Yalçın Bayer

Zeytinde dünya ikincisiyiz

11 Temmuz 2024
9. Ürün Konseyi Mersin’de ilk kez toplandı

MERSİN Ticaret Borsası ve Güvenilir Ürün Platformu işbirliği ile Tarım Kanunu’na göre kurulan, Tarım ve Orman Bakanlığı görev alanında faaliyet gösteren ‘Ürün Konseyleri Buluşması’, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Tarım Bakanlığı üst düzey yetkililerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Mersin’de geçen hafta konsey başkanlarının kendi ürün gruplarında açıklama yaptıkları ortak toplantıda, kamuoyunun yanlış bildiği birçok konu masaya yatırıldı.

Zeytinde dünya 2’ncisi olduğumuzun bilgisini veren Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi yetkilileri dökme üründe ihracat yasağının sektöre zarar verdiğinin altını çizdi. Türkiye’nin ulusal tarım politikalarının belirlenmesindeki en etkin kurumları olan ürün konseyleri başkanlarının tamamı, konseylerin daha aktif görev alması için yapılabilecek çalışmaları anlattı. Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar buğday ithalatı ile ilgili birçok yanlış bilgi olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini, Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Hamza Bölük fındıkta politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini, Ulusal Süt Konseyi Başkanı Hamit Can süt ürünlerinde kayıtdışı ile mücadele edilmesi gerektiğini, Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz üretimde yapılacak planlamanın son derece önemli olduğunu, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan zeytinde dünya ikincisi olduğumuzu hatırlatarak ambalajlı ve kutulu ihracatının teşvik edilmesi gerektiğini, Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Ahmet Hacıince et ithalatında planlamanın sektörleri etkilemeyecek şekilde yapılması gerektiğini, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık iyi pamuk üretim sahalarının artması gerektiğini,  Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir bakliyatın besin değeri bakımından geleceğin ürünleri olduğunu ve tüketiminin arttırılması gerektiğini söyledi.

Açılışta konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülke olduğuna işaret ederek, tarım ve gıda ürünleri ihracatının 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 3.3 artışla 31 milyar dolara ulaştığını anımsattı. Yumaklı, “Sözleşmeli üretim ve suya göre tarım konularını da üretim planlaması kapsamında etkin hale getirmiş durumdayız” ifadelerini kullandı. Bu uygulama önümüzdeki sezon uygulamaya  geçecek.

GIDADA İLGİNÇ TABLO

 CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, 2018’den bu yana temel gıda maddelerinde yaşanan yüksek artışları derlemiş:



Yazının Devamını Oku

Emekli aylıklarında kökten çözüm ne

10 Temmuz 2024
HÜKÜMETİN yüzde 24.73’lük TÜFE zammından yararlanamayan emeklinin 10 bin TL tutarındaki en düşük aylığını artırmaya yönelik çalışma yürüttüğü kamuoyuna yansıdı.

10 bin TL tutarındaki en düşük aylığın seyyanen artışla 12 bin -12 bin 500 TL’ye yükseltileceği belirtiliyor. Taban aylığı 8 bin TL’nin altında kalan 4 milyona yakın emekli seyyanen zamdan yararlanacak. 10 bin TL’nin üzerinde aylık alan emekli salt yüzde 24.73 zam ile yetinecek. Bu kitle de kendilerine ocak ayında olduğu gibi refah payı verilmesini ısrarla talep ediyor.

Taban aylıklarda kökten iyileştirme yapılmadığından her yıl ocak ve temmuz aylarında seyyanen artış düzenlemesi hayata geçiriliyor. Ancak verilen seyyanen zam ateşi düşürülemeyen hayat pahalılığından ötürü emekliye en fazla iki ay soluk aldırıyor, kalıcı çözüm sağlamıyor.

Ardından emeklinin yakınmaları doğal olarak yeri göğü inletiyor. Taban aylıkların belirgin şekilde yükseltilmesi için sosyal güvenlik sisteminde kökten reform gereksinimi her geçen ortaya çıkıyor.

1999 ve 2008 yıllarında çıkarılan 4447 ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Yasaları ile taban aylık bağlama oranı yüzde 70’ten yüzde 35’e düşürüldü. Karmaşık aylık bağlama sisteminde aylık hesaplamasında 2000-2008 yılları arasında prim kazançları gelişme hızının tümü dikkate alınarak güncelleniyordu.

Aylık bağlama oranlarının yeniden yüzde 70’ler düzeyine çıkarılması, milyonlarca emeklinin sabırsızlıkla beklediği intibak yasasının hayata geçirilmesi ile çok yakınılan emekli aylıkları göreceli yükselecek. Bu nedenle mevcut sistem ele alınarak reform yapılmalı. O vakit 16 milyon 300 bin emekli, dul ve yetim rahat nefes alır. Şükrü KARAMAN

GÜNÜN SÖZÜ

YAŞAMDAN kaçmak için değil, yaşam bizden gitmesin diye seyahat ederiz. Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.” Canan GALATALI

ORMANLAR NEDEN YANIYOR? (3)

Yazının Devamını Oku

‘CHP ayna mahruti’li araç gibi’ 

9 Temmuz 2024
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Mustafa Kemal Mahallesi Barış Sitesi’ndeki ‘Beyaz Evde’ STK temsilcileri, partililer, milletvekilleri, bilim adamları gibi her meslekten, inançtan, etnikten insanlarla Türkiye’yi ve dünyadaki gelişmeleri konuşuyor.

Bu arada birebir ziyaretlerle de sokağın nabzını tutmaya devam ediyor.

Bazen Trabzon’dan kendisini arayan ve hayatında görmediği bir vatandaşın babasının cenaze törenine katılmak için aynı gün 20 saatlik kara yolculuğu yapıyor. Bazen de kendisini bir sanayi sitesinde çay-simit, köfte ekmek ikramının ortasında buluyor.

Kemal Kılıçdaroğlu beraberinde eski milletvekilleri Bülent Kuşoğlu ve Metin Lütfi Baydar olduğu halde geçtiğimiz hafta sonunda Ankara Şaşmaz Oto Sanayi’nde Pars Oto Sanayi sahipleri Kamil Uysal’ın karpuz, köfte-ekmek davetine tulumba tatlısı ikramı ile iştirak etti. Yan komşuları Sinan Terzi, Haydar Işıldak ve cuma namazı çıkışı dükkâna gelen ilgili bir kalabalıkla sohbet etti.

Sanayi esnafı, işlerinin durgunluğundan bahsetti. Bir başka usta da “Türkiye’de kimse kendi işini yapmıyor” diye dert yandı.

SÜRÜCÜ HATASI YOL AÇAR

Çok sayıda çırak, kalfa ve ustayla sohbet eden Kılıçdaroğlu, Kamil Uysal’ın eşi Songül ve en küçük izleyici olan 7’nci sınıf öğrencisi oğulları Kerem Ali ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Oğlunun da adının Kerem olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Ali Kerem’in sosyal dallara meraklı olduğunu öğrenince, “Edebiyatçı ol” diyerek yanına alıp sevdi. Konuşmasını “Atatürk’ün vasiyetine uyup camiye ve kışlaya siyaset sokmayın. Vasiyete uymak lazım. Sorunları hep birlikte çözeceğiz” diye tamamladı. Çıkarken Haydar Işıldak Usta’nın, “Efendim CHP ayna mahrutili araç gibi. Sizden sonra CHP ayna mahruti dişlisini dağıttı” sözlerine yorum yapmadan vedalaştı.

Peki ayna mahruti nedir? Nasıl arıza yapar?

Ayna mahruti otomobildeki bir dişli adıdır. Görevi çekici tekerlerin aynı yönde dönmesini sağlamaktır. Ayna mahruti arızalandığı zaman ön ve arka tekerler senkronize olmaz. Ayna mahruti arızası sürücü hatasından kaynaklanır.

Yazının Devamını Oku

Trakya’nın en büyük şehri

5 Temmuz 2024
Çorlu bir sanayi başkenti.

Muratlı, Lüleburgaz, Ergene, Çerkezköy, Saray, Kapaklı ve Marmaraereğlisi ile çevrili bir sanayileşme öbeğinin merkezinde yer alıyor. Trakya ekonomisinin katma değer olarak en yüksek işletmeleri bu öbekte toplanmış durumda. Bu kadar büyük ekonomi, işgücü, hareket, ticaret, hızlı yapılaşma ve hareketliliğin bedellerinden en büyüğü ise kirlilik!

- Katısı, sıvısı, gazı her türlü atığın, her türlü kaynaktan kontrolsüzce bırakıldığı topraklar, su kaynakları ve hava yoluyla yayılan zehir her yerini kuşatmış durumda. Sanayisi ile, şehirleri ile, yoğunluğu ile bu büyük cüssenin varlığı Trakya’nın tam ortasına siyah bir imza atmış. Ergene Nehri... Kaynağında pırıl pırıl akan sularını ana kollara ilerledikçe kirleterek, grileştirerek sonunda simsiyah bir sıvıya dönüştürerek akan bir nehir.

NEHİR DEĞİL ZEHİR!

Aslında 4’üncü sınıf sıvı olarak tarif edilen, ciddi tehlikeler barındıran bir atık kanalı. Bu atık kanalı var olduğundan beri içinden geçtiği topraklara hayat vermiş ama artık öyle değil. Nehir suyu zehre dönüşünce su ihtiyacını yeraltı sularıyla karşılamaya çalışılıyor ama orada da sona geldik.

Doğa bize ‘Dur’ dediğinin işaretlerini vermeye çoktan başladı ama bizler bu yolda duracak gibi gözükmüyoruz! Hızla büyüyoruz... Trakya bu en büyük olma macerasını yaşarken atıklar meselesini -ne yazık ki- göz ardı etmiş. Ergene nehir yatağını işgal eden bu siyah sıvı artık dünya çapında bir sorun.

- 13 yıl önce ‘Şafak Harekâtı’ ile başlatılan ve çözüm projesi olarak sunulan ‘Derin Deniz Deşarjı’ projesine rağmen hâlâ kapkara!

- Anayasa’nın 56’ncı maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” demesine rağmen “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” demesine rağmen Trakya’nın üzerine atılmış bu siyah imza yerinde duruyor!

- Herkesi bölgemizin üzerine yapışmış bu kara lekeden bir an önce kurtulmamız için kamuoyu oluşturmaya, sesimizin duyurulmasına destek olmaya davet ediyoruz.

Yazının Devamını Oku

Emekliye yüzde 24.73 zam yeter mi… Gözler olası refah payında

4 Temmuz 2024
MİLYONLARCA dar ve sabit gelirli memur ile emeklinin sabırsızlıkla beklediği temmuz zammı belli oldu.

TÜİK verilerine göre TÜFE oranı haziranda yüzde 1.64, yıllık yüzde 71.60, ocak-haziran dönemini kapsayan 6 ayda yüzde 24.73 oranında gerçekleşti.

Beklentilerin oldukça altında çıkan haziran verisi ile SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetim aylığında temmuzda yüzde 24.73 oranında artış olacak. Oysa beklentiler artışın yüzde 25-26 aralığında gerçekleşeceği idi.

Gözler ocak ayında olduğu gibi olası refah payında. Aylık artışının refah payı ile birlikte en az yüzde 30-35’e çıkarılması, yakıcı hayat pahalılığında kaçınılmaz görünüyor. Eğer yasal düzenleme yapılmazsa taban aylığı 8 bin TL ve altında olan 4 milyona yakın emekli, dul ve yetim aylığında artış olmayacak. En çok ezilen bu kitle ocak 2025’e dek 10 bin TL aylığa talim edecek. Bunun gözden geçirilmesi gerekiyor.

Memur ve memur emekli maaşında 1 Temmuz’dan geçerli yüzde 10 oranında toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkı ile birlikte toplam yüzde 19.31 oranında artış olacak. Onların beklentisi en az yüzde 21-22 arasında zam idi. Bu kitle de hayal kırıklığı yaşıyor. Küçük görünen 1 puanlık artış bile maaş ve aylıklarda göreceli artış sağlıyor. O nedenle TÜFE’deki 1 puanlık artış veya azalma emekçi ve emekliler için çok önemli. Bundan ötürü şaşkınlar. Memur ve memur emeklisine ocakta yüzde 6 oranında toplu sözleşme zammı verilecek.

Gözler, garibanları hoşnut etmeyen yüzde 24.73 oranındaki zammın telafisi için aylıklara refah payı eklenmesi ve 10 bin TL olan en düşük emekli aylığının yükseltilmesine yönelik olası yasal düzenlemede.   Şükrü KARAMAN

GÜNÜN SÖZÜ

“Kimse, kimsenin Türklüğünü sorgulayamaz. Başarının ırkı olamaz, başarı alkışlanır.”

Lalehan YALÇIN

Yazının Devamını Oku

Sağlıklı beslenmenin gizli kahramanı: Yumurta

3 Temmuz 2024
Yumurta, sağlıklı ve doğal beslenme için yaratılmış bir gıdadır.

Uzmanlar ve doktorlar tarafından tavsiye edilen yumurta tüketimi, sağlıklı beslenmenin temel taşlarından. Anne sütü ile kıyaslanabilecek nitelikte olan yumurta, yüksek sindirilebilirlik oranına sahiptir ve vitaminler başta olmak üzere çeşitli mineralleri de önemli oranlarda barındırmaktadır. Yumurta sektörü beslenme, istihdam, ekonomiye katkı ve ülke ihracatına olumlu etkileri açısından önemli ve gelişen bir sektördür

Türkiye, yumurta üretimi konusunda dünyada iyi bir konuma sahiptir ve hem iç piyasada hem de ihracatta güzel bir performans sergilemektedir. Ülke son yıllarda hem yumurta tavuğu sayısında hem de yumurta üretiminde düzenli bir artış göstermiştir. Coğrafi konumu sayesinde Türkiye, sektörde avantajlı bir durumdadır ve pazar ülkelere yakındır. Çabuk bozulan yumurtayı kısa sürede pazara ulaştırma avantajına sahiptir. Sektör yem sanayi, kafes, suluk ve yemlik gibi araç ve gereç yapımı, aşı ve ilaç sanayi ve gıda sanayisinin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır.

Dünyada yıllık yumurta üretimi 98 milyon ton civarında. Türkiye’nin yıllık yumurta üretim miktarı 1.3 milyon ton ve ihracatı ise 200 bin ton civarında. Ülkemizde 110 milyon adet yumurta tavuğu bulunmakta. (Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü–TEPGE)

Sektördeki en önemli sorun ise salgın hastalıkların yayılma riskidir. Biyogüvenlik önlemleri ve hijyen standartları bu açıdan çok önemlidir. Ayrıca, küresel piyasalardaki fiyat dalgalanmaları ve ticaret politikaları da sektörü etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Gübre konusu da ayrıca sıkıntılı bir husustur. Ülkemizde, etçi tavuk ile beraber yıllık 5.5 milyon ton civarında tavuk gübresi oluşmaktadır. Tavuk gübresi, uygun koşullarda işlenmediği takdirde çevre kirliliği ve insan sağlığı yönünden sakıncalar barındırmaktadır.

Sektörün sürdürülebilir büyümesi için modern üretim tekniklerinin benimsenmesi, ihracat pazarlarının genişletilmesi ve devlet desteklerinin artırılması kritik önem taşımaktadır. Türkiye, dünya tavuk yumurtası piyasasında söz sahibidir. Rekabet gücünü artırarak global arenada daha güçlü bir konuma gelebilmek için yenilikçi stratejiler ve etkin politikalar geliştirilmelidir. Dr. Abdullah EŞİDİR

GÜNÜN SÖZÜ

“Hükümetler aldıkları oyu kâr sayıyorlar ama bu davranışın ülke ekonomisine bedeli ağır oluyor. İnsan kaynakları darboğazı, verimsizleşen ekonominin dışına itilen kuşaklar ortaya çıkıyor.” Ümit UYSAL

MİLLETVEKİLLİĞİ MESLEK DEĞİL

Yazının Devamını Oku

Açlık savaşı başladı

2 Temmuz 2024
Mersin Ticaret Borsası ve Güvenilir Ürün Platformu işbirliği ile Tarım Kanunu’na göre kurulan, Tarım ve Orman Bakanlığı görev alanında faaliyet gösteren Ürün Konseyleri Buluşması’nda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülke olduğuna işaret eden Yumaklı, tarım ve gıda ürünleri ihracatının, 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 3.3 artışla 31 milyar dolara ulaştığını ifade etti. “Konseyler, sahadaki elimiz ayağımız” diyen Yumaklı “İklim değişikliği hayatımızın göbeğinde” sözleriyle de iklim felaketine dikkat çekti.

9 Ulusal Ürün Konseyi ilk defa bir araya geldi. Çay, pamuk, hububat, baklagil, turunçgil, kırmızı et, zeytin ve zeytinyağı, süt ve fındık konseylerinin başkanları uzmanlık alanlarına göre bakanlığın ilgilileriyle saatlerce süren toplantılar yaparak ekimde uygulamaya konulacak Tarımsal Üretimde Planlı Dönem gibi pek çok projeyi masaya yatırdılar.

Mersin Ticaret Borsası Genel Müdürü Abdullah Özdemir, konseyler toplantısının Türk tarımı için çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek “9 ürün konseyini fahri danışman olarak görün, akıl alın. Biz sizden ekmek istemiyoruz, aş istemiyoruz. Ortak amacımız verimli sürdürülebilir tarım” diye konuştu.

YAŞADIKLARIMIZ FRAGMAN

Mersin’de sohbet ettiğim tarım yazarı Mine Ataman son kitabı ‘1. Açlık Savaşı’nı anlatırken korkmadım değil. “Dünya yok mu olacak?”, “Tarımın miadı doldu mu?” Fütürist, tarım yazarı Mine Ataman 3’üncü kitabında kimsenin sormaya cesaret edemediği soruları sormakla kalmıyor, açlık savaşlarını tartışmaya açıyor. Pakistan’da GSYİH’nın yüzde 20’si yok oldu, Afrika’da insanlar bir kilo pirinç için birbirini öldürüyor, ABD-Çin arasında tarım ticaretinde silahlar çekiliyor. ABD, Rusya kuzey denizi hakları için mücadele ediyor.

Ataman, “Yaşadıklarımız henüz fragman, savaşın çıkmasına çok az kaldı. Prospektüsüne uygun kullanmadığımız dünya ölmek üzere, insanlığın zaafları sonunu getirdi, hâlâ oyalanıyoruz” diyor.

‘Tarım ve uygarlık’ konularında yazdığı yazılar ve televizyon programlarıyla da ‘beslenme kültürünü sorgulatan’ Ataman, ‘uygarlık sandalının batacağını’ iddia ediyor.

Son kitabında gezegenin varoluşundan günümüze iklimin tarıma, tarımın uygarlığa etkilerini yazarken, insan türünün ikiyüzlülüklerini ortaya koyuyor.

Yazının Devamını Oku

Fındıkçı kaç lira bekliyor

28 Haziran 2024
Karadeniz’den gelen haberler bu sezon fındık rekoltesinde rekor kırılacağı yönünde.

Önceki sezonlarda kuraklık, don ve küllenmeden ötürü rekolte oldukça azdı. Bu sezon Karadenizli çiftçinin yüzü gülecek gibi. Geçen sezonlarda 600-650 bin ton arasında gerçekleşen rekoltenin bu sezon bu rakamların hayli üzerinde olacağı belirtiliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tespit çalışmalarının ardından tahmini rekolteyi yakında açıklayacak. Ziraat Odaları da illerde çalışma yürütüyor.

Yıllar sonra fındık bolluğundan yüzü gülen on binlerce üretici, TMO tarafından duyurulacak taban fiyatı beklemeye başladı. Ağustos ayı başında ürününü toplamaya başlayacak çiftçinin beklentisi 150-180 TL arasında. En az 150 TL olmazsa olmazları. Eğer bu tutarın altında taban fiyat açıklanırsa maliyetleri bile karşılamaz. Mazot, gübre, işçi ücretleri ve diğer girdi fiyatları geçen yıla göre yüzde 100’ü aşan oranda arttı.

Geçen yıl Giresun kalite fındığın taban fiyatı 84 TL, levant kalite fındığın fiyatı 82.50 TL, sivri kalite fındığın fiyatı 80 TL olarak saptanmıştı. Bu yıl girdi maliyetlerinde yüzde 100 oranında artış dikkate alındığında üreticinin en az 150 TL beklentisi son derece doğal. Bu tutarın altında saptanan fiyat üreticiyi oldukça üzer, soğuk duş etkisi yaratır.

GÖZLER TMO’NUN ALIM FİYATINDA

Karadenizli fındıkçı yıllardır beklediğini alamıyor. Ya don ve küllenmeden ötürü rekolte düşük oluyor, ya beklediği taban fiyat verilmiyor. Talebi karşılanmayan çiftçi fındığı erkenden serbest piyasada tüccara düşük fiyatla satıyor. Üretici yitiriyor, serbest piyasada at koşturan tüccarlar ve uluslararası tekel firma kazanıyor.

Rekabet Kurulu tarafından geçen yıl uluslararası firmaya piyasada tekel oluşturduğu gerekçesiyle hayli ağır para cezası verilmişti.

Bakalım aynı tavrını bu yıl da sürdürecek mi bu çok bilinen tekel firma.

Fındık hasadına bir ay var. Üretici bahçeye girmek için hazırlıklarını yürütürken, bir yandan 

Yazının Devamını Oku