Paylaş
TÜRK Eczacılar Birliği Merkez Heyeti, ‘eczane kapatma eylemi’ hakkında iktidarın yanlış yönlendirmelerine karşı bir açıklama yaptı.
İlginç açıklama şöyle:
1- İlaç fiyat düşüşlerine karşı değiliz.
Biz eczacılar ilaç fiyat düşüşlerine karşı değiliz. Hatta alınan tedbirlerle gerçekleştirilen düşüş yeterli değildir. Daha dün (önceki gün) yapılan anlaşma ile sanayiye 800 milyon TL geri verilmiştir. Kamu, çokuluslu ilaç şirketlerinin çıkarları uğruna hastaları ve eczacıları feda etmiştir.
2- %1,5 zararımız için eczanelerimizi kapatıyor değiliz.
Tüm zeminlerde açıkça söyledik: Bu düzenlemenin faturası %1.5 eczacı zararı değildir. Zaten bizim derdimiz de %1,5 değildir. Bizim derdimiz, yoksul halkımıza sağlık hizmeti veren sıkıntıdaki eczanelerimizin kapanmamasıdır. Bu eczanelerimiz yaşamayı sürdüremezse, yaşatmayı da beceremez diyoruz. Bugün samimiyetimize inanmazlarsa, bir sene sonra bunun gerçek olduğu günü maalesef hep beraber göreceğiz.
3- Hastalarımızı biz değil, kamu mağdur ediyor.
Türkiye genelinde şu anda 2400 eczane nöbet tutuyor. 24.000 eczacımız bu eczanelerde, meslektaşlarıyla birlikte nöbetteler. Bizim hastalarımızı mağdur etmemiz söz konusu bile olamaz. Ama bugün (dün) öğle saatlerinde SGK’nın reçete onay sistemi 1 saat kadar kapanmış, eczanelerimiz işlem yapamaz halde bırakılmış, hastalarımızın ilaca ulaşması kesintiye uğramıştır. SGK 24.000 eczaneye kesintisiz vermeleri gereken hizmeti, 2.400 eczaneye dahi verememektedir.
Bir imza ile ilaç sanayiine bizim vergilerimizden verilen 800 milyon TL geri alınmalıdır. Bu kaynakla; hastalardan Anayasa’ya aykırı olarak tahsil edilen muayene ücreti kaldırılmalı; tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi eczacıya meslek hakkı verilmeli, eczacının geliri ilaç fiyatından bağımsızlaştırılmalı, eczacıların verdiği kamu hizmeti kamu tarafından korunmalıdır.
Hem 9 liralık ilacı bugüne kadar 69 liraya satanlara, hem de bu parayı ödeyerek kamuyu zarara uğratanlara hesap sorulmalı, haklarında soruşturma başlatmalıdır.
Biliyor musunuz
- NURGÜN Erdinç’in, 4. romanı; anne-çocuk sevgisini anlattığı ‘Tanrı ile Buluşmak’ın (Nokta Kitap) çıktığını... İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği’nin (İKKB) Akatlar Kültür Merkezi’nde açılan ‘Cumhuriyet Devrimlerini Yaşayan Kadınlar’ fotoğraf sergisinin 12 aralıka kadar süreceğini... ÇİN-Uygur ve Türkiye ilişkilerinin konuşulacağı “Avrasya’da Barış ve Diyalog: Uygur Toplumunun Dünü, Bugünü, Yarını” bugün Maltepe Üniversitesi’nde yapılacağını...
GÜNÜN SÖZÜ
“Yeryüzünü cennete çevirme gayretinde olmayanların, Tanrı’nın cennetini istemeye de hakları olmaz.”
(Torlakon öğretisi)
TOKİ, Ataköy’ü ikinci kez yağmaya açıyor
ATAKÖY Sahili 9.12.2009 Çarşamba günü tekrar ihaleye çıkıyor. Bu satış, üçlü sacayağın bir parçası. Görüyoruz ki planlı projeli mahallemiz, karadan, yeşil alanların betonlaştırılmasının kanuni kılıfını hazırlayan imar değişiklikleri ile, havadan, göz önünde süren 06/24 numaralı kaçak pist inşaatı ile, denizden ise sahilin satışı ve betonlaştırılması ve denizin doldurulması ile bir parçalanma sürecinde sokulmak istenmektedir. Sahiller anayasamızda açık olarak belirtildiği gibi halkındır ve hiç bir uygulama Anayasanın üstünde olmamalıdır. Anayasayı, kamu vicdanını, tüm şehircilik ilkelerini. insan sağlığını insan haklarını tehdit eden ve adeta çiğneyecek olan bu girişimleri şiddetle protesto ediyoruz. Biz Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği ve 2. Kısım Sakinleri Dernekleri duyarlı Ataköy ve Bakırköy halkı ile birlikte hukuk mücadelemizi çeşitli davalarla başlatmış bulunuyoruz, Hukukun tecelli edeceğine inancımız tamdır. Aksi halde bu halsızlığı, hukuksuzluğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımak üzere hazırlıklarımız sürmektedir. İlgililere saygıyla duyurmak isteriz
Prof. Dr. Ayfer KAYNAR
Büyük eylem
TOKİ, Emlakbank’tan kalan ve yeşil alan kullanılan bütün alanları ‘ranta’ çeviriyor... Bakırköylülerin, Ataköylülerin, Yeşilyurtluların bu mücadelede nefesleri yetersiz kalıyor. Bakırköy Belediyesi olanlara karşı direnç gösteremiyor; hukuk yollarını yeterince kullanmıyor.
İşte Ataköy sahildeki 125 bin m2’lik arazinin yeniden satışa çıkartılması üzerine TOKİ’ye karşı ‘Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık’ sloganıyla Ataköy 2. Kısım M-2 Blok önünde yarın 13.00’de büyük bir yürüyüş düzenleniyor.
Vatan şairi Namık Kemal ölümünün 121. yılında anıldı
“Namık Kemal, yurdumuzda akıl, irade ve ben düşüncesini ön plana çıkartan ve bu doğrultuda düşünmeyi ortaya koyan, yaşama geçiren ve yaymaya çalışan ilk düşünürlerdendir. Gerek mücadelesi ve gerekse verdiği eserlerle yaşadığı toplumu ve kendisinden sonraki nesilleri geniş ölçüde etkilemiştir. Edebiyatımızda insanlık için büyük önem taşıyan, vatan, millet ve hürriyet gibi kutsal kavramları ilk olarak açık bir şekilde eserlerinde işleyen ve yücelten, sonuçta haklı olarak Vatan ve Hürriyet şairi unvanını kazanan, gür sesli, cesur bir kalemdir. Yazdığı şiir ve makalelerle halkını aydınlatmak, vatan sevgisini ve özgürlük fikrini aşılamak için çabalamıştır.”
(Ölümünün 121. yılındaki panelde konuşan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü)
Aklı olan sadece bizler miyiz
AÇILIM AKP’yi derinden sarstı. PKK’lıların eylemlerini AB ve ABD destekliyor ki, buna cesaret edebiliyorlar, şehirlerde karakola saldırıp otobüs yakabiliyorlar.
AB ve ABD’nin amacı halkımızı bıktırıp Güney Doğu Anadolu’nun kopmasına izin vermelerini sağlamak. Peki AKP’de bu durumu gören milletvekilleri yok mu? Sadece aklı olan, kafası çalışan, bunları gören bizler miyiz? Bunları gören milletvekilleri acaba bu işe daha ne kadar sabreder?
Osman AKGÜN
Paylaş