658 yıllık destan... Kırkpınar ve pehlivanlar pehlivanı Ahmet Taşçı

Başpehlivanlığı ilk kez 1990’da kazandı ve bu unvanını 2000 yılına kadar korudu. İki altın kemeri olan Taşçı’nın üçüncü altın kemeri ise hak ettiği halde zamanın federasyon yetkililerinin engellemesi nedeniyle son anda elinden alındı. Yağlı güreş dünyasında bu durum büyük yankı uyandırdı. Edirne’de güreşleri birlikte izlediğimiz Ahmet Taşçı’ya yaşadığı haksızlıkları sorduk. O da “Her şey filmde anlatılacak” diye bir çıkış yaptı. Film konusunda teklif aldığını, hatta senaryosunun hazırlandığını ve çekimlere eylül ayında başlanacağını söyledi. ‘Taşçı’ adı verilen film “En iyi hikâye, gerçek hikâyedir” diyor.

Onun başarılarına bakarsak, ne futbolda ne basketbolda ne de atletizmde böyle bir güç başarısına ulaşan başka bir sporcu yok!

Taşçı’nın geçmişteki başarıları şöyle:

1988’den itibaren 9 kez (1990, 91, 92, 93, 95, 96, 97, 99 ve 2000) Kırkpınar’ı kazanmış, iki altın kemer almış. Üçüncü altın kemere giden son karşılaşmasını da ‘hakem oyunu’ ile kaybetmiş.

Kırkpınar’da 17 kez final oynamak her sporcu için pek olanaklı değil... Ahmet Taşçı’nın başarıya giden yolunu, Karamürsel’den ‘ağabeyleri’ Aydın Demir (1976, 77 ve 78) ve Hüseyin Çokal’ın (1982, 83 ve 84) başpehlivanlık başarıları açmış.

En önemlisi de kendi pehlivanlığı sürecinde sırtı hiç yere gelmemiş Taşçı’nın... Esas başarı bu olsa gerek.

ADALI HALİL VE KEL ALİÇO

Osmanlı sınırlarında, Bulgaristan topraklarında yaşayan Türklerin güreşte inanılmaz başarıları hâlâ ‘efsane’ olarak anlatılıyor. Adalı Halil 18 yıl şampiyonluk kazanmış... Kel Aliço ise 56 yaşına kadar güreşmiş, 26 şampiyonluk elde etmiş... Taşçı da 56 yaşına geldiğinde, çayıra çıkmak için bu deneyimi yapmak istemiş. Ancak kurallar değiştirilerek kendisinin güreşmesine engel olunduğunda rahmetli spor yazarı Ali Gümüş yazarak isyan etmişti.

Cumhuriyet döneminde Tekirdağlı Hüseyin 8, Hayrabolulu Süleyman 5; Ordulu Mustafa Bük, Karamürselli Aydın Demir ve Denizlili Hüseyin Çokal da 3’er kez şampiyon oldular.

PEHLİVAN YÖRÜKLERDEN OLUR

Antalya’nın yağlıgüreşlerde başarılı olması Yörük neslinin güreş sevgisine bağlanıyor. Fizik ve kemik yapısının genetikliği, çobanların dağlarda sık sık güreş tutmalarının böyle bir gücü ortaya çıkardığı anlatılıyor. Doğal yeme içme alışkanlığı da bu gücü pekiştiriyor.

21 YILDIR SAHİPSİZ

21 yıldır ‘Altın Kemer’in sahipsiz kalması ilginç... Biraz geriye gidelim. Gazanfer Bilge minderde, Aydın Demir ve Ahmet Taşçı ise yağlıgüreşte Karamürsel’in yetiştirdiği güreşçiler olmuş... 658 yıldır yapılmakta olan tarihi Kırkpınar güreşlerinde maalesef Altın Kemer’in üç sahibinden (Taşçı, Demir ve Çokal) başka ebedi bir isim hâlâ çıkmış değil.

ÜNLÜ GÜREŞ ALANLARI

Edirne Kırkpınar’dan sonra ağırlıklarına göre Elmalı (Antalya), Kurtdere (Balıkesir) ve Kumluca (Antalya) kentleri güreşte ağırlıklı olan ilçeler... Bu dörtlüyü Manavgat, Seka-Park, Çorlu (Pamukçulu), Mandıra-Babaeski Kavasoğlu İbrahim güreşleri takip ediyor. Sayısal olarak Türkiye’de en çok Kocaeli’nin 12 ilçesinde güreş yapılıyor. Antalya da 10’a yakın ilçe ile ikinci geliyor.

Yağlı güreş uzmanları, yağlı güreş yapılan ilçelerin sayısının 150’ye kadar çıktığını, ekonomik kriz nedeniyle bu sayının bu sezon 120’ye düştüğünü söylediler. Güreşlere en büyük desteği ‘büyükşehir’ler veriyor. Kişisel sponsorluklar giderek azalıyor.

Ahmet Taşçı, “Türkiye’de şu anda 3 bine yakın güreş yapan genç var. Bu güreşçilerden 1000’e yakını Antalyalıdır. Bir güreşçinin sistemli olarak çok iyi çalışması gerekiyor. Ben her Kırkpınar öncesinde Karamürsel dağlarında baltayla günlerce odun kırmışımdır” diyor.

- Kırkpınar’daki yarışlarda iddialı olarak ‘14 boy’ yarışıyor.

- Başpehlivanlık güreşlerine 53 güreşçi katıldı. 5’i Antalyalı olan güreşçilerin 8’i çeyrek finale kaldı.

- Her yılki güreşleri tribünlerden dikkatle izleyen Ahmet Taşçı “Bazı güreşçilerin fizik olarak iyi hazırlandıklarını, ancak bazılarının da beyin olarak hazır olmadıkları dikkatimi çekti” dedi.

- Kırkpınar’da güreşenler Antalyalılardan sonra Karadenizliler (Samsun, Ordu) ağırlıklıydı.

- Yağlıgüreşlerde Balkan kökenliler ağırlıklı idi. Bir grup seyirci ile konuşurken, “Çayırda olmasalar da minderde birçok Balkan kökenli güreşçilerimiz var” dediler. Konuk sıralarında güreşleri izleyenler bir konuya parmak bastılar, “güreş ile ilgili kuruluşların organlarına siyaseten getirilen kişilerin sporu gerilettiğini” öne sürüyorlar. Bunların çoğu güreş yapmamış, usta değiller; bu kişilerin ‘yandaşlığı’ güreşin sistemini bozuyor.

Yağlıgüreşin bir ‘maraton koşusu’ gibi olması gerekiyormuş; 100, 500 metre koşusu gibi... Güreşçi haftada 45 km koşacak, 320 kilo kaldıracak. Kırkpınar’ın açılışında bazı aksaklıklar dikkati çekti. Programda güreşler başladığında pehlivanlara daha saygın bir ortam hazırlanması gerekmez miydi?

Ülkeleri ülke yapan tarihleri, kültürleri ve gelenekleridir. Bırakın 658 yıllık bir spor organizasyonunu, 658 yıllık bir tarihe sahip kaç devlet var ki!

Bizi biz yapan değerlere biz sahip çıkmazsak kim çıkar ki!