Paylaş
Son on yılda -geçmişe bir çizgi çekerek- gündemi değiştirmede üstümüze yok maşallah...
Susurluk, çeteler, PKK, Müslim Gündüz, Ali Kalkancı, Fadime Şahin, Apo, satanistler, Adnan Hocacılar, İBDA-C, Hizbullah...
AB'ye girmek için yıllardır çaba harcıyoruz. Eğitim, sağlık, ekonomi sıfır... Düzelme yok. Durmadan faili meçhul cinayetler, kızlarımıza, kadınlarımıza yapılan işkenceler, toplu mezarlar...
Eşimiz benzerimiz var mıdır acaba?
İnsan Hakları, demokrasi adı altında Adnan Hoca'lar, tarikatlar at koşturuyorlar. Dürüst, saf insanımızın duygularını sömürüp, kendilerine maddi destek olmalarını sağlıyor, krallar gibi yaşıyorlar. Zavallılar çok şeyden yoksun bırakılıyorlar. Silahlı Kuvvetler belli dönemlerde siyasilerimizi uyarıyorlar, onlar da sağ olsunlar kulak ardı yapıyorlar.
Peki insanlar ekonomik sıkıntı içinde hiç düşünüyorlar mı? İşçi, memur, emekli perişan halde. 25-30 yıl bu ülkeye hizmet ederek emekli olan insanlar ev dahi alamıyorlar. Bu sıkıntılara bir de diri diri gömülen insanlarımızın görüntüleri ekleniyor. Bu cinayetlere göz yumanlar vicdanen rahatlar mı?
Hizbullah gibi kaç örgüt var biliniyor mu?
Sayın Kutan 28 Şubat'ı eleştiriyor. 28 Şubat'ta Sayın Erbakan, yani Kutan Bey'in şu anda başkanlığını yaptığı partinin akıl hocası... Onların insanları nasıl aldattığını biliyoruz. Erbakan, tarikat şeyhlerini Başbakanlık'ta ağırlamadı mı? Tarikat şeyhlerine arka çıkmıyor mu?
Ben bir birey olarak görebiliyorsam, sayın milletvekillerimiz, bakanlarımız görmüyor mu?
Bu iğrenç vahşet ne zaman bitecek?
Lütfen... Bankaları soyanları, insanların yaşamına son verenleri hapishanelerde zaptedin. Ağır cezalar, caydırıcı cezalar verin.
Başta eğitim olmak üzere ekonomi ve sağlık sorunları ne zaman düzeltilecek? Ülkemizde rahat yaşayabilecek miyiz? Bu şartlarda AB'ye girebileceğimizi umuyor musunuz?
Biz İnsan Hakları, demokrasi diyoruz. Elimiz kolu bağlı oturuyoruz.
Allah aşkına bana şu insan hakkını, demokrasiyi, dini inancı, siyaseti bir bilen anlatsın lütfen.
Ayten SARIKAYA-ANKARA
İlgilenenlere
'ODTÜ'lülerin seferberlik çağrısı' çerçevesinde Güneydoğu'ya gitmek, yatırım yapmak ve proje üretmek isteyenlere... Tel: 0532-545 65 00.
Beklenen bu mu?
TÜRKİYE İşveren Sendikaları Konfederasyonu, nihayet beklediğimiz açıklamayı yaptı:
‘‘İşçi maaşları yarı yarıya düşürülmeli...’’
Neymiş efendim, Türkiye'nin dış piyasalarda rekabet edebilmesi için bu gerekli imiş. Söyler misiniz, hangi üretimimizle dış piyasalarda rekabet edeceksiniz? En büyük sanayi kuruluşlarımızın bilanço kárları bile, Hazine bonosu ve devlet tahvili faizlerinden oluşmuyor mu?
Sanayicilerimiz kolay para kazanmanın yolunu bulmuşlar. Üretmeden para kazanan rant ekonomisi... Bir koy beş al, ne güzel değil mi?
Özal ‘‘Türkiye'yi ucuz emek cenneti yapacağım’’ dememiş miydi? Oldu.
1930 dünya ekonomik krizi sürerken, Henr Ford'un uyguladığı çağdaş formülün bugün bizim sanayicilerimiz için de kurtarıcı niteliğinde olıacağını düşünüyor ve kendilerine öneriyorum.
Bekir ARDA-İSTANBUL
Prestij konseri
SİZİ yazılarınızla yakından zevkle -bazen de ibretle- izleyen birisiyim. Geçen hafta ‘‘Türkiye'nin 2000 doları mehter gürültüsüne gitti’’ başlıklı yazınızı okuyunca gözlerime inanamadım. Ortak dostumuz Hıncal Uluç'un belirttiğine göre 'dolduruluşa getirildiğiniz' kanısı son yazınızla pekişti.
Bir kamu görevlisi saydığım gazetecinin konuyu her yönde aydınlatması görevi olduğuna göre bu yazımın yayınlanmasını rica ederim. Biraz araştırsaydınız, bunlara gerek kalmaz, etraf gereksiz yere bulanmazdı.
Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yılı ile ilgili UNESCO benzer olaylarda olduğu üzere kutlama kararı almıyor, ‘Kültür mirasının anılması’ dileğinde bulunuyordu... Bizim Batı ile tek ortak müzik mirasımız Mehter'den doğan 'Alla Turca' stilidir. Büyük bestecilerin de sayısız yapıt verdikleri akım, çağımızın çok dolu belleğinden silinmekte iken bunu böyle bir vesile ile diriltmek yalnız bizim için değil, evrensel yönleriyle de çok önemliydi. Yaklaşık 32 yıldır kafamda taşıdığım proje, bu olgunun doğduğu yer olan Viyana'da güncelleştirilmesiydi. İşte, 'Mehter'den Alla Turca'ya projesi böyle oluştu. Sayın Kültür Bakanımızın projeyi benimsemesi, Bakanlık Müsteşarı Sayın Fikret Üçcan'ın yardımları ve Sayın Devlet Bahçeli'nin parasal desteği -Tanıtma Fonu'ndan- ile konserin 26 Ağustos'ta Viyana'da yapılması kararlaştırldı. Afişler ve el ilanları hazırlandı ama ilk prova gününde yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle ertelendi.
Etkinlik, bu şekilde bir prestij olayı olarak düzenlenmiş olup, sayısız örneği gibi tarafımızca finanse ediliyordu. Gazeteci dostumuz Ali Haydar Yurtsever, 'Viyana Kuşatması'nın 300. yılı nedeniyle yapılan etkinliklerin Avusturya tarafından finansa edildiğini belirterek, bunun da aynı şekilde olması gerektiğini' söylemektedir. Ama çok yanlış bir kıyaslamayla. 300. yıl Avusturyalılar'a aitti. Bu nedenle onlar tarafından finanse edilmesi normaldi. Tıpkı Atatürk, Yunus Emre, 75. yıl ve şimdi 700. yıl etkinliklerinin finansmanını bizim yaptığımız gibi... Bunu elbetteki onlardan isteyemezdik.
Konserin depremzedeler yararına yapılması olayına gelince; felaketten sonraki tüm etkinliklerin bu amaca yönelik olduğunu bilirsiniz.''
Hikmet ŞİMŞEK-Orkestra Şefi-ANKARA
(Not: Sayın hocamızın yazdıklarına ikna olmuş değiliz. 'Tanıtıma evet, ticarete hayır' (23.1.2000) yazımızdaki soruların yanıtları bu açıklamada yok. Hocamız, 'Bütün tanıtımlar böyle yapılıyor, benimkinin eleştirilmesine üzüldüm' diyor. Yineliyoruz; biz tanıtıma karşı değiliz, ama böylesine değil...)
Merkez Ceza Kurulu'na...
GS antrenörü Fatih Terim ile Haig'in, İstanbulspor maçındaki tavırlarına üzülmedim değil. Benim gibi bazı sporseverlerin de üzüldüğünü biliyorum.
Ancak anlamadığım bir şey var.
Bu konuda titizlik gösterenler, o zaman Beşiktaş'ta oynayan Alpay'ın GS'nin Rumen futbolcusu Flipescu'ya üstelik canlı yayında, 'şerefsiz' demesi neden görmezlikten geliniyor?
Yani Flipescu 'gavur' olduğu için mi Alpay'a hálá ceza verilmedi.
Bunun yanıtını Merkez Ceza Kurulu hálá vermeyecek mi?
M.İzzeter SAĞLAM
İSTANBUL
BİZLER Eğitim Fakültesi mezunu çok sayıda sınıf öğretmeni adayıyız. Milli Eğitim Bakanlığı her zaman öğretmen açığı olduğunu belirtmekte fakat birçok öğretmen adayı olduğu halde atama yapmamaktadır. Bizler ülkemizin her köşesinde görev yapmaya hazırız.
Sami ÇARKACI-KAYSERİ
TOPLU Konut İdaresi, Ankara Eryaman Toplu Konutları'nın geri ödemeleri ve aylık aidatları Vakıflar Bankası şubelerine yatırılmaktadır. Vakıflar Bankası her konut sahibi için bu amaçla hesap açtırmıştır. Ocak 2000'e kadar ödemelerde herhangi bir havale ücreti alınmazken şimdi 30 milyonluk aidat için 4.200 bin havale ücreti istediler. Vakıflar Bankası'nın yıllar sonra başlattığı bu yeni uygulamanın gerekçesi nedir?
Paylaş