AKP dinler mi?

Şafak, teklifinde yasaya “milletvekili adaylarının belirlenmesinde önseçim yapılması” ilkesini öneriyor ve “Meclisimiz, demokrasinin gerçeğe en yakın haliyle kurumsallaşması adına tarihi bir adım atacaktır” diyor.
Ayrıca, Siyasi Partiler Kanunu’yla paralel biçimde, Milletvekili Seçimi Kanunu’nda da değişiklik öneriyor ve ilgili kanunun 26. maddesine ‘Milletvekili seçimlerinde önseçim yapılması’ ibaresinin eklenmesini savunuyor.
Şafak, teklifin
‘hukuksal, tarihsel ve felsefi’ gerekçesini uzun uzun
anlatıyor ve şöyle diyor:
“Demokrasi; bir ülkede siyasi iktidarın, bir kişi, sınıf ya da zümreye değil, tamamen halka ait olmasıdır. Demokrasi; halkın doğrudan veya temsil edilerek hükümet etmesi anlamına gelir.
Temsili demokrasinin partiler aracılığı ile sağlandığı ülkemizde; parti içi demokrasinin en önemli ölçütlerinden birisi olan aday belirleme yöntemi, parti içi demokrasinin gerçekleşmesi, demokratik rejimin ve siyasal sürecin sağlıklı işlemesi ve halkın iradesinin parlamentoya daha iyi yansıması açısından büyük önem arz etmektedir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi verdiği bir kararında bu hususa vurgu yaparak “... aday belirlemesi parti içi demokrasiyi doğrudan ilgilendirir” demiştir.
Nihayet, adayların belirlenmesinin sadece parti merkezlerine bırakılması, demokratik olmadığı gibi temel insan hakları ve hürriyetlerine de aykırıdır.”
Doğru olan budur; ancak kim okur, kim dinler!

Her siyaset  ‘Alevilik’  oluşturamaz

ALEVİ Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Engin Gündük dün bir açıklama yaptı: “Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından 2-3 Şubat’ta Diyarbakır’da toplanan Alevi Konferansı’yla ilgili kamuoyuna yansıyan bazı bilgi ve ifadeler, açıklanan sonuç bildirgesi genel tutum ve söylemlerimizin reddettiği içeriğe sahip olduğuna...
Siyasal amaçlı Alevilik tanım ve değerlendirmelerinin, Aleviliğin her etnik kimlik ve inançtan, her cinsiyetten insanı kucaklayan evrensel yanını zedeleyeceğine...
Her siyasal çevrenin kendine göre bir Alevilik oluşturma niyet ve gayretlerinin yanlışlığına dikkat çekiyoruz.
Derneğimizin söz konusu bildirgeye imza attığı gibi bir imaj yaratılmıştır ki, bu doğru değildir. Konferansın sonuç bildirgesinin derneğimizi bağlamadığını belirtmek istiyoruz.”

Anadolu karanlık gecelere terk edilmiş

‘SOKAK lambası nedir?’ (31.1.2013) başlıklı yazıda, köylerdeki sokak lambalarının bazı illerde (özellikle Elazığ’da) sökülmesinden söz etmiştik. CHP Adana Milletvekili
Ümit Özgümüş bu konuda
şu notu gönderdi:
“Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmekte olan ‘Elektrik Piyasası Kanun Tasarısı’nın 3. maddesi 1. fıkrasının I bendi, genel aydınlatma ile ilgiliydi. Söz konusu madde görüşülürken, komisyonda bulunan CHP’liler olarak, genel aydınlatmanın kapsamının genişletilmesi ile ilgili bir önerge verdik ve tasarıdaki maddenin değiştirilmesini talep ettik. Ancak takdir edersiniz ki, sayıca bizden fazla olan AKP’li milletvekilleri önergeye sıcak bakmadılar ve önergemiz kabul edilmedi. Kanun, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülürken bu maddeyi tekrar gündeme getireceğiz. Getirilse ne olacak? AKP, kimseyi dinlemiyor, kendi doğrularını savunuyor, muhalefeti adam yerine koymuyor.
TBMM Enerji Komisyonu Başkanı AKP’li Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, üniversite tahsilini Elazığ’da yapmış, elektrik mühendisi. Sonuç: Elazığ karanlık gecelere terk edilmiş, binlerce sokak lambası sökülmüş...
Konunun hassasiyeti ve öneminin hâlâ farkına varılamadı.
İşte fakir fukaranın vaziyeti; sahipsiz ve kimsesiz.
Kömür mü elektrik mi, beyler!

Turing saltanat kurumu değildir

- TURİNG‘in mal varlığı ile ilgili bir bilgi de ben iletmek isterim. Ayasofya konakları kapatıldı, süresi belli değil, bahane de depreme karşı sağlamlaştırma yapılacakmış!
Bunun bir süresi olur, şıp diye kapatma kararı almak nerden çıktı diye bir sormalı. Ama maalesef neleri soracağımızı biz de şaşırdık.
Sabiha NEMAL
- (TURİNG için) Dernek ve vakıflar, vatandaşı soyarak, birilerinin saltanat sürmesine hizmet etmemeli. Öyle olursa yozlaşır.
Osman SERTKAYA

Yozgat ve Konya’nın liderliğinin içyüzü

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, muhalefetin bir soru önergesine, Türkiye’de yabancıların en çok mülk satın aldığı ilin Yozgat ve Konya olduğunu bildirmiş. Yozgatlı Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da bir soruyu, “Yozgatlılar memleketlerine yatırım yapıyor” diye cevaplıyor!
Bilen biliyor, geçmişte Yozgat’ta Yimpaş’ın, Konya’da Kombassan’ın ne yaptıklarını... Ne yapsın Avrupa’daki Türkler, kendilerine verilen daire ve arsa karşılığında borçlarını kurtarmaya çalışıyor anlaşılan. (Jetpa’nın ne yaptığı Duisburg’taki Avrupa TV’de bir programda her şeyiyle ortaya döküldü.)
Olaya kimse tersten bakmasın!

Biliyor musunuz

- TÜRKİYE Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin’in, 2012’de banka borcunu ödeyemeyen tüketici sayısının 773 bin kişiye yükseldiğini, 190 bin KOBİ’nin de kredi borcunu veremediğini açıkladığını belirten Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, “Ülkemizin zenginleştiği, milli gelirin arttığı yolundaki söylemlerinizle, ülkemizde borcunu ödeyemeyenlerin sürekli artması bir çelişki değil midir? Şubat 2013 itibariyle devlete borcu olan KOBİ sayısı kaçtır ne kadardır?” diye sorduğunu...
- ANTALYA Büyükşehir Belediyesi’nin, bünyesinde çalıştırdığı 13 farklı taşeron firmada işçilerin borcu olan 23 milyon liranın ödendiğini...