Paylaş
Milletvekilleri, cumhurbaşkanı seçimi için kendilerini bu kadar yormasınlar, çevrelerine şöyle dikkatlice baksınlar. Türkiye'de bu makamı tarafsızlık içinde yapabilecek ve sicili temiz birçok insan var. Mesela, Çevik Bir, Yekta Güngör Özden, Erdal İnönü, İsmail Cem, Mesut Yılmaz... Ancak Yılmaz'ın aklanması gerekiyor.
Sayın milletvekillerimizin biraz değil epeyce düşünerek hareket etmesi lazım. Bugünün yarını da var. Gerçi onların yarınları da garanti altında, ama yine de itibar kaybetmek ve insan içine çıkmamak gibi bir durum var. Ama bazıları için zaten bu da sorun değil.
Nahida BARIŞ-ANKARA
BASINA her zamanki gibi önemli iş düşüyor cumhurbaşkanlığı seçiminde... Meclis dışından da bu görevi yapacak insanlarımız var. Bunların anket, araştırma vs. usullerle ortaya çıkarılıp tanıtılması ve kamuoyu yaratılarak milletvekillerinin yönlendirilmesi hususunu kamuoyuna sunmak isterim. Benim ilk bakıştaki adaylarım alfatebik sırayla şöyledir:
Bülent Eczacıbaşı, Cem Duna, Cem Kozlu, Çevik Bir, İlhan Kesici, Rüşdü Saracoğlu, Şenes Erzik, Zafer Çağlayan.
Mithat EGELİ-İSTANBUL
MESUT Yılmaz, hem Demirel'i, hem de Ecevit'i tek taşla vurdu. Adamlarıyla tam bir huruç hareketi başlattığı görülüyor. Ancak, Yılmaz'ın işi zor... Bu arada devleti tanıyan, Demirel ekolünden gelen Hüsamettin Cindoruk niye akla gelmez? Onun geçmişteki Meclis Başkanlığı'ndaki tarafsız tutumu, akıllardan çıkmış değil. Ne de olsa demokrat bir siyasetçi...
Suat ÖZKOZ-İSTANBUL
MİLLETVEKİLLERİNE sesleniyorum! Demirel konusunda liderlerinize gerekli dersi verdiniz. Teşekkürler! Eğer içinizde hálá milletin vekili olduğunuza dair bir inanç varsa lütfen başta Mesut Yılmaz olmak üzere liderlerinizin masa başındaki oyunlarını bozun ve bölücü teröre ve laiklik karşıtı akımlara karşı yıllardır mücadele veren, AB ile ilişkilerimizde ses getiren cumhurbaşkanı adayını siz önerin ve oylarınızla ilk turda bunu gerçekleştirin.
Biz yurtdışında yaşayanlar olarak bundan sadece mutluluk duyar ve güç kazanırız.
Sizler, tüm dünyanın gözleri üzerinizde iken ‘‘Ne Mutlu Türküm Diyene’’ direktifine uyum sağlayarak bunu gerçekleştirirseniz bu iş için seçilmeyi hak ettiğinizi doğrulamış olursunuz.
Gelin bu özellikleri taşıyan Çevik Bir ile Rahmi Koç'u aday gösterin.
Yaver ZEYTİNOĞLU-BRÜKSEL
HİKMET Çetin... Unutmayın. Demirel'in başbakanlığında Türk Cumhuriyetleri'nde ilk açılımı yapan Dışişleri Bakanı... Baba'nın danışmanıydı. İnönü'yü istemezseniz işte size bir isim...
Zekeriya ÖZSEVER-ADANA
Çocuğuma feda olsun!
OKULLARIN kapanmasına yaklaşık iki ay kala özel okullar zam talebinde bulunuyor ve basından izlediğimiz kadarıyla Milli Eğitim de bu konuya sıcak bakıyor.
Özel okulların önkayıt çalışmaları başladı. Mayıs ayı sonunda gerekiyorsa, kura işlemleri bitip kayıtlar tamamlanacak.
Özellikle işin en başında olup, çocuğunu anasınıfına kaydettirecek veliler önkayıt maratonuna başlamış durumda. Tercih şansını kaçırmak istemeyen veli -kurada kaybetme riskine karşın- tüm seçtiği okullara önkayıt yaptırmak zorunda. (Bedeli 5-15 milyon arasında).
Veliler telaşlı, kurada kaybetme korkusuyla önkayıt koşuşturmasına girerken okul yöneticileri de, bu telaşın ve endişenin farkında. Ne acıdır ki, her veli maddi olanakları ölçüsünde özel okullar seçip önkayıt yaptırarak bunlar içinden tercih yapma arayışında.
Devlet okullarında çalışan en başarılı öğretmenler, özel okullar tarafından transfer ediliyor. Veliler büsbütün panikte...
Zam mı? Bu kadar talebin içinde nasıl olsa bu parayı verecek çok adam var. Milli Eğitim umursamaz bile.
Eğitim kalitesi, yabancı dil standardı, hijyen koşulları, bunları sonra düşünürüz, hele bir önkayıt yaptıralım da?
F. YEŞİL AYTİMUR İZMİR
TCDD Genel Müdürü'ne öneri!
İSTANBUL'dan Mehmet Faraç, ‘‘TCDD Genel Müdürü, Doğu Ekspresi'ne hiç binmiş midir?’’ diye soruyor. Anlatıyor:
‘‘Binmesin; çünkü pislik içindeki vagonların ve tuvaletlerin halini görünce midesi bulanacaktır.
Bu çağda artık 'hayvan taşınacak' trenlere Türk insanının mahkûm edilmemesi gerekiyor. Doğu-Batı treninde bu kadar ayrımcılık olmaz.
Bir koltukta üç kişi... Kaderine terk edilmiş Doğu'nun insanı.
Geçen hafta Kars'tan Haydarpaşa'ya giden bu trene Eskişehir'den binmiş Faraç... ‘‘Tren 16.23'te Eskişehir'e geldi. Tren tıklım tıklım dolu. Ama gene de bilet satıyorlar. Sanki 10-15 dakikalık yol. Tramvay değil ki bu. Altı saatlik yol İstanbul... İçeri girdim, kapılar kırık, tuvaletlerde su yok... Restoran yok’’ diyor.
Gar Müdür Yardımcısı'na, ‘‘17.00'de Başarı Ekspresi vardı, niye kaldırıldı? İnsanlara eziyet mi etmek istiyorsunuz?’’ diye sormuş. ‘‘İsteyen binmesin’’ demiş.
Tren değil dolmuş sanki...
Bir yolcu, kendisine ‘‘Erzurum'dan beri trende su yok’’ demiş.
Fatih Ekspresi ise lüks... Sanki uçak gibi...
İnsana bu trenler uygun bulunursa bölge insanı eline Kalaşnikof alıp dağa çıkmaz mı?’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Para yanıcı bir gaz gibi, nüfuz kabiliyeti, sızma kabiliyeti müthiş. Yerinde kullanılmadığı zaman çok tehlikeli... Kısaca para yararlı ama tehlikeli bir madde.’’
(İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince).
Reklamlar güzel ama hizmet yok
İNTERNET arama şirketlerinden çok yakınma geliyor. Okuyucuların çoğu, aylardır hem telefonla, hem de bağlantıyla ilgili sorunlar yaşadıklarını söylüyorlar.
İstanbul'da K.K. ‘‘İnanın artık sinir sistemimiz yıprandı, gece uyuyamaz hale geldim. Tüm günüm bununla meşgul olmakla geçiyor’’ diyor.
‘‘Size bunları yazmama, Milliyet'te Meral Tamer'in köşesindeki bir yazı neden oldu. O kadar haklı ki onun söylediği gibi reklamlar çoğaldıkça kalite düşüyor, hizmet yok oluyor. Umarım bu tür şikáyetler sıkça gündeme gelir de internet firmaları artık bu işi ticari amaç güderken, biraz da vicdanı huzur anlamında ciddiye alırlar.’’
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği İzmir Özdere şubesinde ‘‘Atatürk Kitaplığı’’ kuruldu. Atatürk'le ilgili kitaplarını bağışlamak isteyenler 'Belediye Kültür Sarayı No: 8 Özdere-İzmir' adresine gönderebilirler. (0232-797 83 83).
Paylaş