana 'çocuk' dediler."

Erdoğan "Bu işlere erken başlanırsa, genç ve dinamik bir parlamentoya sahip olunacağını" söyledi.

Haberin Devamı

KADINLARA VAAT

Erdoğan, Zaman Gazetesi yazarı Nevval Sevindi'nin, böyle bir çalışmadan ötürü AKP'yi kutlaması ancak parlamentoda kadınların İran, Pakistan ve Afganistan'dan daha düşük oranda (%4) temsil edilmesini eleştirmesi üzerine, "Nevval Hanım haklı... Kadınların Meclis'teki temsilde 'zayıf' olduklarını kabul ediyorum" diyerek şunları ekledi:

"Ancak, bu seçimlerde kadınların farklı bir temsil gücüne ulaşılan bir AKP görüleceksiniz.”

Siyasetin 'karalandığını' kendilerinin 'siyasetin onurunu' kurtarma mücadelesi verdiklerini savunan Erdoğan, "Yıllarca apolitik bir gençlik oluşturuldu" vurgulamasında bulundu. "Dik duran, ama dikleşmeyen bir gençlik” isteyen Erdoğan "Biz bilgisayarı, defteri, kalemi ile mücadelesini sürdüren aydınlık bir genç istiyoruz. Sizler Türkiye’nin güç kaynağı ve heyecanı olacaksınız" dedi.

Haberin Devamı

BİLİŞİM SINIFLARI

Bütçede Milli Eğitim'e üç yıldır en büyük payı verdiklerini anlatırken;  öğrenci yurtlarında ranza yatak sisteminin kaldırıldığını, 45 milyon lira olan bursların 145 milyona çıkarıldığını ve 'zengin-fakir' ayrımı yapmadan her öğrenciye bursları açtıklarını, her okulda Bilişim Teknolojisi sınıfı oluşturduklarını bildirdi ve "İçim yanıyor" diyerek ekledi:

"N'olur uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklara karşı mücadele edin."
Erdoğan dinden-imandan hiç söz etmedi; sanki karşımızda 'Batılı' bir lider vardı. Bu konuşmaların ardından gençler özgüvenlerini kazanmış olarak hediye kitaplarıyla evlerine döndüler.

Keşke muhalefet partileri de bu çalışmaları yeterince izleyip dersler çıkarsalardı. Neden iktidardan uzak kaldıklarını daha iyi anlayabilirlerdi.

GAZETEMİZDEN İNTERNETTEKİ SAYFAMIZA TAŞIDIĞIMIZ YAZILAR

AKP İl Başkanı Müezzinoğlu; Hedef gençlerle bir araya gelmek, onları AKP'li yapmak değil" diyor.

'Gençler Buluşuyor, Geleceği Konuşuyor'

AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun verdiği bilgiye göre 'Gençler Buluşuyor, Geleceği Konuşuyor" toplantıları şöyle gerçekleşmiş.
AKP'li gençler, İstanbul'daki 2 milyon haneden 1 milyon 250 bininin kapısı çalmış. Müezzinoğlu, bu taramayı 'Seçmen taraması' diye telaffuz etti.

Ziyaretlerde, 'hükümetin ve yerel yönetimin çalışmalarından memnun olunup olunmadığı, bir istekleri bulunup bulunmadığı' sorulmuş. Hanede, (veren olursa) 16-20 yaş grubunda 450 binin üzerinde isim tespit edilmiş. Bu gençlerden 87 bini, düğün salonlarında yapılan toplantılara davet edilmiş. 'Mahalle Gençlik Çalışma Grubu' üyesi yapılmışlar, bunlar kendi aralarında da bir başkan seçmişler. (Başkanlar daha sonra Belediye Gençlik Meclislerine 'fahri üye' oluyorlar; belediyelere eleştiri ve öneri getirebiliyorlarmış.)

3.5 ay içinde 434 toplantı düzenlenmiş; bunlara aralarında akademisyen, medya mensubu, işadamı, sanatçı ve bazı yabancı misyon temsilcileri olmak üzere 190 kişi davet edilmiş.

Konuşmacılar istedikleri konuda gündem saptamışlar; gençlerin sorularını yanıtlamışlar. İnteraktif bir ilişki kurulmuş böylece... Katılımcı mahalle üyelerine, AKP İstanbul İl Başkanlığının 'Kültür Serisi' adı altında bastırdığı, 'MEB 100 Temel Eser Dizi'nden seçilen 10'ar kitap hediye edilirken; iki bisiklet de kura ile dağıtılmış. (Yunus Emre 'Seçmeler', Beydeba 'Kelile ve Dimne', Samipaşazade Sezai 'Sergüzeşt', Dostoyevski 'Suç ve Ceza', Tolstoy 'Savaş ve Barış', Balzac 'Vadideki Zambak', Victor Hugo 'Sefiller', Goethe 'Faust'u, 'Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinden Seçmeler' ve 'Mevlana'nın Mesnevisinden Seçmeler' adlı kitapları...)

İl Başkanı Dr. Müezzinoğlu "Hedef gençlerle bir arada olmak; onları AKP’li yapmak değil. Onların gelecekteki hedeflerini ve umutlarını tespit etmek, onları yönlendirmek ve her konuda proje üretmeye teşvik etmek" diyor.

(Biz de davet üzerine bu toplantılardan Bayrampaşa'dakine konuşmacı olarak katıldık. Biz değişik bir yol izledik. AKP’nin ve Büyükşehir’in AKP’li yandaşlarını nasıl koruduğunu, onlara nasıl rantlar sağladığını, köşemizde yazdıklarımızdan aktardık. Gençlerin ve ailelerinden bazılarının ilgi ile dinlediklerini gördük. Bazıları geleceklerinin ne olacağını sorarken, içlerinden sadece biri 'Hep AKP’yi eleştirdiniz, Dalan dönemini niye anlatmadınız?’ dedi... O dönemi de anlattık onlara.  Gençlerin en büyük endişesi, üniversiteyi bitirdiklerinde karşılarına gelen işsizlik sorunu idi.

Bayrampaşa'daki toplantıda il örgütünden bir Başkan Yardımcısı ve ilçe örgütü üyeleri, AKP’li bir milletvekili ve yerel belediye başkanı da izleyiciler arasındaydı."

Dr. Müezzinoğlu’na göre, eleştiri ve çözüm önerileri, analiz  edildikten sonra hazırlanan bir dosya yerel milletvekillerine ve belediye başkanlarına veriliyor ve bunlara karşı çözüm yolları aranıyor.

KİMLER KONUŞTU

'Mahalle Gençlik Çalışma Grubu'ndan üç başkan konuştu önceki akşamki toplantıda. Başkan ilgi ile izledi bunları.

Tuzla-İçmeler'den Sevgi Kaya "Bu çalışmaların amacının AKP’ye kanalize edilmek olmadığını" söyledi kendi mantığınca. Demek ki, birileri ona böyle söyle der gibi geldi bize.

Şişli-Ayazağa’dan Sema Erdoğan ilginç yorum ve eleştirileriyle dikkat çekti. İzleyenler "Konuşma metnini kendi hazırladıysa, kutlamak lazım" dediler.

"Okulların çoğu batakhane gibi..." dedi. Sadece o "Gençlik, Atatürk’ün mirasıdır" derken, Atatürk'ün adı anılmış oldu.

Bu iki kız öğrenci de türbansızdı. Salondaki kız öğrencilerin yarısına yakını ise türbanlıydı. Sakallı bazı AKP üyeleri de vardı.

Konuşturulan tek erkek öğrenci, Yıldız Teknik Üniversitesinde okuduğunu söyleyen, Bahçelievler'den Bedirhan Gökçe idi.

Şair olarak tanıtılan radyo sanatçısı Bedirhan Gökçek'in 'Temel' fıkraları herkesçe alkışlandı.

NEVVAL SEVİNDİ

'Zaman' gazetesi yazarı Nevval Sevindi, toplantının 'dışardan' tek konuşmacısıydı. "Evet efendimci, sepet efendimci" anlayışından uzak 'demokrat' yapıdaki bir gençliğin gerekliliğini anlattı. Sevindi,
"Böyle bir toplantı düzenlediği için AKP’yi tebrik ediyorum. Gençlerin siyaseti hissedebilmesi çok önemli; bu öğretiyle mahallesine sahip çıkma duygusu kente entegre olmayı kolaylaştırıyor."

Tahsin Salihoğlu, Rum konferansına neden tepki gösterdiğini anlatıyor: "Türk bayrağı ve Atatürk resmini neden asmıyorlar?

Konferansa gelenler bayrak yakan Pontuslar mı

TAHSİN Salihoğlu, 1967 yılından beri doğduğu Batı Trakya'daki İskeçe'ye Yunanistan vize veremediği için giremiyor. Yazılarına cevap bile verilmiyor.

Salihoğlu, ANAP'tan 1992-1999 döneminde Avcılar Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. İlçesine Selanik'teki Atatürk'ün evinin aynısını yaptırdı.

Yaşamı boyunca tanıdığı Fener Rum Patriklerinin, 'Türkiye aleyhindeki' tutumlarından ötürü tepkili... Özellikle şimdiki patriğin, AB sürecinden sonra Türkiye'deki 'hareket halini' yakından izliyor. Örneğin geçen yılki Silivri ve buraya bağlı Değirmenköy beldesindeki eski yıkık kiliselere yapmak istediği 'gezileri' engellemek isteyen bir 'Batı Trakya' gönüllüsü sayılıyor.

Geçmişte Batı Trakya Türkleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'nde bulunmuş.

Salihoğlu, dün sabah Hilton Oteli'nde, 'Zoğrafyan Lisesini (Taksim) Bitirenler Derneği' tarafından düzenlenen 'İstanbul'da Buluşma: Bugün ve Yarın' konulu üç günlük konferansını izlemeye gidiyor.

Broşürde, Türkiye doğumlu veya onların çocuklarından oluşan Rum bilim adamlarının konferansında konuşma başlıklarını görünce sinirleniyor.

Sonra da konferansın açlışında "Burası Türkiye' diye bağırarak elinde tuttuğu Türk bayrağı ve Atatürk posterinin salona asılmasını istiyor.

Gerisini Salihoğlu'ndan dinliyoruz:

"Böyle bir saygısızlık olur mu; Türk topraklarında yapılan bir toplantıda Türk bayrağı olmaz mı? Niye Atatürk'ün bir fotoğrafı yok.

Çok sinirlendim. Bunu daha önceden tahmin ediyordum. Bayrak ve Atatürk resmi getirmiştim. Ben niye getirmeyeyim, PKK sloganları atıldığı DTP Kongresinde Türk bayrağı yok, Rumların toplantısında da yok... Böyle bir utanmazlık olur mu? Patriği tanırım, onu gördüğümde burası 'İstanbul', 'Patris' (Şehir) değil diye bağırdım. Bu bayrağı ve Atatürk resmini asmadığınız süresince, bu toplantıyı yapamazsınız dedim. Patriğe doğru da "Sen ekümenik patrik değilsin, sadece papazsın' dedim.

O arada birileri üzerine geldi, ben onu Rum saydım ve 'Beni bir gavur tutamaz, ben Türk'üm' dedim. Meğersem onlar polismiş. "Abi ben Türküm" dedi ve diğer arkadaşlarıyla beni kolumdan tutarak dışarı çıkarttılar. Daha sonra Harbiye Karakolu'na gittik oradan beni bıraktılar."

Utanmadan, toplantı davetiyesine önce Yunanca, sonra Türkçe sonra da İngilizce yazmışlar. Niye önce Yunanca, bu toplantı Türkiye'de yapılmıyor mu?

Benden önce devlet sormalı 'Niye bu toplantıda Türk bayrağı yok' diye... Ama sormuyorlar. Böyle bir şey olamaz. Polisler bile bu terbiyesizliği görünce bana hak verdiler, 'Amca seni götürdük, özür dileriz' dediler.
Bunun hesabını kendilerinden dava açarak soracağım.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a telefon ettim, sen bu toplantı vesilesiyle nasıl yemek verirsin onlara dedim, sonra da o Patrikle nasıl açış konuşması yaparsın diye.

AKP İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, benim Batı Trakya'dan hemşehrimdir; kendisini severim. Olayı duyunca aradı, geçmiş olsun dedi.

Ona da telefon ettim.

Baktım Kadir Topbaş, yemeğe de gidemedi, bugünkü (dünkü) açılışı da 'danışmanı' Diş Tabibi Erman Tuncer Bey'i göndermiş. İyi yaptı, sonunda ne olduğunu anlayabildi.

Zaman gazetesine ve TRT'ye demeçler verdim; Batı Trakya'da vatandaşlarımızın orada yaptığı zulmü anlattım. Siz Rumları bilmezsiniz. Buraya gelenler, Türk bayrağını yakan Pontuslar’dır.

Haydarpaşa yöresi SİT alanı ilan edildi, hükümetin 'Haydarpaşa Projesi' tehlikeye girdi.

Proje tehilkede

HÜKÜMET, TCDD'nin elindeki Haydarpaşa Garı'nda 'İstanbul-Haydarpaşa Dünya Ticaret Merkezi ve Kruvaziyer Limanı' projesini hayata geçirmek istiyordu.

Bu konuda taslak projeler tartışılmaya başlamıştı.

Mimarlar bu projeye karşıydı. Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu adına Oktay Ekinci, Başbakanlık ve Bayındırlık Bakanlığı'na yaptıkları başvuruda Haydarpaşa projesinin kamuoyundan, bilim ve meslek çevrelerinden hatta yerel yönetimlerden 'gizlenerek' devreye sokulmasının, kentsel ve çevresel değerlerle birlikte 'demokrasi ve hukuk devleti' açısından da ciddi kaygılar yaratmakta olduğunu belirtiyordu.
Gazetemiz yazarı Doğan Hızlan, bu yerin otel değil, müze yapılması yolundaki görüşleri destekliyordu.

Son iki günkü yazıları Haydarpaşa ile ilgiliydi Hızlan'ın...
TMMOB'ye bağlı Mimarlar Odası'na yapılan başvurular Haydarpaşa Projesi'nin kabul edilemez olduğunu gösteriyordu.

Kadıköy yöresinden sorumlu Koruma Kurulu, bakanlığın imar plan değişikliği önerisini geçen mayıs ayında reddediyordu.

Bakanlık dosyayı yeniden 'acilen' görüşülmesi için Koruma Kurulu'na gönderiyordu.

Ancak 5 Numaralı Koruma Kurulu, bu kez bölgeyi SİT ilan alanı ilan ediyordu.

Kararda, ""Haydarpaşa tren istasyonunu da içinde bulunduran Harem'den itibaren Haydarpaşa Lisesi, Numune Hastanesi, Selimiye Kışlası, Selimiye Camisi, Karacaahmet Mezarlığının içine alan bir bölge olarak bütüncül düşünüldüğünde alanın içinde çok sayıda tarihi eser bulunduğundan alanın kentsel tarihi SİT olması uygun olacağından kurulumuz yetki alanı içinde belirtilen yeri, ekli kroki ile birlikte kentsel tarihi SİT alanı olmasını kararlaştırmıştır."

Kurulda, son yasa ile 'temsilci' olarak bulunmaları karar verilen İstanbul Büyükşehir ve Bayındırlık Bakanlığı temsilcileri karara 'şerh' düşüyorlar.

Ancak bu karar kesinleşmiş değil. Koruma Kurullarının üzerinde oluşturulan Üst Kurul nihai kararı verecek. Üst Kurul 10 kişiden oluşuyor; bunların 6'sı bürokrat... Üst Kurul, İstanbul 5.Bölge kurulunun aldığı kararı değiştirebilir.

Haydarpaşa ilginç gelişmelere gebe sayılıyor.

Biliyor musunuz

• BEYOĞLU Olgunlaşma Enstitüsü'nün (İstiklal Caddesi 48) geçen yıl ilk olarak açılmış olan 'Kuyumculuk ve Takı Tasarım Bölümü'nün, lise ve üniversite mezunu 12 kız öğrencisinin hazırladığı 100 parçadan oluşan ve 20 Haziranda açılan serginin, istek üzerine önümüzdeki hafta sonuna kadar açık kalacağını; enstitü atölyesinin kurulmasına Kuyumcular Odası Başkanı Alaettin Kameroğlu'nun öncülük ettiğini...)

• HAFTALIK 'Nokta' dergisinin, aralarında 'Arınbey' ve 'Nadya'nın da bulunduğu 10 yarış atı ile Prestij Mavi Müşavirlik firmasının sahibi
Ayhan Durgun tarafından alındığını...

• AVRUPA'nın en büyük üniversite kliniği olan Chartié'nin (Berlin) Türk ve Alman öğrencilerin eğitim görebileceği bir tıp fakültesi kurmayı planladığını, fakültenin İstanbul'daki Alman Hastanesi bünyesinde kurulacağını ve ilk derslerin 2009 yılında verileceğini...

• İNŞAAT Mühendisleri Odası'nın, inşaat mühendisi 31 milletvekiline bir mektup göndererek, "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nı onaylamamaları" çağrısında bulunduğunu...
 
• OSMANİYE'de kurulu 'Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Derneği'nin iki yıldan bu yana düzenlediği 'Özgür İnsan Ödülü'ne bu yıl, Prof. Oktay Sinanoğlu'nun layık görüldüğünü, ödül töreninin bugün 14.00'de Galatasaray'daki Yeminli Mali Müşavirler Odası'nda törenle verileceğini (0537-935 92 14)...

Yazarın Tüm Yazıları