AKP, Kıbrıs'a karşı sessiz

KKTC'de, görünmeyen 'ellerin' yürüttüğü 'hükümet operasyonu', siyasetin atmosferini gerginleştirebilir mi?

Haberin Devamı

Muhalefet kanadı buna evet derken, son gelişmelerin KKTC'yi seçime kadar sürükleyebileceğini ileri sürüyor.

Hem koalisyon ortağı DP ve hem de muhalefet çevrelerinde, halk iradesine karşı girişilen ve siyasi etik açısından 'incitici' gelişmelerde ismi ön plana çıkan Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer suskunluğunu sürdürüyor.

Operasyonun Türkiye ayağında ismi geçen AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ortalığa çıkmıyor. Başbakan Erdoğan, aradan bu kadar süre geçmesine rağmen hiçbir açıklamada bulunmuyor.

Ancak ortada birtakım ellerin gerçekleştirdiği 'oyunlar' var.

Son seçimlerde, iktidarın 'amiral gemisi' olarak saydığı Lefkoşa Belediye Başkanlığı'nın iktidar ortağı DP'nin eline geçmesi, bu arada DP'nin elindeki Dışişleri Bakanlığı'nın istenmesi, buna karşılık Serdar Denktaş'ın bunun karşılığında Maliye Bakanlığı'nı istemesi, ardından milletvekili 'ayartması' girişimlerinin başlaması ve bunun sonucunda UBP'den üç ve DP'den bir milletvekilinin istifa ettirilmesi (bunların ikisi Türkiye göçmeni), ardından hükümetin istifa etmesi, hükümet kurma görevinin yeniden CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer'e verilmesi, Soyer'in göstermelik de olsa partileri ziyaret etmesi ve sonunda istifacıların 'Özgür Parti' adlı bir parti kurmaları... Operasyonun en önemli göstergeleri sayılıyor.

Haberin Devamı

 

DİN-SİYASET İŞBİRLİĞİ

 

Yeni hükümet oluşuncaya kadar hükümetteki görevini sürdüren Serdar Denktaş, iki günden beri Ankara ve İstanbul'da medyaya Kıbrıs'ta neler olduğunu anlatmak istiyor.

"Lefkoşa Belediye Başkanlığı'nı kazanmamız ve oyunumuzu 2.5 misli artırmamız bir türlü hazmedilemedi. Bunun sonucunda da AKP'nin gölgesi işin içine sokuldu."

- Sizin hükümet dışında bırakılmanızla ilgili 'talep' kimden geldi.

- Kıbrıs'tan geldiğine eminim. Sonra Şaban Dişli'nin işe sokulduğu haberleri ortaya çıktı.

 

MÜFTÜ KİMDİR

 

Haberin Devamı

Denktaş'ın, asıl söylemek istediği isim Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer. Suudi Arabistan'da burslu olarak 8 yıl kadar Suudi Arabistan'da kalmış, DP'den Gönyeli Belediye Başkan adayı ve milletvekili adayı olmuş bir isim. İslam ülkeleriyle ilgili danışmanlık yapmış hükümete... Hatta Denktaş, kendisinin 20 yıldır boş olan 'Din İşleri Başkanlığı'na getirilmesi için öneride bulunmuş, Soyer de bir yıl önce kendisini bu göreve atamış. Serdar Denktaş, "Sempatik ve hoş sohbet birisidir, Tayyip Bey'i tutuklandığında ziyaret etmesi, geçen 20 Temmuz'da kızının düğününe katılması" dışında AKP ile yakınlığı konusunda bizde bir bilgi yoktu" diyor.

Ahmet Yönlüer, ama nasıl olduysa, Ankara'da birtakım kişilerle temas yapmış ve dört kişinin istifasını sağlayacak güce erişmiş. Bu arabuluculuğun KKTC'deki Türkiye'den gelen göçmenlerin başka kanallarından sağlanmış olabileceği iddiasını ciddiye almak gerekiyor. Yeni kurulan partinin "Kıbrıs'ta mağdur olmuş Türkiyeli mağdurların mağduriyetlerini gidereceği, dini ve milliyetçi düşüncelerin egemen olacağı bir parti" olacağı söylendiğine göre, Özgürlük ve Reform Partisi'ne (ÖP) AKP'nin Kıbrıs versiyonu denilebilir mi?

Haberin Devamı

Bu arada belirtelim 'transferlerde' ortaya atılan parasal iddiaları kanıtlayabilecek somut bir bilgi ve belge yok şu anda ortada.

Ama bu ve benzer konularda bazı 'kasetler' ortaya çıkarsa kimse şaşırmasın.

 

GÜL'ÜN ARABULUCULUĞU

 

"Bizim en büyük özelliğimiz dinle siyaseti birbirine karıştırmamaktı. Ancak bugün Kıbrıs'ta bir 'din-siyaset' koalisyonu oluşturuluyor. Bu, Kıbrıs'ta Dr. Fazıl Küçük'ten beri ilk kez oluyor. Türkiye'nin her zaman müdahalesi vardır. Hatırlatmak isterim... 1997'de UBP Lideri Eroğlu ile DP olarak, hükümet kurulmasında uzlaşamayınca, Erbakan hükümetinden Abdullah Gül gelip bize arabuluculuk yapmıştı. Ama gelişmeler bu kez böyle değil. Yani bugün arabayı alıp atın önüne koydular."

 

Haberin Devamı

AKP KULAKLARINI TIKADI

 

Bu kadar ciddi sayılabilecek gelişmelerden sonra Serdar Denktaş'ı Ankara'dan kimse aradı mı?

"Ben kimseyi aramadığım gibi beni de arayan olmadı. Normal bir süreçte birileri arayıp hiç olmazsa, teşekkür edip hayırlı olsun diyebilirdi. Hiç böyle bir şey yok. En ilginç olanı nedir, bilir misiniz?

Bu konu bu kadar konuşuluyor, hükümetten de bir kişi ortaya çıkıp, bu işte bizim parmağımız yok. Bu operasyonun arkasında değiliz, adımız kullanılıyor, demedi ne yazık ki..."

AB ile ciddi sorunların gündeme yaklaştığı sırada 'müftü operasyonu' sonrasında Serdar Denktaş'ın ciddi bir muhalefete başlayacağı anlaşılıyor. Bunun ilk işareti dün muhalefet milletvekillerinin Meclis'e girmemesi olarak çıktı.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Talat, Başbakan Soyer'in 'beceriksiz' ve 'acul' bir operasyon yaptığını mı düşünüyor acaba?

 

Müftü görevini kötüye kullandı

 

KIBRIS’ta Din İşleri Dairesi Başkanı Ahmet Yönlüer'e ağır eleştiriler yapılıyor. Bu eleştiriler arasında, müftünün 'demokratik teamülleri ve laik devlet yapılanması yöntemlerini çiğneyerek, görevini kötüye kullandığı' belirtilip, bu duruma yargının müdahale etmesi gerektiği konuşuluyor. 'Afrika' Gazetesi'nden Ali Osman, ‘Hükümeti bozan, hükümeti kuran' kişi olarak tanımlanan Yönlüer için "Camiler kışlan, minareler kılıcın olsun Ahmet... Açtır megafonları camilerin, arkanda Tayyip... Senin döneminde Ferdi Sabit Soyer bile Lalapaşa Camii'nde (Magosa) namaz kıldı. Hayatında cami yüzü görmemiş birisini zorla da olsa camiye soktun!" diye yazıyor.

Makbule Ötüken de "Onlar böylelikle, 'Biz AKP’nin isteklerini yerine getiririz, emirleri de bundan böyle Anayasal, yasal teamüllerden değil müftü hazretlerinden alacağız' demeye getirmiyorlar mı?" diye soruyor.

 

Biliyor musunuz

 

- ALEVİ-Bektaşi Federasyonu'nun 16 Eylül'de yapılan Genel Kurulu'nda, genel başkanlığa Atilla Erden'in, genel sekreterliğe Fevzi Gümüş'ün, diğer organlara da Neşe Ceyhan, Ali Kenanoğlu, Kazım Genç, Kelime Ata, Ergül Şanlı, Muhterem Aktaş ve Kamil Ateşoğulları'nın seçildiğini...

- ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın vakfı tarafından düzenlenen 'Clinton Global Girişimi'nin 20-22 Eylül'deki toplantısına katılacak Laura Bush, Kofi Annan, Bill Gates, Hamid Karzai, Pervez Müşerref, Colin Powell, Thomas Friedman gibi isimler arasında Arı Hareketi Kurucu Başkanı Kemal Köprülü'nün de bulunacağını...

 

Öğretmene yeni iş: 'Hademelik'

 

GEÇENLERDE köşenizde öğretmenlere sokak sokak dolaştırılıp anketörlük yaptırıldığı bir öğretmen arkadaştarafından dile getirilmişti.

Çevremde tanıdığım bir çok öğretmen arkadaşımız verilen bu işi yapmak zorunda kaldı. İki gün sonra ise bu işin ikinci bir emre kadar durdurulduğu açıklandı. Yani bakanlık yaptıkları hatadan dönmüş oldular, lakin bir çok bölgede iş işten geçmiş oldu.

Buradan asıl önemli konuya geçmek istiyorum. Milli Eğitim Bakanı ATV'de

konuşuyordu. Sayın bakan yeni eğitim-öğretim yılında ders kitaplarının sıralarda hazır olacağını ve kitapların bir araya getirilip poşetleme işleminin hizmetli personel (hademe) tarafından yapıldığını söyledi. Aslında öyle değil, maalesef ki öğretmenlerimiz bu iş için de kullanılmıştır. (Poşetlemekle kalmayıp sınıflara kadar taşınmasına yardımcı olunmuştur.). Bakan bey bunu biliyor fakat TV'de söyleyecek cesareti gösteremiyor. Merak ediyorum, daha öğretmenleri hangi işler için kullanmayı düşünüyorlar? MEB'den tek isteğimiz geleceğimiz olan çocukları yetiştiren öğretmenlerimize meslekleri dışında külfet yüklememeleridir.

Duyduğum kadarıyla bakanlık kitapları poşetlettirmek için okullara ücret de göndermiş, lakin bu paralardan öğretmenlerin haberi bile yokmuş. Kim bilir kimlere gitti bu paralar....

B. MENEKŞE

 

Papa Goethe’yi okusun, Kudsi Ergüner'i dinlesin

 

PAPA, 21. yüzyılda bir din adamına asla yakışmayacak bir tutumla Türklere ve Müslümanlara karşı düşmanlığı kışkırtırken yurttaşı Goethe ise sağduyulu bir yaklaşımın seçkin bir örneğini veriyor. Büyük şair, romancı, oyun yazarı, doğabilimci ve düşünür Johann Wolfgang von Goethe, İranlı büyük şair Hafız ve Mevlana’dan derinden etkilenmiş; Batı-Doğu Divanı (West-Östlicher Diwan) adlı kitabı yayımlamıştır. Hazreti Muhammed’in kişiliğine duyduğu hayranlığı dile getiren, genç yaşta yazdığı bir eseri vardır (Mohammets Gesang). Goethe, “Kardeş dünyalardır Doğu’yla Batı / Sunarlar bize aynı tertemiz tadı.” (T. Gürson çevirisi) diyerek sanki Almanya ve Batıdaki İslam düşmanlığına karşı, uzun yıllar öncesinden uyarıda bulunuyor.

Geçen yıl 18 Kasımda Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, değerli sanatçımız Kudsi Ergüner ve topluluğu, Goethe’nin Divanı’ndan Gazeller adıyla çok güzel bir konser vermiş ve Goethe’nin şiirlerini Almanca seslendirmişlerdi. Papa, özür diler ve Türkiye’ye gelirse, K. Erguner’den rica edelim, bu konseri yinelesinler. Bakınız, bu konserde de yer verilen, Goethe’nin Batı-Doğu Divanı’ndan 'Peygamber' şiiri; Ergüner çevirisi ve Almancasıyla:

Hz. Muhammed’e Allah’ın rahmet ve

Muhabbetini vermesinden

Ve onu üstün tutmasından,

Eğer bir kimse rahatsız oluyorsa,

Evinin damına

Sağlam bir ip bağlayıp,

Onu taşıyacağından emin olarak kendini assın

İşte o zaman üstündeki yükün hafiflediğini hissedecektir.

(Der Prophet spricht

Aergert’s jemand dass es Gott gefallen / Mahomed zu gönen Schutz und Glück / An den stäercksten Balken seiner Hallen / Da bfestig’ er den derben Strick / Knüpfe sich daran ! das hält und trägt, / Er wird fühlen dass sein Zon sich legt.)

Bu arada, değerli çevirmen Ahmet Cemal’in, gerekli açıklamalarla yaklaşık 500 sayfalık bir kitap olarak 'Batı-Doğu Divanı'nı hazırladığını ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkacağını müjdeleyelim.       

Fethi Murat DOĞAN

 

Başbakan'a, ‘Sevda Tepesi' soruları

 

CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, 'Sevda Tepesi' aşağıdaki soruların Başbakan Erdoğan tarafından yanıtlamasını istiyor:

Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın, bazı alanlarda yapmayı düşündükleri yatırım konularını görüşmek üzere geldiği Türkiye’de, yapı yasağı bulunan Sevda Tepesindeki arazisine imar izni istediği iddia edilmiş ancak, bu iddia yetkililerce yalanlanmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın, 15.09.2006 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan açıklamaları ise, söz konusu iddiayı doğrulamış ve Kral’ın sahip olduğu araziye imar izni verilebilmesi için çalışmalara başladıklarını açıklamıştır.

Bu defa, TBMM Bayındırlık ve Komisyonu üyesi olmamıza rağmen, tarafımıza henüz ulaşmayan, ancak Başbakanın isteği üzerine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca hazırlandığı öğrenilen taslağın, Boğaziçi Yasasında ciddi değişiklikler içerdiği ve Boğaziçi’ni yapılaşmaya açacak düzenlemelere gidildiğine ilişkin haberler, 17.09.2006 tarihli Milliyet’in internet sayfasında yayımlanmıştır.

Bu bilgiler doğrultusunda; Kral Abdullah’ın, İstanbul ili, Üsküdar ilçesinde bulunan Sevda Tepesi olarak bilinen yerde sahip olduğu gayrimenkulun pafta, ada ve parselnumarası ile yüz ölçümü nedir? Kralı Abdullah’ın sahip olduğu gayrimenkul hangi kanun kapsamında kalmaktadır? Söz konusu parselin inşaat hakkı var mıdır?

Boğaziçi'nin kültürel ve tarihi değerlerini, doğal güzelliklerini kamu yararı gözeterek korumak, geliştirmek amacıyla çıkartılan Boğaziçi yasasında, Boğaz öngörünüm bölgesi olarak belirlen yerler ile Kültür ve Tabiat ve Varlıklarını Koruma Kanununa göre 1. derece doğal SİT ilan edilen bir alanlarda yapılanma hakkı verilmediği bilinmektedir. Kralı Abdullah’ın, sahip olduğu arazinin hem öngörünüm, hem de 1. derece SİT alanda kaldığı iddiaları doğru mudur?

Suudi Arabistan Kral Abdullah’ın Türkiye ziyaretinde sahibi olduğu parseller ele alınmış mıdır? Alınmış ise, hangi taleplerde bulunulmuştur?

Kral Abdullah sahip olduğu arazi için emlak vergisi ödemiş midir? Ödemiş ise, ne kadar bir vergi tahakkuk ettirilmiştir? Şayet ödememiş ise, ödememe nedenleri nedir?

İmar izni Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Sevda Tepesi’nin, iptal gerekçesinin koşulları ortadan kalkmış mıdır?

Bugüne kadar kendi yurttaşına tanınmayan kolaylığın, Suudi Kralı Abdullah’a tanınmasıanayasanın eşitlik ilkesine uygun mudur?

- Anayasamızın “mülkiyet hakkı” na ilişkin 35. maddesi, her kim olursa olsun “mülkiyet hakkını toplum yararına aykırı kullanılamayacağı”nı hüküm altına almıştır. Kral Abdullah’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu, anayasamızın söz konusu ilkesi gereği sahip oldukları araziye “imar izni” verilmesinin bu ilkeye göre olanaklı olmadığı, hatırlatılmış mıdır?Yasal, bilimsel ve teknik kısıtların, kişilerin talepleri üzerine ve kişilerin yararına yeniden düzenlenmesi ve değiştirilmesi, planlama esasları ve kamu yararı ilkesiyle örtüşür mü?

- Boğaziçi yasasında tanımlanan, kıyı,sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde, imar aykırı kaçak yapı sayısı nedir? Bu alaların korunması için bugüne kadar ne gibi önlem alınmıştır?

- 17.09.2006 tarihinde Milliyet internette yayımlanan bir haberde, Başbakanın talimatı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından, Boğaziçi İmar Kanununda değişiklik içeren bir taslak hazırlandığı, söz konusu taslakta, Boğaziçi öngörünüm bölgelerinin de imara açılacağı haberleri yer almıştır. Kral Abdullah’a da sevda tepesinde imar yolunu açacağı anlaşılan böyle bir yasa taslağının hazırlandığı iddiaları doğru mudur?

- Bugüne kadar ‘imar hakkı’ bulunmamasına karşın kaçak yapılaşmanın önlenemediği bir ortamda, söz konusu bölgelere inşaat hakkı verilmesi halinde, Boğaz’da yeni yağma ve işgallerin önüne nasıl geçilecektir? 

- Taslağın, belli koşullarda öne sürülse, mevcut kaçak ve imara aykırı yapılar yasal hale getirecektir. Bu anlamda, taslağa, Boğaziçiimar affı mı yasası denilebilir mi?

Yazarın Tüm Yazıları