Adaletin bu mu dünya...

SAYIN Bayer hatırlar mısınız? İlk önce gündeme getirdiğiniz için Yargıtay’la ilgili olarak size bir şeyler aktarmak istiyorum.

Kamuoyunda Neşter 2 Operasyonu olarak bilinen soruşturma kapsamında bazı yargı mensuplarının çıkar karşılığı kimi davalara müdahale ettikleri iddiaları gündeme gelmişti. Bu anlamda Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Ergül Güryel hakkında meslekten çekilmeye davet cezası verdi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekilliği de yapmış Ergül Güryel hakkındaki iddialar için 23.11.2001’de, dönemin Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk’e hitaben ‘Gel de yargıya isyan etme hocam’ başlıklı yazınızda Ergül Güryel hakkında bir işlem yapılamadığını, üstelik bu kişinin Yargıtay tarafından Yargıtay C. Başsavcılığı’na aday gösterilip en çok oyu almasına rağmen 29.04.2003 tarihli yazınızdaki gibi Cumhurbaşkanımız Sezer’in vetosuyla karşılaşacağını, ‘Adaletin bu mu dünya’ cümlenizle tespit etmiştiniz.

Ayrıca, köşenizde bir kaç kez değindiğiniz Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarının yargı denetimine açılması için bisikletiyle defalarca İstanbul’dan Kayseri’ye adaletin halihazırdaki durumunu eylemiyle simgeleştiren, en son yeni adli yılda İstanbul Adliyesi önünde 3 günlük açlık grevi yapan meslekten ihraç edilmiş Kayseri Yeşilhisar eski savcısı İsmet Tuncer hatırıma geldi. Şimdi soruyorum Savcı İsmet Tuncer’i meslekten çıkartan kararda Ergül Güryel’in imzası yok muydu?

Yargıtay üyeleri ‘istifaya davet’ edilirken niçin taşra savcıları alalacele Ergül Güryel’in Başkanlık ettiği HSYK tarafından meslekten çıkartılır?

Bu yargı içinde çifte standart değil de nedir?’

Hukukçu bir okurumuz yazmış bunları; artık bir şey eklemeye gerek yok. Gerçekten geçmişte bunları gündeme getirdik; ama ağır işleyen adalet ancak bugün tecelli edebildi.

BÜYÜKÇEKMECE ADLİYESİ

Dün ‘Arena’ yönetmeni Uğur Dündar’ın da isyanı vardı.

CNN Türk’de, ‘Asrın Yağması’ konulu programının son anda nasıl sansüre uğradığını anlatırken, yayına yasak kararı veren Büyükçekmece Adliyesi’ndeki bazı görevlilerin Gürpınar beldesindeki kooperatif işleriyle ilişkisi olduklarını acı bir dille belirtti...

Ve Ergün Güryel’in, Gürpınar olayında adı geçenlerle aynı masada gösteren ibret fotoğrafını bugün gazetemizin manşetinde gördünüz.

Yayınlanamayan Arena’nın daha çok yankı uyandıracağı şimdiden belli.

Peker’in bir avukatı konuşuyor

SEDAT Peker önceki gün henüz teslim olmadığı saatlerde Ankara’daki avukatlarından biri aradı.

‘Bizim de söyleyeceklerimiz var. Peker’in Türkçülük fikrine katılırsınız veya katılmazsınız ama o bundan onur duyuyor; bu ayrı... Telefonları 18 ay dinlenmiş; polis sevkettikten sonra ifadeleri 5 savcı almış, sonra hakim delil bulamamamış, serbest bırakmış... Biz de bu olaydan tutuklama çıkar diye beklemiştik. Çünkü basında bu kadar yayın yapıldı; gönderilen dosyalarda, basında bahsedilen 10 konudan 3’ü vardı. Biz dosyadaki delilleri de bilmiyoruz çünkü mahkeme ‘gizlilik’ kararı aldı. Emin olun biz avukat olarak dosyayı inceleyemedik.

Yani yargı, medyanın yayınlarından etkilenip de mi tutuklama kararı aldı?

- Doğal alarak evet; yargı mensupları da insan...

İtiraz haksız mıydı?..

- Pazar günü karar veriliyor. Hem de şimdiye kadar görülmemiş bir yöntemle. CMUK’u inceleyen ‘nöbetçi heyet’ diye bir şey yok. İlk defa tatil günü toplanıyor bu heyet ve tutuklama kararı veriyor.

Sedat Peker her zaman gündemde, hakkındaki iddialar çok... Delil olmadan tutuklama olur mu?

- Emin olun avukatlar olarak ciddi bir delil göremedik. Polis basını inanılmaz şekilde yönlendirdiği ortada.’

Peker’in avukatı, Sedat Peker ile birlikte tutuklama kararı verilen yedi kişi arasında bulunan ve teslim olarak cezaevine konulan işadamı Atilla Ekser’le ilgili olarak şöyle konuşuyor:

‘Bu kişi, Makro Tekstil’in sahibidir. Türkiye’nin en büyük 500 firmasından 250’sinin arasına giriyor. Fabrikasının taşaronu Yusuf Altay adlı kişinin şikayeti üzerine tutuklanıyor. Ancak Altay’ın, Sedat Peker’in adını kullanarak, firmaya olan 425 milyar borcundan kurtulmak için yalanlar uydurduğu avukatlarınca belgeleriyle ortaya çıkarıldı. Hepsi tek yanlı enformasyon bunlar; koca bir tutuklama olayı bir tek bu olayla sınırlanmış oldu. Polis Yusuf Altay adlı kişiyi niye ortaya çıkartmıyor?

Bu arada ‘Kelebek operasyonu’nun, Peker’in zamanında Çeçenlere yardım etmesi karşısında Putin’in şikayetçi olması nedeniyle mi yoksa AB’in ‘mafyayı temizleyin’ uyarısıyla mı yapıldığının siyasi kulislerde konuşulduğu da belirtiliyor. Bu çok tartışmalı bir iddia; ancak Peker’in geçmişte Çeçen teröristlere yardım etmesi de gözden uzak tutulmuyor.

Yargı ağır işlese de doğru yolu ortaya koymak durumunda.

Savcıya ödül

SEDAT Peker’in, ‘ne yapalım kanun böyle’ bahanesine sığınılarak serbest bırakmasına itiraz ederek yeniden tutuklanmasını sağlayan; yargının yere düşen saygılığını bir nebze düzelten o yürekli savcıya bir maaş ödül verilsin. O da ‘bazıları’ gibi korkunun esiri olup bu dosyayı sürüncemede bırakabilirdi. Milletçe, devlete meydan okuyan her türlü düzene, korkusuzca karşı koymalı ve bunlarla mücadele edenlerin yanında olmalıyız.

Aziz TEKEDERELİ

Biliyor musunuz

GAZİOSMANPAŞA Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol’un, ramazan ayında 16 bin yardım paketi hazırladığını ve bunların gösteriş ve propaganda yapılmadan yoksulların evlerine bırakılacağını...Kadıköy’de Salıpazarı’nın kurulduğu yerde oluşan Nostalji Pazarı’nın artık kaldırılacağını; buna karşılık Bahçelievler İstanbul Caddesi’nde mahkeme kararıyla kaldırılan pazarı yeniden kurmaya çalışılmasına karşı çıkan halkın Belediye Başkanı Osman Develioğlu tarafından kabul edilmediğini, bunun tepki yarattığını... Biliyor musunuz?

Mesaj Panosu

GARANTİ
Bankası’dan 36 ay vadeli konut kredisi kullandım ve borcumu kapattım. Ancak banka bir yıl sonra tapudan ipoteği kaldırmak için ipotek fark bedeli olarak 80 milyon istedi. Alınan bu bedelin haklı hiçbir gerekçesi yoktur.Ersin KAVAK

ŞİŞLİ’de, Nişantaşı’ndan Yenikaramürsel’e kadar yürüdüm; bir tek çöp kutusu yoktu. Elimdeki dondurmayı atacak çöp kutusu bulamadım, evime kadar götürdüm. Bu doğru bir şey mi? Ayşe HALİMOĞLU

Koç İlköğretim Okulu 3.sınıf öğrencisi


ŞANLIURFA’nın Suruç’u 60 bin nüfuslu bir ilçedir. Bir tek banka şubesi mevcut olduğundan vatandaş banka işlemleri için 45 kilometre uzaklıktaki Şanlurfa’ya gitmek zorunda kalıyor. En azından bir banka şubesinin ATM’si de kurulamaz mı? N’olur yazın, çünkü hiç kimse sesimizi duymuyor.

Süleyman YÜKSEL-SURUÇ

KORKUNÇ paralar kazanan ASKİ, maalesef kreşimizi kapattı. Nedeni ise kuruma maliyetinin yüksek oluşuymuş... 1500 memur çalışanı olan bir kurumda insanları mağdur etmeye kimsenin hakkı yoktur. Kreş parasının artırılmasını istedik ama dinletemedik. Çocuklarımızı bırakacak yerimiz yoktur. Bu genel müdürün çalışanlara ne yazık ki saygısı yok. Bu seçimlerden sonra belediye çalışanları olarak çok sıkıntılar çekmekteyiz.

F.U.-ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları