Paylaş
SAMSUN, Bafra ve Yakakent’te (Gümenez) esnaf ve üreticilerle konuştuk. Tabii ki herkes ağlaşıyor.
Önce tütün... Bafra’nın tütünü olmadan hiçbir sigara yapılamıyor. Tütün tekelinin kaldırılmasından sonra önemli bir yaprak tütün gelirinden mahrum kalan Bafra’nın eski ‘keyfi’ yok. Yaprak tütün geliri 10 milyon dolara kadar düşmüş. Bu tütünleri yabancı firmalar alıyor. Eski Tekel’in yaprak işleme tesisinde 3 bin kişi çalışırken, bugün 200’e düşmüş, yakında da kapanacakmış. Eski Tekel Bakanı Nafiz Kurt “Bizim Baframızın altın yumurtlayan tavuğu gitti; o güzelim işletmeler mezbelelik oldu, yazık” diyor.
Bafra’da çeltik ekimi öne çıkmış, lahana, pırasa, karnabahar, turp ve yeşil fasulye ekimi ağırlık kazanmış. Bafra, kışlık sebze üretiminde Çarşamba’nın önünde ancak domates, salatalık ve biber gibi yazlık ürünlerde ve seracılıkta bir hayli geride kalmış. Hal’de beyaz ve kırmızı lahana 25-30 kuruş, karnabahar 50 kuruş, pırasa 50 kuruştu... Örneğin, bir dönümden 5-6 ton ürün alınabiliyormuş. Üreticinin ne kazandığını hesap edin artık! Hal esnafından Yaşar Kocaman “Bilinçli ve çalışkan çiftçi para kazanmaya çalışıyor; herkes de böyle değil tabii” diyor.
Hükümetin verdiği destek priminin çiftçiyi bir ölçüde ‘tembelliğe’ ittiği iddiasının gerçek payı var. Tarlasına işçi götürüp sonra kahveye giden üretici gördük çünkü.
ÇİFTÇİYE BOL KREDİ!
Yabancı sermayeli bir bankanın köy kahvelerinde verdiği ‘krediler’ (mazot, düğün ve yeni traktör için) baştan tatlı geliyor da, ödemelerin nasıl yapılacağını düşünen var mı? Bankanın elinde nasıl olsa tapu var; onun sorunu yok.
Bafra’ya devlet yardımı olarak ne mi yapılmış? T tipi bir cezaevi. Şu anda Yargıtay 6. Ceza Dairesi Başkanı Bafralı Celal Altunkaynak ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga sayesinde... Altınkaya ve Derbent barajlarından sonra ‘en büyük yatırım’... Cezaevine 100 işçi alınmış, yaklaşık 1000 mahkumun iaşe harcamaları bir kente ne kadarkatkı sağlar? (Aydıner İnşaat’ın 1991’de yapımı başlayan Bafra Ovası sulama projesinin ödenek yetersizliğinden çok yavaş sürmesi ayrı bir şikayet konusu...)
BİZİ KİM KURTARACAK
Samsun bölgesindeyken çok sayıda esnafla konuştuk. Ama ilk önce onlar sordular: “Bizi kim kurtaracak, kimin peşinden gideceğiz?”
En çok da “Bizi kurtaracak bir parti var mı?” sözü öne çıkıyor.
Birisi diyor ki:
“Bugün (dün) Cumhuriyet Bayramı, kutlama keyfi yaşandığını görüyor musunuz? Çoğu emekli aç...”
A.A. diyor ki:
“Herkes korkar hale geldi. Ağzımızı kapattık konuşmuyoruz.” Devam ediyor:
“En yakınınız bile menfaat peşinde.” Bir başkası araya giriyor:
“Milletvekillerimiz bir şey yapamıyor. Karşılarına düğmelerimizi ilikleyip sorunlarımızı söylüyoruz ama Ankara’ya bir şey intikal etmiyor.”
BU KADAR MARKET OLUR MU
Bir başkası:
“Bu ülkede demokrasi memokrasi yok. Oy vermekten başka vatandaşa sorulan bir şey yok.” Bir bakkal:
“Alışveriş merkezleri bizi mahvediyor. Bazı markalar gelip bir günde 10 market açıyor. Hepsi de yabancı sermayeli. Aslında biz mahallelerin ‘postacısı’ ve ‘habercisi’ sayılırız ama bizlere semt sakinleri sahip çıkmıyor. Kent esnafını koruma açısından halkta o bilinç yok maalesef.”
Kividen sonra papaya da fındığa alternatif oluyor
TROPİKAL bir meyve olan ‘papaya’yı Gazipaşa’dan sonra Karadeniz sahilinde görmek şaşırtıcı... Ama neden olmasın. Adnan Kahveci, kiviyi ürettirmedi mi? Yakakent’in ilk belediye başkanı İbrahim Batı, ürettiği papayalardan ikram etti. Ziraat mühendisi Salih Albayrak’ın projesiyle Peru menşeli fidandan üretim başlatmışlar. 8 dönümde 7 bin kökten 50 ton ürün almışlar. Ne yazık ki, elinde daha 30 ton bulunuyormuş. “Organik üretim yapıyoruz, ancak Türk toplumunda daha damak tadı yeni oluşmakta olduğundan pazar payını arttırmaya çalışıyoruz” dedi. Bunun dışında 80-90 üretici daha deneme üretimi yapıyormuş. Fındığa alternatif bir ürün daha; aman kıymeti bilinmeli. Biraz sabır gerekiyor. Tarım Bakanlığı, bu girişimcileri teşvik bakımından gölge gibi izlemeli.
AKP'li Belediye Başkanı'ndan Atatürk'ün 'gençliğe hitap'lı mesajı
Samsun da raylı sisteme kavuşuyor
SAMSUN’da yayınlanan ‘Arena’ gazetesinde Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz tam sayfa bir Cumhuriyet Bayramı kutlaması ilanı vardı. Atatürk’ün “Ey, Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diye biten gençliğe hitabından özet vermiş. Yılmaz, eski ANAP’lı. Son iki dönem de AKP’den olmak üzere üçüncü kez başkan. Yusuf Ziya Yılmaz, Samsun’un çehresini değiştirmiş gerçekten. 40 km’yi bulan sahil şeridinde, özellikle doğu ve batı park alanlarında, Türkiye’nin en büyük sahil parkı oluşuyor.
Merkezde önemli yıkımlar yapmış, Samsun’u denizle buluşturmuş. Önünde eskiden kömür depoları bulunan ve yakında yeniden hizmete girecek Büyük Samsun Oteli artık denizle bütünleşmiş gibi... Bazı sivil toplum örgütlerinin güzergâhına tepki göstermesine rağmenhafif raylı sistem inşaatı da hızla devam ediyor. Alarko’nun yaptığı 17 km’lik hat, merkezden başlayarak 19 Mayıs Üniversitesi’ne kadar giden raylı sistem bittiğinde Samsun’a yeni zenginlikler katacağı anlaşılıyor. 130 milyon Euro’ya mal olacak ilk etaptan sonra kentin içlerine doğru iki etap daha yapılacakmış.
Bunlar iyi de, Çarşambalı ve Bafralı minibüsçülerin Samsun Otogarı’na ‘mecburi’ olarak sokulmak istenmesine tepkiler dinmek bitmiyormuş. Galip Öztürk’ün Metro şirketine dört yıl önce, 25 trilyona kiralanan otogarın ‘baskıcı’ tavrının arkasında, kentsel dönüşüm projelerinin yattığını, dolayısıyla Belediye Başkanı’ndan destek alamadıklarını söylediler bize.
GALİP BEY BİZE ZULÜM YAPIYOR
Samsun’da bazı minibüsçüler yanımıza gelerek, “Krizde iş yapmıyoruz, bu uygulama hiç olmazsa bir süre ertelensin. Biz otogara haraç vermek istemiyoruz. Otobüslerin dışında bizim garda ne işimiz var? Galip Bey bize ‘zulüm’ yapıyor. Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nu bile pes ettirdi. Gitmiş Ulaştırma Bakanlığı’ndan yetki almış otobüs garına. Milletvekilleri ise sorundan uzak duruyor. Bölge milletvekili AKP’li Ahmet Yeni, Meclis’e ‘erken gitmek’ ve ‘ön sırada oturmak’ için mi seçildi?” dediler. Bundan bir süre önce minibüsçüler 11 saat süreyle trafiği engellemişler. Dileriz bu iş ‘kan davası’na dönüşmez.
Paylaş