AKP hükümetine ve başbakanına dikkat

LOİZUDU’ya milyon dolar ödeyerek Türk ordusunun Kıbrıs’taki varlığının işgal olduğunu kabullenen AKP iktidarı ve Başbakanı Erdoğan... Şimdi de İngiliz uyruklu Orams davası Rumların ve Yunanlıların karar merciinde söz sahibi oldukları Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda (ABAD) neticelendirilecek. Rumların ve Yunanlıların karar verme merciinde olduklarına göre sonucun ne çıkacağını merak etmek bile abesle iştigal olur.

Elbette karar Rumların lehine çıkacak.

Sayın Erdoğan’a soruyorum. Hani Kıbrıs’tan bir asker mi çektik, bir karış toprak mı verdik diye hiç hicap duymadan doğruları söylemiyorsun. Şimdi başka bir yalanı da sergiliyorsun. Ne diyorsun, Kıbrıs’ta bir adım öndeymişiz. Ha de hayırlısı! Geçen yıl iki adım öndeydik, bu yıl bir adım geriledik. Sözün sonunda da Başbakan’ın politikası ’kazan kazan’mış. Ben merak ediyorum. Bu söylenenleri Hıristofyas’ın kuyruğunda Marşabba olan Talat’la mı başardınız.

Yazıklar olsun ’Ne günlere kaldık ya Rabbim.’

ORAMS DAVASI NEDİR?

KKTC’yi yakından ilgilendiren önemli bir dava... Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda (ABAD) görülmekte olan Orams davası, biçimsel olarak Kıbrıslı Rumlar ile İngiliz uyruklu Orams Ailesi arasında görülmekte ise de özünde Türkiye ve KKTC ile Kıbrıs Rum Kesimi arasındadır.

Olay şudur: 1974 Harekátı’ndan sonra Güney Kıbrıs’taki Türk taşınmazları Rumlara; Kuzey Kıbrıs’taki Rum taşınmazları da Türklere kalmıştır. 1975’te Denktaş ve Kleridis arasında Viyana’da varılan anlaşmada ’Nüfus Mübadelesi’ kararı alınmıştı.

Kuzey Kıbrıs’ta kalan Rumlara ait taşınmazlar belli ölçüler içinde Kuzey’den göç eden Türklere tapulanmıştır.

İşte Türklere tapulanan bu taşınmazlardan biri, daha sonra İngiliz uyruklu Orams Ailesi’ne satılmıştır. Güney Kıbrıs’taki Rum Mahkemesi, söz konusu taşınmazın Rum uyruklu eski malikinin başvurusu üzerine bu satın alma işleminden dolayı Orams Ailesi’ni tazminata mahkûm etmiştir.

Bu mahkeme kararı KKTC’de uygulanamadığı için, Orams Ailesi’nin İngiltere’deki mal varlığı haczedilmek istenmiştir. Konuyu inceleyen İngiliz alt mahkemesi, Rum mahkemesinin verdiği kararın KKTC’de icra edilemeyeceğini saptamış, İngiliz yüksek mahkemesi de konuyu ABAD’a havale etmiştir.

1 YUNANLI 2 RUM YARGIÇ

Şimdi ABAD’da görülmekte olan bu davanın kararının 2009 Mart ayında açıklanması beklenmektedir. Anılan davada, Alman raportörün hazırladığı rapor Rumlar lehine çıkmıştır. Beklentiler de kararın bu yönde olacağıdır.

Bu kuşkuyu duyanlar pek de haksız değildirler. Çünkü davaya bakmakta olan bu mahkemenin başkanı Yunanlı, iki yargıcı ise Rum’dur. Üstelik bu iki Rum yargıçtan biri, AİHM nezdinde Türkiye aleyhine başvuruda bulunup tazminat kararı alan Myra Arestis’in eşi Yorgo Arestis’tir.

Bu davanın sonuçları, KKTC’de yaşayan yabancı uyrukluları ve Türkleri yakından etkileyecektir. Aleyhte karar çıkması durumunda; KKTC’de yaşayan yabancı uyrukluların ve Türklerin Rum mahkemelerince tazminata mahkûm edilmeleri ve bu mahkûmiyet kararlarının, yabancıların kendi ülkelerindeki mal varlıklarına, keza Türklerin de İngiltere’de ve diğer Avrupa ülkelerinde sahip oldukları mal varlıklarına el konulmak suretiyle uygulanmasının önü açılmış olacaktır.

AKP iktidarı ve başbakanı, Kıbrıs davasını AB’ye havale ederek ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Tanju MÜEZZİNOĞLU

Tanju2002@Superonline.com

Hıyar

"Ol şerif’i nandar ki hıyar-ı şürefadan olmak üzere

Ehl-i Mekke ona

esna-güzar idiler."

(Naima)


Çin’deki melamin şokuna karşı biz ne yapıyoruz

DÜNYA ’melamin’ şokunu yaşarken, biz ne yapıyoruz? Eylül ayı içerisinde Çin’de içerisinde ’melamin’ katılmış süt ve süt ürünlerini tüketen çocuklarda ölüm olaylarının yaşanması üzerine bütün gözler bu ülkeye çevrilmişti.

Tartışma genişledikçe, melaminin sadece süt ürünlerinde değil süt içeren çikolata, kremalı bisküvi, kahve kreması ve benzeri gıda ürünlerinde de bulunduğu ve bunun Çin’de üretim yapan tanınmış markalar tarafından kullanıldığı ileri sürülmektedir. (Nitekim son olarak İngiliz Cadbury’nun Çin yapımı çikolatalarını geri çekti.)

Bu gelişmeler üzerine başta ABD olmak üzere Kanada ve bazı Avrupa ülkeleri Çin’den tüm gıda ithalatını durdurma kararı aldılar. Ancak, Türkiye’de bu konu hiç tartışılmamakta, yetkililer tarafından Türkiye’ye Çin’den süt veya herhangi bir sütlü mamul maddenin ithal edilip edilmediği hususunda bir açıklama yapılmamaktadır.

Melamin, 1950’li yıllarda ısıya ve kırılmaya dayanıklı porselen benzeri mutfak malzemelerinin üretiminde kullanılmaya başlanmıştı. 2007 yılından itibaren ise önce evcil hayvan mamalarında daha sonra sütte protein ve kıvam arttırıcı olarak kullanılmaya başlanmış.

Önce, bu katkı maddeli ürünleri tüketen evcil hayvanlarda ölümlere rastlanmış, ardından insanlarda böbrek taşı ve yetmezlikleri görülmüş.

Çin’den dayanıklı-dayanıksız hemen her türlü tüketim maddesinin ithal edildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Yetkililerin kamuoyunu aydınlatmasını bekliyoruz.

Yüksel EĞİNLİ / yeginli@yahoo.com

İmar savaşları

- Belediye meclis üyelerini kim seçiyor?

- "Orada yavşak işler oluyor"
diyen lider, kimlere mesaj vermek istemişti.

- Hüseyin Sağ adlı Belediye Meclis üyesi, verdiği önergelerde ne diyordu?

- Mal varlığını açıklayacak örnek bir belediye başkanı var mı?

Bekleyiniz...
Yazarın Tüm Yazıları