Paylaş
“Başka bir devletin içişlerine karışılır mı?” diye soruyor.
Belen, İçişleri Bakanı Muammer Güler’e soru önergesi vereceğini söylemiş; Çorlu Kaymakamı Hüseyin Doğan’a şu mektubu göndermiş:
“30 Nisan 2013 tarihinde Çorlu Öğretmenevi’nde; ilçe merkezindeki muhtarlar, Ulaş, Velimeşe, Marmaracık ve Marmaraereğlisi’ne bağlı Sultanköy Belediye başkanları ile göçmen dernekleri başkanlarını çağırarak 12 Mayıs 2013 tarihinde Bulgaristan’da yapılacak olan Parlamento seçimleri ile ilgili olarak devletin, Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ni desteklediğini ve katılımcılar tarafından bu partinin afiş, pankart gibi propaganda materyallerini, bulundukları bölgelere asmalarını, ayrıca oy kullanacak soydaşların söz konusu partiye oy verdirmelerini tavsiye ettiğiniz yerel basında yer almıştır.
Bununla ilgili olarak...
Bu konuda devlet diye kastettiğiniz organ neresidir ve bu devleti temsil eden kişi ya da kurum hangisidir? Kamu görevi yapan biri olarak size bu konuda yazılı veya sözlü bir talimat gelmiş midir? Böyle bir talimat aldıysanız bu talimat kim tarafından verilmiştir?
Mülki amir olarak görev alanınız içinde barış ve huzuru sağlamak asli göreviniz iken, göçmen vatandaşlarımız arasında siyasi çekişme, bölünme ve fitneye yol açacak bu davranışınızı ne ile izah ediyorsunuz? Yabancı bir ülkenin içişlerine karışmak olan yaptığınız bu toplantının ve söylediklerinizin hükümeti ve devlet dediğiniz kişiyi ya da kurumu, uluslararası camiada zor duruma sokacağını düşünmediniz mi?”
Belen, bütün bu işlerin arkasında ailesi Bulgaristan göçmeni olan, AKP İstanbul Milletvekili
Hüseyin Bürge’nin bulunduğunu bildirdi. Bürge, Bayrampaşa Belediye Başkanlığı süresince ramazan aylarında iftar projesinin yürütücüsü olarak biliniyor.
Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya’nın göçmen derneklerini çağırarak bu konuda ‘talimat’ verdiğini
anlatan MHP’li Belen, Bürge’nin videoda kayıtlı konuşmasında şöyle dediğini anlatıyor:
“Devlet artık Lütfi Mestan’ın başkanlığındaki Halk ve Özgürlükler Hareketi’ni (HÖH) desteklemiyor, onun yerine yeni kurulan, Genel Başkanlığını Korman İsmailov’un, Genel Başkan Yardımcılığını Kasım Dal’ın yürüttüğü Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ni destekliyor.
Hüseyin Bürge’nin, 19 Nisan’da Çorlu’da göçmen dernekleri ile yaptığı konuşmada “Ben devlet adına buradayım, partimin adına değil devlet adına konuşuyorum” dediğini belirten Belen, “Bu Bulgaristan’ın içişlerine karışmak değil midir?” diye soruyor.
(Bulgaristan’da 12 Mayıs seçimleri ile ilgili olarak 24 Nisan’da çıkan ‘Bulgaristan seçimleri ile ilgili gerçekler’ yazımızı internetten okuyabilirler.)
Durak yüzünden Adana’da siyaset kilitlenmiş
ADANA’da çıkan yerel Ekspres gazetesinde yazar Leyla Akbaş, Adana siyaseti ile ilgili olarak,
3.5 yıldır görevden uzak tutulan Aytaç Durak’la ilgili ilginç bir değerlendirme yapmış.
MHP’li bir yakınına “Adana’da MHP’nin adayı kim olur; Hüseyin Sözlü kesinleşir mi?’ diye sormuş. Aslında sorunun cevabını bildiğini belirterek şunları yazmış:
“Sadece MHP’de değil, Adana genelinde, Aytaç Durak’ın siyasi tercihi netlik kazanmadan, hiçbir aday özgüvenle yola çıkamıyor. Adana’da Durak kâbusu yaşanıyor.
AKP dahil seçimde kazanma şansı yüksek olan CHP’yi de, MHP’yi de Durak kilitledi. Mevcut siyasi partiler çıkmazda.
Hatta ‘çıkmaz’ yerine, kördüğüm dersek daha doğru olur.
İktidar partisi dahil herkes şaşkın.
Hiçbir siyasi parti seçim stratejisini oluşturamıyor.
Millet, ‘Durak’a rağmen aday’ formülü üzerinde kafa patlatırken, O, papatya falı açıyor.”
Evet, Aytaç Durak 3.5 yıldır görevden uzak tutuluyor. İçişleri Bakanlığı’nca
kovuşturma ve soruşturmaların sürdüğü gerekçesiyle, iki ayda bir görevden alma uzatılıyor.
Oysa yargı kararı olmadan yargılama ve soruşturma sürecindeki gecikmelere dayanılarak görevden uzaklaştırma işleminin devam etmesi hukuka aykırı olarak değerlendiriliyor.
‘Allah uyuz versin tırnak vermesin’
5 MAYIS 1950’de eski belediye başkanı Mustafa Ardal tarafından kurulan, Rize Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faik Bakoğlu’nun imtiyaz sahipliğindeki Zümrüt Rize, yarın 64 yaşına basıyor.
Bakoğlu, gazetenin imtiyaz sahipliğini oğlu Ali Gökay Bakoğlu’na devrettiğini, bundan sonra genel yayın müdürlüğünü yürüteceğini belirterek, medyanın sıkıntılarını şöyle anlattı.
“Son yıllarda en büyük baskıyı medya camiası görmekte. Rize ve Rizeliyle özleşen gazetemiz Zümrüt Rize’de bundan en çok nasibini alan gazete olmuştur. Tüm olumsuz koşul ve baskılara karşın çizgi ve inançlarımızda hiçbir değişim olmamıştır. Baskılar bizi hiçbir zaman yıldırmadı ve yıldırmayacaktır. Bize ve meslektaşlarımıza hiçbir yasal gerekçe göstermeden maddi ve manevi baskı uygulayanları ve sisteme göz yuman herkese “Allah uyuz versin, tırnak vermesin” diyoruz ve onları da vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz.
İktidar ve onların yandaşlarına boyun eğmemek için savaşımızı sürdüreceğiz.”
Paylaş