50 yılda ilerleyemedik

Geri kalmamızın asıl suçluları tabii ki ülkeyi yöneten gelmiş geçmiş siyasetçilerdir. “Biz hesabımızı sandıkta veririz” diyen siyasetçilere soralım; sandıkta kaybetmek ülkeyi geri bırakanlara yeterli bir ceza mıdır? Halkın ödediği vergileri çarçur etmenin bir cezası olmayacak mı?
En düşük dereceli memurluk için bile KPSS gibi sınavlar şart koşulurken, siyaset yapmak isteyenlere daha ağır liyakat kriterleri getirmek gerekmez mi? Yola, yukarıdaki tabloyu yaratan (kifayetsiz ve muhteris) siyasetçilerle mi devam edeceğiz?
Bunun hesabını kim verecek?

İŞTE GÜNEY KORE İLE TÜRKİYE’NİN FARKI

Kişi başına milli gelir ($) G. KORE:30.370 TÜRKİYE:16.940
Doğuşta beklenen yaşam süresi (yıl) G. KORE:81 TÜRKİYE:76
Bebek ölüm hızı (binde) G. KORE:4 TÜRKİYE:12
1980-89 doğumlularda üniversite mezunu (%) G. KORE: 65 TÜRKİYE:17
PISA ilköğretim sınavı (ülke sıralaması - 45 ülke içinde) G. KORE:2-6 TÜRKİYE:41-43

(Kaynaklar: World Health Statistics 2013, OECD Education Rankings 2013)

Dr. Ferit KOÇOĞLU-Sivas Cumhuriyet Ü. Tıp Fakültesi

GÜNÜN SÖZÜ

“Bir ölüm şerefli olursa, en büyük mükafatı almış demektir.” (Heraklitos)

Gökçek ‘EGO köleleri’ni takmıyor

BEN 2011’de EGO’dan emekli oldum. ‘Emekli Personel Kimlik Kartı’mızla otobüslere ücretsiz olarak biniyorduk, şimdi maalesef bu hakkımız da elimizden alınıyor. EGO otobüslerine, Ankara’ya, Metro’ya, emniyet mensubu, kamu çalışanları (maliye, adliye personeli) 60 ve 65 yaş üstü olanların hepsi ücretsiz olarak biniyorlar, yalnızca biz EGO emeklileri hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu haktan yararlanamıyoruz. Ankara’da 60 ve 65 yaş üstü kişilere verilen ücretsiz Ankara Kart sayısı 300 bine yakın, EGO emeklisi toplam en fazla 5 bin ila 10 bindir. Bu da yaşlılara verilen kart sayısının onda biri etmez. EGO emeklileri de düşünülerek bir düzenleme yapılabilir mi?
Haydar ÇOLAK

Maden kavgaları: 1. Dünya Savaşı / The New York Herald-29 Haziran 1914 (Lütfi Ergene arşivinden)

MESAJ PANOSU

- “(Brezilya için) Stadyum inşaatlarında ölen işçilerin ahı olmasın bu (1-7)!”
(Mehmet Ayan)
- “Türklerin böylesi bir maça ihtiyacı vardı... Sevindik, coştuk, çıldırdık, analiz ettik, dalga geçtik... Danke Alamanya...”
(Hilal Köylü)
- “Erdoğan’ın din ticaretini bu kadar yüzsüzce yapmasını kimse beklemiyordu.”
(Mehmet Y. YILMAZ)
- “(F. Gülen’e) “Müslüman tuzak kurmaz” (M. Şevki EYGİ)
- “Sen gelmezsen... AKP 1 fazla...”
(Mustafa BALBAY)

BİLİYOR MUSUNUZ?

RUMELİ Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı’nın Srebrenica soykırımının 19. yılında, “Bir daha Bosna’lar, Srebrenica’lar yaşanmasın” diyerek soykırımı unutmadıklarını ve unutmayacaklarını belirterek yarın Taksim-Galatasaray önünden hareketle Hollanda Başkonsolosluğu’na siyah çelenk koyacaklarını açıkladığını...

AÇIKLAMA

Bakırköy Belediyesi: “Temmuz ayında havuza tadilat yapılır mı?” (3.7.2014) sorusuna “09.07.2014’ten itibaren Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’ndeki tesisimiz hizmet vermektedir. Tadilat 1 Eylül 2014 tarihine ertelenmiştir.”

TBMM ‘çiftlik’ değildir

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Meclis’le ilgili iddialarına hergün bir yenisini ekliyor. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de “İsim ver” diyor.
Tanal, TBMM mensuplarına tahsis edilen makam ve hizmet araçlarının amacı dışında kullanıldığı iddialarını yazılı soru önergesi haline getirdi. İddialara göre makam ve hizmet araçları tahsis edildikleri kişilerin özel işlerinde kullanılıyor. Bu hukuka aykırı tutumun sorumluları tespit edilirse hapis cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Ayrıca en önemli iddia da bu araçların hizmet dışında kullanılıp kullanılmadığını tespit etmek için kullanılan GPS Araç Takip Sistemlerinin uzunca bir süredir devre dışı olduğu yönünde.
Tanal soru önergesinde ”TBMM bünyesinde bulunan hangi personel/memurlara araç tahsis edilmektedir? Bu araçların miktarı ne kadardır? Bu araçların 2011 senesinden işbu önerge tarihine kadar araç başına ve -araçların tahsis edildiği kişi ve plakaları da belirtilerek- yıllık ne kadar yakıt harcaması olmuştur?

Bonzai yine Meclis’te soru önergesi oldu

GAZİANTEP Milletvekili Dr. Mehmet Şeker, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya soruyor:
Ülkemizde bonzai adı verilen sentetik uyuşturucu kullanımının gençler arasında hızla yaygınlaşması ve buna bağlı ölüm vakalarının artarak devam etmesi toplumda ve ailelerde korku ve paniğe neden olmaktadır.
Beyin, kalp ve akciğerlerde kalıcı hasarlar oluşturan, tek seferlik kullanımında bile ölüm riski barındıran bu uyuşturucunun satışının sosyal medya üzerinden rahatlıkla yapılabilmesi tehlikenin boyutlarını daha da artırmaktadır. Açıkça bonzai reklamının, pazarlığının ve satışının yapıldığı internet sayfalarıyla ve sosyal medya hesaplarıyla etkili mücadele verilememesi ise kamuoyunda tepkiye neden olmaktadır.
Konuya ilişkin olarak; ülkemizde bonzai kullanan kişi sayısının iller ve yaş grupları bazındaki detayları nedir? Son üç yılda bonzai adlı sentetik uyuşturucu nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısının il, yaş ve yıllar bazındaki detayları nedir? Ülkemizde son üç yılda bonzai bağımlılığı nedeniyle tedavi gören kişi sayısı nedir? Bu kişiler hangi yaş gruplarında yer almaktadır? Bugüne kadar bonzai reklamı ve satışı yapan kaç internet sitesi ve sosyal medya hesabı kapatılmıştır? Bonzai reklamı, satışı yapan internet sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının açıldığı anda kapatılmasına yönelik planlanan/yürütülen bir çalışma bulunmakta mıdır?

Türkiye, zeytinlikleri yok edecek kanunu çıkarmamalı

İSRAİL’li şahinler, buldozerlerle zeytinliklerini yok ederek Filistinlileri çökertmeyi önemli bir strateji olarak kullandılar. Şimdi Türkiye’de sonucu benzer olabilecek bir tasarıyı kendi ellerimizle hazırlıyoruz. Tasarıyı destekleyenler olumsuz sonuçları yıllar içinde görebilecekler. Umarız bu yanlıştan bir an önce dönülür. TBMM bir yasa çıkarmak üzere. Yasanın adı: ‘’Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’’. Kısaca Zeytincilik Kanunu dediğimiz önceki yasamız zeytinlik alanların yok olması ve zarar görmesini ciddi bir şeklide engelliyordu. Yasa tasarısı ile zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetleri, elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol, doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek. Eğer biz ülkemizin birçok yerinde bu yatırımlar için doğanın nasıl katledildiğini biliyorsak, zeytinliklerin de nasıl yok edilebileceğini tahmin edebiliriz. Bu taslak korumayı devam ettiriyor gibi görünse de bir maddesi ile zeytinlik alanı tanımlıyor ve 25 dekarın altındakileri tanımın dışında bırakıyor. Bunları yağmalamak çok kolay. Dolayısı ile bu alanlar için nerede ise hiçbir koruma kalmıyor. Ülkemizdeki zeytinliklerin ezici çoğunluğunun 25 dekar altında olduğu biliniyor. 25 dekarın üstü için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yetki kullanımı olacak ancak bu bizi ikna edemiyor. Tasarıda zeytinlik alanlarda yapılabilecek faaliyetler tanımlanırken bir de “savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar” sayılıyor. Zeytin Kanunu çıktığından bu yana bu konuda bir ihtiyaç ortaya çıktığını zannetmiyorum. Bu madde istismara çok açık. Savunma deyince akan sular duracağı için ciddi itirazların olacağı yerlerde bu gerekçenin kullanılmayacağını kim garanti edebilir. Kısacası taslak zeytinliklerin yok olmasına yönelik büyük tehlikeleri içermektedir.
Taslağın bir maddesi zeytinlik sahalarına her çeşit hayvanın sokulmasının yasak olduğunu öngörmektedir. Zarar görenin şikâyeti üzerine ihlal edenler altı ay hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacaklardır. Bu madde taslağın en masum maddesidir. Acaba “taslakta hiç mi iyi şey yok” denmesin diye sokulmuş gibi.
İlgili tüm kuruluşları hemen şimdi tasarıyı eleştirmeye ve gerekli tepkileri göstermeye davet ediyoruz. Ya da sonsuza kadar sussunlar.
Tayfun ÖZKAYA